اتَّخَذُوا أَيْمَانَهُمْ جُنَّةً فَصَدُّوا عَن سَبِيلِ اللَّهِ فَلَهُمْ عَذَابٌ مُّهِينٌ
İttehazû eymânehum cunneten fe saddû an sebîlillâhi fe lehum azâbun muhîn(muhînun).
ittehazû | : edindiler |
eymâne-hum | : kendi yeminlerini |
cunneten | : siper olarak, siper |
fe | : artık, sonra, böylece |
saddû an | : men ettiler |
sebîli allâhi | : Allah’ın yolundan |
fe | : artık, sonra, böylece |
lehum | : onlar için vardır |
azâbun muhînun | : alçaltıcı, rüsva edici azap |
Diyanet İşleri = Onlar yeminlerini kalkan yapıp (insanları) Allah’ın dininden alıkoydular. Bunun için onlara alçaltıcı bir azap vardır.
Abdulbaki Gölpınarlı = Yeminlerini bir kalkan edinmedeler de halkı Allah yolunda menetmedeler, onlaradır artık aşağılatıcı bir azap.
Abdullah Parlıyan = Onlar yeminlerini kalkan yapıp, insanları Allah yolundan çevirdiler. Onlar için aşağılatıcı bir azap vardır.
Adem Uğur = Onlar yeminlerini kalkan yapıp Allah'ın yolundan alıkoydular. Bu yüzden onlara küçük düşürücü bir azap vardır.
Ahmed Hulusi = Yeminlerini kalkan edindiler de Allâh yolundan alıkoydular. . . Onlar için aşağılayıcı bir azap vardır.
Ahmet Tekin = Yeminlerini kalkan haline getirdiler. Böylece, insanları Allah’ın yolundan, müslüman olmaktan alıkoydular. Onlar için alçaltıcı, zillete düşürücü bir azap vardır.
Ahmet Varol = Yeminlerini bir kalkan edindiler de böylece Allah'ın yolundan alıkoydular. Artık onlar için aşağılayıcı bir azap vardır.
Ali Bulaç = Onlar, yeminlerini bir siper edindiler, böylece Allah'ın yolundan alıkoydular. Artık onlar için alçaltıcı bir azab vardır.
Ali Fikri Yavuz = Onlar, yeminlerini bir kalkan edindiler de, (insanları) Allah’ın dininden çevirdiler. Onun için, onlara, hararetli bir azab var.
Ali Ünal = Yeminlerini, (yaptıkları kötülükleri ve kötü niyetlerini örtmek için) siper edinip, insanları Allah’ın yolundan uzaklaştırmaktadırlar. Alçaltıcı bir azap vardır onlar için.
Bayraktar Bayraklı = Yeminlerini kendilerine kalkan edinip, Allah yolundan alıkoyuyorlar. Artık onlar için alçaltıcı bir azap vardır.
Bekir Sadak = Yeminlerini kalkan edindiler de, Allah yolundan alikoydular; onlara alcaltici bir azap vardir.
Celal Yıldırım = Yeminlerini siper edindiler de Allah yolundan alıkoydular. Onlar için rezil ve rüsvay edici bir azâb vardır.
Cemal Külünkoğlu = Onlar yeminlerini kalkan yapıp (insanları) Allah'ın dininden alıkoydular. Bunun için onlara alçaltıcı bir azap vardır.
Diyanet İşleri (eski) = Yeminlerini kalkan edindiler de, Allah yolundan alıkoydular; onlara alçaltıcı bir azap vardır.
Diyanet Vakfi = Onlar yeminlerini kalkan yapıp Allah'ın yolundan alıkoydular. Bu yüzden onlara küçük düşürücü bir azap vardır.
Edip Yüksel = Yeminlerini kalkan edinerek ALLAH'ın yolundan saptırdılar. Onlar alçaltıcı bir azabı haketmişlerdir.
Elmalılı Hamdi Yazır = Yeminlerini bir siper edindiler de Allah yolundan men'ettiler onun için onlara hakaretli bir azâb var
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Yeminlerini bir siper edindiler de Allah yolundan engellediler; onun için onlara alçaltıcı bir azap vardır.
