وَتَحْسَبُهُمْ أَيْقَاظًا وَهُمْ رُقُودٌ وَنُقَلِّبُهُمْ ذَاتَ الْيَمِينِ وَذَاتَ الشِّمَالِ وَكَلْبُهُم بَاسِطٌ ذِرَاعَيْهِ بِالْوَصِيدِ لَوِ اطَّلَعْتَ عَلَيْهِمْ لَوَلَّيْتَ مِنْهُمْ فِرَارًا وَلَمُلِئْتَ مِنْهُمْ رُعْبًا
Ve tahsebuhum eykâzan ve hum rukûdun, ve nukallibuhum zâtel yemîni ve zâteş şimâli, ve kelbuhum bâsitun zirâayhi bil vasîd(vasîdi), levittala'te aleyhim le velleyte minhum firâran ve le muli'te minhum ru'bâ(ru'ben).
ve tahsebu-hum | : ve onları sanırsın |
eykâzan | : uyanık |
ve hum rukûdun | : ve onlar uykudadır |
ve nukallibu-hum | : ve onları çeviririz, döndürürüz |
zâte el yemîni | : sağ taraf |
ve zâte eş şimâli | : ve sol taraf |
ve kelbu-hum | : ve onların köpeği (Ashabı Kehf’in köpeği) |
bâsitun | : uzatmıştır, uzatmış vaziyettedir |
zirâayhi | : iki kol, ön ayakları (hayvanlar için) |
bi | : ile |
el vasîdi | : mağaranın dış kısmı, giriş, avlu |
levittala’te (lev ittala’te) | : muttali olsaydın, yakından görseydin |
aleyhim | : onlara, onları |
le velleyte | : mutlaka (geri) dönerdin |
min-hum | : onlardan |
firâren | : kaçarak |
ve le muli’te | : ve sen mutlaka dolardın |
min-hum | : onlardan |
ru’ben | : korku ile (korkarak) |
Diyanet İşleri = Uykuda oldukları hâlde, sen onları uyanık sanırsın. Biz onları sağa sola çeviriyorduk. Köpekleri de mağaranın girişinde iki kolunu uzatmış (yatmakta idi.) Onları görseydin, mutlaka onlardan yüz çevirip kaçardın ve gördüklerin yüzünden için korku ile dolardı.
Abdulbaki Gölpınarlı = Onları uyanık sanırsın, halbuki uyuyor onlar ve biz onları sağ ve sol taraflarına çevirip durmadayız ve köpekleri de mağaranın girilecek yerinde, ön ayaklarını yere uzatmış, yatmada. Hallerini anlasaydın mutlaka onlardan kaçardın ve mutlaka onların halinden korku dolardı içine.
Abdullah Parlıyan = Onları uyanık sanırsın, halbuki uyuyorlar ve biz onları sağ ve sol taraflarına çevirip durmadayız, köpekleri de mağaranın girişinde ayaklarını uzatıp, uyuyakalmıştı. Onlara bu halleriyle rastlamış olsaydın, arkanı döner kaçardın, onların halinden korku dolardı içine.
Adem Uğur = Kendileri uykuda oldukları halde sen onları uyanık sanırdın. Onları sağa sola çevirirdik. Köpekleri de mağaranın girişinde ön ayaklarını uzatmış yatmakta idi. Eğer onların durumlarına muttali olsa idin dönüp onlardan kaçardın ve gördüklerin yüzünden için korku ile dolardı.
Ahmed Hulusi = Onlar (ölü gibi) uykuda oldukları hâlde, sen onları ayıktırlar sanırdın. . . Onları sağlarına sollarına çevirdik. . . Köpekleri de (mağaranın) önüne iki kolunu uzatıp yaymıştı! Onları o hâlde görseydin, arkanı döner uzaklaşırdın! Onların bu durumundan heyecanlanır ürkerdin!
Ahmet Tekin = Onlar uykuda oldukları halde, sen onları uyanık sanırdın. Onları sağa sola çevirirdik. Köpekleri de mağaranın eşiğinde, ön ayaklarını uzatmış yatmakta idi. Eğer onların durumlarını görse idin, dönüp kaçardın. Gördüklerin yüzünden için korku ile dolardı.
