وَإِذْ أَخَذَ رَبُّكَ مِن بَنِي آدَمَ مِن ظُهُورِهِمْ ذُرِّيَّتَهُمْ وَأَشْهَدَهُمْ عَلَى أَنفُسِهِمْ أَلَسْتَ بِرَبِّكُمْ قَالُواْ بَلَى شَهِدْنَا أَن تَقُولُواْ يَوْمَ الْقِيَامَةِ إِنَّا كُنَّا عَنْ هَذَا غَافِلِينَ
Ve iz ehaze rabbuke min benî âdeme min zuhûrihim zurriyyetehum ve eşhedehum alâ enfusihim, e lestu birabbikum, kâlû belâ, şehidnâ, en tekûlû yevmel kıyâmeti innâ kunnâ an hâzâ gâfilîn(gâfilîne).
ve iz ehaze | : ve çıkardığı, aldığı zaman |
rabbu-ke | : senin Rabbin |
min benî âdeme | : Âdemoğullarından |
min zuhûri-him | : onların sırtlarından |
zurriyyete-hum | : onların zürriyetlerini |
ve eşhede-hum | : ve onları şahit tuttu |
alâ enfusi-him | : nefslerinin (kendilerinin) üzerine |
e lestu | : ben değil miyim? |
bi rabbi-kum | : sizin Rabbiniz |
kâlû | : dediler |
belâ | : evet (negatif soruya pozitif cevap verilirken kullanılır) |
şehid-nâ | : biz şahit olduk |
en tekûlû | : demeniz, demenize karşı (dememeniz için) |
yevme el kıyâmeti | : kıyâmet günü |
innâ | : muhakkak ki biz, gerçekten biz |
kun-nâ | : biz olduk, ... idik |
an hâzâ | : bundan |
gâfilîne | : gâfiller, habersiz olanlar |
Diyanet İşleri = Hani Rabbin (ezelde) Âdemoğullarının sulplerinden zürriyetlerini almış, onları kendilerine karşı şahit tutarak, “Ben sizin Rabbiniz değil miyim?” demişti. Onlar da, “Evet, şahit olduk (ki Rabbimizsin)” demişlerdi. Böyle yapmamız kıyamet günü, “Biz bundan habersizdik” dememeniz içindir.
Abdulbaki Gölpınarlı = Hani Rabbin Âdemoğullarının sırtlarından zürriyetlerini izhâr etmişti de kendilerini kendilerine tanık tutarak ben, Rabbiniz değil miyim demişti; onlar da evet, tanığız, Rabbimizsin demişlerdi. Bu da kıyâmet günü bizim bundan haberimiz yoktu dememeniz içindir.
Abdullah Parlıyan = Rabbin Âdemoğullarından, onların birbiri arkalarından zürriyetlerini almış ve onları kendilerine şahit tutarak: “Ben sizin Rabbiniz değil miyim?” demişti. “Evet, buna şahidiz” demişlerdi. Bunu böylece hatırlatıyoruz ki, kıyamet gününde “Doğrusu bizim bundan haberimiz yoktu” demeyesiniz,
Adem Uğur = Kıyamet gününde, biz bundan habersizdik demeyesiniz diye Rabbin Adem oğullarından, onların bellerinden zürriyetlerini çıkardı, onları kendilerine şahit tuttu ve dedi ki: Ben sizin Rabbiniz değil miyim? (Onlar da), Evet (buna) şâhit olduk, dediler.
