أَوْ تَقُولُواْ إِنَّمَا أَشْرَكَ آبَاؤُنَا مِن قَبْلُ وَكُنَّا ذُرِّيَّةً مِّن بَعْدِهِمْ أَفَتُهْلِكُنَا بِمَا فَعَلَ الْمُبْطِلُونَ
Ev tekûlû innemâ eşreke âbâunâ min kablu ve kunnâ zurriyyeten min ba’dihim, e fe tuhlikunâ bimâ fealel mubtilûn(mubtilûne).
ev | : veya, yahut, yoksa, ya da, ve de |
tekûlû | : dersiniz |
innemâ | : fakat |
eşreke | : şirk koştu |
âbâu-nâ | : babalarımız, atalarımız |
min kablu | : önceden, daha önce |
ve kun-nâ | : ve biz olduk |
zurriyyeten | : bir nesil |
min ba’di-him | : onlardan sonra |
e fe tuhliku-nâ | : o zaman, hal böyle iken bizi helâk mı edeceksin? |
bi-mâ | : sebebiyle, ...’den dolayı |
feale | : yaptı |
el mubtilûne | : bâtılla amel edenler |
Diyanet İşleri = Yahut, “Bizden önce babalarımız Allah’a ortak koşmuşlar. Biz onlardan sonra gelen bir nesiliz. Şimdi batılcıların işlediği yüzünden bizi helâk mı edeceksin?” dememeniz içindir.
Abdulbaki Gölpınarlı = Yahut da ancak atalarımız şirk koştu önce ve biz onlardan sonra gelmiş bir soyuz; bizi de o boş ve asılsız işlerde bulunanların amelleri yüzünden helâk mı edeceksin gibi bir söz söylememeniz içindi.
Abdullah Parlıyan = veya “Babalarımız daha önce Allah'tan başkalarına ilahlık yakıştırmışlardı, biz sadece onların izinden yürüyen bir kuşağız. Şimdi o bâtılı ortaya koyanların işledikleri günahlar yüzünden bizi helak mı edeceksin?” dememeniz için.
Adem Uğur = Yahut "Daha önce babalarımız Allah'a ortak koştu, biz de onlardan sonra gelen bir nesildik (onların izinden gittik). Bâtıl işleyenlerin yüzünden bizi helâk edecek misin?" dememeniz için (böyle yaptık).
Ahmed Hulusi = Bir de "Daha önce atalarımız yalnızca müşrik olarak yaşarlardı; biz de onların devamı bir zürriyetiz (onların genetik özelliklerinin devamıyız); Hakk'ı inkâr eden atalarımız yüzünden bizi helâk mı edeceksin?" demeyesiniz (için yukarıdaki olayı açıkladık. Zira her insan İslâm fıtratı {programı} üzere yaratılır. Din anlayışı çevresinin şartlandırmasıyla başlar).
Ahmet Tekin = Yahut:'Daha önce atalarımız ilahlığında, otoritesinde, mülkünde, tasarruflarında Allah’a ortak koştu. Biz onlardan sonra gelen bir nesiliz, onların izinden gittik. Şimdi o bâtıl yoldan gidenlerin, bâtılın hâkimiyetini temin için, hakkı baskı altına alan güç ve iktidar sahiplerinin yaptıkları yüzünden bizi helâk mi edeceksin?' diyerek itiraz edememeniz içindir.
Ahmet Varol = Yahut: 'Daha önce babalarımız ortak koştular biz de onların artlarından gelen bir nesildik. Batıla çalışanların yaptıklarından dolayı bizi helak eder misin?' demeyesiniz diye.
Ali Bulaç = Ya da: "Bizden önce ancak atalarımız şirk koşmuştu, biz ise onlardan sonra gelme bir kuşağız; işleri batıl olanların yaptıklarından dolayı bizi helak mi edeceksin?" dememeniz için.
Ali Fikri Yavuz = Yahud: “-Doğrusu, atalarımız, önceden Allah’a ortak koşmuştu. Biz onlardan sonra gelen bir nesil bulunuyoruz. Şimdi o bâtıl yolu kuranların yaptıkları günahlarla bizi helâk mi edeceksin?” dersiniz. (İşte bunları dememeniz için sizi şahit tuttuk.)
Ali Ünal = Veya, “Çok önceden beri atalarımız şirk koşuyordu, biz de onların arkasından gelmiş (ve yapabileceği başka bir şey olmayan) bir nesildik. Bu durumda, Sen’in Rubûbiyetini kabûl etmeyip o bâtıl şirk yolunu başlatanların yaptıklarından dolayı şimdi bizi imha mı edeceksin?” şeklinde bir mazerette de bulunmayasınız.