Ahmet Varol = Sen onları uyanık sanırsın. Oysa onlar uykudadırlar. Biz onları sağ yana ve sol yana çeviririz. Köpekleri de girişte iki kolunu uzatmış (yatmakta)dır. Onların durumlarını görecek olsaydın mutlaka arkanı dönüp kaçardın ve onlardan için korku dolardı.
Ali Bulaç = Sen onları uyanık sanırsın, oysa onlar (derin bir uykuda) uyuşmuşlardır. Biz onları sağ yana ve sol yana çeviriyorduk. Köpekleri de iki kolunu uzatmış yatıyordu. Onları görmüş olsaydın, geri dönüp onlardan kaçardın, onlardan içini korku kaplardı.
Ali Fikri Yavuz = Bir de onları, (gözleri açık olduğu için) uyanık kimseler sanırsın, halbuki onlar uykudalardır. Biz onları, (yanları incinmesin diye) sağa ve sola çeviriyorduk. Köpekleri de mağaranın giriş yerinde iki kolunu uzatıp yatmaktaydı. Eğer durumlarını göreydin, (heybetlerinden ötürü) muhakkak kendilerinden (ürküp) döner kaçardın ve onlardan, içine korku dolardı.
Ali Ünal = Sen onları uyanık sanırdın, gerçekte ise uykuda idiler. Kendilerini kâh sağa, kâh sola çeviriyorduk. Köpekleri ise, mağaranın ağzında ön ayaklarını sermiş yatmakta idi. Eğer onların durumlarına muttali olsa idin dönüp onlardan kaçardın ve onlardan dolayı için korku ile dolardı.
Bayraktar Bayraklı = Mağaradakiler uykuda iken sen onları uyanık sanırdın. Biz onları sağa ve sola döndürüyorduk. Köpekleri de dirseklerini eşiğe uzatmıştı. Onları görmüş olsaydın, geri dönüp onlardan kaçardın ve için korku ile dolardı.
Bekir Sadak = Magara ehli uykuda iken sen onlari uyanik sanirdin. Biz onlari saga ve sola dondururduk. Kopekleri dirseklerini esige uzatmisti. Onlari gorsen, icin korkuyla dolar, geri donup kacardin.
Celal Yıldırım = Onları uyanık sanırsın, oysa uyku halindedirler; sağa sola onları çevirip dururuz. Köpekleri de iki kolunu eşiğine uzatmış vaziyette. Onları bir görseydin dönüp onlardan kaçardın ve için korku dolup ürperirdin.
Cemal Külünkoğlu = Uykuda oldukları halde, sen onları uyanık sanırdın. Biz onları sağa sola çeviriyorduk. Köpekleri de mağaranın girişinde iki kolunu (ön ayaklarını) uzatmış (yatmakta idi.) Onlarla aniden karşılaşsaydın, (heybetlerinden dolayı) mutlaka yüz çevirip kaçardın ve (gördüklerin yüzünden) için korku ile dolardı.
Diyanet İşleri (eski) = Mağara ehli uykuda iken sen onları uyanık sanırdın. Biz onları sağa ve sola döndürürdük. Köpekleri dirseklerini eşiğe uzatmıştı. Onları görsen, için korkuyla dolar, geri dönüp kaçardın.
Diyanet Vakfi = Kendileri uykuda oldukları halde sen onları uyanık sanırdın. Onları sağa sola çevirirdik. Köpekleri de mağaranın girişinde ön ayaklarını uzatmış yatmakta idi. Eğer onların durumlarına muttali olsa idin dönüp onlardan kaçardın ve gördüklerin yüzünden için korku ile dolardı.
Edip Yüksel = Uykuda olmalarına rağmen onları uyanık sanırsın. Onları sağa ve sola doğru çeviririz. Köpekleri de kollarını eşikte uzatmıştır. Onlara baksaydın onlardan dönüp kaçardın ve onlardan dolayı korkuyla dolardın.
Elmalılı Hamdi Yazır = Bir de onları uyanıklar zannedersin halbuki uykudalardır ve biz onları sağa sola çeviririz, köpekleri de medhalde iki kolunu uzatmış, üzerlerine çıkıversen mutlaka onlardan döner kaçardın ve her halde onlardan dehşet dolardın
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Bir de onları uyanık sanırdın, halbuki uykudadırlar ve biz onları sağa sola çevirirdik; köpekleri de giriş kısmında iki kolunu uzatmıştı. Onları görseydin mutlaka onlardan kaçar ve elbette için dehşet ile dolardı.
