وَلاَ تَقْرَبُواْ مَالَ الْيَتِيمِ إِلاَّ بِالَّتِي هِيَ أَحْسَنُ حَتَّى يَبْلُغَ أَشُدَّهُ وَأَوْفُواْ الْكَيْلَ وَالْمِيزَانَ بِالْقِسْطِ لاَ نُكَلِّفُ نَفْسًا إِلاَّ وُسْعَهَا وَإِذَا قُلْتُمْ فَاعْدِلُواْ وَلَوْ كَانَ ذَا قُرْبَى وَبِعَهْدِ اللّهِ أَوْفُواْ ذَلِكُمْ وَصَّاكُم بِهِ لَعَلَّكُمْ تَذَكَّرُونَ
Ve lâ takrabû mâlel yetîmi illâ billetî hiye ahsenu hattâ yebluga eşuddehu, ve evfûl keyle vel mîzâne bil kıst(kıstı), lâ nukellifu nefsen illâ vus’ahâ ve izâ kultum fa’dilû ve lev kâne zâ kurbâ, ve bi ahdillâhi evfû, zâlikum vassâkum bihî leallekum tezekkerûn(tezekkerûne).
ve lâ takrabû | : ve yaklaşmayın |
mâle | : mal |
el yetîmi | : yetim |
illâ | : dışında, ...’den başka |
bi elletî | : ki ona |
hiye | : o |
ahsenu | : en güzel |
hattâ | : oluncaya kadar |
yebluga | : erişir, yetişir, gelir |
eşudde-hu | : onun en kuvvetli çağı, erginlik çağı |
ve evfû | : ve vefa edin, ifa edin, yerine getirin |
el keyle | : ölçü, ölçek |
ve el mîzâne | : ve tartı, terazi, mizan |
bi el kıstı | : adaletle |
lâ nukellifu | : biz sorumlu tutmayız |
nefsen | : bir nefs, kişi, kimse |
illâ | : dışında, ...’den başka |
vus’a-hâ | : onun gücü, kapasitesi |
ve izâ | : ve olduğu zaman |
kultum | : siz (söz) söylediniz |
fa’dilû (fe ı’dilû) | : artık adaletli olun |
ve lev kâne | : ve olsa bile |
zâ kurbâ | : yakınlık sahibi, akraba, yakınınız |
ve bi ahdi allâhi | : ve Allah’ın ahdi |
evfû | : vefa edin, ifa edin, yerine getirin |
zâlikum | : işte böyle |
vassâ-kum | : size vasiyet etti, emretti, farz kıldı |
bi-hi | : onunla, onu |
lealle-kum | : umulur ki böylece siz, böylece siz ... diye |
tezekkerûne | : siz tezekkür edersiniz |
Diyanet İşleri = Rüşdüne erişinceye kadar yetimin malına ancak en güzel şekilde yaklaşın. Ölçüyü ve tartıyı adaletle tam yapın. Biz herkesi ancak gücünün yettiği kadarıyla sorumlu tutarız. (Birisi hakkında) konuştuğunuz zaman yakınınız bile olsa âdil olun. Allah’a verdiğiniz sözü tutun. İşte bunları Allah size öğüt alasınız diye emretti.
Abdulbaki Gölpınarlı = Ergenlik çağına gelinceye dek, en iyi bir şekilde olmadıkça yetimin malına yaklaşmayın ve ölçeği, teraziyi dosdoğru ölçüp tartın. Hiçbir kimseye, kudretinden aşırı bir şey teklif edilmemiştir ve söz söylediğiniz zaman hısımınız bile olsa adâleti mutlaka gözetin ve Allah'la ettiğiniz ahde vefa edin. İşte düşünüp öğüt almanız için bunları emretmiştir size.
Abdullah Parlıyan = Ergenlik çağına erişinceye kadar, yetimin mal varlığına, onun iyiliği için olmadıkça dokunmayın. Bütün alışverişlerinizde ölçü ve tartıyı tam olarak, adaletle yapın. Biz hiçbir insana, taşıyabileceğinden daha fazla yük yüklemeyiz. Ve bir görüş belirttiğinizde, yakın akrabanıza karşı olsa da, adaletli olun. Allah'a karşı verdiğiniz sözlere daima riayet edin. Allah bunu düşünüp öğüt alırsınız diye emretti.”
