سَيَقُولُ الَّذِينَ أَشْرَكُواْ لَوْ شَاء اللّهُ مَا أَشْرَكْنَا وَلاَ آبَاؤُنَا وَلاَ حَرَّمْنَا مِن شَيْءٍ كَذَلِكَ كَذَّبَ الَّذِينَ مِن قَبْلِهِم حَتَّى ذَاقُواْ بَأْسَنَا قُلْ هَلْ عِندَكُم مِّنْ عِلْمٍ فَتُخْرِجُوهُ لَنَا إِن تَتَّبِعُونَ إِلاَّ الظَّنَّ وَإِنْ أَنتُمْ إَلاَّ تَخْرُصُونَ
Se yekûlullezîne eşrakû lev şâallâhu mâ eşraknâ ve lâ âbâunâ ve lâ harramnâ min şey’in, kezâlike kezzebellezîne min kablihim hattâ zâkû be’senâ, kul hel indekum min ilmin fe tuhricûhu lenâ, in tettebiûne illâz zanne ve in entum illâ tahrusûn(tahrusûne).
se yekûlu | : söyleyecekler |
ellezîne eşrakû | : şirk koşanlar |
lev şâe allâhu | : eğer Allah dileseydi |
mâ eşraknâ | : biz şirk koşmazdık |
ve lâ âbâu-nâ | : ve babalarımız da yapmazdı |
ve lâ harramnâ | : ve haram kılmazdık |
min şey’in | : bir şeyi |
kezâlike | : böyle, işte böyle |
kezzebe | : yalanladı |
ellezîne min kabli-him | : onlardan öncekiler |
hattâ | : oluncaya kadar |
zâkû | : tattılar |
be’se-nâ | : azabımız |
kul hel | : var mı de |
inde-kum | : sizin yanınızda |
min ilmin | : ilimden bir şey, bir bilgi |
fe tuhricû-hu lenâ | : öyleyse onu bize çıkarın |
in (... illâ) | : eğer olursa, ancak, sadece |
tettebiûne | : tâbî oluyorsunuz |
(in ...) illâ ez zanne | : eğer olursa, ancak, sadece zanna |
ve in (... illâ) | : ve eğer olursa, ancak, sadece |
entum | : siz |
(in ...) illâ | : eğer olursa, ancak, sadece |
tahrusûne | : yalan söylüyorsunuz (tahminde bulunuyorsunuz) |
Diyanet İşleri = Allah’a ortak koşanlar diyecekler ki: “Eğer Allah dileseydi, biz de ortak koşmazdık, babalarımız da. Hiçbir şeyi de haram kılmazdık.” Onlardan öncekiler de (peygamberlerini) böyle yalanlamışlardı da sonunda azabımızı tatmışlardı. De ki: “Sizin (iddialarınızı ispat edecek) bir bilginiz var mı ki onu bize gösteresiniz? Siz ancak kuruntuya uyuyorsunuz ve siz sadece yalan söylüyorsunuz.”
Abdulbaki Gölpınarlı = Şirk koşanlar diyecekler ki: Allah dileseydi ne biz şirk koşardık, ne atalarımız; hiçbir şeyi de harâm saymazdık. İşte onlardan önce gelenler de peygamberleri böyle yalanladılar da sonucu azâbımızı tattılar. De ki: Bu hususta bir bilginiz varsa hemen bildirin bize. Fakat siz, ancak zannınıza uyuyorsunuz ve ancak yalan söylüyorsunuz.
Abdullah Parlıyan = Allah'tan başka şeylere ilahlık yakıştıranlar: “Eğer Allah dileseydi, O'ndan başkasına ilahlık yakıştırmazdık, atalarımız da öyle yapmazlardı ve O'nun izin verdiği hiçbir şeyi de yasaklamazdık” derler. Onlardan önce yaşamış olanlar da böyle yaparak azabımızı tadana kadar gerçekleri yalanlamışlardı. De ki: “Bize sunabileceğiniz kesin herhangi bir bilgiye sahip misiniz? Siz, sadece başka insanların zan ve tahminlerine uyuyorsunuz ve siz sadece saçmalıyorsunuz.”
