لَقَالُواْ إِنَّمَا سُكِّرَتْ أَبْصَارُنَا بَلْ نَحْنُ قَوْمٌ مَّسْحُورُونَ
Le kâlû innemâ sukkiret ebsârunâ bel nahnu kavmun meshûrûn(meshûrûne).
Diyanet İşleri = (14-15) Onlara gökten bir kapı açsak da oradan yukarı çıkmaya koyulsalar, yine “Gözlerimiz döndürüldü, biz herhâlde büyülenmiş bir toplumuz” derlerdi.
Abdulbaki Gölpınarlı = Bunu görürler de gene ancak derler, gözlerimiz bağlandı bizim, hattâ büyülenmiş bir topluluğuz biz.
Abdullah Parlıyan = Yine de diyeceklerdi ki: “Bizim düpedüz gözlerimiz bağlandı, belki de biz büyülenmiş bir toplumuz.”
Adem Uğur = Gözlerimiz boyandı, daha doğrusu bize büyü yapılmıştır derler.
Ahmed Hulusi = Elbette şöyle derlerdi: "Gözlerimiz bağlandı, hatta biz sihirlenmiş bir toplumuz!"
Ahmet Tekin = Kesinlikle diyecek bir şey bulurlardı:'Gözlerimiz boyandı, aklımız karıştı. Daha doğrusu biz büyülenerek aklı etki altına alınmış bir kavimiz.' derlerdi.
Ahmet Varol = Mutlaka: 'Bizim gözlerimiz döndürüldü. Belki de biz büyülenmiş bir topluluğuz' derler.
Ali Bulaç = Mutlaka: "Gözlerimiz döndürüldü, belki biz büyülenmiş bir topluluğuz" diyeceklerdir.
Ali Fikri Yavuz = (14-15) O müşriklere, gökten bir kapı açsak da oradan yukarı çıksalar (gözleriyle göreceklerini görseler), şöyle diyeceklerdi: “- Muhakkak ki gözlerimiz döndürüldü; daha doğrusu, biz büyülenmiş bir topluluğuz.”
Ali Ünal = Hiç şüpheniz olmasın ki, “Bu bir gözbağcılığı, gözlerimiz bağlandı; daha doğrusu bize büyü yapıldı!” derler.
Bayraktar Bayraklı = (14-15) Onlara gökten bir kapı açsaydık da oraya çıkmaya koyulsalardı; “şüphesiz ki gözlerimiz döndü; hayır, büyüye uğramış bir topluluk olduk” derlerdi.[251]
Bekir Sadak = (14-15) Onlara gokten bir kapi acsak da, oradan cikmaga koyulsalar: «Gozlerimiz dondu, biz herhalde buyulendik» derler. *
Celal Yıldırım = (14-15) Kendilerine gökten bir kapı açsak, onlar da yukarı yükselip çıksalar yine de diyecekler ki, gözlerimize perde kapanmış, belki de biz büyülenmiş bir milletiz.
Cemal Külünkoğlu = (14-15) Hatta o inkârcılara gökten bir kapı açsak da oradan yukarı çıksalar yine: “Gözlerimiz hayal görüyor, herhalde birileri bize büyü yaptı” derler.
Diyanet İşleri (eski) = (14-15) Onlara gökten bir kapı açsak da, oradan çıkmağa koyulsalar: 'Gözlerimiz döndü, biz herhalde büyülendik' derler.
Diyanet Vakfi = (14-15) Onlara gökten bir kapı açsak da oradan yukarı çıksalar, yine de «Gözlerimiz boyandı, daha doğrusu bize büyü yapılmıştır.» derler.
Edip Yüksel = 'Gözlerimiz sarhoş edildi, büyülendik,' diyeceklerdi.
