هَاأَنتُمْ هَؤُلاء جَادَلْتُمْ عَنْهُمْ فِي الْحَيَاةِ الدُّنْيَا فَمَن يُجَادِلُ اللّهَ عَنْهُمْ يَوْمَ الْقِيَامَةِ أَم مَّن يَكُونُ عَلَيْهِمْ وَكِيلاً
Hâ entum hâulâi câdeltum anhum fîl hayâtid dunyâ fe men yucâdilullâhe anhum yevmel kıyâmeti em men yekûnu aleyhim vekîlâ(vekîlen).
hâ | : işte |
entum | : siz |
hâulâi | : bu, bunlar, böyle |
câdeltum an | : siz mücadele ettiniz |
hum | : onlar |
fî el hayâti | : hayatta |
ed dunyâ | : dünya |
fe | : artık, oysa, fakat |
men | : kim |
yucâdilu | : mücadele edecek |
allâhe | : Allah |
yevme el kıyâmeti | : kıyâmet günü |
em | : yoksa, veya |
men | : kim |
yekûnu | : olur |
aleyhim | : onlara |
vekîlen | : vekil |
Diyanet İşleri = İşte siz öyle kimselersiniz (ki, diyelim) dünya hayatında onları savundunuz. Ya kıyamet günü onları Allah’a karşı kim savunacak, yahut kim onlara vekil olacak?
Abdulbaki Gölpınarlı = İşte siz o kişilersiniz ki dünya hayâtında onları tuttunuz, onlar için uğraştınız; fakat kıyâmet gününde, Allah'a karşı kim savunacak onları, yahut kim koruyacak onları?
Abdullah Parlıyan = Sizler belki bu dünya hayatında, onları savunabilirsiniz, ya kıyamet günü kim onları Allah'a karşı savunacak, kim onların vekili olacaktır?
Adem Uğur = Haydi siz dünya hayatında onlara taraf çıkıp savundunuz, ya kıyamet günü Allah'a karşı onları kim savunacak yahut onlara kim vekil olacak?
Ahmed Hulusi = Hadi siz dünya yaşamında onları savundunuz; ya kıyamet sürecinde kim savunacak onları veya vekîlleri kim olacak!
Ahmet Tekin = Bakın ey mü’minler, siz, dünya hayatında münafıklar adına savunma yapıyorsunuz. Peki, kıyamet günü, Allah’ın huzurunda onlar adına kim savunma yapacak? Yahut yanlarında bulunarak onları kim himaye edecek?
Ahmet Varol = Diyelim ki siz dünya hayatında onları savundunuz, peki kıyamet gününde onları Allah'a karşı kim savunacak? Yahut kim onların vekili olacak?
Ali Bulaç = İşte siz böylesiniz; dünya hayatında onlardan yana mücadele ettiniz. Peki kıyamet günü onlardan yana Allah'a mücadele edecek kimdir? Ya da onlara vekil olacak kimdir?
Ali Fikri Yavuz = İşte siz (Ey hâinleri müdafaa edenler) öyle kimselersiniz ki, cahiliyyet gayreti ile dünya hayatı uğrunda o hâinlerden yana mücadeleye atılmışsınız. Kıyamet gününde onlara azab edilirken, kendileri hesabına Allah’a karşı mücadele edecek kimdir? Yahut onlara kim vekil olacak?
Ali Ünal = Haydi diyelim, siz bu dünya hayatında onlardan yana tartışma ve savunmaya giriştiniz; iyi de, ya Kıyamet Günü onları Allah’a karşı kim savunacak veya kim onlara vekil olup (yaptıklarının karşılığını ödeyecek)?
Bayraktar Bayraklı = Sizler belki bu dünya hayatında onları savunabilirsiniz; ya kıyamet günü, Allah'a karşı onları kim savunacak ya da kim onların koruyucusu olacaktır?
Bekir Sadak = Iste siz dunya hayatinda onlari savunuyorsunuz ama, kiyamet gunu onlari Allah'a karsi kim savunacak? Veya onlarin vekaletini kim uzerine alacaktir?
Celal Yıldırım = İşte siz öyle kimselersiniz ki, dünya hayatında onlardan yana çekişip uğraşırsınız, ya Kıyamet günü Allah'a karşı kim onlardan yana savunuculuk yapıp uğraşacak ? Ya da kim onlara vekîl olacak?
Cemal Külünkoğlu = İşte siz, öyle kimselersiniz ki, dünya hayatında o (hainlik yapa)nlardan yana çekişip uğraşırsınız. Ya kıyamet günü Allah'a karşı onları kim savunacak ya da onlara kim vekil olacak?
Diyanet İşleri (eski) = İşte siz dünya hayatında onları savunuyorsunuz ama, kıyamet günü onları Allah'a karşı kim savunacak? Veya onların vekaletini kim üzerine alacaktır?
Diyanet Vakfi = Haydi siz dünya hayatında onlara taraf çıkıp savundunuz, ya kıyamet günü Allah'a karşı onları kim savunacak yahut onlara kim vekil olacak?
Edip Yüksel = İşte sizler bu tür kişileri dünya hayatında savunuyorsunuz. Peki, diriliş gününde ALLAH'a karşı kim onları savunacak? Ya da kim onlara avukat olacak?