Ahmed Hulusi = Hani Rabbin Ademoğullarından, onların bellerinden (menilerinden, genlerinden) kendi zürriyetlerini alıp; onları kendi nefslerine şahitlendirerek sordu: "Elestu BiRabbiküm = Rabbiniz değil miyim?", (onlar da) "KALU = dediler, BELA = evet, Şehidna = bilfiil şahidiz". . . Kıyamet sürecinde, "Biz bundan kozalıydık (gafildik)" demeyesiniz! (İslam fıtratı üzerine yaratılır tüm insanlar konusunu anlatmakta. . . A. H. )
Ahmet Tekin = Rabbinin, gelecek nesillerinin dinî, ahlâkî ve insanî eğitimi ile ilgili, sorumluluklarını da sırtlarına yükleyerek Âdemoğulları’ndan, kendisini tanıma, iman, kulluk, ibadet ve mükellefiyet taahhüdü aldığını ve onları kendilerine, birbirlerine şahit göstererek:'Ben sizin Rabbiniz değil miyim?' dediğinde:'Elbette Rabbimizsin, seni Rab tanıdığımıza, iman ettiğimize, sözleşmemizdeki ortak taahhüdümüze, Allah’a iman, kulluk, ibadet ve sorumluluk bilincimize biz de şâhidiz' dediklerini insanlara hatırlat. Bunlar kıyamet günü:'Biz bundan habersizdik' diyerek itiraz edememeniz içindir.
Ahmet Varol = Hani Rabbin Adem oğullarının sırtlarından soylarını (zürriyetlerini) almış ve onları kendi kendilerine karşı şahit tutmuştu: 'Ben sizin Rabbiniz değil miyim?' Onlar: 'Evet, Rabbimizsin. Buna şahidiz' demişlerdi. Kıyamet gününde: 'Biz bundan habersizdik' demeyesiniz diye.
Ali Bulaç = Hani Rabbin, Adem oğullarının sırtlarından zürriyetlerini almış ve onları kendi nefislerine karşı şahidler kılmıştı: "Ben sizin Rabbiniz değil miyim?" (demişti de) onlar: "Evet (Rabbimizsin), şahid olduk" demişlerdi. (Bu,) Kıyamet günü: "Biz bundan habersizdik" dememeniz içindir.
Ali Fikri Yavuz = Hatırla ki, Rabbin, Âdemoğullarının sulblerinden zürriyetlerini çıkarıp da onları nefislerine karşı şâhid tutarak; “-Ben sizin Rabbiniz değil miyim?” diye buyurduğu vakit onlar da; “- Evet, Rabbimizsin, şâhid olduk”, demişlerdi. Bu şâhid tuşumuzun sebebi, kıyamet günü, bizim bundan haberimiz yoktu, dersiniz diyedir.
Ali Ünal = Düşün ki Rabbin, Âdem oğullarından, onların bellerinden zürriyetlerini almış ve onları bizzat kendilerine, kendi nefislerine karşı şâhit tutup, “Ben sizin Rabbiniz değil miyim?” diye sormuştu. “Elbette” dediler, “şâhidiz!” Böyle yaptık ki, Kıyamet Günü, “Doğrusu biz Sen’in bizim Rabbimiz olduğundan habersizdik!” demeyesiniz.
Bayraktar Bayraklı = Hani kıyamet gününde, “Biz bundan habersizdik” demeyesiniz diye, Rabbin, Âdemoğulları'ndan, onların bellerinden zürriyetlerini çıkardı, onları kendilerine şâhit tuttu ve dedi ki: “Ben sizin Rabbiniz değil miyim?” Onlar da, “Evet, buna şâhit olduk” dediler.[145]
Bekir Sadak = (172-17) 3 Rabbin, insanoglunun sulbunden soyunu alip devam ettirmis, onlara: «Ben sizin Rabbiniz degil miyim» demis ve buna kendilerini sahit tutmustu. Onlar da: «Evet sahidiz» demislerdi. Bu, kiyamet gunu, «Bizim bundan haberimiz yoktu» dersiniz veya «Daha once babalarimiz Allah'a ortak kosmuslardi, biz de onlardan sonra gelen bir soyuz, bizi, bosa calisanlarin yaptiklarindan oturu yok eder misin?» dersiniz diyedir.
