إِذْ تَبَرَّأَ الَّذِينَ اتُّبِعُواْ مِنَ الَّذِينَ اتَّبَعُواْ وَرَأَوُاْ الْعَذَابَ وَتَقَطَّعَتْ بِهِمُ الأَسْبَابُ
İz teberreellezînettubiû minellezînettebeû ve reavûl azâbe ve takattaat bihimul esbâb(esbâbu).
Diyanet İşleri = Kendilerine uyulanlar o gün azabı görünce, kendilerine uyanlardan uzaklaşacaklar, aralarındaki bütün bağlar kopacaktır.
Abdulbaki Gölpınarlı = O vakit kendilerine uyulanlar, azâbı görerek kendilerine uyanlardan kaçınır, uzaklaşırlar, aralarındaki vesile ve sebepler de tamamıyla kesilir gider.
Abdullah Parlıyan = O gün, bu dünyada Allah'ın emirlerine karşı gelinerek haksızca kendilerine uyulan kişiler, kendilerine uyanları tanımamazlıktan gelip, onlardan hızla uzaklaşırlar. Oysa onlar; hayatın değişik bölümlerinde, büyük ve önder tanınıyor, örnek alınıyor, peşlerinden gidiliyordu, aziz ve kutsal oldukları iddia ediliyordu. Ve o anda her iki taraf ta azabı görmüşler, aralarındaki bütün bağlar kopuvermiştir.
Adem Uğur = İşte o zaman (görecekler ki) kendilerine uyulup arkalarından gidilenler, uyanlardan hızla uzaklaşırlar ve (o anda her iki taraf da) azabı görmüş, nihayet aralarındaki bağlar kopup parçalanmıştır.
Ahmed Hulusi = Kendilerine tâbi olunanlar, tâbi olanlardan, ortaya çıkacak azabı görüp uzaklaşmışlardır o zaman. Gerçeğin ortaya çıkmasıyla aralarındaki bağ da kopmuştur!
Ahmet Tekin = İşte o zaman görecekler ki, kendilerine uyulup arkalarından gidilenler, uyanlardan hızla uzaklaşırlar, o anda, her iki taraf da azâbı görürler, aralarındaki bütün bağlar parça parça kopar.
Ahmet Varol = İşte o zamanda, kendilerine uyulanlar, kendilerine uyanlardan uzak olduklarını bildirirler ve aralarındaki bütün bağlar da kesilir.
Ali Bulaç = Öyle ki (o gün) kendilerine tâbi olunanlar, kendilerine tâbi olanlardan uzaklaşıp kaçmışlardır. (Artık) Onlar azabı görmüşlerdir ve aralarındaki bütün bağlar (ve ilişkiler) de parçalanıp kopmuştur.
Ali Fikri Yavuz = O zaman, küfür öncülerinin arkasında gidenler görecekler ki, arkalarına düşüp uydukları kimseler, kendilerinden hızla uzaklaşmıştır. Hepsi o azabı görmüştür ve aralarındaki bağlar da parçalanıp kopmuştur.
Ali Ünal = İşte o zaman, (şirkin, küfrün dünyada iken Allah sever gibi sevilen ve) peşlerinden gidilen (önder)leri, peşlerinden gelenlerden (“Bunlarla alâkamız yoktu!” diyerek) uzaklaşmış, hepsi de azabı görmüş ve aralarındaki her türlü bağlar kesilmiştir.
Bayraktar Bayraklı = İşte o zaman kendilerine uyulan ve arkalarından gidilenler, uyanlardan hızla uzaklaşır ve azabı görürler. Neticede aralarındaki bağlar kopup parçalanmıştır.
Bekir Sadak = Nitekim, kendilerine uyulanlar, azabi gorunce uyanlardan uzaklasacaklar ve aralarindaki baglar kopacaktir.
Celal Yıldırım = (166-167) O zaman uyulanlar azabı görünce kendilerine uyanlardan uzaklaşırlar ve aralarındaki bütün bağlar kopuverir. Onlara uyanlar ise, «Ah! bir daha bizim için dünyaya dönüş olsaydı, bizden uzaklaştıkları gibi biz de onlardan uzaklaşsaydık» derler. Böylece Allah onlara yaptıklarını hasret ve pişmanlıklar olarak gösterecektir ve onlar ateşten çıkacak da değillerdir..
Cemal Külünkoğlu = Nitekim (haksız yere) kutsananlar, o gün azabı gördüklerinde, kendilerine tabi olanları tanımazlıktan gelecekler ve aralarındaki bütün bağlar kopacaktır.
Diyanet İşleri (eski) = Nitekim, kendilerine uyulanlar, azabı görünce uyanlardan uzaklaşacaklar ve aralarındaki bağlar kopacaktır.
Diyanet Vakfi = İşte o zaman (görecekler ki) kendilerine uyulup arkalarından gidilenler, uyanlardan hızla uzaklaşırlar ve (o anda her iki taraf da) azabı görmüş, nihayet aralarındaki bağlar kopup parçalanmıştır.