Adem Uğur = Putperestler diyecekler ki: "Allah dileseydi ne biz ortak koşardık ne de atalarımız. Hiçbir şeyi de haram kılmazdık." Onlardan öncekiler de aynı şekilde (peygamberleri) yalanladılar ve sonunda azabımızı tattılar. De ki: Yanınızda bize açıklayacağınız bir bilgi var mı? Siz zandan başka bir şeye uymuyorsunuz ve siz sadece yalan söylüyorsunuz.
Ahmed Hulusi = Şirk koşanlar: "Eğer Allâh dileseydi, biz de babalarımız da şirk koşmazdık. . . Hiçbir şeyi de haram kılmazdık" diyecekler. . . Onlardan öncekiler de azabımızı tadıncaya kadar işte böyle yalanladılar. De ki: "İndînizde bize açıklayacağınız bir ilim var mı? Siz ancak zanna tâbi oluyorsunuz. . . Siz ancak tahmin üzere konuşup saçmalıyorsunuz. "
Ahmet Tekin = İlâhlığında, otoritesinde, mülkünde, tasarruflarında Allah’a ortak koşan putperestler:'Allah’ın sünneti, düzeninin yasaları içinde, iradesinin tecellisine uygun olsaydı ne biz, ilâhlığında, otoritesinde, mülkünde, tasarruflarında Allah’a ortak koşardık, ne de atalarımız. Hiçbir şeyi de haram kılmazdık.' diyecekler. Onlardan öncekiler de, aynı şekilde peygamberleri yalanladılar. Sonunda azâbımızı tattılar.'Elinizde bize açıklayacağınız bir bilginiz mi var? Siz kesinlikle ilme, delile dayanmayan zanlarınıza uyuyorsunuz. Ve siz kesinkes yalan-yanlış saçmalıyorsunuz' de.
Ahmet Varol = Allah'a ortak koşanlar: 'Allah dileseydi biz de babalarımız da ortak koşmaz ve bir şeyi haram kılmazdık' diyecekler. Onlardan öncekiler de böyle yalanladılar da sonunda şiddetli azabımızı tattılar. De ki: 'Yanınızda bize karşı çıkarabileceğiniz bir bilgi var mı? Siz sadece zanna uyuyorsunuz ve tutarsız tahminlerde bulunuyorsunuz.'
Ali Bulaç = Şirk koşanlar diyecekler ki: "Allah dileseydi ne biz şirk koşardık, ne atalarımız ve hiç bir şeyi de haram kılmazdık." Onlardan öncekiler de, bizim zorlu azabımızı tadıncaya kadar böyle yalanladılar. De ki: "Sizin yanınızda, bize çıkarabileceğiniz bir ilim mi var? Siz ancak zanna uymaktasınız ve siz ancak zan ve tahminle yalan söylersiniz."
Ali Fikri Yavuz = Allah’a ortak koşanlar (müşrikler) şöyle diyecekler: “- Eğer Allah dileseydi, ne biz müşrik olurduk, ne babalırımız, ne de bir şey haram yapabilirdik.” Bunlardan öncekiler de böyle tekzib etmişlerdi. Sonunda azabımızı taddılar. Onlara de ki: “-Sizde kitab ve hüccetten bir şey (ilim) varsa, onu bize çıkarın getirin. Siz, yalnız kendi zannınıza tabi olup yalan söylemektesiniz.”
Ali Ünal = Şirkte diretenler, (şirk koşmalarına bahane olarak) bir de şöyle diyeceklerdir: “Eğer Allah dilemiş olsaydı, biz de, atalarımız da O’na ortak tanımaz ve hiçbir şeyi haram kılmazdık.” Onlardan öncekiler de böylesi bahanelerle peygamberleri yalanlamışlardı ama, neticede o çok çetin azabımızı tattılar. De ki: “Dayandığınız bir bilgi, bir belge mi var da böyle iddia ediyorsunuz; eğer öyle ise haydi o belgeyi bize gösterin! Gerçek şu ki, siz sadece kuru bir zanna uyuyorsunuz ve siz, ancak nefsanî ölçülere, keyfinize, menfaatlerinize göre konuşuyorsunuz.”
