وَلَقَدْ آتَيْنَا لُقْمَانَ الْحِكْمَةَ أَنِ اشْكُرْ لِلَّهِ وَمَن يَشْكُرْ فَإِنَّمَا يَشْكُرُ لِنَفْسِهِ وَمَن كَفَرَ فَإِنَّ اللَّهَ غَنِيٌّ حَمِيدٌ
Ve lekad âteynâ lukmânel hikmete enişkur lillâh(lillâhi), ve men yeşkur fe innemâ yeşkuru li nefsihî, ve men kefere fe innellâhe ganiyyun hamîd(hamîdun).
ve lekad | : ve andolsun |
âteynâ | : biz verdik |
lukmân | : Lokman |
el hikmete | : hikmet |
en uşkur | : şükretsin |
li allâhi | : Allah’a |
ve men | : ve kim |
yeşkur | : şükreder |
fe | : artık |
innemâ | : sadece |
yeşkuru | : şükreder |
li nefsi-hi | : kendi nefsi için |
ve men | : ve kim |
kefere | : inkâr eder, nankörlük eder |
fe | : o zaman, o taktirde |
inne allâhe | : muhakkak ki Allah |
ganiyyun | : gani, muhtaç olmayan |
hamîdun | : hamdedilen |
Diyanet İşleri = Andolsun, biz Lokmân’a “Allah’a şükret” diye hikmet verdik. Kim şükrederse, ancak kendisi için şükretmiş olur. Kim de nankörlük ederse, bilsin ki Allah her bakımdan sınırsız zengindir, övülmeye lâyıktır.
Abdulbaki Gölpınarlı = Ve andolsun ki biz, şükret Allah'a diye Lokmân'a hikmet verdik ve kim şükrederse faydası kendisinedir ve kim nankörlük ederse artık şüphe yok ki Allah, müstağnîdir, hamde lâyık odur.
Abdullah Parlıyan = Andolsun biz, Lokman'a isabetli söz söylemek ve iş yapmak hususiyeti, akıl ve derin bilgi verdik ve Allah'a şükret dedik. Çünkü O'na şükreden, kendi iyiliği için şükretmiş olur. Nankörlük etmeyi, yani Allah'tan gelen gerçekleri örtbas etmek suretiyle, yaşamayı tercih eden ise bilsin ki, Allah kesinlikle hiçbir şeye muhtaç değildir ve her zaman eksiksiz övgülere layıktır.
Adem Uğur = Andolsun biz Lokman'a: Allah'a şükret! diyerek hikmet verdik. Şükreden ancak kendisi için şükretmiş olur. Nankörlük eden de bilsin ki, Allah hiçbir şeye muhtaç değildir, her türlü övgüye lâyıktır.
Ahmed Hulusi = Andolsun ki biz Lukman'a, Allâh'a şükretmesi için Hikmet (sistemli düşünme aklı) verdik. . . Kim şükrederse, sadece kendi benliğine şükreder. . . Kim de inkâr ederse (hakikatindeki nimeti), şüphesiz ki Allâh Ğaniyy'dir, Hamiyd'dir.
Ahmet Tekin = Andolsun biz Lokman’a ilim, derin anlayış kaabiliyeti, hikmet, sağlıklı ve ahlâklı yaşama bilgisi verdik.'Allah’a şükret' dedik. Lütfun değerini bilip şükreden, ancak kendisi için şükretmiş olur. Nankörlük edense, bilsin ki, Allah zengindir, muhtaç değildir, her türlü övgüye, şükre lâyıktır.
Ahmet Varol = Andolsun biz Lokman'a: 'Allah'a şükret' diye hikmeti verdik. Kim şükrederse ancak kendi için şükreder. Kim de nankörlük ederse şüphesiz Allah hiçbir şeye ihtiyacı olmayan, övgüye layık olandır.
Ali Bulaç = Andolsun, Lukman'a "Allah'a şükret" diye hikmet verdik. Kim şükrederse, artık o, kendi lehine şükreder. Kim inkâr ederse, artık şüphesiz, (Allah,) Gani (hiç kimseye ve hiç bir şeye muhtaç olmayan)dır, Hamiddir (hamd yalnızca O'na aittir).
Ali Fikri Yavuz = Doğrusu (peygamber değil de hikmet sahibi olan) Lokmân’a, “Allah’a şükret!” diye ilim ve anlayış verdik. Kim (Allah’a ibadet suretiyle) şükrederse, ancak kendi nefsi için (sevabına) şükreder. Kim de nimeti inkâr ederse, şübhe yok ki Allah, (onun şükrüne) muhtaç değildir, Hamîd’dir= hamd olunmaya lâyıktır.