Elmalılı Hamdi Yazır = Haydi siz öyle yapdınız: bu Dünya hayatta tuttunuz taraflarından kim mücadele edecek? Veya üzerlerine kim vekil olacak?
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Haydi, siz bu dünya hayatında onlar adına mücadele ediverdiniz diyelim, fakat kıyamet günü onları kim savunacak ve onlara kim vekil olacak?
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Haydi siz dünya hayatında onları savunuverdiniz (diyelim). Peki kıyamet gününde Allah'ın huzurunda onları kim savunacaktır? Yahut onlara kim vekil olacaktır?
Gültekin Onan = İşte siz böylesiniz; dünya hayatında onlardan yana mücadele ettiniz. Peki kıyamet günü onlardan yana Tanrı'ya mücadele edecek kimdir? Ya da onlara vekil olacak kimdir?
Harun Yıldırım = İşte siz öyle kimselersiniz ki dünya hayatında onlardan yana mücadele ettiniz; ya kıyamet günü kim onlardan yana Allah ile mücadele edecek yahut kim onlar için vekil olacak?
Hasan Basri Çantay = İşte siz öyle kimselersiniz ki dünyâ hayaatı uğrunda onlardan yana mücâdeleye atılmışsınızdır. Ya kıyaamet günü onlar hesabına Allahla kim savaşacak? Yahud onlara kim vekil olacak?
Hayrat Neşriyat = İşte siz öyle kimselersiniz ki, haydi dünya hayâtında onlar (o hâinler)den yana mücâdele ettiniz; fakat kıyâmet günü onlar nâmına Allah ile kim mücâdele edecek, yâhut (ogün) kim onlara vekil olacak?
İbni Kesir = İşte siz öyle kimselersiniz ki; dünya hayatında onları savunuyorsunuz. Ama kıyamet günü Allah'a karşı onları kim savunacak? Yahut onlara kim vekil olacak?
Kadri Çelik = Haydi siz dünya hayatında onları (günahkârları) savunuverdiniz (diyelim). Ama kıyamet günü onları Allah'a karşı kim savunacak ve onların üzerine kim vekil olacaktır?
Muhammed Esed = Sizler belki bu dünya hayatında onları savunabilirsiniz; ya Kıyamet Günü kim onları Allaha karşı savunacak, kim onların koruyucusu olacaktır?
Mustafa İslamoğlu = Hadi siz bu dünya hayatında onları savundunuz diyelim; ya Kıyamet Günü, Allah'a karşı onların savunmasını kim üstlenecek; ya da onları kim koruyacak?
Ömer Nasuhi Bilmen = İşte siz öyle kimselersiniz ki, dünya hayatı hususunda onlardan yana mücadelede bulundunuz, fakat Kıyamet gününde onlar tarafından Allah Teâlâ'ya karşı kim mücadelede bulunacak? Veya onların üzerine kim vekil olacak?
Ömer Öngüt = İşte siz öyle kimselersiniz ki, dünya hayatında onlara taraf çıkıp savunuyorsunuz. Peki kıyamet gününde Allah'ın huzurunda onları kim savunacak? Yahut onlara kim vekil olacak?
Şaban Piriş = İşte siz, dünya hayatında onlardan yana mücadele ettiniz. Kıyamet gününde kim onları müdafaa eder; kim onlara vekil olur?
Sadık Türkmen = Işte siz öyle kimselersiniz, dünya hayatında onları savundunuz. Ya kıyamet günü onları Allah’a karşı kim savunacak, yahut kim onlara vekil olacak?
Seyyid Kutub = Diyelim ki, siz onları dünya hayatında savundunuz. Peki kıyamet günü onları Allah'a karşı kim savunacak ya da kim onların vekilliğini üzerine alacak.
Suat Yıldırım = Haydi diyelim, siz bu dünya hayatı bakımından onları savundunuz, peki yarın kıyamet günü kim Allah’a karşı onları savunacak? Yahut kim onların vekili olacak?
Süleyman Ateş = Haydi siz, dünyâ hayâtında onları savundunuz; ya kıyâmet günü onları Allah'a karşı kim savunacak, ya da kim onlara vekil olacak?
Tefhim-ul Kuran = İşte siz böylesiniz; dünya hayatında onlardan yana mücadele ettiniz. Peki kıyamet günü onlardan yana Allah'la mücadele edecek kimdir? Ya da onlara vekil olacak kimdir?
Ümit Şimşek = Siz dünya hayatında onları savundunuz diyelim; kıyamet gününde Allah'a karşı onları kim savunacak, himayelerini kim üstlenecek?
Yaşar Nuri Öztürk = Diyelim, siz onlar için dünya hayatında mücadele verdiniz. Peki, kıyamet günü Allah'a karşı onlar için kim mücadele verir, onlar hakkında kim vekillik yapar?
İskender Ali Mihr = İşte siz böylesiniz. Dünya hayatında onlardan yana mücadele ettiniz. Fakat, kıyâmet günü onlardan yana kim Allah ile mücadele edecek veya kim onlara vekil olacak?
İlyas Yorulmaz = Sizler öyle kimselersiniz ki, dünya hayatında onlar için mücadele ediyorsunuz. Peki, söyleyin bakalım “Kıyamet günü onlar hakkında Allah’la kim mücadele edecek?” Yoksa onlara avukatlık yapacak birileri mi var ?