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Yeminlerini kalkan yapıp Allah'ın yolundan çevirdiler. Onlar için küçük düşürücü bir azab vardır.
Gültekin Onan = Onlar, yeminlerini bir siper edindiler, böylece Tanrı'nın yolundan alıkoydular. Artık onlar için alçaltıcı bir azab vardır.
Harun Yıldırım = Yeminlerini kalkan edindiler de Allah yolundan alıkoydular. Bu nedenle onlara alçaltıcı bir azab vardır.
Hasan Basri Çantay = Onlar yeminlerini bir kalkan edindiler de (bununla insanları) Allah yolundan çevirdiler. İşte onların hakkı horlatıcı bir azâbdır.
Hayrat Neşriyat = (Onlar) yeminlerini (kendilerine) bir kalkan edindiler de (insanları) Allah yolundan alıkoydular; bu yüzden onlar için (pek) aşağılayıcı bir azab vardır.
İbni Kesir = Onlar; yeminlerini kalkan edindiler de Allah yolundan alıkoydular. İşte onlara, horlayıcı bir azab vardır.
Kadri Çelik = Onlar, yeminlerini bir siper edindiler, böylece Allah'ın yolundan alıkoydular. Artık onlar için alçaltıcı bir azap vardır.
Muhammed Esed = Onlar ahidlerini (yalancılıklarına ve sahtekarlıklarına) örtü yaptılar ve böylece başkalarını Allah yolundan alıkoydular. Bu nedenle onları alçaltıcı bir azap beklemektedir.
Mustafa İslamoğlu = Onlar yeminlerini (inkarlarına) örtü yaptılar; böylece Allah yolundan saptılar ve saptırdılar: Onlar alçaltıcı bir azaba duçar olacaklar.
Ömer Nasuhi Bilmen = Yemînlerini bir kalkan ittihaz ettiler de (nâsı) Allah yolundan çevirdiler, artık onlar için bir rüsvay edici azap vardır.
Ömer Öngüt = Onlar yeminlerini kalkan edinip Allah'ın yolundan alıkoydular. Onlara alçaltıcı bir azap vardır.
Şaban Piriş = Yeminlerini kalkan edindiler, Allah yolundan yüz çevirdiler. Onlara aşağılatıcı bir azap vardır.
Sadık Türkmen = Onlar yeminlerini kalkan yapıp, Allah’ın dininden alıkoymaya çalıştılar. Bunun için onlara alçaltıcı bir azap vardır.
Seyyid Kutub = Yeminlerini kalkan yapıp Allah'ın yoluna engel oldular. Onlar için küçük düşürücü azap vardır.
Suat Yıldırım = Onlar yeminlerini siper edinip Allah’ın yolundan insanları uzaklaştırdılar. Onlara zelil ve perişan eden bir azap vardır.
Süleyman Ateş = Yeminlerini kalkan yapıp Allâh'ın yoluna engel oldular. Onlar için küçük düşürücü bir azâb vardır.
Tefhim-ul Kuran = Onlar, yeminlerini bir siper edindiler, böylece Allah'ın yolundan alıkoydular. Artık onlar için alçaltıcı bir azab vardır.
Ümit Şimşek = Onlar yeminlerini kalkan yaparak insanları Allah yolundan alıkoydular. Artık onlar için hor ve hakir edici bir azap vardır.
Yaşar Nuri Öztürk = Yeminlerini kalkan edinip Allah'ın yolundan alıkoydular. Küçük düşürücü bir azap var onlar için.
İskender Ali Mihr = Yeminlerini siper edindiler. Böylece (insanları) Allah’ın yolundan men ettiler. Artık onlar için alçaltıcı (rüsva edici) azap vardır.
İlyas Yorulmaz = Yeminlerini kalkan yapıp, arkasına sığınıyorlar ve insanları Allah’ın yolundan alı koyuyorlar. Onlar için alçaltıcı bir azap var.