بَلَى إِنَّ رَبَّهُ كَانَ بِهِ بَصِيرًا
Belâ, inne rabbehu kâne bihî basîrâ(basîran).
Diyanet İşleri = Hayır! Sandığı gibi değil! Şüphesiz Rabbi onu görüyordu.
Abdulbaki Gölpınarlı = Evet, şüphe yok ki Rabbi, onu görürdü.
Abdullah Parlıyan = Halbuki Rabbi onun her halini görüyordu.
Adem Uğur = Oysa gerçekten Rabbi onu görüyordu.
Ahmed Hulusi = Hayır! Muhakkak ki onun Rabbi, onda Basıyr idi!
Ahmet Tekin = Hayır! Gerçekten Rabbi onu görüyordu.
Ahmet Varol = Hayır. Muhakkak ki, Rabbi onu görüyordu.
Ali Bulaç = Hayır; gerçekten Rabbi, kendisini çok iyi görendi.
Ali Fikri Yavuz = Aksine Rabbi onu görmekte idi.
Ali Ünal = Hayır! O Rabbine dönecek! Zira Rabbi, devamlı sûrette onun yaptıklarını görüyor, tek tek kontrol ediyordu. (Bu kontrolün de elbette böyle bir neticesi olacaktı.)
Bayraktar Bayraklı = (14-15) Çünkü o, hiçbir zaman Rabbine dönmeyeceğini sandı. Oysa gerçekten Rabbi onu görüyordu.
Bekir Sadak = Bilin ki, Rabbi onu suphesiz gormekteydi.
Celal Yıldırım = Hayır, (kurtuluş yok) şüphesiz ki Rabbi onun yaptıklarını (bir bir) görmekteydi.
Cemal Külünkoğlu = Hayır, sandığı gibi değil (o Rabbine mutlaka varacaktır)! Şüphesiz Rabbi onu(n yaptıklarını çok iyi) görendir.
Diyanet İşleri (eski) = Bilin ki, Rabbi onu şüphesiz görmekteydi.
Diyanet Vakfi = Oysa gerçekten Rabbi onu görüyordu.
Edip Yüksel = Doğrusu, Rabbi onu görmektedir.
Elmalılı Hamdi Yazır = Hayır, çünkü rabbı onu gözetiyordu
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Hayır, çünkü Rabbi, onu gözetiyordu.
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Hayır Rabbi onu görmekte idi.
Gültekin Onan = Hayır; gerçekten rabbi, kendisini çok iyi görendi.
Harun Yıldırım = Hayır; gerçekten Rabbi onu çok iyi görendi.
Hasan Basri Çantay = Hayır (o, Rabbine dönecekdi). Çünkü Rabbi onu çok iyi görendi.
Hayrat Neşriyat = (14-15) Çünki o, (Rabbine) aslâ dönmeyeceğini sanmıştı. Hayır! Şübhesiz Rabbi onu hakkıyla görücü idi!
İbni Kesir = Hayır; muhakkak Rabbı, onu görmekteydi.
Kadri Çelik = Hayır! Gerçekten Rabbi, onu çok iyi görendi.
Muhammed Esed = Evet, öyle! Halbuki Rabbi, onda olan her şeyi görmekteydi!
Mustafa İslamoğlu = evet öyleydi, ama Rabbi onu sürekli gözetliyordu.
Ömer Nasuhi Bilmen = Hayır. Şüphe yok ki, Rabbi onu görür olmuştur.
Ömer Öngüt = Hayır! Gerçekten Rabbi onu görüyordu.
Şaban Piriş = Elbette dönecekti! Çünkü Rabbin onu gözlüyordu.
Sadık Türkmen = Aksine hiç şüphesiz Rabbi onu görmekte idi.
Seyyid Kutub = Aksine Rabbi onu görmekte idi.
Suat Yıldırım = Hayır! O Rabbine dönecek! Zira Rabbi, devamlı sûrette onun yaptıklarını görüyor, tek tek kontrol ediyordu. (Bu kontrolün de elbette böyle bir neticesi olacaktı.)
Süleyman Ateş = Hayır, Rabbi O'nu görmekte idi.
Tefhim-ul Kuran = Hayır; gerçekten onun Rabbi, kendisini çok iyi görendi.
Ümit Şimşek = Aksine, Rabbi onu görüyordu.
Yaşar Nuri Öztürk = Hayır! Rabbi onu iyice görmekteydi.
İskender Ali Mihr = Hayır, (öyle değil) muhakkak ki Rabbi, onu en iyi görendir.
İlyas Yorulmaz = Ancak, Rabbi onu her zaman görendi.