Adem Uğur = Rüşd çağına erişinceye kadar, yetimin malına, sadece en iyi tutumla yaklaşın; ölçü ve tartıyı adaletle yapın. Biz herkese ancak gücünün yettiği kadarını yükleriz. Söz söylediğiniz zaman, yakınlarınız dahi olsa adaletli olun, Allah'a verdiğiniz sözü tutun. İşte Allah size, iyice düşünesiniz diye bunları emretti.
Ahmed Hulusi = (Yetim) olgunluk yaşına ulaşıncaya kadar, en güzel şekilde idare amacı hariç, yetimin malına yaklaşmayın. . . Ölçme ve tartmayı adaletle tam yapın. . . Hiçbir nefse kapasitesinin üstündekini teklif etmeyiz. Söylediğiniz zaman da hakkı söyleyin, isterse yakınınız olsun! Allâh'a olan sözünüzü yaşayın! Aklınızı kullanmanız için, (Allâh) size bu uyarıyı yapar!
Ahmet Tekin = 'Kendisi reşid oluncaya-onsekiz yaşını dolduruncaya kadar, iyi niyetle değerlendirmelerin dışında yetimin malına yaklaşmayın.Ölçeği tam doldurun, ölçmede ve tartıda adâletli olun, sosyal adâleti, sosyal güvenliği temin edip refah payını artırarak, toplumdaki dengeyi sağlayın.Biz herkesi ancak gücünün yettiği kadarıyla mükellef tutarız.Yakınlarınızla ilgili bile olsa, konuştuğunuz zaman adâletli, doğru konuşun.Allah’a verdiğiniz sözü yerine getirin. İşte bunlar tekrar tekrar Allah’ın riayeti size emrettiği hususlardır. Umulur ki, düşünüp öğüt alırsınız.'
Ahmet Varol = Yetim malına, erginlik çağına erişene kadar en iyi şeklin dışında yaklaşmayın; ölçüyü ve tartıyı doğru yapın. Biz kişiye ancak gücünün yeteceği kadar yükleriz. Konuştuğunuzda, akraba bile olsa sözünüzde adil olun. Allah'ın ahdini yerine getirin. Allah size bunları öğüt almanız için buyurmaktadır.
Ali Bulaç = "Yetimin malına, o erginlik çağına erişinceye kadar -o en güzel (şeklin) dışında- yaklaşmayın. Ölçüyü ve tartıyı doğru olarak yapın. Hiç bir nefse, gücünün kaldırabileceği dışında bir şey yüklemeyiz. Söylediğiniz zaman -yakınınız dahi olsa- adil olun. Allah'ın ahdine vefa gösterin. İşte bunlarla size tavsiye (emr) etti; umulur ki öğüt alıp düşünürsünüz."
Ali Fikri Yavuz = Yetimin malına, bulüğ çağına varıncaya kadar, malını en güzel bir şekilde koruyup çoğaltmak hizmetinden başka bir surette yaklaşmayın. Ölçeği ve tartıyı tam ve denk getirin. Biz, herkese gücünün yettiğini teklif ederiz. Söz sahibi olduğunuz zaman, dâvacı veya dâvalı hısım ve akrabanız bile olsa, hep adaleti gözetin. Allah’a karşı verdiğiniz sözlerinizi, yemin ve adaklarınızı yerine getirin. İşte Allah, iyi düşünesiniz diye size bunları emretti.
Ali Ünal = Rüşdüne erinceye kadar (koruma, kullanarak artırma ve zamanında teslim gibi) en güzel tasarruf şekli dışında yetimin malına da yaklaşmayın. Ölçüyü ve tartıyı tastamam yapın –Biz, hiç kimseye kapasitesi üzerinde bir sorumluluk yüklemeyiz–; konuştuğunuz zaman, en yakınlarınızın aleyhinde bile olsa hakkı ve doğruyu söyleyin; ve Allah hakkı ile ilgili bütün sorumluluklarınızı, Allah’a verdiğiniz sözleri ve Allah adına başkalarıyla yaptığınız sözleşmeleri yerine getirin. Bütün bunları Allah size buyuruyor ki, üzerlerinde düşünüp gereken öğüdü alasınız.
