إِنَّ لَكَ أَلَّا تَجُوعَ فِيهَا وَلَا تَعْرَى
İnne leke ellâ tecûa fîhâ ve lâ ta’râ.
inne | : muhakkak |
leke | : senin için |
ellâ | : olmaz, yoktur |
tecûa(cûa) | : senin acıkman |
fî-hâ | : orada |
ve lâ ta’râ(arâ) | : ve sen çıplak kalmazsın |
Diyanet İşleri = “Şüphesiz senin için orada aç kalmak, çıplak kalmak yoktur.”
Abdulbaki Gölpınarlı = Çünkü aç kalmaman da ancak oradadır, çıplak kalmaman da.
Abdullah Parlıyan = Çünkü sen o cennette ne aç kalırsın, ne de çıplak.
Adem Uğur = Şimdi burada senin için ne acıkmak vardır, ne de çıplak kalmak.
Ahmed Hulusi = "Oysa senin için onda (biyolojik - hayvansı - madde beden olmadığı için) ne acıkma (hissi) var ne de çıplak kalma!"
Ahmet Tekin = 'Senin acıkmaman ve çıplak kal-maman ancak Cennet’te mümkündür.'
Ahmet Varol = Şüphesiz sen orada acıkmayacak ve çıplak kalmayacaksın.
Ali Bulaç = Şüphesiz ki, senin acıkmaman ve çıplak kalmaman orda (cennette kalmana bağlı)dır."
Ali Fikri Yavuz = Çünkü senin acıkman ve çıplak kalmaman (ancak) Cennettedir.
Ali Ünal = Cennette senin için açlık çekmek de yok, çıplak kalmak da.
Bayraktar Bayraklı = (117-119) “Ey Âdem! Doğrusu bu, senin ve eşinin düşmanıdır. Sakın sizi cennetten çıkarmasın, yoksa mutsuz olursun. Zira cennette ne acıkırsın ne de çıplak kalırsın; orada ne susarsın, ne de güneşin sıcağında kalırsın” dedik.
Bekir Sadak = (117-11) 9 «Ey Adem! Dogrusu bu, senin ve esinin dusmanidir. Sakin sizi cennetten cikarmasin, yoksa bedbaht olursun. Dogrusu cennette ne acikirsin, ne de ciplak kalirsin; orada ne susarsin de ne de gunesin sicaginda kalirsin» dedik.
Celal Yıldırım = Şüphesiz ki senin acıkmaman ve çıplak kalmaman Cennet'tedir.
Cemal Külünkoğlu = (117-119) Biz de Âdem'e şöyle demiştik: “Ey Âdem! Şüphesiz bu (İblis), sen ve eşin için bir düşmandır. Sakın sizi cennetten çıkarmasın, sonra (dünya hayatına dönerek) mutsuz olursun. Çünkü burada (cennette) senin için aç kalmak, çıplak kalmak yoktur. Ve sen burada susamazsın, güneşin harareti de dokunmaz sana.
Diyanet İşleri (eski) = (116-119) 'Ey Adem! Doğrusu bu, senin ve eşinin düşmanıdır. Sakın sizi cennetten çıkarmasın, yoksa bedbaht olursun. Doğrusu cennette ne acıkırsın, ne de çıplak kalırsın; orada ne susarsın ne de güneşin sıcağında kalırsın' dedik.
Diyanet Vakfi = Şimdi burada senin için ne acıkmak vardır, ne de çıplak kalmak.
Edip Yüksel = 'Burda ne acıkırsın, ne de açıkta kalırsın.'
Elmalılı Hamdi Yazır = Çünkü senin acıkmaman, çıplak kalmaman oradadır
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Çünkü senin acıkmaman ve çıplak kalmaman oradadır.
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = «Doğrusu senin acıkmaman ve çıplak kalmaman (ancak) cennettedir.»
Gültekin Onan = Şüphesiz ki, senin acıkmaman ve çıplak kalmaman orda (cennette kalmana bağlı)dır."
Harun Yıldırım = Şimdi burada senin için ne acıkmak vardır, ne de çıplak kalmak.
Hasan Basri Çantay = «Çünkü senin acıkmaman, çıplak kalmaman hep oradadır».
Hayrat Neşriyat = 'Doğrusu senin burada ne acıkman, ne de çıplak kalman vardır.'
İbni Kesir = Zira cennette ne acıkırsın, ne de çıplak kalırsın.
Kadri Çelik = “Şüphesiz ki senin için onda acıkmak da yoktur, çıplak kalmak da yoktur.”
Muhammed Esed = (O hasbahçe ki,) orada acıkmaman ve kendini çıplak hissetmemen sağlanmıştır;
Mustafa İslamoğlu = Zira aklından çıkarma ki burada aç değilsin, açık değilsin;
Ömer Nasuhi Bilmen = «Muhakkak ki, senin için orada acıkmak da yoktur, çıplak kalmak da yoktur.»
Ömer Öngüt = “Doğrusu cennette senin için ne acıkmak ne de çıplak kalmak vardır. ”
Şaban Piriş = Oysa cennette ne acıkırsın ne de açık kalırsın.
Sadık Türkmen = Şüphesiz ki orada aç ve çıplak kalmayacaksın.
Seyyid Kutub = Şimdi cennette acıkmayacaksın, çıplak kalmayacaksın.
Suat Yıldırım = (118-119) "Sen cennette asla açlık çekmeyecek, asla çıplak kalmayacaksın. Orada asla susuzluk çekmeyecek ve güneşin kavurucu sıcağına mâruz kalmayacaksın.
Süleyman Ateş = "Şimdi burada acıkmayacaksın, çıplak kalmayacaksın."
Tefhim-ul Kuran = Şüphesiz ki, senin acıkmaman ve çıplak kalmaman orda (cennette kalmana bağlı) dır.»
Ümit Şimşek = 'Orada senin için ne açlık vardır, ne çıplaklık.
Yaşar Nuri Öztürk = "Senin burada ne acıkman söz konusudur ne de çıplak kalman."
İskender Ali Mihr = Muhakkak ki senin için orada (cennette) acıkmak ve çıplak kalmak yoktur.
İlyas Yorulmaz = “Kaldığın bu cennette senin için susuz kalmak ve çıplak kalmak gibi bir eksiğin yok. ”