قَالُوا يَا وَيْلَنَا إِنَّا كُنَّا ظَالِمِينَ
Kâlû yâ veylenâ innâ kunnâ zâlimîn(zâlimîne).
kâlû | : dediler |
yâ veylenâ | : yazıklar olsun bize |
innâ | : muhakkak biz |
kunnâ | : biz olduk |
zâlimîne | : zalimler |
Diyanet İşleri = “Eyvah bizlere! Bizler gerçekten zalim kimseler idik” dediler.
Abdulbaki Gölpınarlı = Yazıklar olsun bize derler, gerçekten de zulmetmiştik biz.
Abdullah Parlıyan = ve yalnızca “Yazıklar olsun bize, doğrusu biz yaratılış gayesine aykırı davrananlardan olduk!” derler.
Adem Uğur = Vay başımıza gelenlere! dediler; gerçekten biz zalim insanlarmışız.
Ahmed Hulusi = Dediler ki: "Yazıklar olsun bize! Gerçekte zulmedenlerden olmuşuz!"
Ahmet Tekin = 'Vay başımıza gelenlere! Gerçekten biz inkâr ile isyan ile baskı, zulüm ve işkence ile temel hak ve hürriyetleri Allah yolunu, Allah yolundaki faaliyetleri engelleyen, hakka riayet etmeyen zâlim kimselermişiz.' dediler.
Ahmet Varol = 'Yazık bize! Gerçekten biz zalimlermişiz' dediler.
Ali Bulaç = "Yazıklar bize" dediler. "Gerçekten biz, zalimmişiz."
Ali Fikri Yavuz = (Onlar kurtuluştan ümid keserek): “- Vay bizlere! Biz gerçekten zalimler idik.” dediler.
Ali Ünal = “Eyvahlar olsun!” dediler, “Ne yaptık biz! Kendimize yazık ettik; biz gerçekten zalimlermişiz!”
Bayraktar Bayraklı = “Vay başımıza gelenlere!” dediler. “Gerçekten biz zâlim insanlarmışız.”
Bekir Sadak = «Vay basimiza gelenlere! Dogrusu biz haksizlik yapmis kimseleriz» dediler.
Celal Yıldırım = (Kaçmakla kurtulamıyacaklarını anlayınca), vay yazık oldu bize! Doğrusu biz zâlimler idik, dediler.
Cemal Külünkoğlu = (Kurtulamayacaklarını anlayınca onlar da:) “Yazıklar olsun bize! Biz gerçekten kendimize zulmetmişiz” dediler.
Diyanet İşleri (eski) = 'Vay başımıza gelenlere! Doğrusu biz haksızlık yapmış kimseleriz' dediler.
Diyanet Vakfi = «Vay başımıza gelenlere! dediler; gerçekten biz zalim insanlarmışız.»
Edip Yüksel = 'Vay bize, biz gerçekten zulmedenlermişiz,' dediler.
Elmalılı Hamdi Yazır = Vay bizlere: bizler cidden zalimler idik dediler
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = (Onlar da): «Vay bizlere! Gerçekten bizler zalim insanlardık!» dediler.
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Onlar da: «Vay bizlere! Biz gerçekten zalimler idik» dediler.
Gültekin Onan = "Yazıklar bize" dediler. "Gerçekten biz, zalimmişiz."
Harun Yıldırım = "Vay başımıza gelenlere! dediler; gerçekten biz zalim insanlarmışız."
Hasan Basri Çantay = Dediler: «Ne yazık bize! Biz hakıykaten zaalimler idik».
Hayrat Neşriyat = (Onlar:) 'Eyvah başımıza gelenlere! Gerçekten biz zâlim kimselermişiz!' dediler.
İbni Kesir = Dediler ki: Vay başımıza gelenlere; doğrusu biz, zalimler idik.
Kadri Çelik = “Yazıklar olsun bize!” dediler. “Gerçekten biz, zalimlermişiz!”
Muhammed Esed = Ve yalnızca: "Vah bize!" diye yanıp yakınırlardı, "Doğrusu, gerçekten zalim kimselerdik biz!"
Mustafa İslamoğlu = Onlar "Vah bize!" diyecekler; "Şu kesin ki, bizler hep zulümde ısrar ettik!"
Ömer Nasuhi Bilmen = Dediler ki: «Vay halimize! Muhakkak ki, biz zalimler olmuş idik.»
Ömer Öngüt = Dediler ki: “Vay başımıza gelenlere! Biz gerçekten zâlimlermişiz. ”
Şaban Piriş = -Eyvah bize, dediler. Biz haksızlık etmiştik.
Sadık Türkmen = Dediler ki: “Yazıklar olsun bize! Gerçekten biz zulmedenlerdendik.”
Seyyid Kutub = Eyvahlar olsun! Biz gerçekten kendimize zulmetmişiz dediler.
Suat Yıldırım = "Eyvah! dediler, gerçekten biz zalim kimselermişiz! (Eyvah! Eyvah!)"
Süleyman Ateş = "Eyvah bize, dediler, gerçekten biz zâlimlermişiz!"
Tefhim-ul Kuran = «Yazıklar bize» dediler. «Gerçekten biz, zalimmişiz.»
Ümit Şimşek = 'Eyvah!' dediler. 'Biz gerçekten kendimize yazık etmişiz.'
Yaşar Nuri Öztürk = Dediler: "Eyvah bize! Biz gerçekten zalimlermişiz."
İskender Ali Mihr = “Yazıklar olsun bize! Muhakkak ki biz, zalimler olmuştuk.” dediler.
İlyas Yorulmaz = (Azap onları yakaladığında) “Yazıklar olsun bize, gerçekten biz haksızlık yapanlardan olduk” demişlerdi.