أَفَتُمَارُونَهُ عَلَى مَا يَرَى
E fe tumâr rûnehu alâ mâ yerâ.
e | : mi |
fe | : hâlâ, öyle, yoksa |
tumârûne-hu | : onunla tartışıyorsunuz |
alâ | : üzerinde, hakkında |
mâ yerâ | : gördüğü şey |
Diyanet İşleri = (Şimdi siz) gördüğü şey hakkında onunla tartışıyor musunuz?
Abdulbaki Gölpınarlı = Hâlâ münakaşa mı edersiniz gördüğü şeyleri?
Abdullah Parlıyan = Öyleyse siz, ne gördüğü konusunda, O'nunla tartışmaya mı giriyorsunuz?
Adem Uğur = Onun gördükleri hakkında şimdi kendisi ile tartışacak mısınız?
Ahmed Hulusi = Gördüğü hakkında O'nunla tartışıyor musunuz?
Ahmet Tekin = Onun görmeye devam ettikleri üzerinde şimdi tartışmaya mı giriyorsunuz?
Ahmet Varol = Şimdi siz onun gördüğü üzerinde kendisiyle tartışıyor musunuz?
Ali Bulaç = Yine de siz gördüğü (şey) üzerinde onunla tartışacak mısınız?
Ali Fikri Yavuz = Şimdi siz Peygamberin o görüşüne karşı, onunla mücadele mi ediyorsunuz?
Ali Ünal = Şimdi siz kalkmış, O’nun gördükleri konusunda kendisiyle münakaşa mı ediyorsunuz?
Bayraktar Bayraklı = (11-18) Kalp gördüğünü yalanlamadı. O'nun gördükleri hakkında onunla tartışıyor musunuz? Andolsun ki Cebrail'i bir başka inişte de görmüştü. Son sınır ağacı, sidretü'l-müntehâ yanında. O ağacın yanında Me'vâ cenneti vardır. Sidre'yi neler kaplamıştı neler! Ne gözü kaydı ne de belirlenen sınırı aştı. Andolsun ki Rabbinin en büyük âyetlerinden bir kısmını gördü.
Bekir Sadak = Ey inkarcilar! Onun gordugu sey hakkinda kendisi ile tartisir misiniz?
Celal Yıldırım = O'nu gördüğü, (görüp görmediği) hakkında kendisiyle hâlâ tartışmak mı istiyorsunuz ?
Cemal Külünkoğlu = Onun gördükleri hakkında şimdi kendisi ile tartışacak mısınız?
Diyanet İşleri (eski) = Ey inkarcılar! Onun gördüğü şey hakkında kendisi ile tartışır mısınız?
Diyanet Vakfi = Onun gördükleri hakkında şimdi kendisi ile tartışacak mısınız?
Edip Yüksel = Onun gördüğü hakkında kendisiyle tartışıyor musunuz?
Elmalılı Hamdi Yazır = Şimdi siz ona o görüşüne karşı mücadele mi ediyorsunuz?
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Gördüğü hakkında şimdi siz, onunla tartışıyor musunuz?
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Onun gördükleri hakkında şimdi kendisi ile tartışacak mısınız?
Gültekin Onan = Yine de siz gördüğü (şey) üzerinde onunla tartışacak mısınız?
Harun Yıldırım = Şimdi siz, gördükleri hakkında onunla tartışıyor musunuz?
Hasan Basri Çantay = Şimdi siz onun bu görüşüne karşı da kendisiyle mücâdele mi edeceksiniz?
Hayrat Neşriyat = Onun görmekte olduğu şeyler hakkında, şimdi kendisi ile mücâdele mi ediyorsunuz?
İbni Kesir = Onun gördüğü şey üzerinde de kendisiyle tartışacak mısınız?
Kadri Çelik = Yine de siz gördüğü şey hakkında onunla tartışacak mısınız?
Muhammed Esed = Peki siz, ne gördüğü konusunda o'nunla tartışmaya mı giriyorsunuz?
Mustafa İslamoğlu = ne yani, şimdi siz ne gördüğü hususunda onunla tartışacak mısınız?
Ömer Nasuhi Bilmen = (11-12) Gördüğü şeyi kalbi tekzîp etmedi. Onun gördüğüne karşı onunla şimdi mücadelede mi bulunacaksınız?
Ömer Öngüt = Şimdi siz, onun gördükleri hakkında tartışacak mısınız?
Şaban Piriş = -Onunla gördüğü şey hususunda tartışıyor musunuz?
Sadık Türkmen = Şimdi siz onun gördüğünü tartışıyor musunuz?
Seyyid Kutub = Siz şimdi gözü ile gördükleri hakkında O'nunla tartışmaya mı girişiyorsunuz?
Suat Yıldırım = Şimdi siz kalkmış da onun gördükleri hakkında şüphe edip kendisiyle münakaşa mı ediyorsunuz?
Süleyman Ateş = Onun gördüğünden kuşku mu duyuyorsunuz?
Tefhim-ul Kuran = Yine de siz görmüş olduğu üzerinde onunla tartışacak mısınız?
Ümit Şimşek = Onun gördüğü şey hakkında şimdi siz onunla tartışacak mısınız?
Yaşar Nuri Öztürk = Onun gördüğü şey hakkında kuşkuya düşüp onunla çekişiyor musunuz?
İskender Ali Mihr = Yoksa siz, onunla gördüğü şey hakkında mı tartışıyorsunuz?
İlyas Yorulmaz = Peki, onun gördüğü hakkında (görmediğiniz bir şeyi) tartışıyor musunuz?