وَمَا أَنتَ إِلَّا بَشَرٌ مِّثْلُنَا وَإِن نَّظُنُّكَ لَمِنَ الْكَاذِبِينَ
Ve mâ ente illâ beşerun mislunâ ve in nazunnuke le minel kâzibîn(kâzibîne).
ve mâ | : ve değil |
ente | : sen |
illâ beşerun | : bir beşerden başka, bir insandan başka |
mislu-nâ | : bizim gibi |
ve in | : ve eğer, olsa |
nazunnu-ke | : biz seni zannediyoruz, sanıyoruz |
le | : gerçekten, elbette, mutlaka |
min el kâzibîne | : yalancılardan |
Diyanet İşleri = “Sen sadece bizim gibi bir insansın. Biz senin yalancılardan olduğunu sanıyoruz.”
Abdulbaki Gölpınarlı = Ve bizim gibi insandan başka bir şey de değilsin sen ve biz seni mutlaka yalancılardan sanmadayız.
Abdullah Parlıyan = Ve bizim gibi bir insandan başka birşey de değilsin. Biz seni mutlaka yalancılardan sanıyoruz.
Adem Uğur = Sen de, ancak bizim gibi bir beşersin. Bilki, biz seni ancak yalancılardan biri sayıyoruz.
Ahmed Hulusi = "Sen bizim gibi bir beşersin! Senin yalancı olduğunu düşünüyoruz!"
Ahmet Tekin = 'Sen de, sadece bizim gibi bir insansın. Biz senin yalancılardan olduğunu düşünüyoruz.'
Ahmet Varol = Sen bizim gibi bir beşerden başkası da değilsin. Biz senin mutlaka yalancılardan (olduğunu) sanıyoruz.
Ali Bulaç = "Sen, yalnızca benzerimiz olan bir beşerden başkası değilsin ve biz senin gerçekte yalancılardan olduğunu sanıyoruz."
Ali Fikri Yavuz = Sen ancak bizim gibi bir insansın. Doğrusu biz, seni muhakkak yalancılardan sanıyoruz.
Ali Ünal = “Sonra, senin bizden farklı bir yanın yok ki, sen de bizim gibi bir beşersin. Kanaatimiz geldi ki, sen yalancının tekisin de.
Bayraktar Bayraklı = “Sen de sırf bizim gibi bir insansın. Senin kesinlikle yalancılardan olduğunu sanıyoruz.”
Bekir Sadak = (185-18) 7 «Ben ancak buyulenmisin birisin. Bizim gibi bir insandan baska bir sey degilsin. Dogrusu seni yalancilardan saniyoruz. Eger dogru sozlu isen gogun bir parcasini ustumuze dusur» dediler.
Celal Yıldırım = Sen ancak bizim gibi bir insansın ; biz seni elbette yalancılardan sanıyoruz.
Cemal Külünkoğlu = “Sen sadece bizim gibi bir insansın. Biz senin yalancılardan olduğunu düşünüyoruz.”
Diyanet İşleri (eski) = (185-187) 'Sen ancak büyülenmişin birisin. Bizim gibi bir insandan başka bir şey değilsin. Doğrusu seni yalancılardan sanıyoruz. Eğer doğru sözlü isen göğün bir parçasını üstümüze düşür' dediler.
Diyanet Vakfi = Sen de, ancak bizim gibi bir beşersin. Bil ki, biz seni ancak yalancılardan biri sayıyoruz.
Edip Yüksel = 'Sen sadece bizim gibi bir insansın ve biz senin yalan söylediğine inanıyoruz.'
Elmalılı Hamdi Yazır = Sen bizim gibi bir beşerden başka nesin, doğrusu biz seni her halde yalancılardan sanıyoruz
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Sen de bizim gibi bir beşerden başka nesin? Doğrusu biz seni muhakkak yalancılardan sanıyoruz.
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = «Sen de bizim gibi bir beşerden başka nesin? Bil ki, biz seni ancak yalancılardan biri sayıyoruz.»
Gültekin Onan = "Siz, yalnızca benzerimiz olan bir beşerden başkası değilsin ve biz senin gerçekte yalancılardan olduğunu sanıyoruz."
Harun Yıldırım = Sen de, ancak bizim gibi bir beşersin. Bilki, biz seni ancak yalancılardan biri sayıyoruz.
Hasan Basri Çantay = «Sen bizim gibi bir beşerden başkası değilsin. Biz senin muhakkak yalancılardan olduğunu zannediyoruz».
Hayrat Neşriyat = 'Sen de ancak bizim gibi bir insansın; ve (biz) seni gerçekten yalancılardan sanıyoruz.'
İbni Kesir = Bizim gibi bir insandan başka bir şey değilsin. Doğrusu biz, seni yalancılardan sanıyoruz.
Kadri Çelik = “Sen yalnızca benzerimiz olan bir beşerden başkası değilsin ve biz senin gerçekte yalancılardan olduğunu sanmaktayız.”
Muhammed Esed = olup olacağın, bizim gibi ölümlü bir insansın; doğrusunu istersen, biz senin düpedüz bir yalancı olduğunu düşünüyoruz!
Mustafa İslamoğlu = Sen de sadece bizim gibi beşer türüne mensup birisin; doğrusu bize göre sen kesinlikle yalancının tekisin.
Ömer Nasuhi Bilmen = «Ve sen bizim gibi bir insandan başka değilsin. Ve seni muhakkak yalancılardan zannediyoruz.»
Ömer Öngüt = “Bizim gibi bir beşerden başka bir şey değilsin. Biz seni ancak yalancılardan sayıyoruz. ”
Şaban Piriş = Sen, sadece bizim gibi bir insansın. Gerçekten senin yalancı olduğunu sanıyoruz.
Sadık Türkmen = Sen de bizim gibi bir insandan başkası değilsin. Biz seni sadece yalancı kimselerden sanıyoruz.
Seyyid Kutub = Sen de sadece bizler gibi bir insansın. Senin kesinlikle yalan söylediğin kanısındayız.
Suat Yıldırım = Bize hiç bir üstünlüğün yok, sen de bizim gibi bir insansın. Doğrusu, biz seni yalancılardan sanıyoruz.
Süleyman Ateş = "Sen de bizim gibi bir insansın, biz seni mutlaka yalancılardan sanıyoruz."
Tefhim-ul Kuran = «Sen, yalnızca benzerimiz olan bir beşerden başkası değilsin ve biz senin gerçekte yalancılardan olduğunu sanmaktayız.»
Ümit Şimşek = 'Sen de bizim gibi bir beşersin. Biz senin yalancı olduğunu düşünüyoruz.
Yaşar Nuri Öztürk = "Sen bizim gibi bir insandan başka şey değilsin. Biz senin yalancılardan olduğunu düşünüyoruz."
İskender Ali Mihr = Ve sen, bizim gibi bir insandan başka bir şey değilsin. Ve biz, seni mutlaka yalancılardan zannediyoruz.
İlyas Yorulmaz = “Sen ancak bizim gibi bir insansın. Biz senin kesinlikle yalancılardan birisi olduğunu zannediyoruz. ”