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Bir de onları mağarada görseydin uyanık sanırdın. Halbuki onlar uykudadırlar. Biz onları sağa sola çevirirdik. Köpekleri de girişte ön ayaklarını ileri doğru uzatmıştı. Eğer onları görseydin, arkana bakmadan kaçardın ve için korku ile dolardı.
Gültekin Onan = Sen onları uyanık sanırsın, oysa onlar (derin bir uykuda) uyuşmuşlardır. Biz onları sağ yana ve sol yana çeviriyorduk (nükallibühüm). Köpekleri de iki kolunu uzatmış yatıyordu. Onları görmüş olsaydın, geri dönüp onlardan kaçardın, onlardan içini korku kaplardı.
Harun Yıldırım = Kendileri uykuda oldukları halde sen onları uyanık sanırdın. Onları sağa sola çevirirdik. Köpekleri de mağaranın girişinde ön ayaklarını uzatmış yatmakta idi. Eğer onların durumlarına muttali olsa idin dönüp onlardan kaçardın ve gördüklerin yüzünden için korku ile dolardı.
Hasan Basri Çantay = Sen onları uyanık kimseler sanırsın. Halbuki onlar uyuyanlardır. Biz onları (gâh) sağ yanına, (gâh) sol yanına çeviriyorduk. Köpekleri de (mağaranın) giriş yerinde iki kolunu (ayağını) uzat (ıb yat) makda idi. Üzerlerine tırmanıb da (hallerini bir) görseydin mutlakaa onlardan yüz çevirir, kaçardın ve her halde için onlardan korku ile dolardı.
Hayrat Neşriyat = Ve onlar(a baksan, mağarada) uyuyan kimseler oldukları hâlde onları uyanık sanırdın; hem onları (bir taraflarına yatıp kalmakla zarar görmemeleri için) sağ tarafa ve sol tarafa döndürüyorduk; köpekleri de (mağaranın) giriş(in)de iki kolunu (ön ayaklarını)uzatan (bir muhâfız olarak yatmakta) idi. Onlara (o hâllerinde) muttali' olsaydın (öylece görseydin), gerçekten kendilerinden (ürker ve) kaçarak geri dönerdin; hem onlardan dolayı elbette korku ile dolardın!
İbni Kesir = Onlar uykuda iken; sen, onları uyanık sanırdın. Biz, onları sağa ve sola döndürüyorduk. Köpekleri de dirseklerini eşiğe uzatmıştı. Onları görsen; için korkuyla dolar, geri dönüp kaçardın.
Kadri Çelik = Sen onları uyanık sanırdın, oysa onlar (derin bir uykuda) uyuyorlardı. Biz onları sağ yana ve sol yana çeviriyorduk. Onların köpekleri de iki kolunu uzatmış yatmaktaydı. Onları görmüş olsaydın, geri dönüp onlardan kaçardın, onlardan içini korku kaplardı.
Muhammed Esed = Uykuda oldukları halde sen onları uyanık sanırdın. Öyle ki, Biz onları bir sağa çeviriyorduk, bir sola; ve köpekleri de eşikte ön ayaklarını uzatıp (uyuyakalmıştı). Onlara (bu halleriyle) rastlamış olsaydın arkanı dönüp kaçardın; onlardan yana için korkuyla dolardı.
Mustafa İslamoğlu = Onlar (ölüm uykusuna) yattıkları halde sen onları uyanık sanırdın; dahası, Biz onları bir sağa bir sola döndürüp duruyorduk. Köpekleri ise, girişte ön ayaklarını yaymış öylece duruyordu: Eğer onların üzerine çıkagelseydin, kesinlikle dönüp ardına bakmadan kaçardın; zira bu (manzara)dan dolayı içini bir ürperti kaplardı.
Ömer Nasuhi Bilmen = Ve onları uyanıklar sanırsın, halbuki, onlar uykudadırlar ve onları sağ taraflarına ve sol taraflarına çeviririz ve köpekleri de iki kolunu kapı tarafına uzatmış bir haldedir. Eğer onların bu hallerine muttali olsa idin elbette onlardan döner, firar ederdin ve onlardan korku ile dolardın.
