رَبَّنَا وَابْعَثْ فِيهِمْ رَسُولاً مِّنْهُمْ يَتْلُو عَلَيْهِمْ آيَاتِكَ وَيُعَلِّمُهُمُ الْكِتَابَ وَالْحِكْمَةَ وَيُزَكِّيهِمْ إِنَّكَ أَنتَ العَزِيزُ الحَكِيمُ
Rabbenâ veb’as fîhim resûlen minhum yetlû aleyhim âyâtike ve yuallimuhumul kitâbe vel hikmete ve yuzekkîhim inneke entel azîzul hakîm(hakîmu).
rabbe-nâ | : Rabbimiz |
veb’as (ve ib’as) | : ve beas et, hayata getir, görevlendir 3 - fî-him |
resûlen | : bir resûl, elçi, mürşid |
min-hum | : onlardan, kendilerinden |
yetlû aleyhim | : onlara okur |
âyâti-ke | : senin âyetlerin |
ve yuallimu-hum | : ve onlara öğretir |
el kitâbe | : kitabı |
ve el hikmete | : ve hikmeti |
ve yuzekkî-him | : ve onları tezkiye eder, nefslerini temiz- ler, tasfiye eder |
inne-ke | : muhakkak ki sen |
ente | : sen |
el azîzu | : azîz, üstün |
el hakîmu | : hakîm, hüküm ve hikmet sahibi |
Diyanet İşleri = “Rabbimiz! İçlerinden onlara bir peygamber gönder; onlara âyetlerini okusun, kitabı ve hikmeti öğretsin ve onları her kötülükten arındırsın. Şüphesiz, sen mutlak güç sahibisin, hüküm ve hikmet sahibisin.”
Abdulbaki Gölpınarlı = Rabbimiz, onların içinden bir peygamber gönder de onlara, senin âyetlerini okusun, kitabı, hikmeti öğretsin, onları tertemiz bir hale getirsin. Şüphe yok ki sen, yücelik, hüküm ve hikmet sahibisin.
Abdullah Parlıyan = Ey Rabbimiz! Soyumuzdan, onlara senin mesajlarını okuyacak, kitabı ve onun hayata nasıl hakim kılınabileceğini öğretecek ve onları arındırıp tertemiz kılacak bir elçi gönder. Her zaman üstün gelen, herşeyi yerli yerince yapan sensin sen.”
Adem Uğur = Ey Rabbimiz! Onlara, içlerinden senin âyetlerini kendilerine okuyacak, onlara kitap ve hikmeti öğretecek, onları temizleyecek bir peygamber gönder. Çünkü üstün gelen, her şeyi yerli yerince yapan yalnız sensin.
Ahmed Hulusi = "Rabbimiz, onların içinde senin âyetlerini (âlemlerinde Esmâ'nın açığa çıkışını) onlara öğretip okutan, onlara Bilgiyi ve açığa çıkış sistemini (hikmeti) öğreten, onları arındıran Rasûl bâ's et (insanlara Hakikati bildiren Esmâ'nın açığa çıkmış sûretini oluştur). " Kesinlikle sen Aziyz Hakiym'sin.
Ahmet Tekin = 'Ey Rabbimiz, onlardan, onların içinde özgürce sorumluluklarını yerine getirmek üzere rasuller, peygamberler görevlendir. Onlara, Senin âyetlerini okusunlar. Okuma-yazmayı, kitaplarına vukufu, kitaplarını, Kur’ân’ı, ilmi, hikmeti, sağlıklı ve ahlâklı yaşama bilgisini, sünnetlerini öğretsinler. Onları pisliklerden arındırıp, vicdanlarını tertemiz yapsınlar. Sen, sadece Sen, kudretli, hikmet sahibi ve hükümransın.' diye yalvardılar.
Ahmet Varol = 'Ey Rabbimiz! Onların içinden kendilerine senin ayetlerini okuyacak, onlara Kitab'ı ve hikmeti öğretecek ve onları arındıracak bir peygamber gönder. Şüphesiz sen pek yüce ve hikmet sahibisin.'