Celal Yıldırım = Hani Allah Âdem oğullarından (onların) sırtlarından soylarını alıp, onları kendilerine karşı şâhid tutmuştu da: «Rabblniz değil miyim?» (buyurmuştu). Onlar da «Evet şahidiz» diye cevap vermişlerdi. Bu da Kıyamet günü bizim bundan haberimiz yoktu dememeniz,
Cemal Külünkoğlu = Kıyamet gününde: “Biz bundan habersizdik” demeyesiniz diye, hani Rabbin, Âdemoğullarından, onların bellerinden zürriyetlerini çıkarmış ve onları kendilerine şahit tutarak: “Ben sizin Rabbiniz değil miyim?” (demişti.) Onlar da: “Evet (Rabbimizsin) şahit olduk” demişlerdi.
Diyanet İşleri (eski) = (172-173) Rabbin, insanoğlunun sulbünden soyunu alıp devam ettirmiş, onlara: 'Ben sizin Rabbiniz değil miyim' demiş ve buna kendilerini şahit tutmuştu. Onlar da: 'Evet şahidiz' demişlerdi. Bu, kıyamet günü, 'Bizim bundan haberimiz yoktu' dersiniz veya 'Daha önce babalarımız Allah'a ortak koşmuşlardı, biz de onlardan sonra gelen bir soyuz, bizi, boşa çalışanların yaptıklarından ötürü yok eder misin?' dersiniz diyedir.
Diyanet Vakfi = Kıyamet gününde, biz bundan habersizdik demeyesiniz diye Rabbin Âdem oğullarından, onların bellerinden zürriyetlerini çıkardı, onları kendilerine şahit tuttu ve dedi ki: Ben sizin Rabbiniz değil miyim? (Onlar da), Evet (buna) şâhit olduk, dediler.
Edip Yüksel = Rabbin, Adem oğullarının bellerinden soylarını çıkarırken onları kendi kendilerine tanık tutar: 'Ben, Rabbiniz değil miyim?' 'Evet, tanıklık ediyoruz,' derler. Böylece diriliş günü, 'Biz bundan habersizdik,' diyemezsiniz
Elmalılı Hamdi Yazır = Hem rabbın: Beni Âdemden, bellerinden zürriyyetlerini alıb da onları nefislerine karşı şâhid tutarak «rabbınız değilmiyim» diye işhad ettiği vakıt, «evet» dediler: «şâhidiz», Kıyamet günü bizim bundan haberimiz yoktu demeyesiniz
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Hem Rabbin Ademoğullarının bellerinden zürriyetlerini alıp onları nefislerine karşı şahit tutarak: «Rabbiniz değil miyim?» diye şahit gösterdiği zaman «Evet Rabbimizsin, şahidiz !» dediler. Kıyamet günü «Bizim bundan haberimiz yoktu!» demeyesiniz,
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Bir de Rabbin, Âdemoğullarından, bellerindeki zürriyetlerini alıp da onları kendi nefislerine şahit tutarak: «Ben sizin Rabbiniz değil miyim?» dediği vakit, «pekâlâ Rabbimizsin, şahidiz» dediler. (Bunu) kıyamet günü «Bizim bundan haberimiz yoktu.» demeyesiniz diye (yapmıştık).
Gültekin Onan = Hani rabbin Adem ouğlarının sırtlarından zürriyetlerini almış ve onları kendi nefslerine karşı tanıklar kılmıştı / tanıklık ettirmişti: "Ben sizin rabbiniz değil miyim?" (demişti de) onlar: "Evet (rabbimizsin), tanıklık ettik" demişlerdi. (Bu) Kıyamet günü: "Biz bundan habersizdik" dememeniz içindir.
Harun Yıldırım = Hani Rabbin Ademoğullarının sırtlarından zürriyetlerini almış ve kıyamet günü “Bizim bundan haberimiz yoktu.” dememeniz için onları nefislerine karşı: “Ben sizin Rabbiniz değil miyim?” diye şahit tutmuştu da onlar: “Evet, şahit olduk.” demişlerdi.
Hasan Basri Çantay = Hani Rabbin Âdem oğullarından, onların sırtlarından zürriyyetlerini çıkarıb kendilerini nefslerine şâhid tutmuş, «Ben sizin Rabbiniz değil miyim?» (demişdi). Onlar da: «Evet, (Rabbimizsin), şâhid olduk» demişlerdi. (İşte bu şâhidlendirme) kıyamet günü «Bizim bundan haberimiz yokdu» dememeniz içindi.
