وَلَقَدْ كَذَّبَ الَّذِينَ مِن قَبْلِهِمْ فَكَيْفَ كَانَ نَكِيرِ
Ve lekad kezzebellezîne min kablihim fe keyfe kâne nekîr(nekîri).
Diyanet İşleri = Andolsun, onlardan öncekiler de yalanlamıştı. Beni inkâr etmenin sonucu nasıl oldu!?
Abdulbaki Gölpınarlı = Ve andolsun ki onlardan öncekiler de yalanlamışlardı, derken nasıl da gelip çattı azâbım.
Abdullah Parlıyan = Daha öncekiler de peygamberleri yalancı saymışlardı, fakat benim onlardan intikamım ne dehşetli olmuştu yani beni inkâr nasılmış gördüler.
Adem Uğur = Andolsun ki, onlardan öncekiler de (bunu) yalan saymışlardı; ama benim karşılık olarak verdiğim azap nasıl olmuştu!
Ahmed Hulusi = Andolsun ki onlardan öncekiler de yalanladı! Benim, beni inkâr sonucunu yaşatmam nasıl oldu!
Ahmet Tekin = Onlardan öncekiler de peygamberleri yalanlamışlardı. Yalanlamalarına, beni tanımamalarına karşı onları gözden çıkarmam, onlara gazabım nasıl oldu gördünüz.
Ahmet Varol = Andolsun ki onlardan öncekiler de yalanladılar. Fakat benim inkârım nasıl oldu?
Ali Bulaç = Andolsun, kendilerinden öncekiler de yalanladı. Fakat beni inkar (etmelerine karşılık verdiğim azab) nasılmış?
Ali Fikri Yavuz = (Ey Rasûlüm), doğrusu onlardan (senin kavminden) evvelkiler de (peygamberlerini) yalanlamışlardı. (Bunun için sen üzülme). Fakat beni inkâr etmeleri nasıl oldu, (azabımı bir gerçek olarak bulmadılar mı)!...
Ali Ünal = Şurası bir gerçek ki, onlardan önce gelip geçen (ve hepsi helâk edilmiş olan) topluluklar da (kendilerine gönderilen Mesajımız’ı ve onu getiren rasûllerimizi) yalanlamışlardı. Ama, onların inkârlarına mukabelem nasıl oldu (gör)!
Bayraktar Bayraklı = Onlardan öncekiler de yalanlamışlardı. Bak ki, benim cezalandırmam nasıl olmuştur?
Bekir Sadak = And olsun ki, bunlardan oncekiler de yalanlamislardi. Beni inkar etmek nasilmis?
Celal Yıldırım = And olsun ki, onlardan öncekiler de (hakkı) yalanlamışlardı. Beni tanımamak nasılmış (bir görün) ?
Cemal Külünkoğlu = Andolsun, onlardan öncekiler de yalanlamıştı. Beni inkâr etmenin (ve hakka inadına direnmenin) sonucu nasılmış (gördüler)!
Diyanet İşleri (eski) = And olsun ki, bunlardan öncekiler de yalanlamışlardı. Beni inkar etmek nasılmış?
Diyanet Vakfi = Andolsun ki, onlardan öncekiler de (bunu) yalan saymışlardı; ama benim karşılık olarak verdiğim azap nasıl olmuştu!
Edip Yüksel = Onlardan öncekiler de inkar etmişti. Beni tanımamak da nasıl mış?
Elmalılı Hamdi Yazır = Filhakika onlardan evvelkiler de tekzib ettiler, fakat nasıl oldu inkârım
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Andolsun ki, onlardan öncekiler de yalanladılar, ama nasıl oldu inkarım?
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Andolsun, onlardan öncekiler de yalanladılar. Ama beni inkâr nasıl oldu?
Gültekin Onan = Andolsun, kendilerinden öncekiler de yalanladı. Fakat benim inkarım nasılmış?
Harun Yıldırım = Andolsun ki onlardan öncekiler de yalanlamışlardı. Fakat benim azabım nasıl olmuştu?
Hasan Basri Çantay = Andolsun ki onlardan evvelkiler de tekzîb etmiş (ler) di. (Bak) benim inkârım (da) nice oldu !
Hayrat Neşriyat = And olsun ki, onlardan (o müşriklerden) öncekiler de yalanlamıştı; fakat benim (de o inkâr edenleri) inkârım, (onlara olan azâbım) nasıl oldu (gördüler)!
İbni Kesir = Andolsun ki; onlardan öncekiler de yalanlamışlardı. Beni inkar nasılmış?
Kadri Çelik = Şüphesiz kendilerinden öncekiler de yalanladı. Fakat beni inkâr (etmelerine karşılık verdiğim azap) nasılmış, ha?
Muhammed Esed = Doğrusu, daha önce yaşamış olanlar(ın birçoğu) da (Benim uyarılarımı) yalanlamıştı ve Benim (onları) yok sayıp dışlamam ne korkunçtu!
Mustafa İslamoğlu = Doğrusu, onlardan önce de yalanlayanlar olmuştu; ama uyarılarımı reddetmek nasılmış, gördüler.
Ömer Nasuhi Bilmen = Muhakkak ki, onlardan evvelkiler tekzîp etmişlerdi. Artık nasıl oldu inkârım?
Ömer Öngüt = Andolsun ki, onlardan öncekiler de yalanlamışlardı. Fakat benim intikamım nasıl oldu?
Şaban Piriş = Onlardan öncekiler de yalanlamışlardı. Fakat, beni inkar etmek nasılmış?
Sadık Türkmen = Ant olsun, onlardan öncekiler de yalanladılar. Fakat Beni inkâr etmek nasılmış?
Seyyid Kutub = And olsun ki, onlardan öncekiler de peygamberlerini yalanlamışlardı, ancak benim intikamım nasıl olmuştu?
Suat Yıldırım = Onlardan öncekiler de (dini, peygamberleri) yalan saydılar. Ama Ben’im red ve inkâr edişim, intikamım nasıl olurmuş, anladılar!
Süleyman Ateş = Andolsun, onlardan öncekiler de yalanladılar. Ama benim (onların yaptıklarını) inkârım nasıl oldu?
Tefhim-ul Kuran = Andolsun, kendilerinden öncekiler de yalanladı. Fakat beni inkâr (etmelerine karşılık verdiğim azab) nasılmış?
Ümit Şimşek = Onlardan öncekiler de peygamberlerini yalanlamışlardı. Nasıl oluyormuş Benim inkârım?
Yaşar Nuri Öztürk = Yemin olsun, onlardan öncekiler de yalanlamışlardı. Ama nasıl olmuştu benim azabım?!
İskender Ali Mihr = Ve andolsun ki, onlardan öncekiler de yalanladılar. O zaman azabım nasıl oldu?
İlyas Yorulmaz = Onlardan öncekilerde yalanlamıştı. Sonra inkâr edenler nasıl olmuş? İyice bakın.