Bayraktar Bayraklı = Müşrikler diyecekler ki: “Allah isteseydi, ne biz ne de babalarımız ortak koşardık; hiçbir şeyi de haram yapmazdık.” Onlardan önce yalanlayanlar da öyle demişlerdi de sonunda azabımızı tatmışlardı. De ki: “Yanınızda bize açıklayacağınız bir bilgi var mı? Siz zandan başka bir şeye uymuyorsunuz ve siz sadece yalan söylüyorsunuz.”
Bekir Sadak = Puta tapanlar, «Allah dileseydi babalarimiz ve biz puta tapmaz ve hicbir seyi haram kilmazdik» diyecekler; onlardan oncekiler de, Bizim siddetli azabimizi tadana kadar boyle demislerdi. Onlara «Bize karsi cikarabileceginiz bir bilginiz var mi? Siz ancak zanna uyuyorsunuz ve sadece tahminde bulunuyorsunuz» de.
Celal Yıldırım = Allah'a ortak koşanlar diyecekler ki: Allah dileseydi ne biz (putlara taparak) ortak koşardık, ne de babalarımız ortak koşardı. Ve ne de bir şeyi haram kılardık. Onlardan öncekiler de böyle yalanladılar (veya böyle yalan söylediler), sonunda kahredici azabımızı tattılar. De ki: (Bunu belgeleyecek) yanınızda ilimden bize çıkaracağınız bir şey varmı ? Siz ancak zanna uyuyorsunuz ve siz ancak (delilsiz, bilgisiz, yalan yanlış) atıp tutuyorsunuz.
Cemal Külünkoğlu = Putperestler diyecekler ki: “Eğer Allah dileseydi Ondan başkasına ilahlık yakıştırmazdık, atalarımız da (öyle yapmazdı) ve (Onun izin verdiği) hiçbir şeyi de yasaklamazdık.” Onlardan öncekiler de aynı şekilde (peygamberleri) yalanladılar ve sonunda azabımızı tattılar. De ki: “Yanınızda bize açıklayacağınız bir bilgi var mı? Siz zandan/kuruntudan başka bir şeye uymuyorsunuz ve siz sadece yalan söylüyorsunuz.”
Diyanet İşleri (eski) = Puta tapanlar, 'Allah dileseydi babalarımız ve biz puta tapmaz ve hiçbir şeyi haram kılmazdık' diyecekler; onlardan öncekiler de, Bizim şiddetli azabımızı tadana kadar böyle demişlerdi. Onlara 'Bize karşı çıkarabileceğiniz bir bilginiz var mı? Siz ancak zanna uyuyorsunuz ve sadece tahminde bulunuyorsunuz' de.
Diyanet Vakfi = Putperestler diyecekler ki: «Allah dileseydi ne biz ortak koşardık ne de atalarımız. Hiçbir şeyi de haram kılmazdık.» Onlardan öncekiler de aynı şekilde (peygamberleri) yalanladılar ve sonunda azabımızı tattılar. De ki: Yanınızda bize açıklayacağınız bir bilgi var mı? Siz zandan başka bir şeye uymuyorsunuz ve siz sadece yalan söylüyorsunuz.
Edip Yüksel = Ortak koşanlar, 'ALLAH dilemeseydi, ne biz, ne atalarımız ortak koşmaz ve hiç bir şeyi de haram etmezdik,' diyeceklerdir. Onlardan öncekiler de azabımızı tadıncaya kadar aynı şekilde yalanlamışlardı. De ki: 'Yanınızda bize göstereceğiniz her hangi bir bilgi var mı? Siz ancak zanna (şüpheli ve çelişkili rivayetlere) uyuyorsunuz ve siz sadece tahminde bulunuyorsunuz.'
