صُمٌّ بُكْمٌ عُمْيٌ فَهُمْ لاَ يَرْجِعُونَ
Summun bukmun umyun fe hum lâ yerciûn(yerciûne).
summun | : sağır |
bukmun | : dilsiz |
umyun | : kör |
fe hum | : artık onlar |
lâ yerciûne | : (onlar) dönmezler, dönemezler |
Diyanet İşleri = Onlar, sağırdırlar, dilsizdirler, kördürler. Artık (hakka) dönmezler.
Abdulbaki Gölpınarlı = Sağırdırlar, dilsizdirler, kördürler, doğru yola dönemezler.
Abdullah Parlıyan = İnanmış gibi görünen o gizli inkârcılar sağır, dilsiz, kördürler; artık doğru yola, hakka dönmezler.
Adem Uğur = Onlar sağırlar, dilsizler ve körlerdir. Bu sebeple onlar geri dönemezler.
Ahmed Hulusi = Sağırdırlar (algılamaları kilitlenmiştir), dilsizdirler (hakikati dillendirmezler), kördürler (apaçık hakikati algılayamazlar); onlar hakikatlerine dönemezler!
Ahmet Tekin = Onların duyan kulakları Hakk’ı duymuyor. Konuşan dilleri Hakk’ı konuşmuyor. Gören gözleri hakikati görmüyor. Bu sebeple Hakk’a dönemiyorlar.
Ahmet Varol = Bunlar sağırdırlar, kördürler ve dilsizdirler. Artık girdikleri yoldan geriye dönmezler.
Ali Bulaç = Sağırdırlar, dilsizdirler, kördürler. Bundan dolayı dönmezler.
Ali Fikri Yavuz = Onlar, sağırdırlar (hakkı işitmezler), dilsizdirler (imanı ikrar etmezler), kördürler (anlayış gözü ile hakkı ayırdetmezler), artık onlar (bu hallerinden) dönmezler.
Ali Ünal = (Gecenin karanlığı içinde ne bir ses, ne bir sada duyulmadığı ve esasen kulakları da her türlü yardım ve hayır sesine kapalı olduğu için) sağırdırlar; (hiçbir şey duymadıkları için) dilsizdirler, konuşamazlar; (doğruyu, aydınlığı görmelerine mani olacak şekilde gözlerine perde indiği ve karanlıklara gömülü bulundukları için) kördürler; artık bu halden kurtulup, geriye (ışığa) dönmeleri de mümkün değildir.
Bayraktar Bayraklı = Onlar manen sağır, dilsiz ve kördür; gerçeğe dönmezler.
Bekir Sadak = Sagirdirlar, dilsizdirler, kordurler, bu yuzden dogru yola donmezler.
Celal Yıldırım = Sağırdırlar, dilsizdirler, kördürler. Artık (doğru yola) dönmezler.
Cemal Külünkoğlu = Onlar sağırdırlar (ilahi mesajları duymazlar), dilsizdirler (gerçekleri konuşmazlar) ve kördürler (hakkı görmezler). Bu sebeple onlar (dalaletten hidayete) dönemezler.
Diyanet İşleri (eski) = Sağırdırlar, dilsizdirler, kördürler, bu yüzden doğru yola dönmezler.
Diyanet Vakfi = Onlar sağırlar, dilsizler ve körlerdir. Bu sebeple onlar geri dönemezler.
Edip Yüksel = Sağır, dilsiz ve kördürler; yönlerini değiştiremezler.
Elmalılı Hamdi Yazır = sağırdırlar, dilsizdirler, kördürler, artık bunlar dönmezler
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Sağırdırlar, dilsizdirler, kördürler. Artık bunlar, dönmezler.
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = (Onlar) sağırdırlar, dilsizdirler, kördürler. Artık (hakka) dönmezler.
Gültekin Onan = Sağırdırlar, dilsizdirler ve kördürler; artık onlar dönmezler (rücu).
Harun Yıldırım = Onlar, sağırdırlar, dilsizdirler, kördürler; artık onlar dönemezler.
Hasan Basri Çantay = (Onlar) sağırlar, dilsizler, körlerdir. Artık (Hakka) dönmezler.
Hayrat Neşriyat = (Onlar) sağırdırlar (hakkı işitmezler), dilsizdirler (hakkı söylemezler), kördürler(hakikati görmezler). Bu yüzden onlar (hakka) dönemezler.
İbni Kesir = Sağırdırlar, dilsizdirler, kördürler. Onlar artık dönmezler.
Kadri Çelik = Sağırdırlar, dilsizdirler, kördürler; bu yüzden (hakka) dönmezler.
Muhammed Esed = Onlar, sağır, dilsiz, kördürler; ve (artık) geriye dönüşleri de yoktur.
Mustafa İslamoğlu = Sağırdırlar, dilsizdirler, kördürler: artık onlar (hakikate) dönemezler.
Ömer Nasuhi Bilmen = Onlar birtakım sağırlar, dilsizler, körlerdir. Artık onlar (o dalâletten) dönmezler.
Ömer Öngüt = Onlar sağırdırlar, dilsizdirler, kördürler. Onlar artık dönmezler.
Şaban Piriş = Onlar sağır, dilsiz kör kalarak bir daha dönmezler.
Sadık Türkmen = Sağırdırlar (gerçekleri işitmek istemiyorlar), dilsizdirler (doğruları söylemek istemiyorlar), (üstüne üstlük gerçeklere karşı da) kördürler. Artık onlar (doğru yola) dönmüyorlar.
Seyyid Kutub = Onlar sağır, dilsiz ve kördürler. Bu yüzden geri dönemezler.
Suat Yıldırım = Sağır, dilsiz ve kördürler onlar. Onun için hakka dönmezler.
Süleyman Ateş = (Onlar) sağırdırlar, dilsizdirler, kördürler. Onlar (Hakk'a) dönmezler.
Tefhim-ul Kuran = (Onlar) Sağırdırlar, dilsizdirler, kördürler. Bundan dolayı dönmezler.
Ümit Şimşek = Artık sağırdırlar, dilsizdirler, kördürler; geri de dönemezler.
Yaşar Nuri Öztürk = Sağırdırlar, dilsizdirler, kördürler. Onlar artık dönmezler.
İskender Ali Mihr = Onlar sağır, dilsiz ve kördürler. Artık onlar dönemezler.
İlyas Yorulmaz = (Kendilerine yol gösterici olmadığı için) Sağır, dilsiz ve kör kalmışlar, kendi başlarına asla doğru olana dönemezler.