فَلاَ يَصُدَّنَّكَ عَنْهَا مَنْ لاَ يُؤْمِنُ بِهَا وَاتَّبَعَ هَوَاهُ فَتَرْدَى
Fe lâ yasuddenneke anhâ men lâ yu’minu bihâ vettebea hevâhu fe terdâ.
fe | : öyleyse |
lâ yasuddenne-ke | : sakın seni alıkoymasın, seni men etmesin |
an-hâ | : ondan |
men lâ yu’minu | : inanmayan kimse |
bi-hâ | : ona |
ve ittebea | : ve tâbî oldu |
hevâ-hu | : hevasına, nefsinin afetlerine |
fe | : sonra, böylece, o taktirde |
terdâ | : helâk olursun |
Diyanet İşleri = “Buna inanmayan ve nefsinin arzusuna uyan kimseler, seni ondan (ona hazırlanmaktan) sakın alıkoymasın, sonra helâk olursun!”
Abdulbaki Gölpınarlı = Ona inanmayan ve hevasına uyup giden, sakın seni inancından çevirmesin, yoksa helâk olursun sen de.
Abdullah Parlıyan = Bunun içindir ki, onun geleceğine inanmayıp, sadece kendi arzu ve tutkularının peşine düşen kimseler, seni ona inanmaktan alıkoymasınlar, yoksa sen de helak olursun.
Adem Uğur = Ona inanmayan ve nefsinin arzularına uyan kimseler sakın seni ondan (kıyamete inanmaktan) alıkoymasın; sonra mahvolursun!
Ahmed Hulusi = "Ona (ölüm ertesinde başlayacak sonsuz yaşama) iman etmeyen, asılsız hayallerine tâbi olmuş kimse, ondan (Allâh'a likâ gerçeğinden) seni alıkoymasın; sonra helâk olursun!"
Ahmet Tekin = 'Kıyamet gününe iman etmeyen, şahsî arzu ve ihtiraslarına uyan kimseler sakın seni ondan, Kıyamete inanmaktan alıkoymasın. Sonra helâk olursun.'
Ahmet Varol = Ona inanmayıp da kendi arzusuna uyan kimse seni ondan alıkoymasın. Yoksa helâk olursun.
Ali Bulaç = "Öyleyse, ona inanmayıp kendi hevasına uyan, sakın seni ondan alıkoymasın; sonra yıkıma uğrarsın."
Ali Fikri Yavuz = O halde, sakın kıyamete inanmayıp kendi nefis arzusuna uyan kimse, seni ona iman etmekten alıkoymasın; sonra helâk olursun.
Ali Ünal = “Kıyamet’e inanmayan ve arzularının, ihtiraslarının peşinden gidenler, ona inanmak ve onunla ilgili gerçekleri anlatmaktan sakın seni alıkoymasın; yoksa helâk olursun.
Bayraktar Bayraklı = Buna inanmayan ve hevesine uyan kimse, seni ondan alıkoymasın. Yoksa helâk olursun.
Bekir Sadak = «una inanmayan ve hevesine uyan kimse seni ondan alikoymasin, yoksa helak olursun.»
Celal Yıldırım = Kıyâmet'e inanmıyan ve kendi hevesine uyan kimse seni ondan alıkoymasın ; sonra yok olup gidersin.
Cemal Külünkoğlu = “Onun geleceğine inanmayıp sadece kendi arzularının, tutkularının peşine düşen kimse seni bu gerçeğe inanmaktan alıkoymasın! Yoksa kendine yazık etmiş olursun!”
Diyanet İşleri (eski) = 'Buna inanmayan ve hevesine uyan kimse seni ondan alıkoymasın, yoksa helak olursun.'
Diyanet Vakfi = Ona inanmayan ve nefsinin arzularına uyan kimseler sakın seni ondan (kıyamete inanmaktan) alıkoymasın; sonra mahvolursun!
Edip Yüksel = Ona inanmayıp hevesine uyanlar seni ondan saptırmasın, sonra başüstü düşersin.
Elmalılı Hamdi Yazır = binaenaleyh sakın ona inanmayıp da kendi hevasına uyan kimse seni ondan alıkoymasın sonra helâk olursun
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Sakın ona inanmayıp kendi keyfine uyan kimse seni ondan alıkoymasın, sonra helak olursun!