Bayraktar Bayraklı = “Rüşd çağına erişinceye kadar yetimin malına, sadece en iyi tutumla yaklaşınız; ölçü ve tartıyı adaletle yapınız! Biz, herkese ancak gücünün yettiği kadarını yükleriz. Söz söylediğiniz zaman, yakınlarınız dahi olsa adaletli olunuz; Allah'a verdiğiniz sözü tutunuz. İşte, düşünüp öğüt alasınız diye Allah size bunları emretti.”
Bekir Sadak = Yetim malina, erginlik cagina erisene kadar en iyi seklin disinda yaklasmayin; olcuyu ve tartiyi dogru yapin. Biz kisiye ancak gucunun yetecegi kadar yukleriz. Konustugunuzda, akraba bile olsa sozunuzde adil olun. Allah'in ahdini yerine getirin. Allah size bunlarÙ t almanÙz i in buyurmaktadÙr.
Celal Yıldırım = Bir de yetim malına —rüşde erinceye kadar— en iyi ve en uygun tarzın dışında yaklaşmayın; ölçüyü tartıyı tam ve doğru ölçün tartın. Hiç kimseye güç getiremiyeceğiyle teklifte bulunmayız. Söz söylediğiniz zaman —yakınınız bile olsa— ancak adaleti gözetin. Allah'ın ahdini (farz ve vâcib kıldığı hususları ve O'na karşı verdiğiniz sözü) yerine getirin. İşte Allah, bunları size emreder; ola ki düşünür de öğüt alırsınız.
Cemal Külünkoğlu = Bir de erginlik çağına girinceye kadar en uygun tarzın dışında yetim malına yaklaşmayın! Ölçüyü tartıyı tam ve denk yapın! (Biz) hiçbir kimseye taşıyabileceğinden fazlasını yüklemeyiz. Ve bir görüş belirttiğinizde, yakın akrabanız olsa da, adil olun (taraf gözetmeyin). Allah'a karşı taahhütlerinize (daima) riayet edin! Öğüt alırsınız diye (Allah) size bunları emretti.
Diyanet İşleri (eski) = Yetim malına, erginlik çağına erişene kadar en iyi şeklin dışında yaklaşmayın; ölçüyü ve tartıyı doğru yapın. Biz kişiye ancak gücünün yeteceği kadar yükleriz. Konuştuğunuzda, akraba bile olsa sözünüzde adil olun. Allah'ın ahdini yerine getirin. Allah size bunları öğüt almanız için buyurmaktadır.
Diyanet Vakfi = Rüşd çağına erişinceye kadar, yetimin malına, sadece en iyi tutumla yaklaşın; ölçü ve tartıyı adaletle yapın. Biz herkese ancak gücünün yettiği kadarını yükleriz. Söz söylediğiniz zaman, yakınlarınız dahi olsa adaletli olun, Allah'a verdiğiniz sözü tutun. İşte Allah size, iyice düşünesiniz diye bunları emretti.
Edip Yüksel = Erginlik çağına erişinceye kadar yetim malına yaklaşmayın. Ölçüyü ve tartıyı doğru dürüst yapın. Kişiye gücünün yetmediğini yüklemeyiz. Konuştuğunuz zaman akrabanız aleyhinde bile olsa doğru olun. ALLAH'a verdiğiniz sözü tutunuz. Bunlar, ders alasınız diye O'nun size verdiği öğütlerdir.
