مُّذَبْذَبِينَ بَيْنَ ذَلِكَ لاَ إِلَى هَؤُلاء وَلاَ إِلَى هَؤُلاء وَمَن يُضْلِلِ اللّهُ فَلَن تَجِدَ لَهُ سَبِيلاً
Muzebzebîne beyne zâlike, lâ ilâ hâulâi ve lâ ilâ hâulâi. Ve men yudlilillâhu fe len tecide lehu sebîlâ(sebîlen).
muzebzebîne | : tereddüt edenler, bocalayanlar, bocalayıp duranlar |
beyne | : arasında |
zâlike | : bu, bunlar |
lâ ilâ hâulâi | : onlarla (bunlarla) olmazlar (ne bunlarla olurlar) |
ve lâ ilâ hâulâi | : ve onlarla olmazlar |
ve men | : ve kim, kimi |
yudlili | : dalâlette bırakır |
allâhu | : Allah |
fe | : artık |
len tecide | : asla bulamazsın |
lehu | : onun için |
sebîlen | : bir yol |
Diyanet İşleri = Onlar küfür ile iman arasında bocalayıp dururlar. Ne bunlara (mü’minlere) ne de şunlara (kâfirlere) bağlanırlar. Allah, kimi saptırırsa ona asla bir çıkar yol bulamazsın.
Abdulbaki Gölpınarlı = Onlar, imanla küfür arasında bocalayıp dururlar, ne onlara mal olurlar, ne bunlara ve Allah, kimi doğru yolundan saptırdıysa onu yola getiremezsin artık.
Abdullah Parlıyan = İman ile küfür arasında yalpalıyorlar. Ne müslümanlara bağlı kalırlar, ne de kâfirlere. Allah'ın saptırdıkları için, asla bir çıkış yolu bulamazsın.
Adem Uğur = Bunların arasında bocalayıp durmaktalar, ne onlara (bağlanıyorlar) ne bunlara. Allah'ın şaşırttığı kimseye asla bir (çıkar) yol bulamazsın.
Ahmed Hulusi = (İkiyüzlüler) iki arada yalpalayıp dururlar! Ne bunlara (iman ehli) ne de onlara (inkârcılar)! Allâh'ın (bozuk inanca) saptırdıkları için çıkış yolu bulamazsın!
Ahmet Tekin = Küfür ile iman arasında bocalamaktadırlar. Ne mü’minlere bağlanırlar, ne de şu kâfirlere.Allah kimin haktan uzaklaşmasına, dalâleti, bozuk düzeni, helâki tercihine özgürlük tanırsa, sen ona bir kurtuluş yolu, bir çıkış yolu bulamazsın.
Ahmet Varol = Arada bocalayıp dururlar. Ne onların ne de bunların tarafına geçerler. Allah kimi saptırırsa onun için bir yol bulamazsın.
Ali Bulaç = Arada bocalayıp dururlar. Ne onlarla, ne bunlarla. Allah kimi saptırırsa, artık sen ona yol bulamazsın.
Ali Fikri Yavuz = O münafıklar küfürle iman arasında tereddütdedirler: Ne mü’minlere, ne de kâfirlere bağlıdırlar. Allah kimi şaşırtırsa artık ona bir yol (kurtuluş) bulamazsın.
Ali Ünal = (Mü’minlerle kâfirler) arasında bocalayıp dururlar; ne bunlara katılırlar, ne de onlara. Öyle ya, Allah her kimi saptırırsa, artık onun için (üzerinde gideceği) hiçbir sağlam yol bulamazsın.
Bayraktar Bayraklı = Bunların arasında bocalayıp durmaktadırlar; ne onlara bağlanıyorlar, ne bunlara. Allah'ın şaşırttığı kimseye asla bir çıkar yol bulamazsın!
Bekir Sadak = (142-14) 3 Dogrusu munafiklar Allah'i aldatmaga calisirlar, oysa O, onlara aldatmanin ne oldugunu gosterecektir. Onlar namaza tembel tembel kalkarlar, insanlara gosteris yaparlar, ne onlarla, ne de bunlarla olur, ikisi arasinda bocalayarak Allah'i pek az anarlar. Allah'in saptirdigi kimseye yol bulamayacaksin.
Celal Yıldırım = Onlar (küfürle İmân) arasında bocalayıp dururlar; ne bunlara, ne onlara (bağlanırlar). Allah kimi doğru yoldan saptırıp şaşırtırsa, artık sen ona elbette bir yol bulamazsın.
Cemal Külünkoğlu = Onlar (mü'minlerle kafirler) arasında yalpalarlar (durumu idare etmeye çalışırlar). Ne bu tarafa ve ne de o tarafa yaranırlar. Allah'ın (kötü niyet ve eyleminden dolayı) sapıklıkta bıraktığı kimseye sen çıkış yolu bulamazsın.
Diyanet İşleri (eski) = (142-143) Doğrusu münafıklar Allah'ı aldatmağa çalışırlar, oysa O, onlara aldatmanın ne olduğunu gösterecektir. Onlar namaza tembel tembel kalkarlar, insanlara gösteriş yaparlar, ne onlarla, ne de bunlarla olur, ikisi arasında bocalayarak Allah'ı pek az anarlar. Allah'ın saptırdığı kimseye yol bulamayacaksın.
Diyanet Vakfi = Bunların arasında bocalayıp durmaktalar; ne onlara (bağlanıyorlar) ne bunlara. Allah'ın şaşırttığı kimseye asla bir (çıkar) yol bulamazsın.
