فَإِذَا قَرَأْنَاهُ فَاتَّبِعْ قُرْآنَهُ
Fe izâ kara’nâhu fettebi’ kur’ânehu.
fe | : artık, öyleyse |
izâ | : olduğu zaman |
kare’nâ-hu | : onu okuduk |
fe | : artık, öyleyse |
ittebi’ | : tâbî ol |
kur’âne-hu | : onun okunuşu |
Diyanet İşleri = O hâlde, biz onu okuduğumuz zaman, onun okunuşuna uy.
Abdulbaki Gölpınarlı = Onu okuduk mu, uy okuyuşuna.
Abdullah Parlıyan = O halde biz O'nu Cebrâil'in diliyle okuduğumuzda sen de O'nun okuyuşunu izleyerek O'na uy.
Adem Uğur = O halde, biz onu okuduğumuz zaman, sen onun okunuşunu takip et.
Ahmed Hulusi = Onu okuduğumuzda, Onun okumasına tâbi ol!
Ahmet Tekin = Kur’ân’ı bütünlük kazandırarak okuduğumuz zaman, okunuşunu takip et, bütünlüğüne riayet et, Kur’ân ile amel et.
Ahmet Varol = Şu halde biz onu okuduğumuzda sen onun okunuşuna uy.
Ali Bulaç = Şu halde, Biz onu okuduğumuz zaman, sen de onun okunuşunu izle.
Ali Fikri Yavuz = Biz onu (Cebrâil dili ile) okuduk mu, sen onun okunuşunu takib et.
Ali Ünal = Öyleyse, Biz onu okuduğumuzda sen onun okunuşunu takip et.
Bayraktar Bayraklı = Biz onu okuttuğumuz zaman, onun okunuşunu takip et!
Bekir Sadak = İmdi onu Biz okuyunca artık sen onun kıraatine tâbi ol!
Celal Yıldırım = O halde biz, onu (Cebrail'in diliyle) okuduğumuzda sen de onun okuyuşunu izleyerek O'na uy.
Cemal Külünkoğlu = O halde, biz onu okuduğumuz zaman, sen de onun okunuşunu takip et.
Diyanet İşleri (eski) = Biz onu Cebrail'e okuttuğumuz zaman, onun okumasını dinle.
Diyanet Vakfi = O halde, biz onu okuduğumuz zaman, sen onun okunuşunu takip et.
Edip Yüksel = Biz onu okuduğumuz zaman, onun okunuşunu izle.
Elmalılı Hamdi Yazır = Biz okuduk mu o vakıt ta'kıyb et o Kur'anı
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Biz onu (Kur'an'ı) okuduğumuz zaman okuduğunu takip et!
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = O halde biz onu okuduğumuz zaman sen onun okunuşunu takip et.
Gültekin Onan = Şu halde, biz onu okuduğumuz zaman, sen de onun okunuşunu izle.
Harun Yıldırım = O halde onu okuduğumuz zaman okumasına uy.
Hasan Basri Çantay = Öyleyse biz onu okuduğumuz vakit sen onun kıraatine uy.
Hayrat Neşriyat = O hâlde onu (sana) okuduğumuz zaman, artık (sen) onun okunuşunu ta'kib et!
İbni Kesir = Öyleyse Biz, onu okuduğumuz vakit; sen, onun okunuşunu dinle.
Kadri Çelik = O halde biz onu okuduğumuz zaman, sen de onun okunuşunu izle.
Muhammed Esed = Böylece, onu telaffuz ettiğimiz zaman, kelimelerini (bütün zihnini vererek) takip et,
Mustafa İslamoğlu = artık Biz onu okuduğumuzda sen sadece onun okunuşunu izle;
Ömer Nasuhi Bilmen = İmdi onu Biz okuyunca artık sen onun kıraatine tâbi ol!
Ömer Öngüt = O halde biz onu okuduğumuz zaman, onun okunuşuna uy.
Şaban Piriş = Onu okuduğumuz zaman onun okunuşuna tabi ol.
Sadık Türkmen = Öyleyse; Biz onu (Kur’an’ı bir bütün olarak) toparladığımızda, sen de hemen sana okunana (ondan çıkan hükme) uy!
Seyyid Kutub = Sana onu okuduğumuzda, onun okunuşunu izle.
Suat Yıldırım = O halde Biz Kur’ân’ı okuduğumuzda, sen de onun okunuşunu izle!
Süleyman Ateş = O halde sana Kur'ân'ı okuduğumuz zaman onun okunuşunu izle.
Tefhim-ul Kuran = Şu halde, biz onu okuduğumuz zaman, sen de onun okunuşunu izle.
Ümit Şimşek = Biz onu sana okuduğumuzda, sen okunuşunu izle.
Yaşar Nuri Öztürk = O halde, biz onu okuduğumuzda, sen onun okunuşunu izle.
İskender Ali Mihr = Öyleyse O’nu okuduğumuz zaman, artık O’nun (Kur’ân’ın) okunuşuna tâbî ol.
İlyas Yorulmaz = Biz onu okuduğumuzda, sen onun okunuşunu takip et.