Elmalılı Hamdi Yazır = Ve yetim malına yaklaşmayın, ancak rüşdüne erinceye kadar en güzel suretle başka, ölçeği tartıyı tam ve denk tutun, bir nefse ancak vüs'ünü teklif ederiz, söz sahibi olduğunuz vakit de hep adaleti gözetin velevse hısım olsun, Allahın ahdını yerine getirin, işittiniz a işte size o bunları ferman buyurdu, gerektir ki düşünür tutarsınız
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Yetimin malına, rüşdüne erinceye kadar en güzel şekilden başka türlü yaklaşmayın; ölçeği ve tartıyı tam ve denk tutun. Biz, hiçbir kimseye gücünün yettiğinden başkasını teklif etmeyiz. Söz sahibi olduğunuz zaman yakınlarınıza ait de olsa adaleti gözetin. Allah'a verdiğiniz sözü yerine getirin. Duydunuz ya, O, düşünüp tutasınız diye bunları size emretti.
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Yetimin malına yaklaşmayın; yalnız erginlik çağına erişinceye kadar (malına) en güzel biçimde (yaklaşabilir ve uygun şekilde harcayabilirsiniz). Ölçü ve tartıyı tam adaletle yapın. Biz kimseye gücünün yettiğinden fazlasını teklif etmeyiz. Söylediğiniz zaman da, yakınınız da olsa âdil olun ve Allah'a verdiğiniz sözü tutun. Öğüt alıp düşünesiniz diye Allah bunları size emretmiştir.
Gültekin Onan = "Yetimin malına, o erginlik çağına erişinceye kadar -o en güzel (şeklin) dışında- yaklaşmayın. Ölçüyü ve tartıyı doğru olarak yapın. Hiç bir nefse, gücünün kaldırabileceği dışında bir şey yüklemeyiz. Söylediğiniz zaman -yakınınız dahi olsa- adil olun. Tanrı'nın ahdine vefa gösterin. İşte bunlarla size tavsiye (emr) etti; umulur ki öğüt alıp düşünürsünüz."
Harun Yıldırım = “Yetimin malına yaklaşmayın. Ancak rüşdüne erişinceye kadar en güzel bir şekilde olması müstesna. Ölçüyü ve tartıyı adaletle tam yapın. Biz hiçbir nefse gücünün yettiğinden başkasını yüklemeyiz. Konuştuğunuz zaman –akrabanız da olsa adaletli olun, Allah’ın ahdine vefa gösterin. İşte bunlar Allah’ın size kendisiyle tavsiyede bulunduğu şeylerdir. Umulur ki düşünürsünüz...”
Hasan Basri Çantay = Yetimin malına, rüşdüne erişinceye kadar, o en güzel olanından başka bir suretle, yaklaşmayın. Ölçüyü, tartıyı tam ve doğru tartın. Biz bir kimseye gücünün yetdiğinden başkasını teklif etmeyiz. Söz söylediğiniz vakit — (leh ve aleyhinde söyleyeceğiniz kimse) hısım dahi olsa — adaleti gözetin. Allahın ahdini (verdiğiniz sözü) yerine getirin. İşte (Allah) size, iyice düşünesiniz diye, bunları emretdi.
Hayrat Neşriyat = Ve rüşdüne erinceye kadar yetimin malına, o en güzel bir şekilde (onu muhâfaza ve yetime yardım etme maksadıyla) olanı müstesnâ, yaklaşmayın! Hem ölçüyü ve tartıyı adâletle tam yapın! (Biz) kimseyi gücünün yetmeyeceği bir şeyle mükellef tutmayız; söz söylediğiniz zaman ise, akrabâ bile olsa, artık adâletli olun! Ve Allah’ın ahdini (verdiğiniz sözü) yerine getirin! İşte bunlar (Allah’ın) size o emrettiği (şeyler)dir; tâ ki ibret alasınız.
İbni Kesir = Yetimin malına; erginlik çağına gelinceye kadar o en güzel olanından başka bir şekilde yaklaşmayın. Ölçüyü, tartıyı da tam ve doğru yapın. Biz kimseye, gücünün yettiğinden başkasını yüklemeyiz. Söylediğiniz zaman da -akraba dahi olsa-adil olun. Allah'ın ahdini de yerine getirin. İşte iyice düşünesiniz diye size bunları emretti.
