وَطَعَامًا ذَا غُصَّةٍ وَعَذَابًا أَلِيمًا
Ve taâmen zâ gussatin ve azâben elîmâ(elîmen).
Diyanet İşleri = (12-13) Çünkü bizim yanımızda (kâfirler için) bukağılar vardır, cehennem vardır, boğazdan zor geçen yiyecekler vardır ve elem dolu bir azap vardır.
Abdulbaki Gölpınarlı = Ve boğazdan geçmez dikenli yemek var ve elemli bir azap var.
Abdullah Parlıyan = Ve boğazdan geçmeyen dikenli yemekler ve şiddetli bir azap var.
Adem Uğur = Boğazdan geçmez bir yiyecek ve elem verici bir azap var.
Ahmed Hulusi = Boğazda tıkanan gıda ve feci bir azap!
Ahmet Tekin = Boğaza duran bir yiyecek, can yakıp inleten müthiş bir azap var.
Ahmet Varol = Ayrıca boğazı tıkayan bir yiyecek ve acıklı bir azap var.
Ali Bulaç = Boğazı tıkayıp kalan bir yemek ve acı bir azab vardır.
Ali Fikri Yavuz = Bir de boğaza takılıp kalan bir yiyecek var. Ayrıca acıklı bir azap da var.
Ali Ünal = Ayrıca, boğazda kalıp öte geçmeyecek yiyecekler ve pek acı bir azap.
Bayraktar Bayraklı = (12-14) Şüphesiz, yerin ve dağların şiddetle sarsılacağı, dağların saçılmış kum yığını haline geleceği gün, katımızda prangalar ve cehennem vardır. Boğazı tıkayan yiyecek ve acıklı azap vardır.
Bekir Sadak = (12-13) suphesiz katimizda onlar icin agir boyunduruklar, cehennem, bogazi tikayan bir yiyecek ve can yakan azap vardir.
Celal Yıldırım = (12-13) Çünkü yanımızda bukağılar, Cehennem, boğazdan geçmeyen yiyecek ve elem verici bir azâb vardır.
Cemal Külünkoğlu = (12-13) Hiç şüphesiz, bizim yanımızda ağır prangalar, boyunduruklar, yakıcı bir alev, bir de boğaza takılıp kalan bir yiyecek ve acıklı bir azap vardır.
Diyanet İşleri (eski) = (12-13) Şüphesiz katımızda onlar için ağır boyunduruklar, cehennem, boğazı tıkayan bir yiyecek ve can yakan azap vardır.
Diyanet Vakfi = (12-13) Hiç şüphesiz bizim nezdimizde (onlar için hazırlanmış) boyunduruklar, yakıcı bir ateş, boğazdan geçmez bir yiyecek ve elem verici bir azap vardır.
Edip Yüksel = Yutulması güç bir yiyecek ve acı bir azap...
Elmalılı Hamdi Yazır = Ve boğaza duran bir taam ve bir azâb-ı elîm var
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = boğazda kalan bir yiyecek ve acı bir azap vardır.
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Boğaza duran bir yiyecek, elem verici bir azap var.
Gültekin Onan = Boğazı tıkayıp kalan bir yemek ve acı bir azab vardır.
Harun Yıldırım = Boğazı tıkayan bir yiyecek ve can yakıcı bir azab da vardır.
Hasan Basri Çantay = boğazda tıkanıb kalan bir yiyecek var. (Bunlardan başka da) elem verici bir azâb var,
Hayrat Neşriyat = Bir de boğaza duran bir yiyecek ve (pek) elemli bir azab (vardır)!
İbni Kesir = Boğazı tıkayan bir yiyecek ve elim bir azab var.
Kadri Çelik = Boğazı tıkayıp kalan bir yemek ve acı bir azap da vardır.
Muhammed Esed = boğaza takılan yiyecek ve şiddetli bir azap,
Mustafa İslamoğlu = boğaza düğümlenen berbat bir yiyecek ve elemi tarifsiz bir azap var;
Ömer Nasuhi Bilmen = Ve boğaza tıkanıp duran bir taam ve pek acıklı bir azap vardır.
Ömer Öngüt = Boğaza takılıp kalan bir yiyecek ve acıklı bir azap var.
Şaban Piriş = Boğazı tıkayan bir yiyecek ve acı veren bir azap!.
Sadık Türkmen = Gırtlağı tıkayan bir yemek ve can yakan/pek acıklı bir azap vardır.
Seyyid Kutub = İnsan boğazından geçmez yiyecekler ile acıklı azap vardır.
Suat Yıldırım = (12-13) Muhakkak ki Bizim nezdimizde bukağılar, alevli ateşler, dikenli, boğazı tırmalayan yiyecekler ve gâyet acı azap var.
Süleyman Ateş = (Dikenli) Boğazı tırmalayan bir yiyecek ve acı veren bir azâb var.
Tefhim-ul Kuran = Boğazı tıkayıp kalan bir yemek ve acı bir azab da vardır.
Ümit Şimşek = Boğazdan geçmeyen yiyecekler ve acı bir azap var.
Yaşar Nuri Öztürk = Boğazdan zor geçen bir yiyecek, korkunç bir azap var,
İskender Ali Mihr = Ve boğazı tıkayıp orada kalan yemek ve elîm azap vardır.
İlyas Yorulmaz = Boğazı tıkayan yiyecekler ve acı veren azap da (bizim yanımızda)