Ömer Öngüt = Sen onları uyanık sanırsın, halbuki onlar uykudadırlar. Biz onları sağa ve sola çevirirdik. Köpekleri de mağaranın giriş yerinde iki kolunu uzatıp yatmaktaydı. Onları bir görseydin, mutlaka dönüp giderdin ve için korkuyla dolardı.
Şaban Piriş = Onlar uykuda iken sen onları uyanık sanırsın. Biz onları sağa sola döndürüyorduk. Köpekleri de ön ayaklarını eşiğe uzatmıştı. Onları görseydin, onlardan korkup arkana dönüp kaçardın.
Sadık Türkmen = Onlar uykuda iken sen onları uyanık sanırdın. Biz onları sağasola çevirirdik. Onların köpeği de, mağaranın girişinde iki kolunu/ayağını uzatmış durumdaydı. Onları o durumda görseydin elbette onlardan dönüp kaçardın! Kesinlikle onlardan dolayı içine bir ürperti dolardı.
Seyyid Kutub = Onları görseydin, uyanık sanırdın; oysa uyuyorlardı. Biz onları gâh sağ yanlarına, gâh sol yanlarına çeviriyorduk. Köpekleri de ön ayaklarını mağaranın eşiğine dayamıştı. Eğer karşılarına çıksan hemen geri dönüp kaçardın, içine saldıkları korkudan ödün patlardı.
Suat Yıldırım = Sen onları uyanık sanırdın, halbuki gerçekte onlar uykuda idiler.(Yanları ezilmesin diye) Biz onları gâh sağa, gâh sola çevirirdik. Köpekleri ise mağara girişinde ön ayaklarını yaymış vaziyette duruyordu. Onları görseydin sen de ürker, derhal dönüp kaçardın, için korku ile dolardı.
Süleyman Ateş = Uykuda oldukları halde sen onları uyanıklar sanırsın onları (uykuda) sağa sola çeviririz. Köpekleri de girişte iki kolunu (ön ayaklarını) uzatmış vaziyettedir. Onların durumunu görseydin, mutlaka onlardan dönüp kaçardın. Ve onlardan içine korku dolardı.
Tefhim-ul Kuran = Sen onları uyanık sanırsın, oysa onlar (derin bir uykuda) uyuşmuşlardır. Biz onları sağ yana ve sol yana çeviriyorduk. Onların köpekleri de iki kolunu uzatmış yatmaktaydı. Onları görmüş olsaydın, geri dönüp onlardan kaçardın, onlardan içini korku kaplardı.
Ümit Şimşek = Onları görecek olsan uyanık sanırdın. Halbuki onlar uykudaydılar; Biz ise onları sağa sola çeviriyorduk. Köpekleri de mağara girişinde iki ayağını uzatmış yatıyordu. Onları o halde görsen dehşete düşer ve döner, kaçardın.
Yaşar Nuri Öztürk = Sen onları uyanıktırlar sanırsın; oysaki onlar uykudadırlar. Onları sağ tarafa da sol tarafa da çeviririz. Köpekleri de iki kolunu girişe uzatıp yaymıştır. Onların durumunu görseydin kesinlikle onlardan yüz çevirip kaçırdın. Ve onlardan içinde mutlaka korku doldurulurdu.
İskender Ali Mihr = Ve onlar, uykuda oldukları halde sen onları uyanık sanırsın. Ve onları sağa ve sola doğru çeviririz. Onların köpeği, ön ayaklarını (mağaranın) giriş kısmına uzatmış vaziyettedir. Eğer sen, onlara muttali olsaydın (yakından görseydin), mutlaka onlardan kaçarak (geri) dönerdin. Ve mutlaka sen, onlardan korkuyla dolardın (çok korkardın).
İlyas Yorulmaz = Onlar derin bir uykuda oldukları halde, sen onları sanki uyanıkmışlar gibi zannedersin. Onları sağ taraflarına ve sol taraflarına biz çeviriyorduk. Köpekleri ise iki ayaklarını kapı eşiklerine yaymış yatıyordu. Sen onların bu halini görebilseydin, bu görüntülerinden dolayı korkuya kapılıp, dönüp kaçardın.