Ali Bulaç = "Rabbimiz, içlerinden onlara bir elçi gönder, onlara ayetlerini okusun, kitabı ve hikmeti öğretsin ve onları arındırsın. Şüphesiz, Sen güçlü ve üstün olansın, hüküm ve hikmet sahibisin."
Ali Fikri Yavuz = Ey Rabbimiz, soyumuzdan gelen müslüman ümmet içinden bir peygamber gönder ki, onlara (Kur’an) âyetlerini okusun, kitabı (Kur’an’ı) ve hükümlerini öğretsin, onları günahlardan temizlesin. Muhakkak ki sen azîz olan Hakîmsin (her şeye üstün gelen hikmet sahibisin).”
Ali Ünal = “Rabbimiz, o ümmet içinde bizzat kendilerinden (onların dilini konuşup, hallerini anlayan) bir rasûl çıkar ki, onlara Sen’in (kendisine vahyedeceğin âyetlerini ve kâinatta Sen’i gösteren apaçık delilleri) okusun ve açıklasın; onlara (Sen’in kendisine göndereceğin) Kitabı ve hikmeti (o Kitabı anlama ve tatbik etme yoluyla, ondaki emir ve yasakların manâ ve maksadını, ayrıca eşya ve hadiselerin anlamını) öğretsin ve (zihinlerini yanlış inanç ve kabullerden, kalblerini günahtan, hayatlarını her türlü kirden temizleyerek) onları arındırsın. Şüphesiz Sen, Azîz (mutlak izzet ve ululuk sahibi, her işte üstün ve mutlak galip), Hakîm (her hüküm ve işinde pek çok hikmetler bulunan)sın Sen.”
Bayraktar Bayraklı = “Ey Rabbimiz! Onlara, içlerinden senin âyetlerini okuyacak, kitap ve hikmet öğretecek, onların ruhlarını arındıracak bir peygamber gönder. Çünkü üstün gelen, her şeyi yerli yerince yapan sensin.”
Bekir Sadak = «ORabbimiz! Iclerinden onlara Senin ayetlerini okuyan, Kitabi ve hikmeti ogreten, onlari her kotulukten aritan bir peygamber gonder. Dogrusu guclu ve Hakim olan ancak Sensin". *
Celal Yıldırım = Ey Rabbimiz! Onlara kendilerinden bir peygamber gönder ki. üzerlerine Senin âyetlerini okusun, kendilerine kitabı ve hikmeti öğretsin, onları (her türlü şirk ve isyandan) temizlesin. Şüphesiz ki Sen çok üstün çok güçlü ve yegâne hikmet sahibisin.
Cemal Külünkoğlu = “Rabbimiz, içlerinden onlara bir elçi gönder, onlara ayetlerini okusun, kitabı ve hikmeti öğretsin ve onları (günahlardan) arındırsın. Çünkü üstün gelen, her şeyi yerli yerince yapan yalnız sensin.”
Diyanet İşleri (eski) = 'Rabbimiz! İçlerinden onlara Senin ayetlerini okuyan, Kitabı ve hikmeti öğreten, onları her kötülükten arıtan bir peygamber gönder. Doğrusu güçlü ve Hakim olan ancak Sensin'.
Diyanet Vakfi = Ey Rabbimiz! Onlara, içlerinden senin âyetlerini kendilerine okuyacak, onlara kitap ve hikmeti öğretecek, onları temizleyecek bir peygamber gönder. Çünkü üstün gelen, her şeyi yerli yerince yapan yalnız sensin.
Edip Yüksel = 'Rabbimiz, onların arasından, ayetlerini onlara okuyacak, onlara kitabı ve bilgeliği öğretecek ve onları temizleyecek bir elçi gönder. Sen Yücesin, Bilgesin.'
