وَلَقَدْ آتَيْنَا دَاوُودَ وَسُلَيْمَانَ عِلْمًا وَقَالَا الْحَمْدُ لِلَّهِ الَّذِي فَضَّلَنَا عَلَى كَثِيرٍ مِّنْ عِبَادِهِ الْمُؤْمِنِينَ
Ve lekad âteynâ dâvûde ve suleymâne ilmâ(ilmen), ve kâlâl hamdu lillâhillezî faddalenâ alâ kesîrin min ibâdihil mu’minîn(mu’minîne).
ve lekad | : ve andolsun |
âteynâ | : biz verdik |
dâvûde | : Davut |
ve suleymâne | : ve Süleyman |
ilmen | : ilim |
ve kâlâ | : ve (ikisi) dediler |
el hamdu | : hamd |
li allâhi | : Allah’a |
ellezî | : ki o |
faddale-nâ | : bizi üstün kıldı |
alâ kesîrin | : çoğuna |
min ibâdi-hi | : kullarından |
el mu’minîne | : mü’minler, mü’min olanlar |
Diyanet İşleri = Andolsun! Biz Dâvûd’a ve Süleyman’a ilim verdik. Onlar, “Hamd, bizi mü’min kullarının birçoğundan üstün kılan Allah’a mahsustur” dediler.
Abdulbaki Gölpınarlı = Ve andolsun ki biz, Dâvûd'a ve Süleyman'a bilgi verdik ve hamdolsun Allah'a ki dediler, bizi inanan kullarının çoğundan üstün etti.
Abdullah Parlıyan = Ve gerçek şu ki biz, Davud'a, Süleyman'a da ilim verdik. Bundan dolayı, onların ikisi de: “Bütün eksiksiz övgüler bizi, inanan diğer kullarından üstün kılan Allah'a aittir” derlerdi.
Adem Uğur = Andolsun ki biz, Davud'a ve Süleyman'a ilim verdik. Onlar: Bizi, mümin kullarının birçoğundan üstün kılan Allah'a hamd olsun, dediler.
Ahmed Hulusi = Andolsun ki Davud'a ve Süleyman'a bir ilim verdik. . . (O ikisi): "Bizi iman eden kullarından pek çoğuna üstün kılan Allâh'a aittir Hamd" dediler.
Ahmet Tekin = Andolsun biz Dâvûd’a ve Süleyman’a ilim verdik. Onlar:'Lütufta bulunarak bizi mü’min kullarının birçoğundan üstün kılan Allah’a hamdolsun' dediler.
Ahmet Varol = Andolsun biz Davud'a ve Süleyman'a bir ilim verdik. Onlar da: 'Bizi mü'min kullarının çoğuna üstün kılan Allah'a hamdolsun' dediler.
Ali Bulaç = Andolsun, Davud'a ve Süleyman'a bir ilim verdik: "Bizi inanmış kullarından birçoğuna göre üstün kılan Allah'a hamdolsun." dediler.
Ali Fikri Yavuz = Gerçekten biz, Davûd’a ve Süleyman’a bir ilim verdik de onlar şöyle dediler: “-Hamd olsun O Allah’a ki, bizi mümin kullarından çoğu üzerine üstün kıldı.”
Ali Ünal = Beri tarafta, (Firavunların asırlarca zulmettiği İsrail Oğulları’nı o zulümlerden kurtardık ve her bakımdan zirveye taşıdık. Bu arada) Davud’a ve Süleyman’a hususî bir ilim verdik. (Onlar, her zaman şükür hisleriyle dopdolu olarak,) “Bütün hamd, bize mü’min kullarından pek çoğunun üzerinde mevki veren Allah içindir!” diye hamd ederlerdi.
Bayraktar Bayraklı = Andolsun biz, Dâvûd'a da Süleyman'a da ilim verdik. Onlar şöyle dediler: “Bizi, mümin kullarının birçoğundan üstün kılan Allah'a hamd olsun!”[389]
Bekir Sadak = And olsun ki, Davud'a ve Suleyman'a ilim verdik. Ikisi «Bizi mumin kullarinin cogundan ustun kilan Allah'a hamdolsun» dediler.
Celal Yıldırım = And olsun ki Davud'a ve Süleyman'a ilim verdik. Onlar da «bizi mü'min kullarından bir çoğuna üstün kılan o Allah'a hamd olsun» dediler.
Cemal Külünkoğlu = Andolsun! Biz Davud'a ve Süleyman'a ilim verdik. Onlar da: “Bizi mü'min kullarından birçoğuna (bazı özelliklerle) üstün kılan Allah'a hamd olsun” dediler.
Diyanet İşleri (eski) = And olsun ki, Davud'a ve Süleyman'a ilim verdik. İkisi 'Bizi mümin kullarının çoğundan üstün kılan Allah'a hamdolsun' dediler.
Diyanet Vakfi = Andolsun ki biz, Davud'a ve Süleyman'a ilim verdik. Onlar: Bizi, mümin kullarının birçoğundan üstün kılan Allah'a hamd olsun, dediler.
Edip Yüksel = Biz Davud'a ve Süleyman'a bilgi vermiştik de, 'Bize, inanan kullarının birçoğundan daha fazla bağışta bulunan ALLAH'a övgüler olsun,' demişlerdi.
