لَأَنتُمْ أَشَدُّ رَهْبَةً فِي صُدُورِهِم مِّنَ اللَّهِ ذَلِكَ بِأَنَّهُمْ قَوْمٌ لَّا يَفْقَهُونَ
Le entum eşeddu rehbeten fî sudûrihim minallâhi, zâlike bi ennehum kavmun lâ yefkahûn(yefkahûne).
le | : elbette, gerçekten |
entum | : siz |
eşeddu | : daha şiddetli |
rehbeten | : korku bakımından |
fî sudûri-him | : onların göğüslerinde, yüreklerinde |
min allâhi | : Allah’tan |
zâlike | : işte bu |
bi enne-hum | : onların ..... olmaları sebebiyle |
kavmun | : kavim |
lâ yefkahûne | : fıkıh edemiyorlar |
Diyanet İşleri = Onların kalplerinde size karşı duydukları korku, Allah’a karşı duydukları korkudan daha baskındır. Bu, onların anlamaz bir toplum olmaları sebebiyledir.
Abdulbaki Gölpınarlı = Mutlaka gönüllerinde, Allah'tan ziyâde sizin korkunuz vardır, bu da, şüphe yok ki anlamayan bir topluluk olmalarındandır.
Abdullah Parlıyan = Andolsun ki onların kalplerine, Allah'tan korktuklarından daha çok korku veriyorsunuz. Çünkü onlar, Allah'tan korktularından daha çok, sizden korkuyorlar. Çünkü onlar, hayatın ve hadiselerin gerçeklerini bilmeyen ve anlamayan bir topluluktur.
Adem Uğur = Onların içlerinde size karşı duydukları korku, Allah'a olan korkularından daha şiddetlidir. Böyledir, çünkü onlar anlamayan bir topluluktur.
Ahmed Hulusi = Muhakkak ki sizden korkuları, Allâh'tan daha şiddetlidir! Bu onların anlayışı kıt bir toplum olmalarındandır!
Ahmet Tekin = Sizin, münâfıkların ve yahudilerin yüreklerinde meydana getirdiğiniz dehşet, korku, Allahtan korkularından daha fazladır. Bu, onların anlayışı kıt bir toplum olması sebebiyledir.
Ahmet Varol = Onların kalplerinde sizin saldığınız korku Allah'ınkinden daha şiddetlidir. Bu onların anlamayan bir topluluk olmalarından dolayıdır.
Ali Bulaç = Herhalde içlerinde 'dehşet ve yılgınlık uyandırma bakımından' siz, Allah'tan daha çetinsiniz. Bu, şüphesiz onların 'derin bir kavrayışa sahip olmamaları' dolayısıyla böyledir.
Ali Fikri Yavuz = Her halde onların (münafıklarla Yahûdi’lerin) yüreklerinden sizden olan korku, Allah’ınkinden ziyadedir. Bu, onların anlayışsız bir kavim olmalarındandır.
Ali Ünal = Siz, onların göğüslerinde Allah’tan da fazla korku duyulan bir topluluksunuz. Bu bir hakikat: çünkü onlar, gerçeği idrakten yoksun bir güruhtur.
Bayraktar Bayraklı = Kesinlikle, siz onların kalplerine Allah'tan daha çok korku salmaktasınız. Bunun sebebi, onların, anlamayan bir toplum olmalarıdır.
Bekir Sadak = Ey inananlar! Onlarin yureklerine korku salan, Allah'tan cok sizlersiniz; cunku onlar, anlamayan kimselerdir.
Celal Yıldırım = And olsun ki, onların yüreklerine Allah'tan çok siz korku ve yılgınlık vermektesiniz.) Bu böyledir. Çünkü onlar anlayışsız (dinî bilgilerden uzak) bir topluluktur.
Cemal Külünkoğlu = (Ey inananlar!) Siz onların kalplerine (dehşet ve yılgınlık uyandırma bakımından), Allah'tan daha çok korku vermektesiniz. Bu, onların derin bir kavrayışa sahip olmamalarındandır.
Diyanet İşleri (eski) = Ey inananlar! Onların yüreklerine korku salan, Allah'tan çok sizlersiniz; çünkü onlar, anlamayan kimselerdir.
Diyanet Vakfi = Onların içlerinde size karşı duydukları korku, Allah'a olan korkularından daha şiddetlidir. Böyledir, çünkü onlar anlamayan bir topluluktur.
Edip Yüksel = Kalplerine, ALLAH'tan daha çok siz korku salıyorsunuz. Zira onlar anlayışsız bir topluluktur.
