Önceki Ayet Sonraki Ayet  
33. Sûre Ahzâb/12

 وَإِذْ يَقُولُ الْمُنَافِقُونَ وَالَّذِينَ فِي قُلُوبِهِم مَّرَضٌ مَّا وَعَدَنَا اللَّهُ وَرَسُولُهُ إِلَّا غُرُورًا

  Ve iz yekûlul munâfikûne vellezîne fî kulûbihim maradun mâ vaadenâllâhu ve resûluhû illâ gurûrâ(gurûran).

Kelime Karşılaştırma
ve iz yekûlu : ve söylüyorlardı, diyorlardı.
el munâfikûne : münafıklar
ve ellezîne : ve o kimseler, onlar
: içinde, vardır
kulûbi-him : onların kalpleri
maradun : hastalık, maraz, şüphe
mâ vaadenallâhu : Allah’ın vaadettiği şey
ve resûlu-hû : ve onun resûlü
illâ : ancak, başka
gurûren : gurur, aldatma
Meal Yazanlar
Ayet Mealleri

 Diyanet İşleri = Hani münafıklar ve kalplerinde hastalık olanlar, “Allah ve Resûlü bize, ancak aldatmak için vaadde bulunmuşlar” diyorlardı.

 Abdulbaki Gölpınarlı = Hani münafıklarla gönüllerinde hastalık olanlar, Allah ve Peygamberi demişlerdi, bizi ancak aldattılar, vaatlerinde aldatıştan başka bir şey yok.

 Abdullah Parlıyan = Münafıklar ve kalpleri hastalıklı olanlar, birbirlerine Allah ve elçisi, bizi sadece boş vaatlerde bulunmak suretiyle aldatmaktalar, dedikleri zamanki durumu hatırla!

 Adem Uğur = Ve o zaman, münafıklar ile kalplerinde hastalık (iman zayıflığı) bulunanlar: Meğer Allah ve Resûlü bize sadece kuru vaadlerde bulunmuşlar! diyorlardı.

 Ahmed Hulusi = Hani münafıklar ve kalplerinde maraz bulunanlar (sağlıklı düşünemeyenler): "Allâh ve O'nun Rasûlü, bize bir aldanıştan başka bir şey vadetmemiş" diyorlardı.

 Ahmet Tekin = O zaman müslüman görünerek İslâm’a karşı gizli eylem planları ve eylem yapan münafıklar ile, kalpleri kararmış, aklından zoru olan hasta ruhlular:'Meğer Allah ve Rasûlü bize sadece kuru vaatlerde bulunmuşlar!' diyorlardı.

 Ahmet Varol = O zaman münafıklar ve kalplerinde hastalık olanlar: 'Allah ve Resulü bize sadece vaadlerde bulundu' diyorlardı.

 Ali Bulaç = Hani, münafık olanlar ve kalplerinde hastalık bulunanlar: " Allah ve Resulü, bize boş bir aldanıştan başka bir şey vadetmedi" diyorlardı.

 Ali Fikri Yavuz = O vakit münafıklarla kalblerinde bir maraz (şübhe) olanlar:” - Allah ve Rasûlü, bize, aldatmadan başka bir vaad etmemiş.” diyorlardı.

 Ali Ünal = O vakit münafıklar ve kalblerinin ta merkezinde hastalık bulunanlar, “Meğer Allah ve Rasûlü bize ancak bir aldanış va’ detmiş!” diye söyleniyorlardı.

 Bayraktar Bayraklı = Hani, münafık olanlar ve kalplerinde hastalık bulunanlar: " Allah ve Resulü, bize boş bir aldanıştan başka bir şey vadetmedi" diyorlardı.

 Bekir Sadak = Ikiyuzluler ve kalblerinde hastalik olanlar: «Allah ve peygamberi bize sadece kuru vaadlerde bulundular» diyorlardi.

 Celal Yıldırım = Ve hani münafıklar ve kalblerinde hastalık bulunanlar, «Allah ve Peygamberi bize ancak aldatıcı bir va'dde bulunmuşlardır» diyorlardı.

 Cemal Külünkoğlu = Hani ikiyüzlüler ve kalplerinde hastalık olanlar (birbirlerine): “Allah ve Resulü bize, ancak aldatmak için vaadde bulunmuşlar” diyorlardı.

 Diyanet İşleri (eski) = İkiyüzlüler ve kalblerinde hastalık olanlar: 'Allah ve Peygamberi bize sadece kuru vaadlerde bulundular' diyorlardı.

 Diyanet Vakfi = Ve o zaman, münafıklar ile kalplerinde hastalık (iman zayıflığı) bulunanlar: Meğer Allah ve Resûlü bize sadece kuru vaadlerde bulunmuşlar! diyorlardı.

 Edip Yüksel = İkiyüzlüler ve kalplerinde hastalık bulunan kimseler, 'ALLAH'ın ve elçisinin bize verdiği söz boş bir hayalden başka bir şey değilmiş!' diyorlardı.

