وَكَأَيِّن مِّن قَرْيَةٍ هِيَ أَشَدُّ قُوَّةً مِّن قَرْيَتِكَ الَّتِي أَخْرَجَتْكَ أَهْلَكْنَاهُمْ فَلَا نَاصِرَ لَهُمْ
Ve keeyyin min karyetin hiye eşeddu kuvveten min karyetikelletî ahrecetke, ehleknâhum fe lâ nâsıra lehum.
ve keeyyin | : ve nice |
min karyetin | : beldelerden, beldeler |
hiye | : o |
eşeddu | : daha şiddetli, daha çok kuvvetli |
kuvveten | : kuvvet bakımından |
min karyeti-ke | : senin beldenden |
elletî | : o ki |
ahrecet-ke | : seni çıkardı |
ehleknâ-hum | : onları helâk ettik |
fe | : o zaman |
lâ nâsıre | : yardımcı yoktur |
lehum | : onlar için |
Diyanet İşleri = (Ey Muhammed!) Seni çıkaran kendi memleket halkından daha güçlü nice memleket halkları vardı ki, biz onları helâk ettik. Onların hiçbir yardımcısı da olmadı.
Abdulbaki Gölpınarlı = Ve nice şehirlerin halkını helâk ettik ki onlar, seni çıkardıkları şehirdekilerden daha da güçlü kuvvetliydiler; onlara bir yardım eden bile yok.
Abdullah Parlıyan = Ey Muhammed! seni yurdundan çıkaranlardan daha güçlü nice toplumları yok ettik, onlara bir yardımcı çıkmadı.
Adem Uğur = Senin şehrinden -ki ora (halkı) seni çıkardı- daha kuvvetli nice şehirleri yok ettik; onlara bir yardım eden de çıkmadı.
Ahmed Hulusi = Seni şehrinden çıkartan kuvvetçe daha güçlü nice şehir (halk) vardı! Onları helâk ettik (düşünün?)! Onlara yardım eden yoktu.
Ahmet Tekin = Seni yurdundan eden şehrin halkından daha güçlü, kuvvetli, nice şehirlerin halklarını yok ettik. Onlara yardım eden de olmadı.
Ahmet Varol = Seni çıkaran kasabandan daha güçlü nice kasabalar vardı ki onları helâk ettik. Onların bir yardımcıları da olmadı.
Ali Bulaç = Seni sürüp çıkaran memleketinden kuvvet bakımından daha üstün nice memleketler vardı ki, biz onları yıkıma uğrattık da kendileri için hiçbir yardımcı yoktu.
Ali Fikri Yavuz = Seni, memleketinden (Mekke’den) çıkaran halktan daha kuvvetli nice memleketler (halkı) vardı ki, (türlü azablarla) onları helâk ettik de kendilerini (azabdan), kurtaran olmamıştı.
Ali Ünal = Nice memleketler vardı ki, (ey Rasûlüm,) seni çıkmaya mecbur bıraktıkları memleketten (Mekke) daha güçlü idiler. Biz o memleketleri helâk ettik ve (Bize karşı) onların hiçbir yardımcısı olmadı.
Bayraktar Bayraklı = Seni şehrinden çıkaranların şehirlerinden daha güçlü yerlere sahip nicelerini helâk ettik de onların hiçbir yardımcıları olmadı.
Bekir Sadak = Seni surup cikaran kasabadan daha kuvvetli olan nice kasabalari yok ettik. Yardim edenleri bulunmadi.
Celal Yıldırım = Nice kasabalar var ki onlar senin çıkarıldığın kasabadan daha kuvvetli idiler, onları yok ettik ; onlara bir yardımcı da bulunmadı.
Cemal Külünkoğlu = (Ey Muhammed!) Seni (yurdundan) kovan bu toplumdan daha güçlü nice toplumları (yaptıkları yüzünden) yok ettik de onlara bir yardım eden de çıkmadı (çıkamazdı zaten)!
Diyanet İşleri (eski) = Seni sürüp çıkaran şehirden daha kuvvetli olan nice şehirler yok ettik. Yardım edenleri bulunmadı.
Diyanet Vakfi = Senin şehrinden -ki ora (halkı) seni çıkardı- daha kuvvetli nice şehirleri yok ettik; onlara bir yardım eden de çıkmadı.
Edip Yüksel = Seni çıkaran ülkenden daha güçlü nice ülkeler vardı ki onları yok ettik, onlara yardım eden olmadı.