Elmalılı Hamdi Yazır = Her halde onların yüreklerinde sizin korkunuz Allahınkinden ziyade, bu onların fıkıhsız bir kavm olmalarındandır.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Kesinlikle onların yüreklerinde sizin korkunuz Allah'ın korkusundan daha fazladır. Bu, onların anlayışsız bir topluluk olmalarındandır.
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Onların kalblerinde sizin korkunuz, Allah'ın korkusundan fazladır. Böyledir, çünkü onlar anlamayan bir topluluktur.
Gültekin Onan = Herhalde içlerinde 'dehşet ve yılgınlık uyandırma bakımından' siz Tanrı'dan daha çetinsiniz. Bu şüphesiz böyledir (çünkü) onlar kavrayamayan (la yefkahun) bir kavimdir.
Harun Yıldırım = Yüreklerinde Allah’tan fazla sizin korkunuz vardır. Bu, onların ince anlayışa sahip bir topluluk olmayışlarındandır.
Hasan Basri Çantay = Her halde sizin, onların yüreklerinde (yaşayan) korkunuz Allahdan (korkularından) daha şiddetlidir. Bunun sebebi şudur: Çünkü onlar ince anlamazlar güruhudur.
Hayrat Neşriyat = Gerçekten siz, onların sînelerinde korku cihetiyle, Allah’dan (korktuklarından) daha şiddetlisinizdir. Bu, şübhesiz onların (Allah korkusunun ne demek olduğunu) iyice anlamayan bir topluluk olmaları yüzündendir.
İbni Kesir = Doğrusu onların kalbine korku salan; Allah'tan çok, sizlersiniz. Çünkü onlar anlamazlar güruhudur.
Kadri Çelik = Onların içlerinde size karşı duydukları korku, Allah'a olan korkularından daha şiddetlidir. Bu, onların anlayışsız bir topluluk olmalarındandır.
Muhammed Esed = Evet, (ey müminler,) siz onların kalplerine Allah (korkusun)dan da daha şiddetli bir korku salarsınız, çünkü onlar hakikati kavramaktan aciz bir topluluktur.
Mustafa İslamoğlu = Elbet onların içlerine Allah'tan daha çok sizin korkunuz sinmiş: bunun gerekçesi, onların sığ anlayışlı bir topluluk olmalarıdır.
Ömer Nasuhi Bilmen = Elbette siz onların yüreklerinde korkuca Allah'tan daha şiddetlisiniz. Bunun sebebi ise, çünkü onlar şüphe yok ki anlamaz bir kavimdirler.
Ömer Öngüt = Onların kalplerinde sizin korkunuz Allah'ın korkusundan fazladır. Böyledir, çünkü onlar anlamayan bir topluluktur.
Şaban Piriş = Onların kalbine Allah’tan çok siz korku salıyorsunuz. Bu da onların anlayışsız bir topluluk olmalarındandır.
Sadık Türkmen = Onların kalplerinde size karşı duydukları korku, Allah’a karşı duydukları korkudan daha fazladır. Bu onların düşünmeyen bir toplum olmaları sebebiyledir.
Seyyid Kutub = Ey inananlar! Onların yüreklerine korku salan, Allah'tan çok sizlersiniz; çünkü onlar anlamayan bir topluluktur.
Suat Yıldırım = Onların kalplerinde sizden duydukları korku, Allah’tan korkmalarından daha ileridir. Bu böyledir, çünkü onlar, gerçeği bilip anlamayan kimselerdir.
Süleyman Ateş = Onların kalblerinde sizin korkunuz, Allâh'ınkinden fazladır. (Allah'tan çok sizden korkarlar). Böyledir, çünkü onlar anlamaz bir topluluktur.
Tefhim-ul Kuran = Herhalde onların içlerinde 'dehşet ve yılgınlık bakımından' siz, Allah'tan (O'na karşı duydukları dehşetten) daha çetinsiniz. Bu, gerçekten onların 'derin bir kavrayışa sahip olmamaları' dolayısıyla böyledir.
Ümit Şimşek = Onların gönüllerinde sizin korkunuz, Allah korkusundan daha şiddetlidir. Çünkü onlar anlayıştan yoksun bir topluluktur.
Yaşar Nuri Öztürk = Onların gönüllerinde, korku bakımından siz, Allah'tan daha zorlusunuz. Bu böyledir, çünkü onlar anlamayan bir topluluktur.
İskender Ali Mihr = Siz, gerçekten, onların yüreklerinde korku bakımından daha şiddetlisiniz (Allah’tan çok sizden korkuyorlar). Bu, onların (Allah’ın azametini, kudretini) fıkıh edemeyen bir kavim olmaları sebebiyledir.
İlyas Yorulmaz = İçlerinde besledikleri size karşı olan korkuları, Allah’ın korkusundan daha şiddetlidir. Bu da onların doğruları anlamaz bir topluluk olmalarındandır.