Elmalılı Hamdi Yazır = Şanım hakkı için Davûda ve Süleymana bir ılim verdik, ikisi de hamd o Allaha ki, dediler: bizi mü'min kullarından bir çoğunun üzerine tafdıyl buyurdu
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Andolsun ki, Davut'a ve Süleyman'a bir ilim verdik. İkisi de: «Bizi mü'min kullarının bir çoğundan üstün kılan Allah'a hamdolsun.» dediler.
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Andolsun ki biz, Davud'a ve Süleyman'a bir ilim verdik. Onlar: «Bizi mümin kullarının birçoğundan üstün kılan Allah'a hamd olsun» dediler.
Gültekin Onan = Andolsun, Davud'a ve Süleyman'a bir ilim verdik: "Bizi inançlı kullarından birçoğuna göre üstün kılan Tanrı'ya hamdolsun" dediler.
Harun Yıldırım = Andolsun ki biz, Davud'a ve Süleyman'a ilim verdik. Onlar: Bizi, mümin kullarının birçoğundan üstün kılan Allah'a hamd olsun, dediler.
Hasan Basri Çantay = Andolsun ki biz Dâvuda ve Süleymana ilim vermişizdir. (Bundan dolayı) onlar: «Bizi mü'min kullarının bir çoğundan üstün kılan. Allaha hamd olsun» dediler.
Hayrat Neşriyat = (Habîbim, yâ Muhammed!) And olsun ki (biz) Dâvûd’a ve Süleymân’a bir ilim verdik de: 'Bizi mü’min kullarının birçoğundan üstün kılan Allah’a hamd olsun!' dediler.
İbni Kesir = Andolsun ki; Biz, Davud'a ve Süleyman'a iıim verdik. İkisi de: Bizi mü'min kullarının çoğundan üstün kılan Allah'a hamdolsun, dediler.
Kadri Çelik = Şüphesiz biz Davud'a ve Süleyman'a bir ilim verdik. “Bizi inanmış kullarından birçoğuna göre üstün kılan Allah'a hamdolsun” dediler.
Muhammed Esed = Ve gerçek şu ki, Biz Davud'a da, Süleyman'a da ilim verdik; bunun için, onların ikisi de "Bütün övgüler, bizi inanan kullarının birçoğundan üstün kılan Allah'a aittir!" derlerdi.
Mustafa İslamoğlu = Doğrusu, Davud'a ve Süleyman'a da ilim vermiştik; o ikisi "Bütün hamd, bizi mü'min kullarının birçoğundan üstün kılan Allah'a mahsustur!" demişlerdi.
Ömer Nasuhi Bilmen = Kasem olsun ki, Dâvud'a ve Süleyman'a bir ilim verdik ve dediler ki: «Hamd O Allah'a olsun ki, bizi mü'min kullarından birçoğu üzerine tafdil buyurmuştur.»
Ömer Öngüt = Andolsun ki biz Davut'a ve Süleyman'a ilim verdik. Onlar: “Bizi mümin kullarının çoğundan üstün kılan Allah'a hamdolsun. ” dediler.
Şaban Piriş = Davud’a ve Süleyman’a da ilim vermiştik. Onlar da: -Bizi, mümin kullarından çoğuna üstün kılan Allah’a hamdolsun, demişlerdi.
Sadık Türkmen = Ve gerçek ŞU Kİ, Biz Davud’a ve Süleyman’a bir ilim verdik. Dediler ki: “İnanan kullarının birçoğundan bizi farklı kılan Allah’a övgüler olsun!”
Seyyid Kutub = Biz Davud'a ve Süleyman'a ilim verdik. Onlar da «Bizi birçok müslüman kulundan daha üstün kılan Allah'a hamd olsun» dediler.
Suat Yıldırım = Biz Davud’a ve Süleyman’a ilim verdik. Onlar da: "Bizi mümin kullarının çoğuna üstün kılan Allah’a hamd olsun." dediler.
Süleyman Ateş = Andolsun biz, Dâvûd'a ve Süleyman'a bir ilim verdik de onlar: "Bizi inanan kullarından birçoğuna üstün kılan Allah'a hamdolsun." dediler.
Tefhim-ul Kuran = Andolsun, biz Davud'a ve Süleyman'a bir ilim verdik: «Bizi inanmış kullarından birçoğuna göre üstün kılan Allah'a hamdolsun» dediler.
Ümit Şimşek = Biz Davud'a ve Süleyman'a da ilim verdik; ve onlar, 'Bizi mü'min kullarının birçoğundan üstün kılan Allah'a hamd olsun' dediler.
Yaşar Nuri Öztürk = Yemin olsun, biz, Davûd'a da Süleyman'a da bir ilim verdik. Onlar şöyle dediler: "Bizi, mümin kullarının bir çoğundan üstün kılan Allah'a hamd olsun."
İskender Ali Mihr = Ve andolsun ki Dâvud (a.s)’a ve Süleyman (a.s)’a ilim verdik. Ve (onlar): "Mü’min kullarının çoğundan bizi üstün kılan Allah’a hamdolsun." dediler.
İlyas Yorulmaz = Davut ve Süleyman’a da ilim verdik. İkisi “Bütün övgü, bizi inanan kullarının pek çoğunun üzerine (bilgi ve servet olarak) üstün tutan Allah’a aittir” dediler.