يَدْعُو لَمَن ضَرُّهُ أَقْرَبُ مِن نَّفْعِهِ لَبِئْسَ الْمَوْلَى وَلَبِئْسَ الْعَشِيرُ
Yed’û le men darruhû akrabu min nef’ıhî, le bi’sel mevlâ ve le bi’sel aşîr(aşîru).
yed’û | : dua ederler |
le men | : gerçekten (o) kimse(ler) |
darru-hû | : onun zararı |
akrabu | : daha yakın (daha fazla) |
min nef’ı-hî | : onun faydasından |
le bi’se | : ne kötü |
el mevlâ | : mevlâ, dost, yardımcı |
ve le bi’se | : ve ne kötü |
el aşîru | : arkadaş |
Diyanet İşleri = Zararı faydasından daha yakın olana tapar. O (taptığı) ne kötü yardımcı, ne fena yoldaştır!
Abdulbaki Gölpınarlı = Zararı, faydasından daha yakın olanı çağırır; fakat ne de kötü yardımcıdır o, ne de kötü arkadaş.
Abdullah Parlıyan = Ve bazan da zararı, yararından daha akla yakın olan kimselere yalvarıp yakarır ve tapınır. Ne kötü yardımcı ve ne kötü yoldaştır o.
Adem Uğur = O, zararı faydasından daha (akla) yakın olan bir varlığa yalvarır. O (yalvardığı), ne kötü bir yardımcı, ne kötü bir dosttur!
Ahmed Hulusi = (O), zararı yararından fazla olana yönelir. . . O (taptığı) ne kötü bir mevlâ ve ne kötü arkadaştır!
Ahmet Tekin = Onlar, zararı faydasından daha yakın olana taparlar ve yalvarırlar. O yalvardıkları, ne kötü bir otorite, kötü bir koruyucu, kötü bir dost, ne kötü bir yoldaştır.
Ahmet Varol = Zararı faydasından daha yakın olana yalvarır. O ne kötü yardımcı ve ne kötü arkadaştır.
Ali Bulaç = (Ya da) Zararı, yararından daha yakın olana tapar; ne kötü yardımcı ve ne kötü yoldaştır.
Ali Fikri Yavuz = (Hak dinden çıkan) o insan, zararı faydasından daha yakın olana tapar. Taptığı şey ne fena dost, ne de kötü arkadaş!...
Ali Ünal = Faydadan çok zarar getirecek kişiye (büyük bildiklerine, reislere, bir takım otoritelere) yalvarır tapınırcasına. Oysa yalvardığı o kişi, gerçekte ne fena bir efendi, ne fena bir yandaştır!
Bayraktar Bayraklı = O, zararı faydasından daha yakın olan bir varlığa yalvarır. O, ne kötü bir yardımcı, ne kötü bir dosttur!
Bekir Sadak = Kendisine zarari faydasindan daha yakin olana yalvarir. Yalvardigi sey ne kotu yardimci ve ne kotu yoldastir!
Celal Yıldırım = Zararı yararından daha yakın olana tapar; taptığı şey ne kötü dost ve yardımcı ve ne fena yandaştır!
Cemal Külünkoğlu = (Ve bazen de) kendisine zararı yararından çok olacak olan kimseye yalvarıp yakarır. Böylesi ne fena bir yardımcı ve ne fena bir dosttur!
Diyanet İşleri (eski) = Kendisine zararı faydasından daha yakın olana yalvarır. Yalvardığı şey ne kötü yardımcı ve ne kötü yoldaştır!
Diyanet Vakfi = O, zararı faydasından daha (akla) yakın olan bir varlığa yalvarır. O (yalvardığı), ne kötü bir yardımcı, ne kötü bir dosttur!
Edip Yüksel = Zararı yararından daha yakın olana yalvarır. Ne kötü bir mevla ve ne kötü bir arkadaştır.