Edip Yüksel = Arada bocalayıp dururlar; ne bunlara ne de onlara katılırlar. ALLAH'ın şaşırttığına bir yol bulamazsın.
Elmalılı Hamdi Yazır = Arada müzebzeb bir haldedirler: ne onlara, ne onlara, her kimi de Allah şaşırtırsa artık ona sen yol bulamazsın
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = İki taraf arasında yalpalarlar. Ne bu tarafa ve ne de o tarafa yar olurlar. Allah'ın şaşırttığı kimseye sen çıkış yolu bulamazsın.
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Münafıklar, küfür ile iman arasında bocalamaktadırlar. Ne bu müminlere bağlanırlar, ne de şu kâfirlere. Allah kimi doğru yoldan saptırırsa, sen artık ona kurtuluş yolu bulamazsın.
Gültekin Onan = Arada yalpalayıp dururlar. Ne bunlara (bağlanırlar), ne de onlara. Allâh'ın şaşırttığı kimseye bir (çıkar) yol bulamazsın!
Harun Yıldırım = Arada bocalayıp dururlar. Ne onlarla, ne bunlarla. Allah kimi saptırırsa, artık sen ona yol bulamazsın.
Hasan Basri Çantay = Onlar (küfr ile îman) arasında bucalayan bir süre kararsızlardır. Ne onlara, ne bunlara (mal olurlar). Allah kimi şaşırtırsa artık ona bir yol bulamazsın, asla.
Hayrat Neşriyat = Arada bocalayıp dururlar. Ne şunlardan yanadırlar ne bunlardan yana. Allah'ın şaşırttığına sen asla yol sağlayamazsın.
İbni Kesir = Ne onlarladırlar, ne de bunlarla. İkisi arasında bocalayıp dururlar. Allah' ın saptırdığı kimseye yol bulamazsın.
Kadri Çelik = Ne onlarla, ne de bunlarla, ikisi (imanla küfür) arasında bocalayıp durmaktalar. Allah'ın saptırdığı kimseye yol bulamazsın.
Muhammed Esed = bu taraftakilerle diğerleri arasında bocalayıp dururlar, ne o tarafa ne de bu tarafa (sadık) kalırlar. Allahın saptırdıkları için asla bir çıkış yolu bulamazsın.
Mustafa İslamoğlu = İki arada bir derede kalmışlardır; ne o tarafa ne de bu tarafa aittirler. Nitekim Allah'ın sapıklığını tescil ettiği kimseler için asla bir çıkış yolu bulamazsın.
Ömer Nasuhi Bilmen = Onun arasında mütereddittirler. Ne onlara ne de bunlara mensup ve her kimi ki Allah Teâlâ saptırırsa artık ona elbette bir yol bulamazsın.
Ömer Öngüt = Ne onlarla olurlar, ne de bunlarla olurlar. İkisinin arasında bocalayıp dururlar. Allah'ın saptırdığı kimseye aslâ bir yol bulamayacaksın.
Şaban Piriş = (İman ile küfür) arasında tereddüttedirler ne müminlere ne de kafirlere (bağlıdırlar.) Allah, kimi sapıklıkta bırakırsa artık ona bir yol bulamazsın.
Sadık Türkmen = Onlar küfür ile iman arasında bocalayıp dururlar. Ne bunlara (müminlere) ne de şunlara (kâfirlere verdikleri sözlere) bağlı kalırlar. Allah kimi (yanlış hayat tarzını seçenleri) sapıklığında bırakırsa, ona asla bir çıkar yol bulamazsın.
Seyyid Kutub = İki taraf arasında yalpalarlar. Ne bu tarafa ve ne de o tarafa yar olurlar. Allah'ın şaşırttığı kimseye sen çıkış yolu bulamazsın.
Suat Yıldırım = Onlar müminlerle kâfirler arasında bocalayıp dururlar: Ne onlara bağlanırlar, ne de bunlara. Her kimi de Allah şaşırtırsa sen ona hiçbir yol bulamazsın.
Süleyman Ateş = Arada yalpalayıp dururlar. Ne bunlara (bağlanırlar), ne de onlara. Allâh'ın şaşırttığı kimseye bir (çıkar) yol bulamazsın!
Tefhim-ul Kuran = Arada bocalayıp dururlar. Ne onlarla, ne bunlarla. Allah kimi saptırırsa, artık sen ona yol bulamazsın.
Ümit Şimşek = Arada bocalar dururlar. Ne onlara yâr olurlar, ne bunlara. Sen Allah'ın saptırdığı kimseyi kurtaracak bir yol bulamazsın.
Yaşar Nuri Öztürk = Arada bocalayıp dururlar. Ne şunlardan yanadırlar ne bunlardan yana. Allah'ın şaşırttığına sen asla yol sağlayamazsın.
İskender Ali Mihr = Onlar, bunların (küfürle îmânın) arasında bocalayıp duranlardır. Ne bunlarla ve ne de onlarla olurlar. Ve Allah, kimi dalâlette bırakırsa, artık sen onun için asla bir yol bulamazsın (onları asla Allah’a ulaştıracak olan Sıratı Mustakîm’e ulaştıramazsın).
İlyas Yorulmaz = Böylece, acaba öylemi yapsak (inananlara mı yanaşsak), yoksa böylemi yapsak (inkar edenlere mi yanaşsak) diye bocalar dururlar. Allah kimi sapıklık içerisinde bırakırsa, onun için bir yol bulamazsın.