Kadri Çelik = Yetimin malına, erginlik çağına erişene kadar en iyi şeklin dışında yaklaşmayın; ölçüyü ve tartıyı adalet üzere yapın. Biz kişiye ancak gücünün yeteceği kadar yükleriz. Konuştuğunuzda, akraba bile olsa sözünüzde adil olun. Allah'ın ahdine vefa gösterin. Allah size bunları belki kendinize gelirsiniz diye öğütlemektedir.
Muhammed Esed = ve rüşd yaşına erişmeden önce yetimin mal varlığına -onun iyiliği için olmadıkça- dokunmayın". (Bütün alış verişlerinizde) ölçü ve tartıya tam olarak, adaletle uyun; (Biz) hiçbir insana taşıyabileceğinden daha fazla yük yüklemeyiz; ve bir görüş belirttiğinizde, yakın akrabanıza (karşı) olsa da, adil olun. Allaha karşı taahhütlerinize (daima) riayet edin: bunu Allah size emretti ki ders alabilesiniz.
Mustafa İslamoğlu = Rüştüne erinceye kadar, lehine olmadıkça yetimin malına dokunmayın; (maddi manevi her alanda) ölçüp tartarken hikmet ve hakkinayeti gözetin; (bilin ki) Biz insana gücünün yettiğinden fazlasını yüklemeyiz; ve biri hakkında konuşacaksanız yakınınız da olsa adil olun; Allah'la olan sözleşmenize sadakat gösterin! Bütün bunları Allah size emretti ki, sorumluluğunuzu aklınızdan çıkarmayasınız.
Ömer Nasuhi Bilmen = Ve yetimin malına (rüştüne kadar) yaklaşmayınız, meğer ki, en güzel bir suretle ola. Ve ölçeği ve tartıyı adâlet üzere ifâ ediniz. Biz bir kimseyi halinin fevkinde birşey ile mükellef kılmayız ve söz söyleyeceğiniz zaman adâlette bulununuz, velev ki, karabet sahibi olsun. Ve Allah Teâlâ'nın ahdini yerine getiriniz. İşte size bunlar ile tavsiyede bulunmuştur. Umulur ki, düşünürsünüz, (nasihatyab olursunuz).
Ömer Öngüt = Yetim malına, erginlik çağına erişinceye kadar, sadece en güzel niyetin dışında yaklaşmayın. Ölçüyü ve tartıyı tam ve doğru yapın. Biz kişiye ancak gücünün yeteceği kadar yükleriz. Konuştuğunuzda, yakınlarınız dahi olsa adaleti gözetin. Allah'a verdiğiniz sözü tutun. Allah size bunları öğüt alasınız diye vasiyet etmiştir.
Şaban Piriş = Yetimin malına, rüşt çağına ulaşıncaya kadar, en güzel tarzın dışında yaklaşmayın. Ölçüyü ve tartıyı doğru yapın. Biz, bir kimseyi ancak gücünün yettiği kadar mükellef tutarız. Konuştuğunuz zaman akraba bile olsa adaletli olun. Ve Allah’a verdiğiniz sözü yerine getirin! İşte, (Allah) size bunları düşünür, öğüt alırsınız diye tavsiye ediyor.
Sadık Türkmen = Yetimin malına yaklaşmayın, ergenlik çağına erişinceye kadar!.. Yetimin lehine olan iyi bir tutumla olması hariç! Ölçü ve tartıyı tam bir adalet ile tutun. Biz, hiç kimseye gücünün yettiğinden başkasını teklif etmeyiz! Söylediğiniz zaman adaleti gözetin; velev ki, akrabanız dahi olsa! Allah’a verdiğiniz sözü yerine getirin! İşte size, bunları tavsiye etti. Olur ki, hatırlayıp öğüt alırsınız!..
Seyyid Kutub = Erginlik çağına erinceye kadar yetimin malına sadece niyetlerin en iyisi ile yaklaşınız. Ölçüde ve tartıda dürüst olunuz. Biz hiç kimseye kapasitesini aşan bir yük yüklemeyiz. Bir söz söylerken, söz konusu olan akrabanız bile olsa, doğru konuşunuz. Allah'a verdiğiniz sözü tutunuz. İşte Allah, ola ki düşünüp öğüt alırsınız diye size bu direktifleri veriyor.