Bayraktar Bayraklı = Ya da “Daha önce atalarımız şirke batmıştı. Biz de onların ardından gelen bir soyuz. Gerçeği çiğneyenler yüzünden bizi helâk mi edeceksin?” demeyesiniz.
Bekir Sadak = (172-17) 3 Rabbin, insanoglunun sulbunden soyunu alip devam ettirmis, onlara: «Ben sizin Rabbiniz degil miyim» demis ve buna kendilerini sahit tutmustu. Onlar da: «Evet sahidiz» demislerdi. Bu, kiyamet gunu, «Bizim bundan haberimiz yoktu» dersiniz veya «Daha once babalarimiz Allah'a ortak kosmuslardi, biz de onlardan sonra gelen bir soyuz, bizi, bosa calisanlarin yaptiklarindan oturu yok eder misin?» dersiniz diyedir.
Celal Yıldırım = Ya da «babalarımız daha önce Allah'a ortak koşmuşlardı, biz ise onlardan sonraki soy idik; haksız ve boş bir düzen kuranların yaptığından dolayı bizi helak mı ediyorsunuz?» dememeniz içindir.
Cemal Külünkoğlu = Ya da: “(Ne yapalım) vaktiyle atalarımız müşrik olmuşlardı, biz onlardan sonra gelen kuşaklardık (onların yolundan gittik), bizi eğri yola sapanların yaptıklarından dolayı mı mahvedeceksin?” demeyesiniz diye.
Diyanet İşleri (eski) = (172-173) Rabbin, insanoğlunun sulbünden soyunu alıp devam ettirmiş, onlara: 'Ben sizin Rabbiniz değil miyim' demiş ve buna kendilerini şahit tutmuştu. Onlar da: 'Evet şahidiz' demişlerdi. Bu, kıyamet günü, 'Bizim bundan haberimiz yoktu' dersiniz veya 'Daha önce babalarımız Allah'a ortak koşmuşlardı, biz de onlardan sonra gelen bir soyuz, bizi, boşa çalışanların yaptıklarından ötürü yok eder misin?' dersiniz diyedir.
Diyanet Vakfi = Yahut «Daha önce babalarımız Allah'a ortak koştu, biz de onlardan sonra gelen bir nesildik (onların izinden gittik). Bâtıl işleyenlerin yüzünden bizi helâk edecek misin?» dememeniz için (böyle yaptık).
Edip Yüksel = Yahut, 'Atalarımız önceden ortak koştu ve biz de onlardan sonra gelen soylarıyız, bizi bidat ve hurafelere dalanlardan dolayı mı yok edeceksin,' diyemezsiniz.
Elmalılı Hamdi Yazır = Yâhud, ancak önceden atalarımız şirk koştular, biz ise onlardan sonra bir zürriyyet idik, şimdi o batılı te'sis edenlerin yaptıklarıyle bizi helâk mi edeceksin? demeyesiniz.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Yahut, «Ancak, atalarımız şirk koştular, biz ise onlardan sonra gelen bir nesil idik; şimdi o batılı tesis edenlerin yaptıklarıyla bizi helak mı edeceksiniz?» demeyesiniz diye.
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Yahut, atalarımız daha önce şirk koşmuşlardı. Biz onlardan sonra gelen bir nesil idik, şimdi o batıl yolu tutanların yaptıkları yüzünden bizi helâk mi edeceksin, demeyesiniz diye (yapmıştık).
Gültekin Onan = Ya da: "Bizden önce ancak atalarımız ortak koşmuştu, biz ise onlardan sonra gelme bir kuşağız; işleri batıl olanların yaptıklarından dolayı bizi helak mi edeceksin?" dememeniz için.
Harun Yıldırım = Ya da: “Daha önce atalarımız şirk koşmuştu, biz ise onlardan sonra gelen bir nesildik. O halde batıla sapanların yaptıklarından dolayı bizi mi helak edeceksin?” demeyesiniz.
Hasan Basri Çantay = ya da "Doğrusu bizden önce babalarımız şirk koşmuştu, bizse sadece onların peşinden giden bir kuşağız; dolayısıyla, batılı icat edenlerin yaptıkları yüzünden bizi mi helak edeceksin?" gerekçesine sığınmayasınız.
Hayrat Neşriyat = Veya: 'Daha önce ancak atalarımız şirk koşmuştu; (biz ise) onlardan sonra gelen bir nesil idik. Artık bâtılı (şirki, yeryüzüne) yerleştirenlerin yaptıkları yüzünden bizi helâk mı edeceksin?' demeyesiniz diye (böyle yaptık).
İbni Kesir = Veya daha önce sadece atalarımız şirk koşmuştu, biz ise onların ardından gelen bir nesiliz, bizi batıl işleyenlerin yaptıkları yüzünden helak eder misin? demeyesiniz.
