إِنَّ هَذَا لَفِي الصُّحُفِ الْأُولَى
İnne hâzâ le fîs suhufîl ûlâ.
inne | : muhakkak |
hâzâ | : bu |
le | : elbette |
fî es suhufî | : sayfalarda var |
el ûlâ | : evvelki, önceki |
Diyanet İşleri = (18-19) Şüphesiz bu hükümler ilk sayfalarda, İbrahim ve Mûsâ’nın sayfalarında da vardır.
Abdulbaki Gölpınarlı = Şüphe yok ki bu vardı, elbette daha önceki sahîfelerde.
Abdullah Parlıyan = Şunu iyi bilin ki, bütün bu gerçekler geçmiş peygamberlerin sahifelerinde bildirilmiştir.
Adem Uğur = Hiç kuşkusuz, bu Kur'an, ilk sayfalarda da elbette vardır.
Ahmed Hulusi = Muhakkak ki bu (bildirilen realite, ilim), ilk bilgilerde de (vardı).
Ahmet Tekin = Bu hüküm, peygamberlere verilen ilk sahifelerde ve kitapçıklarda elbette vardır.
Ahmet Varol = Şüphesiz bu, önceki sahifelerde (kitaplarda) vardır;
Ali Bulaç = Şüphesiz bu, önceki sahifelerde vardır;
Ali Fikri Yavuz = Doğrusu bu, (on dördüncü âyetten itibaren olan hükümler) evvelkilerin kitaplarında vardır:
Ali Ünal = Bütün bu gerçekler, elbette önceki Sahifelerde de vardı;
Bayraktar Bayraklı = (18-19) Şüphesiz bunlar, önceki sayfalarda, İbrâhim'in ve Mûsâ'nın sayfalarında da vardı.[750]
Bekir Sadak = (18-19) Dogrusu bu hukumler ilk sahifelerde, Ibrahim ve Musa'nin sahifelerinde de vardir.*
Celal Yıldırım = (18-19) Şüpheniz olmasın ki, bu (öğütler) önceki sahifelerde, İbrahim ve Musa'nın sahifelerinde de vardı.
Cemal Külünkoğlu = (18-19) Kuşkusuz bu (14. ayetten itibaren geçen öğütler) evvelki sahifelerde, İbrahim'in ve Musa'nın sahifelerinde de vardır.
Diyanet İşleri (eski) = (18-19) Doğrusu bu hükümler ilk sahifelerde, İbrahim ve Musa'nın sahifelerinde de vardır.
Diyanet Vakfi = (18-19) Şüphesiz bu (anlatılanlar), önceki kitaplarda, İbrahim ve Musa'nın kitaplarında da vardır.
Edip Yüksel = Bu, ilk sayfalarda/öğretilerde kayıtlıdır.
Elmalılı Hamdi Yazır = Haberiniz olsun ki vardır bu evvelki suhuflarda
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Haberiniz olsun, bu ilk sahifelerde vardır.
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Kuşkusuz bu ilk sahifelerde vardır,
Gültekin Onan = Şüphesiz bu, önceki sahifelerde vardır;
Harun Yıldırım = Şüphesiz bu, önceki sahifelerde de vardır.
Hasan Basri Çantay = Şübhesiz ki bu (nlar) evvelki sahîfelerde,
Hayrat Neşriyat = (18-19) Şübhesiz bu (anlatılanlar) elbet (daha önce peygamberlerimize indirdiğimiz) ilk sahîfelerde, İbrâhîm’in ve Mûsâ’nın sahîfelerinde (de) vardır.
İbni Kesir = Şüphesiz ki bu, ilk sahifelerdedir.
Kadri Çelik = Şüphesiz bu (hakikat), önceki sahifelerde vardır.
Muhammed Esed = Gerçek şu ki, (bütün) bunlar, geçmiş vahiylerde (bildirilmiş)tir.
Mustafa İslamoğlu = Elbet bütün bu hakikatler önceki vahiylerde yer almıştır;
Ömer Nasuhi Bilmen = Şüphe yok ki bu, elbette evvelki sahifelerde (bildirilmiş)dir.
Ömer Öngüt = Doğrusu bu hükümler ilk sahifelerde vardır.
Şaban Piriş = Bu, evvelkilerin sahifelerinde de (yazılıdır.)
Sadık Türkmen = Şüphesiz bu, önceki sahifelerde de vardır;
Seyyid Kutub = Bu hüküm elbette ilk sahifelerde de vardır.
Suat Yıldırım = (18-19) Bu, elbette önceki sahifelerde, İbrâhim ile Mûsâ’ya verilen sahifelerde de bildirilmiştir.
Süleyman Ateş = Bu (hükümler), elbette ilk sahifelerde de vardı:
Tefhim-ul Kuran = Şüphesiz bu, önceki sahifelerde vardır;
Ümit Şimşek = Bunlar evvelki sayfalarda da vardı:
Yaşar Nuri Öztürk = Hiç kuşkusuz, bu Kur'an, ilk sayfalarda da elbette vardır.
İskender Ali Mihr = Muhakkak ki bu, evvelki sahifelerde de elbette var.
İlyas Yorulmaz = (Size vahiyle bildirilen bu emirler) Daha önce vahy edilmiş kitapların sahifelerinde.