Edip Yüksel = O zaman, uyulanlar kendilerine uyanlardan uzak duracaktır. Artık azabı görmüşlerdir ve aralarındaki tüm bağlar kesilmiştir.
Elmalılı Hamdi Yazır = o vakit o metbu olanlar azabı görerek tabi olanlardan teberri etmişlerdir, aralarındaki bütün rabıtalar didik didik kopmuştur
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = O vakit uyulanlar, azabı görerek kendilerine uyanlardan kaçmışlar, aralarındaki bütün bağlar didik didik kopmuştur.
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = O zaman kendilerine uyulan kimseler, azabı görerek kendilerine uyanlardan kaçıp uzaklaşmışlar ve aralarındaki bütün bağlar parça parça kopmuştur.
Gültekin Onan = Öyle ki (o gün) kendilerine tabi olunanlar, kendilerine tabi olanlardan uzaklaşıp kaçmışlardır. (Artık) onlar azabı görmüşlerdir ve aralarındaki bütün bağlar (ve ilişkiler) de parçalanıp kopmuştur.
Harun Yıldırım = Kendilerine tabi olunanlar tabi olanlardan uzaklaştıkları zaman azabı görmüşlerdir, bağlar da onlardan kopmuştur.
Hasan Basri Çantay = O zaman (görecekler ki) arkalarından uyulub gidilenler kendilerine uyanlardan hızla uzaklaşmışdır. (Hepsi) o azabı görmüşlerdir. Aralarındaki ipler (münâsebetler) de parçalanıb kopmuşdur.
Hayrat Neşriyat = O zaman o tâbi' olunanlar, azâbı görerek (kendilerine) tâbi' olanlardan uzaklaşmışlar ve aralarındaki bağlar kopmuştur.
İbni Kesir = Hani o zaman uyulanlar, uyanlardan uzaklaşmış ve azabı görmüş oldular. Aralarındaki bütün bağlar kopmuştur.
Kadri Çelik = O zaman kendilerine uyulanlar, kendilerine uyanlardan uzaklaşacak, azabı görecekler ve aralarındaki bağlar da kopmuş olacaktır.
Muhammed Esed = (O Gün, haksız yere) kutsananlar, kendilerine tabi olanları tanımazlıktan gelecekler ve onlara tabi olanlar, bütün ümitleri paramparça olmuş bir şekilde (kendilerini bekleyen) azabı çekeceklerdir!
Mustafa İslamoğlu = Kendisine ilahlık yakıştırılanların, ilahlık yakıştıranlara sırt döndüğü o zaman gelip de azabı görünce, birbirleri arasındaki bütün ilişkiler kökten kesiliverecek.
Ömer Nasuhi Bilmen = O vakit o kendilerine uyulmuş kimseler, o uyan şahıslardan teberri edecekler ve azabı görmüş olacaklar. Ve aralarındaki rabıtalar kesilmiş bulunacaktır.
Ömer Öngüt = O zaman küfür öncüleri azabı görünce kendilerine uyanlardan hızla uzaklaşıp giderler ve aralarındaki bütün bağlar kopar.
Şaban Piriş = O zaman, görecekler ki peşlerine düşülüp gidilenler, kendilerine uyanlardan hızla uzaklaşmışlardır. Azabı görmüşler, aralarındaki bağlar da parçalanıp kopmuştur.
Sadık Türkmen = O zaman, kendilerine uyulanlar o gün azabı görünce, kendilerine uyanlardan uzaklaşacaklar, aralarındaki bütün bağlar kopacaktır.
Seyyid Kutub = İşte uyulanlar (liderler), kendilerine uyanlardan uzaklaşıverdiler, azabı gördüler ve aralarındaki bütün bağlar kesildi.
Suat Yıldırım = İşte önderler kendilerini izleyenlerden uzak durdular, Azabı gördüler ve aralarındaki her türlü bağ kesildi.
Süleyman Ateş = İşte uyulanlar, uyanlardan uzak durdular; azâbı gördüler, aralarındaki bağlar kesildi.
Tefhim-ul Kuran = Öyle ki (o gün) kendilerine uyulanlar, kendilerine uyanlardan uzaklaşıp kaçmışlardır. (Artık) Onlar azabı görmüşlerdir ve aralarındaki bütün bağlar (ve ilişkiler) de parçalanıp kopmuştur.
Ümit Şimşek = O zaman, izinden gidilenler, kendilerine uyanlardan uzaklaşır ve onları reddederler; artık azabı görmüşler ve hiçbir çareleri kalmamıştır.
Yaşar Nuri Öztürk = O zaman, izlenenler, kendilerini izleyenlerden uzaklaşıp gitmişlerdir. Azabı gördüler artık, aralarındaki bağlar parçalanıp koptu.
İskender Ali Mihr = O zaman tâbî olunanlar, (kendilerine) tâbî olanlardan berî oldular(uzaklaştılar) ve azabı gördüler. Ve (artık) onlarla (aralarındaki) bütün sebepler (bağlar) koparıldı.
İlyas Yorulmaz = Azabı gördüklerinde kendilerine tabi olunanlar, tabi olanlardan uzak durmaya çalışırlar ve onlarla ilişkilerini keserler.