وَمَهَّدتُّ لَهُ تَمْهِيدًا
Ve mehhedtu lehu temhîdâ(temhîden).
ve mehhedtu | : ve bolluk, genişlik verdim, geniş imkânlar sağladım |
lehu | : ona |
temhîden | : bol bol vererek |
Diyanet İşleri = Kendisine alabildiğine imkânlar sağladım.
Abdulbaki Gölpınarlı = Ve onun geçimini yaydım da yaydım.
Abdullah Parlıyan = herşeyi kendisi için genişce yaydığım yani başkalarına verilenlerden çok daha fazla güç, yetenek, imkan verdiğim insanı.
Adem Uğur = Kendisine bir döşeyiş döşedim.
Ahmed Hulusi = Kendisine alabildiğine genişlik ve bolluk yaşattığımı!
Ahmet Tekin = Ona, ne büyük imkânlar sağlamıştım.
Ahmet Varol = Kendisi için (dünya nimetlerini) yaydıkça yaydım.
Ali Bulaç = Ve sayısız imkan ve fırsatları önüne serdim.
Ali Fikri Yavuz = Ona nimet döşedim de döşedim...
Ali Ünal = Ayrıca, rahat bir hayat için her türlü imkânı önüne serdiğim.
Bayraktar Bayraklı = (11-14) Tek olarak yarattığım, kendisine geniş servet ve gözü önünde duran oğullar verdiğim, kendisi için nimetleri serdikçe serdiğim o kişiyi bana bırak!
Bekir Sadak = (11-14) Tek olarak yaratip kendisine bol bol mal, cevresinde bulunan ogullar verdigim ve nimeteri yaydikca yaydigim o kimseyi Bana birak.
Celal Yıldırım = (11-12-13-14) (Ey Peygamber!) Beni, o tek başına yarattığım, kendisine geniş çapta mal ve göz önünde duran çocuklar verdiğim; imkânları hazırlayıp döşediğim adamla başbaşa bırak.
Cemal Külünkoğlu = Kendisine alabildiğine imkânlar sağladım.
Diyanet İşleri (eski) = (11-14) Tek olarak yaratıp kendisine bol bol mal, çevresinde bulunan oğullar verdiğim ve nimetleri yaydıkça yaydığım o kimseyi Bana bırak.
Diyanet Vakfi = (11-14) Tek olarak yaratıp, kendisine geniş servet ve gözü önünde duran oğullar verdiğim, kendisi için (nimetleri önüne) serdikçe serdiğim o kimseyi bana bırak!
Edip Yüksel = Ona nimetler yağdırdım.
Elmalılı Hamdi Yazır = Hem kendisine bir döşeyip döşedim
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = hem kendisine bir döşeyiş döşedim (şeref ve itibar verdim)!
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Hem ona büyük imkânlar sağladım.
Gültekin Onan = Ve sayısız imkan ve fırsatları önüne serdim.
Harun Yıldırım = Ve sayısız fırsatlar serdim önüne.
Hasan Basri Çantay = (11-12-13-14) Bir tek (ya'nî nev'i şahsına münhasır) olarak yaratdığını, kendisine uzun boylu mal ve (yanında ve toplantılarda dâima) haazır bulunmak üzere oğullar verdiğim, (yaşayışını, ömrünü, evlâdlarını) yaydığım (bol bol ihsan etdiğim o kâfir adam) ı bana bırak.
Hayrat Neşriyat = (14-15) Hem ona (dünya ni'metlerini) yaydıkça yaydım! Sonra (daha da) artırmamı hırsla istiyor!
İbni Kesir = Ve onun için yaydıkça yaydığımı.
Kadri Çelik = Ve ona büyük imkânlar sağladım.
Muhammed Esed = ve hayatına geniş bir ufuk açtığım:
Mustafa İslamoğlu = Ve onu bir (bebek gibi) eleyip belemiştim;
Ömer Nasuhi Bilmen = (13-15) Ve yanında hazır oğullar (verdim). Ve onun için bir döşemekle döşeyiverdim. Sonra da arttırayım diye tamahkar bulunuyor.
Ömer Öngüt = Ve nimetleri yaydıkça yaydım.
Şaban Piriş = Ona verdikçe verdim.
Sadık Türkmen = Serveti ve imkanı arttıkça arttı.
Seyyid Kutub = Her işini yoluna koydum.
Suat Yıldırım = (11-14) Mal ve ailesiz, tek olarak yarattığım, sonra çok çok mal, servet ve etrafında dolaşan oğullar verdiğim, her türlü imkânı önüne serdiğim, o adamın hakkından gelmeyi sen Bana bırak!
Süleyman Ateş = Kendisine bir döşeyiş döşedim.
Tefhim-ul Kuran = Ve önüne sayısız imkan ve fırsatları döşeyip serdim.
Ümit Şimşek = Herşeyi önüne serdim.
Yaşar Nuri Öztürk = Alabildiğine imkânlar döşedim onun için.
İskender Ali Mihr = Ve ona bol bol (ni’metler) vererek geniş imkânlar sağladım.
İlyas Yorulmaz = Daha pek çok imkânlar verdiğim halde.