فَالْيَوْمَ لَا يُؤْخَذُ مِنكُمْ فِدْيَةٌ وَلَا مِنَ الَّذِينَ كَفَرُوا مَأْوَاكُمُ النَّارُ هِيَ مَوْلَاكُمْ وَبِئْسَ الْمَصِيرُ
Fel yevme lâ yû’hazu minkum fîd yetun ve lâ minellezîne keferû, me’vâkumun nâr(nâru), hiye mevlâkum, ve bi’sel masîr(masîru).
fe | : artık |
el yevme | : o gün |
lâ yu’hazu | : alınmaz |
min-kum | : sizden |
fidyetun | : bir fidye, bedel, ödeme |
ve lâ | : ve olmaz |
min ellezîne | : o kimselerden, onlardan |
keferû | : inkâr ettiler |
me’vâ-kum(u) | : sizin barınağınız, sığınacak yeriniz |
en nâru | : ateş |
hiye | : o |
mevlâ-kum | : sizin velîniz, dostunuz |
ve bi’se | : ve ne kötü |
el masîru | : dönüş yeri, ulaşılacak yer |
Diyanet İşleri = Bugün artık ne sizden, ne de inkâr edenlerden bir fidye alınır. Barınağınız ateştir. Size yaraşan odur. Orası gidilecek ne kötü yerdir!
Abdulbaki Gölpınarlı = Artık bugün ne sizden, azaptan kurtulmanız için bir şey alınır, ne kâfir olanlardan ve yurdunuz ateştir sizin, odur size lâyık olan ve orası, dönüp gidilecek ne de kötü yerdir.
Abdullah Parlıyan = Ve böylece bugün siz münafıklardan ve Allah'tan gelen gerçekleri örtbas edenlerden, hiçbir fidye kabul edilmeyecek. Sizin varacağınız yer ateştir. O sizin tek sığınağınızdır ve ne kötü bir varış yeridir.
Adem Uğur = Bugün artık ne sizden ne de inkâr edenlerden bedel kabul edilir, varacağınız yer ateştir. Size yaraşan odur. Ne kötü bir dönüş yeridir!
Ahmed Hulusi = Bugün artık ne sizden (münafıklar) ve ne de hakikat bilgisini inkâr edenlerden bir kurtuluş bedeli alınır! Sığınağınız Nâr'dır. . . O (Nâr) sizin mevlânızdır. . . Ne kötü dönüş yeridir o!
Ahmet Tekin = Bugün, artık ne sizden, ne kulluk sözleşmesindeki ortak taahhütlerini, Allah’a iman, kulluk ve sorumluluk bilincini şuur altına iterek örtbas edip inkârda ısrar edenlerden, kâfirlerden fidye kabul edilir. Mekânınız ateştir. Size lâyık olan orasıdır. Orası ne kötü bir cezalandırma ve nihaî bir dönüş yeridir.
Ahmet Varol = Bugün artık ne sizden, ne de inkar edenlerden fidye alınır. Varacağınız yer ateştir. Size yaraşan odur. Orası ne kötü bir varış yeridir!
Ali Bulaç = Artık bugün sizden herhangi bir fidye alınmaz ve inkâr edenlerden de.. Barınma yeriniz ateştir, sizin veliniz (size yaraşan dost) odur; o ne kötü bir gidiş yeridir.
Ali Fikri Yavuz = (Ey münafıklar), artık bugün ne sizden, ne de o kâfir olanlardan (kurtulmanız için) bir karşılık, bedel kabul edilmez. Sığınacağınız yer ateştir; size yaraşan odur. O, ne kötü bir gidiş yeridir!...
Ali Ünal = “Bugün sizden (verebilecek olsanız bile) kurtuluş fidyesi de kabul edilmeyecektir, sizden de, küfür (ve şirk) içinde ölüp gitmiş olanlardan da. Artık barınağınız Ateş’tir. Sizi kucaklayacak olan ve size yaraşır yer orasıdır. Ne fena bir âkıbet, ne kötü bir son durak!”
Bayraktar Bayraklı = Bugün artık ne sizden ne de inkâr edenlerden bedel kabul edilir. Varacağınız yer ateştir. Size yaraşan odur. Ne kötü bir dönüş yeridir!
Bekir Sadak = Bugun sizden ve inkar edenlerden fidye kabul edilmez. Varacaginiz yer atestir, layiginiz orasidir; ne kotu bir donustur!
Celal Yıldırım = Artık bugün ne sizden, ne de küfre sapanlardan fidye (kurtuluş akçesi) alınmaz. Varıp kalacağınız yer Cehennem'dir, sizin dostunuz, sahip çıkanınız ateştir. Ne kötü varış yeridir orası!
Cemal Külünkoğlu = (Ey münafıklar!) Bugün ne sizden ve ne de inkârcılardan fidye kabul edilmez. (Yaptıklarınız yüzünden) varacağınız yer cehennem ateşidir. Size layık olan da odur. Orası ne kötü bir yerdir!
Diyanet İşleri (eski) = Bugün sizden ve inkar edenlerden fidye kabul edilmez; varacağınız yer ateştir, layığınız orasıdır; ne kötü bir dönüştür!
Diyanet Vakfi = Bugün artık ne sizden ne de inkâr edenlerden bedel kabul edilir, varacağınız yer ateştir. Size yaraşan odur. Ne kötü bir dönüş yeridir!
Edip Yüksel = Bugün ne sizden ne de inkar edenlerden bir fidye kabul edilmez. Yeriniz cehennemdir; mevlanız odur. Ne kötü bir duraktır.