Hayrat Neşriyat = Hani Rabbin, Âdemoğullarının bellerinden zür riyetlerini çıkarıp da onları kendilerine karşı şâhid tutmuştu (ve buyurmuştu ki:) '(Ben) sizin Rabbiniz değil miyim?' (Bütün ruhlar) قاَلُو بَلٰي (dediler ki:) '(Evet! Sen bizimRabbimizsin!) Şâhid olduk!' Tâ ki kıyâmet günü: 'Doğrusu biz bundan habersiz kimselerdik!' demeyesiniz.
İbni Kesir = Hani Rabbın; ademoğullarının sülbünden soyunu çıkarmış ve kendilerini nefislerine şahid tutmuş. Ben, sizin Rabbınız değil miyim? demişti. Onlar da demişlerdiki: Evet, biz buna şahidiz. Kıyamet günü: Bizim bundan haberimiz yoktu, demeyesiniz.
Kadri Çelik = Hani Rabbin, Âdemoğullarının bellerinden soylarını çekip almıştı ve onları kendi nefislerine karşı şahitler kılmıştı da, “Ben sizin Rabbiniz değil miyim?” (demişti). Onlar, “Evet (Rabbimizsin), şahit olduk” demişlerdi. (Bunu,) Kıyamet günü “Bizim bundan haberimiz yoktu” demeyesiniz diye (yaptık).
Muhammed Esed = Ve senin rabbin, her ne zaman Ademoğullarının sulblerinden onların soylarını çıkaracak olsa, onları kendileri hakkında tanıklık etmeye çağırır: "Ben sizin Rabbiniz değil miyim?" Onlar, cevaben: "Elbette!" derler, "Buna tanıklık ederiz!" (Bunu, böylece hatırlatıyoruz ki) Kıyamet Gününde, "Doğrusu, bizim bundan haberimiz yoktu" demeyesiniz,
Mustafa İslamoğlu = Ve Rabbin, Ademoğlunun sulbünden onların nesillerini çıkardığı her zaman, onları kendileri hakkında tanık kıldı: "Ben değil miyim sizin Rabbiniz?" Onlar da "Kesinlikle" dediler, "buna biz şahidiz!" (Bunu hatırlattık) ki, Kıyamet Günü bizim bu gerçekten haberimiz yoktu demeyesiniz,
Ömer Nasuhi Bilmen = Ve o zaman ki, Rabbin ademoğullarından, onların sırtlarından zürriyetlerini aldı. Ve onları kendi nefisleri üzerine şahit tuttu. «Ben sizin Rabbiniz değil miyim?» dedi, (onlar da) «Evet. Şahidiz» dediler. (Bu da) Kıyamet günü, «Biz bundan muhakkak ki gâfiller idik,» demeyesiniz içindir.
Ömer Öngüt = Hani Rabbin Âdemoğullarından, onların bellerinden zürriyetlerini çıkarıp almıştı ve onları kendi kendilerine karşı şâhit tutmuştu. “Ben sizin Rabbiniz değil miyim?” demişti. Onlar da: “Evet Rabbimizsin, buna şâhidiz. ” dediler. İşte bu şâhitlendirme, kıyamet günü: “Bizim bundan haberimiz yoktu. ” dememeniz içindi.
Şaban Piriş = Rabbi, Ademoğullarının sırtlarından soylarını çıkardı ve onları kendilerine şahit tuttu. -Ben, sizin Rabbiniz değil miyim? dedi. Onlar: -Şüphesiz sen bizim Rabbimizsin, biz de şahidiz, dediler. Kıyamet günü, “Bizim bundan haberimiz yoktu” dersiniz diye...