Elmalılı Hamdi Yazır = Ey bizim Rabbımız hem de onlara içlerinden öyle bir peygamber gönder ki üzerlerine ayatını tilâvet eylesin ve kendilerine kitabı ve hikmeti ta'lim etsin ve içlerini dışlarını temiz paklesin, öyle azîz öyle hakîm sensin ancak sen
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Ey Rabbimiz! Onlara içlerinden öyle bir peygamber gönder ki, üzerlerine ayetlerini okusun, kendilerine Kitab'ı ve hikmeti öğretsin, içlerini ve dışlarını tertemiz yapsın! Çünkü güç ve kuvvet sahibi, tam hikmet sahibi Sensin ancak Sen!»
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Ey bizim Rabbimiz, bir de onlara içlerinden öyle bir peygamber gönder ki, onlara senin âyetlerini tilavet eylesin, kendilerine kitabı ve hikmeti öğretsin, içlerini ve dışlarını tertemiz yapıp onları pâk eylesin. Hiç şüphesiz Azîz sensin, hikmet sahibi Sensin.
Gültekin Onan = "Rabbimiz, içlerinden onlara bir elçi gönder, onlara ayetlerini okusun, kitabı ve hikmeti öğretsin ve onları arındırsın. Kuşkusuz sen güçlü ve üstün olansın, hüküm ve hikmet sahibisin".
Harun Yıldırım = “Rabbimiz onlara kendilerinden bir rasûl gönder ki onlara senin âyetlerini okusun, onlara kitap ile hikmeti (sünneti) öğretsin ve onları arındırsın. Şüphesiz Azîz ve Hakîm olan sensin, yalnız sen!"
Hasan Basri Çantay = «Ey Rabbimiz, onların (müslim olan o soyumuzun) içinden onlara Senin âyetlerini okuyacak, onlara Kitabı (Kur'anı), hikmeti (ondan hükümleri) öğretecek, onları (şirkden) iyice temizleyecek bir peygamber gönder. Şübhesiz yegâne gaalib, (sun'unda) tam hikmet saahibi Sensin Sen».
Hayrat Neşriyat = 'Rabbimiz! Onlara (neslimize) de içlerinden bir peygamber gönder ki, kendilerine senin âyetlerini okusun ve kendilerine Kitâb’ı ve hikmeti (Kitabdaki hükümleri) öğretsin ve onları (günahlardan) temizlesin! Muhakkak ki Azîz (kudreti dâimâ üstün gelen), Hakîm (her işi hikmetli olan) ancak sensin!'
İbni Kesir = Rabbımız, onların arasından, senin ayetlerin onlara okuyacak, kitabı, hikmeti öğretecek ve onları tezkiye edecek bir peygember gönder. Şüphesiz ki Aziz, Hakim Sensin Sen.
Kadri Çelik = “Rabbimiz! İçlerinden, onlara senin ayetlerini okuyan, kitabı ve hikmeti öğreten, onları her kötülükten arındıran bir peygamber gönder. Doğrusu güçlü ve hikmet sahibi olan ancak sensin (demişlerdi).”
Muhammed Esed = "Ey Rabbimiz! Soyumuz içinden onlara Senin mesajlarını iletecek, vahyi ve hikmeti öğretecek ve onları arındırıp temiz kılacak bir elçi çıkar: Çünkü yalnız Sensin kudret ve hikmet sahibi!"
Mustafa İslamoğlu = "Rabbimiz! Onlar arasından kendilerine senin mesajını okuyacak, ilahi kelamı ve hakikate mutabık hüküm vermeyi öğrenecek ve onları arındıracak bir elçi gönder. Çünkü yalnızca Sensin her işinde mükemmel olan, her hükmünde tam isabet kaydeden de Sen.
Ömer Nasuhi Bilmen = «Ey Rabbimiz! Onların arasında onlardan bir resûl gönder ki, onlara âyetlerini okusun. Onlara kitap ve hikmet talim etsin. Ve onları nezih bir hale getirsin. Şüphe yok ki Sen, evet Sen azîzsin, hakîmsin.»