Ali Ünal = Doğrusu Biz Lokman’a, “(Karşılığında) Allah’a şükret!” diye hikmet verdik. Kim şükrederse, ancak kendisi, kendi iyiliği için şükreder. Kim de nankörlük yaparsa, muhakkak ki Allah, Ğaniyy (mutlak servet sahibi, dolayısıyla kullarının şükründen mutlak müstağnî)dir; Hamîd (bütün ihtiyaçlarınızı gideren Rabbiniz olarak hakkıyla hamde ve övgüye lâyıktır).
Bayraktar Bayraklı = Andolsun biz, Lokmân'a “Allah'a şükret” diye hikmet verdik. Şükreden ancak kendisi için şükretmiş olur. Nankörlük eden de bilsin ki Allah, hiçbir şeye muhtaç değildir; her türlü övgüye lâyıktır.
Bekir Sadak = And olsun ki, Lokman'a, Allah'a sukretmesi icin hikmet verdik. sukreden kimse ancak kendisi icin sukretmis olur. Nankorluk eden ise, bilsin ki, Allah her seyden mustagnidir, ovulmege layik olandir.
Celal Yıldırım = And olsun ki Lukmân'a, Allah'a şükret diye hikmet verdik. Kim şükrederse ancak kendi lehine şükretmiş olur; kim de nankörlük ederse, şüphesiz ki Allah ganiydir, (hiç kimsenin şükrüne ihtiyacı yoktur), övülmeğe çok daha lâyıktır.
Cemal Külünkoğlu = Andolsun ki, biz Lokman'a: “Allah'a şükret” diye hikmet verdik. Kim (Allah'ın nimetlerine) şükrederse, ancak kendisi için şükretmiş olur. Kim de nankörlük ederse, bilsin ki Allah her bakımdan sınırsız zengindir (kimsenin şükrüne ihtiyacı yoktur), övülmeye lâyıktır.
Diyanet İşleri (eski) = And olsun ki, Lokman'a, Allah'a şükretmesi için hikmet verdik. Şükreden kimse ancak kendisi için şükretmiş olur. Nankörlük eden ise, bilsin ki, Allah her şeyden müstağnidir, övülmeğe layık olandır.
Diyanet Vakfi = Andolsun biz Lokman'a: Allah'a şükret! diyerek hikmet verdik. Şükreden ancak kendisi için şükretmiş olur. Nankörlük eden de bilsin ki, Allah hiçbir şeye muhtaç değildir, her türlü övgüye lâyıktır.
Edip Yüksel = Lokman'a bilgelik verdik: 'ALLAH'a şükretmelisin.' Kim şükrederse kendisi için şükreder; kim nankörlük ederse, elbette ALLAH muhtaç değildir, Çok Övülendir.
Elmalılı Hamdi Yazır = Şanım hakkı için Lokmana hikmet verdik ki şükret Allaha diye ve her kim şükrederse kendi lehine eder, her kim de nankörlük ederse her halde Allah ganiydir, hamîddir
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Andolsun ki, Lokman'a «Allah'a şükret!» diye hikmet verdik; kim şükrederse kendi iyiliğine eder; kim de nankörlük ederse, muhakkak Allah herşeyden müstağnidir, övülmeye layıktır.
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Andolsun ki biz, Lokman'a «Allah'a şükret!» diye hikmet verdik. Kim şükrederse kendi iyiliğine eder. Kim de nankörlük ederse, şüphesiz ki Allah, hiçbir şeye muhtaç değildir, daima övülmeye layıktır.
Gültekin Onan = Andolsun, Lokman'a "Tanrı'ya şükret" diye hikmet verdik. Kim şükrederse, artık o kendi lehine şükreder. Kim küfrederse, doğrusu Tanrı ganidir, hamiddir.
Harun Yıldırım = Andolsun biz Lokman'a: Allah'a şükret! diyerek hikmet verdik. Şükreden ancak kendisi için şükretmiş olur. Nankörlük eden de bilsin ki, Allah hiçbir şeye muhtaç değildir, her türlü övgüye lâyıktır.
Hasan Basri Çantay = Andolsun ki biz Lukman'a, Allaha şükret diye (rek), hikmet verdik. Kim şükrederse ancak kendi fâidesi için şükreder. Kim de nankörlük ederse hiç şüphe yok ki Allah ganîdir (müstağnidir), her hamde o lâyıkdır.
Hayrat Neşriyat = And olsun ki, Lokmân’a: 'Allah’a şükret!' diye hikmet verdik. Ve kim şükrederse, artık ancak kendisi için şükretmiş olur. Kim de nankörlük ederse, hiç şübhesiz ki Allah, Ganî(hiçkimsenin şükrüne muhtaç olmayan)dır, Hamîd (hamd edilmeye yegâne lâyık olan)dır.
İbni Kesir = Andolsun ki; Biz, Allah'a şükret diye Lokman'a hikmeti verdik. Kim şükrederse; ancak kendisi için şükretmiş olur. Kim de küfrederse; muhakkak ki Allah; Gani'dir, Hamid'dir.