Elmalılı Hamdi Yazır = Müşrik olanlar diyecekler ki: Allah dilese idi ne biz müşrik olurduk ne atalarımız, ne de bir şey haram kılabilirdik, bunlardan evvelkiler de böyle tekzib etmişlerdi, nihayet azâbımızı tattılar, hiç de, ilim denecek bir şey'iniz varmı ki bize çıkarasınız? Siz sırf bir zann ardından gidiyorsunuz ve siz ancak atıyorsunuz
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Allah'a ortak koşanlar diyecekler ki: «Allah dileseydi ne biz, ne de babalarımız O'na ortak koşardık; hiçbir şeyi de haram kılmazdık.» Bunlardan öncekiler de Bizim azabımızı tadıncaya kadar böyle yalanlamışlardı. Onlara de ki: «İlim denilecek birşeyiniz var mı ki, bize çıkarasınız? Siz sadece bir zannın ardından gidiyorsunuz ve siz yalnızca atıp tutuyorsunuz.»
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Allah'a ortak koşanlar diyecekler ki: «Allah dileseydi ne biz ortak koşardık, ne de atalarımız ortak koşardı, hiçbir şeyi de haram kılmazdık.» Onlardan önce yalanlayanlar da böyle söylemişlerdi de sonunda azabımızı tatmışlardı. De ki: «Yanınızda bize çıkarabileceğiniz bir bilgi mi var? Siz, sadece zanna uyuyorsunuz ve siz sadece saçmalıyorsunuz.»
Gültekin Onan = Şirk koşanlar diyecekler ki: "Tanrı dileseydi ne biz şirk koşardık, ne atalarımız ve hiç bir şeyi de haram kılmazdık." Onlardan öncekiler de, bizim zorlu azabımızı tadıncaya kadar böyle yalanladılar. De ki: "Sizin yanınızda, bize çıkarabileceğiniz bir ilim mi var'? Siz ancak zanna uymaktasınız ve siz ancak 'zan ve tahminle yalan' söylersiniz."
Harun Yıldırım = Müşrikler: “Allah dileseydi biz de atalarımız da Allah’a şirk koşmaz ve hiçbir şeyi haram kılmazdık.” diyecekler. Onlardan öncekiler de azabımızı tadıncaya kadar işte böyle yalanladılar. De ki: “Yanınızda bize çıkarabileceğiniz bir bilgi var mı? Siz ancak zanna uyuyorsunuz ve siz yalnızca yalan söylüyorsunuz.”
Hasan Basri Çantay = (Allaha) eş katanlar (sana) diyecekler ki: «Eğer Allah dileseydi ne biz, ne atalarımız (Allaha) eş koşmazdık. (Kendi kendimize) hiçbir şey'i haram da kılmazdık». Onlardan evvelkiler de (peygamberlerini) işte böyle tekzîb etdiler de nihayet bizim azabımızı tatdılar. De ki: «Nezdinizde (kitab ve huccetden) herhangi bir ilim varsa hemen onu bize çıkarın. Siz (kuru) bir zandan başka (bir şey'e) uymuyorsunuz ve siz yalan söyleyenlerden gayri kimseler değilsiniz».
Hayrat Neşriyat = (Allah’a) şirk koşanlar: 'Eğer Allah dileseydi ne (biz) şirk koşardık, ne de atalarımız! Hem hiçbir şeyi (kendi kendimize) haram kılmazdık!' diyecekler. Onlardan öncekiler (de) azâbımızı tadıncaya kadar (peygamberlerini) böyle yalanlamıştı. De ki: 'Yanınızda herhangi bir ilim var mı? Haydi, onu bize çıkarın! (Siz) zandan başkasına tâbi' olmuyorsunuz ve siz ancak çirkince yalan söylüyorsunuz.'
İbni Kesir = Şirk koşanlar diyecekler ki: Eğer Allah dileseydi; biz de, atalarımız da şirk koşmazdık. Hiçbir şeyi haram da kılmazdık. Onlardan öncekiler de, Bizim gücümüzü tadana kadar böyle dediler. De ki: Bize karşı yanınızda ortaya koyabileceğiniz bir bilgi var mı? Siz, ancak zanna uyuyorsunuz ve siz, sadece yalanlar atıyorsunuz.
