ثُمَّ جَعَلْنَاهُ نُطْفَةً فِي قَرَارٍ مَّكِينٍ
Summe cealnâhu nutfeten fî karârin mekîn(mekînin).
summe | : sonra |
cealnâ-hu | : onu kıldık |
nutfeten | : nutfe, damla |
fî karârin | : karar kılmış halde (bir yere yerleşmiş olarak) |
mekînin | : sağlam, kuvvetli |
Diyanet İşleri = Sonra onu az bir su (meni) hâlinde sağlam bir karargâha (ana rahmine) yerleştirdik.
Abdulbaki Gölpınarlı = Sonra onu, sağlam bir karar yurdunda bir katre su kıldık.
Abdullah Parlıyan = Sonra onu sperm damlası halinde sağlam bir yere yerleştirdik.
Adem Uğur = Sonra onu sağlam bir karargâhta nutfe haline getirdik.
Ahmed Hulusi = Sonra onu sağlam bir karargâhta bir nutfe oluşturduk.
Ahmet Tekin = Bir de onu, sperm olarak emin, elverişli, sağlam, itibarlı bir yere, rahme koyduk.
Ahmet Varol = Sonra onu bir nutfe halinde sağlam bir karar yerine yerleştirdik.
Ali Bulaç = Sonra onu bir su damlası olarak, savunması sağlam bir karar yerine yerleştirdik.
Ali Fikri Yavuz = Sonra onu sağlam bir kalış yerinde, bir sperm yaptık.
Ali Ünal = Sonra onu, (anneden ve babadan gelen) birkaç damla sıvı, bir tohum halinde sağlam bir yere yerleştirdik.
Bayraktar Bayraklı = Sonra onu döl suyu damlası halinde sağlam bir yere yerleştirdik.
Bekir Sadak = Sonra onu nutfe halinde saglam bir yere yerlestirdik.
Celal Yıldırım = Sonra onu sağlamca, durup dinlenecek bir yerde nutfe haline getirdik.
Cemal Külünkoğlu = Sonra onu az bir döl suyu (meni) hâlinde sağlam bir yere (ana rahmine) yerleştirdik.
Diyanet İşleri (eski) = Sonra onu nutfe halinde sağlam bir yere yerleştirdik.
Diyanet Vakfi = Sonra onu sağlam bir karargâhta nutfe haline getirdik.
Edip Yüksel = Sonra onu sağlam bir bekleme yerinde bir damlacık haline getirdik.
Elmalılı Hamdi Yazır = Sonra onu oturaklı bir karargâhta bir nufte yaptık
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Sonra onu, oturaklı bir karargahta bir nutfe (tohum) yaptık.
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Sonra onu emin ve sağlam bir karargahta (rahimde) nutfe (sperma) haline getirdik.
Gültekin Onan = Sonra onu bir su damlası olarak, savunması sağlam bir karar yerine yerleştirdik.
Harun Yıldırım = Sonra onu sağlam bir karargâhta nutfe haline getirdik.
Hasan Basri Çantay = Sonra onu sarp ve metîn bir karargâhda bir nutfe yapdık.
Hayrat Neşriyat = Sonra onu sağlam bir yerde (ana rahminde) bir nutfe (hakir bir damla sudan süzülmüş hulâsa) olarak yerleştirdik.
İbni Kesir = Sonra da onu nutfe halinde sağlam bir yere yerleştirdik.
Kadri Çelik = Sonra onu bir su damlası olarak, sağlam bir yere (rahme) yerleştirdik.
Muhammed Esed = ve sonra onu döl suyu damlası halinde (rahimde) özel bir koruma altında tutuyoruz;
Mustafa İslamoğlu = epey sonra onu, karar kılacağı (rahimde) yer tutan bir hayat tohumu kıldık;
Ömer Nasuhi Bilmen = Sonra onu metin bir karargâhta bir nutfe kıldık.
Ömer Öngüt = Sonra onu sağlam bir karargâh olan rahimde nutfe hâline getirdik.
Şaban Piriş = Sonra onu sağlam bir kalış yerinde, bir sperm yaptık.
Sadık Türkmen = Sonra, onu nutfe halinde sağlam bir karargâha yerleştirdik.
Seyyid Kutub = Sonra sperma halinde korunaklı bir yuvaya yerleştirdik.
Suat Yıldırım = Sonra onu nutfe (sperm) halinde sağlam bir yere yerleştiririz.
Süleyman Ateş = Sonra onu bir nutfe (sperm) olarak sağlam bir karar yerine koyduk.
Tefhim-ul Kuran = Sonra onu bir su damlası olarak, savunması sağlam bir karar yerine yerleştirdik.
Ümit Şimşek = Sonra ona sağlam bir karar yerinde bir nutfe yaptık.
Yaşar Nuri Öztürk = Sonra onu çok dayanaklı bir karargâhta bir damlacık yaptık.
İskender Ali Mihr = Sonra onu, mekin (sağlam) bir yerde karar kılmış (yerleşmiş) bir nutfe kıldık.
İlyas Yorulmaz = Sonra toprağın özünü nutfe (döl suyu) haline getirip, sağlam bir yere (ana rahmine) yerleştirdik.