Kadri Çelik = Şüphesiz biz Lokman'a “Allah'a şükret” diye hikmet verdik. Kim şükrederse artık o, kendi nefsi lehine şükreder. Kim de nankörlüğe saparsa şüphesiz Allah, hiçbir şeye muhtaç değildir, daima övülmeye layıktır.
Muhammed Esed = Biz, Lokman'a şu hikmeti bağışladık: "Allah'a şükret; çünkü (O'na) şükreden kendi iyiliği için şükretmiş olur; nankörlük etmeyi tercih eden ise (bilsin ki), Allah, kesinlikle hiçbir şeye muhtaç değildir ve her zaman hamde layıktır".
Mustafa İslamoğlu = Doğrusu Biz Lokman'a da (şu) hikmeti bahşetmiştik: "Allah'a şükret! Çünkü (O'na) şükreden kendi lehine şükretmiş olur. Fakat kim de nankörlük ederse, iyi bilsin ki Allah kendi kendine yeterli olandır, her tür övgüye layık olandır.
Ömer Nasuhi Bilmen = Zât-ı uluhiyetime andolsun ki, Lokman'a Allah'a şükret diye hikmet verdik ve her kim şükrederse ancak kendi nefsi için şükretmiş olur ve her kim de nankörlük ederse süphe yok ki, Allah ganîdir, hamîddir.
Ömer Öngüt = Andolsun ki biz Lokman'a Allah'a şükretmesi için hikmet verdik. Kim şükrederse, ancak kendisi için şükretmiş olur. Kim de nankörlük ederse, bilsin ki Allah hiçbir şeye muhtaç değildir, övülmeye lâyık olandır.
Şaban Piriş = Allah’a şükretsin diye Lokman’a hikmet vermiştik. Kim şükrederse, ancak kendisi için şükreder; Kim de nankörlük ederse, şüphesiz Allah’ın ihtiyacı yoktur, hamde layıktır.
Sadık Türkmen = Ant olsun, Biz Lokman’a hikmet/bilgelik verdik. “Allah’a şükret!” diyerek. Kim şükrederse ancak kendisi içindir. Kim de inkâr/nankörlük ederse; Şüphesiz ki Allah; zengindir, her türlü övgüye lâyıktır.
Seyyid Kutub = Andolsun ki, biz Lokman'a hikmet verdik. «Allah'a şükret» dedik, kim şükrederse kendisi için şükreder. Kim nankörlük ederse bilsin ki, Allah zengindir, övülmeye lâyık olandır.
Suat Yıldırım = Biz Lokmana "Allah’a şükret" diye hikmet verdik. Kim şükrederse kendisi için şükreder. Kim nankörlük ederse bilsin ki Allah müstağnidir, hiçbir şeye muhtaç değildir, her türlü övgüye lâyıktır.
Süleyman Ateş = Andolsun biz Lokman'a, "Allah'a şükret!" diye hikmet verdik, kim şükrederse kendisi için şükreder; kim nankörlük ederse Allâh zengindir, (onun şükrüne muhtaç değildir), övülmüştür (hamde lâyıktır).
Tefhim-ul Kuran = Andolsun, biz Lokman'a «Allah'a şükret» diye hikmet verdik. Kim şükrederse, artık o, kendi nefsi lehine şükreder. Kim de küfre saparsa, artık hiç şüphesiz (Allah,) Ganî (hiç kimseye ve hiç bir şeye muhtaç olmayan) dır, Hamîd (hamd da yalnızca O'na ait) dir.
Ümit Şimşek = Biz Lokman'a da hikmet verdik ve 'Allah'a şükret' dedik. Kim şükrederse kendisi için şükretmiş olur. Nankörlük edene gelince, Allah'ın kimseye ihtiyacı yoktur; her türlü övgü de zaten Ona aittir.
Yaşar Nuri Öztürk = Yemin olsun, biz Lukman'a şu yolda hikmet verdik: "Allah'a şükret." Şükreden kendisi lehine şükreder. Nankörlük edense şunu bilmeli: Allah Ganî'dir, Hamîd'dir.
İskender Ali Mihr = Ve andolsun ki Lokman’a hikmet verdik ki, Allah’a şükretsin. Ve kim şükrederse, o taktirde sadece kendi nefsi için şükreder. Ve kim küfrederse (inkâr ederse), o taktirde muhakkak ki Allah; Gani’dir (kimsenin şükrüne ihtiyacı yoktur), Hâmid’dir (hamdedilen).
İlyas Yorulmaz = Biz şükretsin diye Lokman’a, insanlara hükmetme bilgisini verdik. Kim şükrederse, kendisi için şükretmiş olur. Kimde gerçekleri inkâr ederse, bilsin ki Allah sınırsız bir zenginliğe sahip olup, ihtiyaçsız ve övülmeye layık olandır.