Elmalılı Hamdi Yazır = Her halde zararı nef'ınden daha yakın olan zat diye yalvarıyor, o ne fena efendi, o ne fena yardak
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Herhalde o, zararı yararından daha yakın olana yalvarıyor; o ne kötü koruyucu, o ne kötü yardak (yoldaş)!
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Herhalde o, zararı faydasından daha yakın olana yalvarıyor. Yalvardığı şey ne kötü yardımcı ve ne kötü yoldaştır.
Gültekin Onan = (Ya da) Zararı, yararından daha yakın olana tapar; ne kötü yardımcı ve ne kötü yoldaştır.
Harun Yıldırım = O, zararı faydasından daha (akla) yakın olan bir varlığa yalvarır. O (yalvardığı), ne kötü bir yardımcı, ne kötü bir dosttur!
Hasan Basri Çantay = (Evet) o, zararı fâidesinden daha yakın olana tapar. (Tapdığı o nesne) ne kötü yardımcı, ne fena yoldaşdır!
Hayrat Neşriyat = (Hem) zararı faydasından daha yakın olana yalvarır. (O yalvardığı şey) ne kötü yardımcı ve ne kötü arkadaştır!
İbni Kesir = Kendisine zararı faydasından daha yakın olana tapınır. Tapındığı şey ne kötü yardımcıdır, ne kötü yoldaştır.
Kadri Çelik = (Ya da) Zararı, yararından daha yakın olana yakarır; O (yalvardığı), ne kötü mevla ve ne kötü yoldaştır.
Muhammed Esed = (Ve bazan da) kendisine zararı yararından çok olacak olan kimseye, (bir başka insana) yalvarıp yakarır: gerçekten de, bu ne kötü efendi ve bu ne kötü uyruk!
Mustafa İslamoğlu = (Kimi zaman da) zararı yararından daha fazla olan insanlara yalvarıp yakarır: o ne berbat efendi, o ne kötü yoldaştır!
Ömer Nasuhi Bilmen = Zararı faidesinden daha yakın olan kimseye ibadet eder. Ne fena yardımcı ve ne fena sahip.
Ömer Öngüt = O, kendisine faydasından çok zararı olana tapınır. O ne kötü bir yardımcı, ne kötü bir arkadaştır!
Şaban Piriş = Kendisine zararı faydasından daha yakın olana yalvarır. Ne kötü yardımcı ne kötü yoldaş!
Sadık Türkmen = Zararı faydasından daha yakın olana tapar. O (taptığı) ne kötü yardımcı, ne fena yoldaştır!
Seyyid Kutub = O, zararı faydasından daha yakında olana yalvarır. Böylesi ne fena bir destekçi ve kötü bir yandaştır.
Suat Yıldırım = Hatta bazen da kendisine zararı yararından çok olacak kimselere yalvarıp yakarır. Ne kötü bir efendi, ne fena bir yandaştır o!
Süleyman Ateş = Zararı, faydasından daha yakın olana yalvarır. (O), Ne kötü bir yardımcı ve ne kötü bir arkadaştır!
Tefhim-ul Kuran = (Ya da) Zararı, yararından daha yakın olana tapar; ne kötü yardımcı ve ne kötü yoldaştır.
Ümit Şimşek = O, aslında, yarardan çok zarar beklenecek şeye dua etmektedir. Ne kötü bir dost, ne kötü bir yoldaştır o!
Yaşar Nuri Öztürk = Zararı yararından daha yakın olan kişiye yalvarır/davet eder. Ne kötü bir destekçidir o, ne kötü bir efendidir!
İskender Ali Mihr = Gerçekten, zararı yararından daha yakın (daha fazla) olana dua ederler. (Onların taptıkları şeyler), ne kötü dost (yardımcı) ve ne kötü arkadaştır.
İlyas Yorulmaz = Bırak onları faydasından daha çok zararı olan kimseleri yardıma çağırsınlar. Yardıma çağırdıkları, ne kötü sığınacak yer ve ne kötü arkadaş.