 Elmalılı Hamdi Yazır = Ve o vakıt ki münafıklar ve kalblerinde bir maraz bulunanlar «Allah ve Resulü bize bir aldanıştan başka bir va'd yapmamış» diyorlardı

 Elmalılı (sadeleştirilmiş) = O vakit münafıklar ve kalplerinde bir hastalık bulunanlar: «Allah ve Resulü bize bir aldanıştan başka bir va'd yapmamış.» diyorlardı.

 Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = O vakit münâfıklar ve kalblerinde bir hastalık bulunanlar: «Allah ve Resulü bize bir aldanıştan başka bir vaad yapmamış.» diyorlardı.

 Gültekin Onan = Hani, münafık olanlar ve kalplerinde hastalık bulunanlar: "Tanrı ve Resulü bize boş bir aldanıştan başka bir şey vadetmedi" diyorlardı.

 Harun Yıldırım = Ve o zaman, münafıklar ile kalplerinde hastalık (iman zayıflığı) bulunanlar: Meğer Allah ve Resûlü bize sadece kuru vaadlerde bulunmuşlar! diyorlardı.

 Hasan Basri Çantay = O vakit münafıklarla kalblerinde bir maraz bulunanlar «Allah ve Resulü bize bir aldatışdan başka bir şey va'd etmemiş» diyorlardı.

 Hayrat Neşriyat = Hani, münafık olanlar ve kalplerinde hastalık bulunanlar: " Allah ve Resulü, bize boş bir aldanıştan başka bir şey vadetmedi" diyorlardı.

 İbni Kesir = O vakit münafıklarla kalblerinde bir maraz (şübhe) olanlar:” - Allah ve Rasûlü, bize, aldatmadan başka bir vaad etmemiş.” diyorlardı.

 Kadri Çelik = Hani münafık olanlar ve kalplerinde hastalık bulunanlar, “Allah ve Resulü, bize boş bir aldanıştan başka bir şey vaat etmedi” diyorlardı.

 Muhammed Esed = Ve ikiyüzlüler ile kalpleri hastalıklı olanların (birbirlerine), "Allah ve Elçisi bize sadece boş vaadlerde bulunmaktalar" dedikleri zaman(ki durumu hatırla!)

 Mustafa İslamoğlu = O sırada ikiyüzlüler ve kalplerinde hastalık olanlar diyordu ki: "Allah ve O'nun elçisi bizi yalnızca boş vaadlerle avuttu."

 Ömer Nasuhi Bilmen = Ve o vakit münafıklar ve kalplerinde bir hastalık bulunanlar diyordu ki, «Allah ve Resûlü bize bir aldatıştan başka vaadetmiş olmadı».

 Ömer Öngüt = Ve o zaman, münafıklar ile kalplerinde hastalık (iman zayıflığı) bulunanlar: Meğer Allah ve Resûlü bize sadece kuru vaadlerde bulunmuşlar! diyorlardı.

 Şaban Piriş = Münafıklar ve kalblerinde hastalık bulunanlar: -Allah ve elçisi bize sadece boş vaadde bulunmuş, diyorlardı.

 Sadık Türkmen = Hani münafıklar ve kalplerinde hastalık olanlar: “Allah ve Rasûlü bize ancak aldatmak için vaatte bulunmuşlar” diyorlardı.

 Seyyid Kutub = Hani münafıklar ve kalplerinde hastalık bulunan kimseler: «Allah ve Resulü bize sadece boş vaadlerde bulundu» diyorlardı.

 Suat Yıldırım = Hani münafıklar ve kalplerinde hastalık (iman zayıflığı) olanlar: "Allah ve Resulünün bize zafer vâd etmesi, meğer bizi aldatmak içinmiş!" diyorlardı.

 Süleyman Ateş = Münâfıklar ve kalblerinde hastalık bulunan kimseler: "Allâh ve Resulü bize sadece boş vaadlerde bulundu." diyordu.

 Tefhim-ul Kuran = Hani, münafık olanlar ve kalplerinde hastalık bulunanlar: «Allah ve Resulü, bize boş bir aldanıştan başka bir şey vadetmedi» diyorlardı.

 Ümit Şimşek = Münafıklar ile kalplerinde hastalık bulunanlar ise, 'Allah ve Resulünün vaadleri bizi kandırmak içinmiş' diyorlardı.

 Yaşar Nuri Öztürk = Münafıklarla, kalplerinde maraz olanlar şöyle diyorlardı: "Allah ve resulü bize, bir aldanışdan başka bir şey vaat etmemiş."

 İskender Ali Mihr = Ve münafıklar ve kalplerinde maraz (hastalık, şüphe) bulunanlar: “Allah ve Resûl’ü gururdan (aldatmaktan) başka bir şey vaadetmedi.” diyorlardı.

 İlyas Yorulmaz = İkiyüzlüler ve kalplerinde hastalık olanlar “Allah ve Elçisinin vaat ettikleri yalnızca bir aldatmacadan ibarettir” dediler.