Kadri Çelik = -Bizim atalarımız önceden şirk koşmuşlar. Biz de onlardan sonra gelen bir nesiliz. Batıla düşenlerin yaptıklarından dolayı bizi helak mi edeceksin? dersiniz diye..
Muhammed Esed = yahut: "Aslında, önce (biz değil,) atalarımızdı Allahtan başkasına tanrısal nitelikler yakıştıranlar; biz sadece onların izinden yürüyen bir kuşağız; öyleyse, batılı ihdas edenlerin işlediklerinden dolayı bizi mi helak edeceksin?" demeyesiniz.
Mustafa İslamoğlu = ya da "Doğrusu bizden önce babalarımız şirk koşmuştu, bizse sadece onların peşinden giden bir kuşağız; dolayısıyla, batılı icat edenlerin yaptıkları yüzünden bizi mi helak edeceksin?" gerekçesine sığınmayasınız.
Ömer Nasuhi Bilmen = Veya demeyesiniz ki, «Muhakkak babalarımız daha evvel şerik koşmuşlardı. Ve biz ise onlardan sonra bir zürriyet olduk. Bizi mubtıl olanların yaptıkları ile helâk mı edeceksin?»
Ömer Öngüt = Veya: “Daha önce babalarımız Allah'a şirk koştu, biz de onlardan sonra gelen nesildik. Bâtıl işleyenlerin yüzünden bizi helâk eder misin?” dememeniz içindi.
Şaban Piriş = -Bizim atalarımız önceden şirk koşmuşlar. Biz de onlardan sonra gelen bir nesiliz. Batıla düşenlerin yaptıklarından dolayı bizi helak mi edeceksin? dersiniz diye..
Sadık Türkmen = Veya: “Daha önce atalarımız da şirk koşmuştu ve biz onların ardından gelen bir nesiliz. Sistemi yanlış kuranların yüzünden (böyle olduk), şimdi bizi helâk mı edeceksin” diye mazeret getirmeyin.
Seyyid Kutub = 'Ya da şöyle diyemeyesiniz diye; «Vaktiyle atalarımız müşrik olmuşlardı, biz onlardan sonra gelen kuşaklardık, bizi eğri yola sapanların yaptıklarından dolayı mı mahvedeceksin?»
Suat Yıldırım = (172-173) Rabbinin Âdem evlatlarından, misak aldığını da düşünün! Rabbin onların bellerinden zürriyetlerini almış ve onların kendileri hakkında şahitliklerini isteyerek "Ben sizin Rabbiniz değil miyim?" buyurunca onlar da "Elbette!" diye ikrar etmişlerdi. Kıyamet günü "Bizim bundan haberimiz yoktu!" yahut: "Ne yapalım, daha önce babalarımız Allah’a şirk koştular, biz de onlardan sonra gelen bir nesil idik, şimdi o bâtılı başlatanların yaptıkları sebebiyle bizi imha mı edeceksin?" gibi bahaneler ileri sürmeyesiniz diye Allah bu ikrarı aldı.
Süleyman Ateş = Yahut: "(Ne yapalım) daha önce babalarımız (Allah'a) ortak koştu, biz de onlardan sonra gelen bir nesil old(uğumuz için öyle yapt)ık. (Gerçekleri) iptal edenlerin yaptıkları yüzünden bizi helâk mı ediyorsun?" demeyesiniz diye (sizin Rabbiniz olduğum hakkında sizleri şâhid tutmuştuk).
Tefhim-ul Kuran = Ya da: «Bizden önce ancak atalarımız şirk koşmuştu, biz ise onlardan sonra gelme bir kuşağız; işleri batıl olanların yaptıklarından dolayı bizi helak mi edeceksiniz? dememeniz için.
Ümit Şimşek = Veya 'Bizden önceki atalarımız Allah'a ortak koşmuştu; biz onların ardından gelen bir nesildik. O bâtılı işleyenlerin yaptıkları yüzünden mi bizi helâk edeceksin?' demeyesiniz.
Yaşar Nuri Öztürk = Şöyle de demeyesiniz: "Daha önce atalarımız şirke batmıştı. Biz de onların ardından gelen bir soyuz. Gerçeği çiğneyenler yüzünden bizi helak mı edeceksin?"
İskender Ali Mihr = “Veya fakat daha önce babalarımız da şirk koştu ve biz onlardan sonraki nesiliz. Hal böyle iken bâtılla amel edenlerin yaptıklarından dolayı mı bizi helâk edeceksin?” dersiniz diye.
İlyas Yorulmaz = Yahut “Atalarımız önceden Allah’a ortaklar koşuyordu, bizde onlardan sonra onların soyundan oluştuk. Şimdi tamamen yanlış davrananların yaptıkları yüzünden bizi de helak eder misin?” demenize şahitlik edelim.