Elmalılı Hamdi Yazır = Artık bugün ne sizden, ne de o küfredenlerden fidye kabul edilmez, sığınacağınız yer ateştir, lâyıkınız odur, ona gidiş de ne fenadır!
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Artık bugün ne sizden ne de inkar edenlerden fidye kabul edilmez, sığınacağınız yer ateştir. Layıkınız odur, ona gidiş de ne kötüdür!»
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Bugün artık ne sizden ne de inkar edenlerden fidye kabul edilir, varacağınız yer ateştir. Size yaraşan odur. Orası ne kötü bir dönüş yeridir!
Gültekin Onan = Artık bugün sizden herhangi bir fidye alınmaz ve küfredenlerden de... Barınma yeriniz ateştir, sizin veliniz (size yaraşan dost) odur; o ne kötü bir gidiş yeridir.
Harun Yıldırım = Artık bugün sizden de fidye alınmaz, küfürde ısrar edenlerden de. Varacağınız yer ateştir. Veliniz odur. Ne kötü bir dönüştür.
Hasan Basri Çantay = İşte bugün ne sizden (ey münafıklar), ne de (zaahiren ve baatınen) küfredenlerden hiçbir fidye (-i necat) alınmaz. Sığınacağınız yer ateşdir, size yaraşan odur. O, ne kötü gidiş yeridir!
Hayrat Neşriyat = (Ey münâfıklar!) Artık bugün ne sizden (kurtuluşunuza bedel olacak) bir fidye alınır, ne de inkâr edenlerden! Varacağınız yer, ateştir! Size lâyık olan (da) odur! O ise, ne kötü varılacak yerdir!
İbni Kesir = Bugün, sizden ve küfretmiş olanlardan fidye kabul edilmez. Varacağınız yer ateştir. Size yaraşan odur. Ve o, ne kötü dönüş yeridir.
Kadri Çelik = Artık bugün ne sizden, ne de o küfre sapanlardan fidye alınmaz. Barınma yeriniz ateştir, sizin mevlanız odur; o pek de kötü bir gidiş yeridir.
Muhammed Esed = Ve böylece, bugün ne sizden, ne de hakikati (açıkça) inkar etmiş olanlardan hiçbir fidye kabul edilmeyecek. Sizin varacağınız yer ateştir. O sizin (tek) sığınağınızdır ve ne kötü bir varış yeridir!"
Mustafa İslamoğlu = Artık bu gün, ne sizden ne de kafirlerden kurtuluş akçesi kabul edilmez. Son durağınız ateştir ve tek can dostunuz da odur: o ne kötü varış yeridir.
Ömer Nasuhi Bilmen = Artık bugün ne sizden (ey ehl-i nifak) ne de kâfir olan kimselerden fidye-i necât kabul edilmez. Sizlerin sığınacağınız yer, cehennemdir. Sizin için evlâ olan odur. Ve (O) ne kötü gidiş mahallidir!»
Ömer Öngüt = Bugün artık sizden de inkâr edenlerden de fidye kabul edilmez. Varacağınız yer ateştir. Odur sizin lâyığınız. O ne kötü bir dönüş yeridir!
Şaban Piriş = -Bugün sizden fidye kabul edilmeyecek, inkar etmiş olanlardan da. Barınağınız ateştir. Size yaraşan odur. Ne kötü bir sonuç!
Sadık Türkmen = Bugün artık ne sizden, ne de inkâr edenlerden bir fidye alınır. Barınağınız ateştir. Size yaraşan odur. Orası gidilecek ne kötü yerdir!
Seyyid Kutub = bu gün ne sizden ve ne de kâfirlerden fidye kabul edilmez. Varacağınız yer cehennem ateşidir. Size orası yaraşır. Orası ne kötü bir yerdir!
Suat Yıldırım = "Bugün artık ne sizden, ne de kâfirlerden kurtuluş fidyesi kabul edilmez. Varacağınız yer ateştir. Sizin lâyığınız odur. Orası varılacak ne kötü yerdir!"
Süleyman Ateş = Bugün artık ne sizden, ne de inkâr edenlerden fidye alınmaz, varacağınız yer ateştir. Sizin layığınız odur. Ne kötü gidilecek yerdir orası!
Tefhim-ul Kuran = Artık bugün sizden herhangi bir fidye alınmaz ve küfretmekte olanlardan da. Barınma yeriniz ateştir, sizin veliniz (size yaraşan dost) odur; o ne kötü bir gidiş yeridir.
Ümit Şimşek = Bugün ne sizden, ne de inkâr edenlerden fidye kabul edilmez. Varacağınız yer ateştir ki, size lâyık olan da budur. Varılacak ne kötü bir yerdir orası!
Yaşar Nuri Öztürk = Bugün artık ne sizden fidye alınır ne de küfre sapanlardan. Varacağınız yer ateştir. Odur sizin mevlânız. Ne kötü dönüş yeridir o!
İskender Ali Mihr = Artık o gün, sizden bir fidye (bedel) alınmaz (kabul edilmez) ve kâfirlerden de. Sizin mevanız (sığınağınız) ateştir, sizin mevlânız (dostunuz) odur. Ve ne kötü varış yeri.
İlyas Yorulmaz = Bugün, sizden ve inkâr edenlerden azaba karşılık fidye alınmaz. Kalacağınız yer ateştir ve orası, ne kadar kötü kalınacak bir yer, dönüş yeri olarak ne kadar kötü yer.