Kadri Çelik = Şirk koşanlar, “Allah dileseydi babalarımız ve biz şirk koşmazdık ve hiç bir şeyi haram kılmazdık” diyecekler. Onlardan öncekiler de bizim şiddetli azabımızı tadana kadar böyle yalanlamışlardı. Onlara de ki: “Sizin elinizde açığa çıkaracağınız bir bilgi varsa, o halde çıkarıp gösterin. Siz sadece zanna uyuyorsunuz ve siz sadece saçmalıyorsunuz.”
Muhammed Esed = Allahtan başka şeylere ilahlık yakıştırmaya şartlanmış olanlar, "Eğer Allah dileseydi Ondan başkasına ilahlık yakıştırmazdık; atalarımız da (öyle yapmazdı); ve (Onun izin verdiği) hiçbir şeyi de yasaklamazdık" derler. Onlardan öce yaşamış olanlar da böyle yaparak hakikati yalanladılar, ta ki azabımızı tadıncaya kadar! De ki: "Bize sunabileceğiniz (kesin) herhangi bir bilgiye sahip misiniz? Siz sadece (başka insanların) zanlarına uyuyorsunuz ve kendiniz tahminde bulunmaktan başka bir şey yapmıyorsunuz."
Mustafa İslamoğlu = Allah'a ortak koşanlar derler ki: "Eğer Allah dileseydi, ne biz ne de atalarımız şirk koşmazdık; dahası (O'nun helallerinden) hiçbir şeyi haram kılmazdık." Onlardan öncekiler de hakikati işte bu mantıkla yalanladılar; ta ki azabımızı tadıncaya kadar... De ki: "Elinizde bize sunabileceğiniz güvenilir bilgiye dayalı herhangi bir belge var mı?" Siz yalnızca hurafenin peşinden gidiyorsunuz ve sadece kitle psikolojisiyle hareket ediyorsunuz.
Ömer Nasuhi Bilmen = Müşrik olanlar elbette diyeceklerdir ki: «Eğer Allah dilemiş olsa idi biz de şirke düşmezdik, babalarımız da. Ve ne de bir şeyi haram kılardık.» Onlardan evvelkiler de böyle tekzîpte bulunmuştu, nihâyet azabımızı tattılar. De ki: «Sizin yanınızda ilimden birşey var mı? Onu bize çıkarsanıza. Siz zandan başka bir şeye tâbi olmuyorsunuz ve siz ancak yalan yanlış tahminlerde bulunanlardan başka değilsiniz.»
Ömer Öngüt = Şirk koşanlar diyecekler ki: “Eğer Allah dileseydi, ne biz ne de atalarımız şirk koşmazdık, hiçbir şeyi de haram kılmazdık. ” Onlardan öncekiler de aynı şekilde yalanladılar ve sonunda azabımızı tattılar. Onlara de ki: “Yanınızda bize karşı çıkarabileceğiniz bir bilginiz var mı? Siz sadece zanna uyuyorsunuz ve siz sadece yalan söylüyorsunuz. ”
Şaban Piriş = Müşrikler: -Allah dileseydi babalarımız ve biz şirk koşmaz ve hiç bir şeyi de haram kılmazdık., diyecekler. Onlardan öncekiler de, bizim acı azabımızı tadana kadar yalanlamışlardı. De ki: -Bize çıkarabileceğiniz bir deliliniz var mı? Siz, sadece zanna uyuyorsunuz ve sadece uyduruyorsunuz.
Sadık Türkmen = Ortak koşan KİMSELER diyecekler ki: “Allah (bizi mümin) yapsaydı; ne biz, ne de babalarımız ortak koşmazdık! Hiçbir şeyi de haram yapmazdık!” Onlardan önce yalanlayan kimseler de böyle demişlerdi, sonunda da azabımızı tatmışlardı. De ki: “Yanınızda bize çıkarıp (göstereceğiniz) bir bilgi var mı? Siz sadece zanna uyuyorsunuz ve sadece tahmin yürüterek saçmalıyorsunuz.”