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Sakın kıyamete inanmayıp, kendi heva ve hevesine uyan kimse seni, ona iman etmekten alıkoymasın; sonra helak olursun.
Gültekin Onan = "Öyleyse, ona inanmayıp kendi hevasına uyan sakın seni ondan alıkoymasın; sonra yıkıma uğrarsın."
Harun Yıldırım = Ona inanmayan ve nefsinin arzularına uyan kimseler sakın seni ondan alıkoymasın; sonra mahvolursun!
Hasan Basri Çantay = Binâen'aleyh ona inanmaz ve hevâ (ve heves) ine uyar kimseler sakın seni bundan alıkoymasın (lar). Sonra helak olursun.
Hayrat Neşriyat = 'Öyle ise ona inanmayan ve nefsinin arzusuna uyan kimseler, sakın seni ondan(ona inanmaktan) alıkoymasın; yoksa helâk olursun!'
İbni Kesir = Ona inanmayan ve hevesine uyan kimse, seni bundan alıkoymasın, yoksa helak olursun.
Kadri Çelik = “Öyleyse, ona inanmayıp kendi hevasına uyan kimse, sakın seni ondan alıkoymasın; sonra helak olursun.”
Muhammed Esed = Bunun içindir ki, onun geleceğine inanmayıp sadece kendi arzularının, tutkularının peşine düşen kimse seni bu (gerçeğe inanmak)tan alıkoymasın; yoksa, kendine yazık etmiş olursun!
Mustafa İslamoğlu = Bu hakikate inanmayıp da bencilce arzularının tutsağı olan kimse seni yolundan alıkoymasın; aksi halde kendi değerini düşürmüş olursun.
Ömer Nasuhi Bilmen = «Sakın ona (o saate) inanmayıp hevâsına tâbi olan kimse, seni ondan alıkoymasın. Sonra helâk olursun.»
Ömer Öngüt = “Ona inanmayan ve kendi nefis arzusuna uyan kimse seni ondan alıkoymasın. Yoksa helâk olursun. ”
Şaban Piriş = Ona inanmayıp, kendi arzularına uyan kimse sakın seni yolundan saptırmasın. Yoksa sen de helak olursun.
Sadık Türkmen = Öyleyse ona (kıyamet saatinin geleceğine) inanmayan ve dürtülerine/isteklerine/nefsine uyan kimse, sakın seni ondan (ona inanmaktan) alıkoymasın, yoksa mahvolursun.
Seyyid Kutub = Bu anın geleceğine inanmayanlar, ihtiraslarının tutsağı olanlar seni onun bilincinden uzaklaştırmasın. Yoksa mahvolursun, aşağı düşersin.
Suat Yıldırım = Buna inanmayanlar, nefsinin arzu ve ihtiraslarının peşine düşenler, sakın seni ona inanmaktan vazgeçirmesin, sonra sen de helâk olursun!
Süleyman Ateş = "Ona inanmayıp keyfine uyan kimse, seni on(a inanmak)dan alıkoymasın, sonra helâk olursun!"
Tefhim-ul Kuran = «Öyleyse, ona inanmayıp kendi hevasına uyan, sakın seni ondan alıkoymasın; sonra yıkıma uğrarsın.»
Ümit Şimşek = 'Buna inanmayıp da heveslerinin peşine takılanlar sakın seni alıkoymasın; yoksa helâk olursun.
Yaşar Nuri Öztürk = "O halde ona inanmayıp keyfi peşinde giden, seni ondan yüzgeri etmesin. Yoksa perişan olursun."
İskender Ali Mihr = Öyleyse ona (kıyâmet saatine), inanmayanlar ve hevesine (nefsinin afetlerine) tâbî olanlar, sakın seni ondan (kıyâmet gününe îmân etmekten) alıkoymasın. O taktirde sen (de) helâk olursun.
İlyas Yorulmaz = Ahiret gününe inanmayanlar ve yalnızca nefislerinin arzularına uyanlar, seni kıyamet saatine (hesap gününe) hazırlanmaktan döndürmesinler. Sonra yok olursun” dedi.