Elmalılı Hamdi Yazır = Seni çıkaran karyenden daha kuvvetli ne karyeler vardı ki biz onları helâk ettik de onları kurtaran yok
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Seni yurdundan çıkaran şehirden daha kuvvetli nice şehirler vardı ki, Biz onları helak ettik de onlara yardım eden yok.
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Ey Muhammed! Seni yurdundan çıkaran şehirden daha kuvvetli olan nice şehirler vardı ki biz onları helâk ettik de onlara yardım eden çıkmadı.
Gültekin Onan = Seni sürüp çıkaran memleketinden kuvvet bakımından daha üstün nice memleketler vardı ki, biz onları yıkıma uğrattık da kendileri için hiçbir yardımcı yoktu.
Harun Yıldırım = Seni sürüpçıkaran memleketinden kuvvet bakımından daha üstün nice memleketler vardır ki, biz onları helak ettik. Kendileri için bir yardımcıları da yoktu.
Hasan Basri Çantay = Biz nice memleket (ler halkını) ki (her biri) seni (içinden) çıkaran (öz) memleketinden daha çok kuvvetli idi — helak etdik. (O zaman) onların (selâmetine) hiçbir yardımcı da yokdu.
Hayrat Neşriyat = Seni (kendi içinden) çıkaran (hicrete zorlayan) memleketinden (o Mekke müşriklerinden) kuvvetçe daha çetin (insanlarla dolu) nice şehirler de vardır! Onları helâk ettik; onlara yardım eden de olmadı.
İbni Kesir = Nice kasabaları yok ettik ki; onlar, seni sürüp çıkaran kasabadan daha kuvvetli idiler. Ve onlara yardım eden de bulunmadı.
Kadri Çelik = Seni sürüp çıkaran şehirden (inkârcılardan) daha kuvvetli olan nice şehirleri (inkârcıları) yok ettik. Öyle ki yardım edenleri de bulunmadı.
Muhammed Esed = (Ey Muhammed,) Seni (yurdundan) kovan bu toplumdan daha güçlü nice toplumları yok ettik de onlara bir yardım eden çıkmadı!
Mustafa İslamoğlu = (Ey Nebi!) Seni yurdundan çıkaran toplumundan çok daha güçlü ve kuvvetli olan nice yurtları helak etmişizdir de, asla onlara yardım eden olmamıştır.
Ömer Nasuhi Bilmen = Ve nice beldeler de var idi ki, seni çıkarmış olan beldeden daha kuvvetce şiddetli idi. Onları helâk ettik, artık onlar için bir yardımcı yoktur.
Ömer Öngüt = Nice memleketler vardır ki, onlar seni sürüp çıkaran memleketten daha kuvvetli idiler. Biz onları helâk ettik. Onlara bir yardım eden de bulunmadı.
Şaban Piriş = -Seni ülkenden çıkaranlardan daha güçlü nice ülkeleri helak ettik de onlar için bir yardımcı/kurtarıcı yoktu.
Sadık Türkmen = Nice kentler seni sürüp çıkaran kentten daha kuvvetli iken onları imha ettik. Yardım edenleri de bulunmadı.
Seyyid Kutub = Biz, halkı seni yurdundan çıkaran şehirden daha kuvvetli nice şehirleri yok ettik, fakat onlara bir yardım eden çıkmadı.
Suat Yıldırım = Nice şehirler vardı ki halkı, seni süren Mekke şehri’nin halkından daha kuvvetli idiler. İşte Biz, onları imha ettik ve kendilerine yardım edecek kimse çıkmadı.
Süleyman Ateş = Seni (içinden) çıkarmış olan kentten daha kuvvetli nice kent var ki biz onları yok ettik de onlara yardım eden çıkmadı.
Tefhim-ul Kuran = Seni sürüp çıkaran memleketinden, kuvvet bakımından daha üstün nice memleketler vardır ki, biz onları yıkıma uğrattık da kendileri için hiçbir yardımcı yoktu.
Ümit Şimşek = Seni yurdundan çıkaran bu beldeden daha güçlü nice beldeler vardı ki, Biz onları helâk ettik de yardımlarına koşan çıkmadı.
Yaşar Nuri Öztürk = Seni yerinden çıkaran o kentinden çok daha kuvvetlice nice kentler vardı ki, biz hepsini helâk ettik; hiçbir yardımcıları olmadı.
İskender Ali Mihr = Nice beldeler, seni çıkardıkları ülkeden daha kuvvetliydi (daha üstündü), onları helâk ettik. O zaman onlar için bir yardımcı yoktu.
İlyas Yorulmaz = Seni çıkaranların bulunduğu şehirden, daha güçlü nice şehirleri helak edip yok ettik ve onlar için yardım eden de bulunmadı.