Elmalılı Hamdi Yazır = (14-15) Üzerlerine Semadan bir kapı açsak da orada urûc ediyor olsalar, diyeceklerdi ki her halde gözlerimiz döndürüldü, belki biz büyüye tutulmuş bir kavmiz.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = (14-15) Onlara gökten bir kapı açsak da oradan yukarı çıksalardı: «Herhalde gözlerimiz döndürüldü; belki de biz büyüye tutulmuş bir topluluğuz.» diyeceklerdi.
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = «Gözlerimiz perdelendi, daha doğrusu bize büyü yapılmıştır» derler.
Gültekin Onan = Mutlaka: "Gözlerimiz döndürüldü, belki biz büyülenmiş bir topluluğuz" diyeceklerdir.
Harun Yıldırım = "Gözlerimiz boyandı, daha doğrusu bize büyü yapılmıştır" derler.
Hasan Basri Çantay = (14-15) Onlara gökden bir kapı açsak da oradan yukarı çıksalar (o zaman da) muhakkak ki: «Gözlerimiz (bir serhoş gözü gibi) döndürülmüşdür. Belki de biz büyülenmişler zümresiyiz» diyeceklerdir.
Hayrat Neşriyat = (14-15) Eğer onlara gökten bir kapı açsak da oradan yukarı çıkacak olsalardı, gerçekten: 'Herhâlde gözlerimiz boyandı; daha doğrusu biz (galibâ) sihirlenmiş kimseler topluluğuyuz!' diyeceklerdi.
İbni Kesir = Gözlerimiz döndü, biz herhalde büyülendik, derlerdi.
Kadri Çelik = Mutlaka, “Gözlerimiz döndürüldü, belki biz büyülenmiş bir topluluğuz” diyeceklerdir.
Muhammed Esed = kuşkusuz, o zaman da: "Bizim düpedüz gözlerimiz bağlandı!" diyeceklerdi, "Demek ki, büyülenmiş kimseleriz biz!"
Mustafa İslamoğlu = kesinlikle derlerdi ki: "Al işte, bizim basiretimiz de bağlandı; daha da beteri (galiba) biz topyekün büyülendik..."
Ömer Nasuhi Bilmen = Elbette diyeceklerdir ki: «Muhakkak gözlerimiz döndürülmüştür, belkide biz büyülenmiş bir cemaatiz.»
Ömer Öngüt = Yine de: “Gözlerimiz döndürüldü, biz herhalde büyülendik. ” derlerdi.
Şaban Piriş = Yine de: “gözlerimiz bağlandı, belki de hepimiz büyülendik” derler.
Sadık Türkmen = Mutlaka: “gözlerimiz döndürüldü, aksine biz, büyülenmiş bir topluluğuz” derlerdi.
Seyyid Kutub = «Gözlerimiz hayal görüyor, herhalde birileri bize büyü yaptı,» derler.
Suat Yıldırım = (14-15) Hatta o kâfirlere gökten bir kapı açsak, onlar da yukarı yükselip çıksalar, yine de "Galiba gözlerimiz bağlandı, belki de büyüye tutulduk!" derler.
Süleyman Ateş = "Herhalde gözlerimiz döndürüldü, biz büyülenmiş bir topluluğuz," derlerdi.
Tefhim-ul Kuran = Mutlaka: «Gözlerimiz döndürüldü, belki biz büyülenmiş bir topluluğuz» diyeceklerdir.
Ümit Şimşek = Ancak şöyle derler: 'Herhalde gözümüz boyandı; biz büyülenmişiz.'
Yaşar Nuri Öztürk = Kesinlikle şöyle diyeceklerdi: "Bizim gözlerimiz döndürüldü, bakışlarımız sarhoş edildi. Belki de biz büyüye çarptırılmış bir toplumuz."
İskender Ali Mihr = Mutlaka: “Sadece gözlerimiz bağlandı (engellendi, gerçeği göremiyoruz). Hayır, biz büyülenmiş bir kavimiz.” demiş olacaklar.
İlyas Yorulmaz = (Göğe çıkartılsalar) “Gözlerimiz döndürülmüş, yok yok biz, büyülenmiş bir topluluğuz” derler.