Seyyid Kutub = Müşrikler diyecekler ki; «Eğer Allah dileseydi, ne biz ve atalarımız O'na ortak koşar ve ne de bu şeyi yasaklardık.» Onlardan öncekilerde bu şekilde peygamberlerini yalanladılar da azabımızın acısını tattılar. Onlara de ki; «Önümüze koyacağınız bir bildiğiniz var mı? Siz sadece sanının, yakıştırmaların peşinden gidiyorsunuz, sırf tahminlere dayanıyorsunuz.»
Suat Yıldırım = Müşrikler diyecekler ki: "Eğer Allah dileseydi, ne biz, ne de atalarımız şirk koşmaz, hiçbir şeyi de haram kılmazdık."Onlardan öncekiler de peygamberlerini yalancı saymışlardı da nihayet Bizim azabımızı tatmışlardı. De ki: "Sizin elinizde ortaya koyacağınız bir bilgi, bir belge varsa hemen çıkarıp gösterin. Ama gerçek şu ki: Siz sadece kuru bir zannın ardından gidiyorsunuz düpedüz yalan atıyorsunuz."
Süleyman Ateş = (Allah'a) Ortak koşanlar diyecekler ki: "Allâh isteseydi ne biz ne de babalarımız ortak koşmazdık, hiçbir şeyi de harâm yapmazdık." Onlardan önce yalanlayanlar da öyle demişlerdi de nihâyet azâbımızı tadmışlardı. De ki: "Yanınızda bize çıka(rıp gösterece)ğiniz bir bilgi (yazılı belge) var mı? Siz sadece zanna uyuyorsunuz ve siz sadece saçmalıyorsunuz."
Tefhim-ul Kuran = Şirk koşanlar diyecekler ki: «Allah dileseydi ne biz şirk koşardık, ne de atalarımız ve hiç bir şeyi de haram kılmazdık.» Onlardan öncekiler de, bizim zorlu azabımızı tadıncaya kadar böyle yalanladılar. De ki: «Sizin yanınızda, bize çıkarabileceğiniz bir ilim mi var? Siz ancak zanna uymaktasınız ve siz ancak zan ve tahminle yalan söylersiniz.»
Ümit Şimşek = Allah'a ortak koşanlar, 'Eğer Allah dileseydi ne biz, ne de atalarımız Ona ortak koşmaz, hiçbir şeyi de haram saymazdık' diyecekler. Onlardan öncekiler de azabımızı tadıncaya kadar böyle yalanlıyorlardı. De ki: Bir bilginiz varsa ortaya koyun, görelim. Siz sadece bir kuruntuya kapılmış gidiyor ve düpedüz yalan söylüyorsunuz.
Yaşar Nuri Öztürk = Şirke batanlar şöyle diyecekler: "Allah dileseydi, ne biz şirke sapardık ne de atalarımız. Hiçbir şeyi haram da yapmazdık." Onlardan öncekiler de azabımızı tadıncaya kadar bu şekilde yalanlamışlardı. De ki: "Yanınızda, önümüze çıkaracağınız bir ilminiz var mı? Zandan başka bir şeye uymuyorsunuz. Sadece saçmalıyorsunuz siz."
İskender Ali Mihr = Şirk koşanlar şöyle söyleyecekler: “Şâyet Allah dileseydi, biz ve babalarımız şirk koşmazdık ve hiçbir şeyi haram etmezdik.” Onlardan öncekiler de azabımızı tadıncaya kadar işte böyle yalanladılar. De ki: “Sizin yanınızda ilimden bir şey var mı? Öyleyse (varsa) onu bize çıkarın. Siz ancak zanna tâbî oluyorsunuz. Ve siz sadece yalan söylüyorsunuz.”
İlyas Yorulmaz = Allah’a ortak koşanlar “Allah dileseydi biz ve atalarımız ortak koşmaz ve hiçbir şeyi haram etmezdik” diyeceklerdir. Onlardan öncekilerde, azabımız onlara gelinceye kadar, yalanlamaya devam etmişlerdi. Deki “Yanınızda bir bilgi mi var? O halde onu bize gösterseniz ya! Hayır,. siz yalnızca zanna uyuyorsunuz ve yalan söylüyorsunuz. ”