Sadık Türkmen = Rabbin, Ademoğulları(ve kızları)nın sırtlarından zürriyetlerini alır ve onları kendi nefislerine karşı şahit tutar; “Ben sizin Rabbiniz değil miyim?”(der). Onların; ”Evet, biz buna şahidiz” sözleri genlerine yazılmıştır. (Böylece); “Kıyamet günü biz bundan habersizdik” diyemezler.
Seyyid Kutub = Hani Rabbin, Ademoğulları'ndan onların bellerinden soylarını dışarı aldı ve Ben sizin Rabbiniz değil miyim? diyerek kendilerini birbirine şahit tutmuştu da onlar da «Evet şahidiz» demişlerdi. Allah kıyamet günü şöyle diyemeyesiniz diye bunu böyle yaptı; «bizim bundan haberimiz yoktu.»
Suat Yıldırım = (172-173) Rabbinin Âdem evlatlarından, misak aldığını da düşünün! Rabbin onların bellerinden zürriyetlerini almış ve onların kendileri hakkında şahitliklerini isteyerek "Ben sizin Rabbiniz değil miyim?" buyurunca onlar da "Elbette!" diye ikrar etmişlerdi. Kıyamet günü "Bizim bundan haberimiz yoktu!" yahut: "Ne yapalım, daha önce babalarımız Allah’a şirk koştular, biz de onlardan sonra gelen bir nesil idik, şimdi o bâtılı başlatanların yaptıkları sebebiyle bizi imha mı edeceksin?" gibi bahaneler ileri sürmeyesiniz diye Allah bu ikrarı aldı.
Süleyman Ateş = Rabbin, Âdem oğullarından, onların bellerinden zürriyetlerini almış ve: "Ben sizin Rabbiniz değil miyim?" diye onları kendilerine şâhid tutmuştu. "Evet, (buna) şâhidiz!" dediler. kıyâmet günü "Biz bundan habersizdik!" demeyesiniz.
Tefhim-ul Kuran = (Ey Peygamber insanlara şu zamanı hatırlat ki) hani Rabbin, Ademoğullarının sırtlarından zürriyetlerini almış ve onları kendi nefislerine karşı şahidler kılmıştı: «Ben sizin Rabbiniz değil miyim?» (demişti de) onlar: «Evet (Rabbimizsin), şahit olduk» demişlerdi. (Bu,) Kıyamet günü: «Biz bundan habersizlerdik» demenizi (önlemek) içindir.
Ümit Şimşek = Hani Rabbin, Âdem oğullarının bellerinden soylarını çıkarmış ve onları kendilerine karşı şahit tutmuştu. 'Ben sizin Rabbiniz değil miyim?' diye sorunca, onlar 'Evet, Rabbimizsin, buna şahitlik ederiz' dediler. O sizi böylece şahit tuttu ki, kıyamet gününde 'Biz bundan habersizdik' demeyesiniz.
Yaşar Nuri Öztürk = Hani Rabbin, ademoğullarından, bellerinden zürriyetlerini alıp onları öz benliklerine şahit tutarak sormuştu: "Rabbiniz değil miyim?" Onlar: "Rabbimizsin, buna tanıklık ederiz." demişlerdi. Kıyamet günü, "biz bundan habersizdik" demeyesiniz.
İskender Ali Mihr = Ve kıyâmet günü, gerçekten biz bundan gâfildik (gâfilleriz) dersiniz diye (dememeniz için), senin Rabbin, Âdemoğullarının sırtlarından onların zürriyetlerini aldığı zaman onları, nefsleri üzerine şahit tuttu. (Allahû Tealâ şöyle buyurdu): “Ben, sizin Rabbiniz değil miyim?” Dediler ki: “Evet, (Sen, bizim Rabbimizsin), biz şahit olduk.”
İlyas Yorulmaz = Senin Rabbin Adem oğlunun bellerinden zürriyetini çıkardığında, onlara “Ben sizin Rabbiniz değil miyim?” diye sorarak, onları kendi nefislerine şahitler yapmıştı. Onların “Evet, sen bizim Rabbimizsin” dediklerine, kıyamet gününde “Bizim bundan haberimiz yoktu” demenize karşı şahitlik edelim.