Ömer Öngüt = “Ey Rabbimiz! Onlara kendi içlerinden senin âyetlerini okuyacak, onlara kitap ve hikmeti öğretecek, onları tezkiye edecek temizleyecek bir peygamber gönder. Şüphesiz ki Aziz ve Hakîm olan ancak sensin. ”
Şaban Piriş = Rabbimiz onlara içlerinden senin ayetlerini onlara okuyan, kitap ve hikmeti öğreten ve onları (şirkten) arındıran bir resul gönder. Şüphesiz aziz ve hakim olan ancak sensin.
Sadık Türkmen = “rabbimiz! içlerinden onlara bir elçi gönder; onlara ayetlerini okusun, onları Kitap ve Hikmet/Bilim ile (eğitim öğretime tabi tutarak) onları geliştirsin ve onları(n başlarına gelebilecek) her türlü kötülüğe karşı uyarsın. Şüphesiz Sen, mutlak güç sahibisin, doğru hüküm/karar verensin.”
Seyyid Kutub = Ey Rabbimiz, içlerinden onlara senin ayetlerini okuyacak, Kitab'ı ve hikmeti öğretecek, kendilerini kötülüklerden arıtacak bir peygamber gönder. Hiç şüphesiz sen azizsin ve hikmet sahibisin.»
Suat Yıldırım = "Ey bizim Hakîm Rabbimiz! Onların içinden öyle bir resul gönder ki; Kendilerine Senin âyetlerini okusun, onlara kitabı ve hikmeti öğretsin ve onları tertemiz kılsın. Muhakkak ki azîz Sen’sin, hakîm Sen’sin! (Üstün kudret, tam hüküm ve hikmet sahibisin!)"
Süleyman Ateş = "Rabbimiz, onlara kendi içlerinden, senin âyetlerini kendilerine okuyacak, onlara Kitabı ve hikmeti öğretecek, onları temizleyecek bir elçi gönder. Her zaman üstün gelen, her şeyi yerli yerince yapan yalnız sensin, sen!"
Tefhim-ul Kuran = «Rabbimiz, içlerinden onlara bir peygamber gönder, onlara ayetlerini okusun, kitabı ve hikmeti öğretsin ve onları arındırsın. Şüphesiz, Sen güçlü ve üstün olansın, hüküm ve hikmet sahibisin.»
Ümit Şimşek = 'Rabbimiz, neslimizden bir elçi gönder de onlara Senin âyetlerini okusun, kitabı ve hikmeti öğretsin, onları arındırsın. Senin kudretin herşeye üstündür; hikmetin ise herşeyi kuşatır.'
Yaşar Nuri Öztürk = "Rabb'imiz! İçlerinden onlara, senin ayetlerini okuyacak, kendilerine Kitap'ı ve hikmeti öğretecek, onları temizleyip arındıracak bir resul gönder. Sen, evet sen, Azîz'sin, tüm ululuk ve onurun sahibisin; Hakîm'sin, tüm hikmetlerin kaynağısın."
İskender Ali Mihr = Rabbimiz, onların arasından kendilerinden, onlara Senin âyetlerini tilâvet edecek (okuyup açıklayacak), onlara Kitap’ı (Kuranı Kerim’i) ve hikmeti öğretecek ve onların (nefsini) tezkiye (ve tasfiye) edecek bir resûl beas et (hayata getir). Muhakkak ki Sen, Sen, Azîz’sin, Hakîm’sin.
İlyas Yorulmaz = “İçlerinden onlara senin ayetlerini okuyan, kitabı ve içinde ki (senin emrettiğin) hükümleri öğreten, onları (şeytani düşüncelerden) temizleyen bir elçi gönder. Her şeye gücü yeten sensin ve her şeyin hükmünü verende sensin, sen” demişlerdi.