Suat Yıldırım = Rüşdüne erinceye kadar, yetimin malına en güzel şeklin dışında bir sûrette yaklaşmayın. Ölçüyü, tartıyı tam ve doğru yapın. Biz hiç kimseye gücünün yettiğinden fazlasını yüklemeyiz. Hakkında konuştuğunuz kimse, akrabanız bile olsa, yine doğruyu söyleyin!Allah’a verdiğiniz ahdi tutun. İşte düşünüp tutasınız diye Allah size bunları emretti.
Süleyman Ateş = Yetimin malına yaklaşmayın: yalnız erginlik çağına erişinceye kadar (onun malına) en güzel biçimde (yaklaşabilir, onu uygun tarzda sarfedebilirsiniz); ölçü ve tartıyı tam adâletle (dengeli) yapın. Biz, kişiye gücünün yettiğinden fazlasını teklif etmeyiz. Söylediğiniz zaman da akrabânız da olsa adâlet yapın ve Allah'a verdiğiniz sözü tutun. Hatırlayıp öğüt alasınız diye (Allâh) size bunları tavsiye etti.
Tefhim-ul Kuran = «Yetimin malına, o erginlik çağına erişinceye kadar -o en güzel (şeklin) dışında- yaklaşmayın. Ölçüyü ve tartıyı doğru olarak yapın. Hiç bir nefse, gücünün kaldırabileceği dışında bir şey yüklemeyiz. Söylediğiniz zaman -yakınınız dahi olsa- adil olun. Allah'ın ahdine de vefa gösterin. İşte bunlarla size tavsiye (emr) etti; umulur ki öğüt alıp düşünürsünüz.»
Ümit Şimşek = Rüştüne erinceye kadar yetimin malına yaklaşmayın; ancak en güzel bir şekilde yaklaşırsanız o başkadır. Ölçüyü ve tartıyı adaletle yerine getirin. Biz kimseye gücünden fazlasını yüklemeyiz. Söz söylediğiniz zaman ise, isterse yakınlarınız hakkında olsun, adaleti gözetin. Allah'ın ahdini yerine getirin. Öğüt alırsınız diye, Rabbiniz size işte bunları emretti.
Yaşar Nuri Öztürk = "Yetimin malına yaklaşmayın! Ancak rüştüne erişinceye kadar en güzel yolla ilgilenme hali müstesna. Ölçme ve tartmayı tam bir dürüstlükle yerine getirin. Hiç kimseye yaratılış kapasitesinin üstünde yükümlülük getirmiyoruz. Konuştuğunuz zaman, yakınlarınız/aleyhine de olsa, adaleti gözetin. Ve Allah'a verdiğiniz söze sadık kalın. Düşünüp öğüt alasınız diye O size bunları önerdi.
İskender Ali Mihr = Yetimin malına, o en kuvvetli çağına gelinceye kadar, en güzel şekliyle olmadıkça yaklaşmayın. Ölçü ve tartıyı adaletle yerine getirin. Kimseyi gücünün dışında (bir şey ile) sorumlu tutmayız. Söylediğiniz zaman, yakınınız olsa bile, artık adaletle söyleyin. Allah’ın ahdini yerine getirin (ifa edin). Böylece tezekkür edersiniz diye, (Allah) işte böyle, size onunla vasiyet (emir) etti.
İlyas Yorulmaz = Yetimin mallarına, rüştüne erinceye kadar, en güzel bir şekilde yaklaşın. Ölçü ve tartı ile yaptığınız işlerde adaletle ölçün, tartın. Biz hiçbir nefse, gücünün yettiğinden fazlasını yüklemeyiz. Yakınlarınızda olsa, söylemeniz gereken bir sözü, adalet içerisinde söyleyin. Allah ile olan sözleşmelerinizi yerine getirin. Böylece Allah size tavsiyelerde bulunuyor ki, belki düşünürsünüz.