فَلاَ تَكُ فِي مِرْيَةٍ مِّمَّا يَعْبُدُ هَؤُلاء مَا يَعْبُدُونَ إِلاَّ كَمَا يَعْبُدُ آبَاؤُهُم مِّن قَبْلُ وَإِنَّا لَمُوَفُّوهُمْ نَصِيبَهُمْ غَيْرَ مَنقُوصٍ
Fe lâ teku fî miryetin mimmâ ya’budu hâulâi, mâ ya’budûne illâ kemâ ya’budu âbâuhum min kablu, ve innâ le muveffûhum nasîbehum gayra menkûs(menkûsin).
fe | : o zaman, böylece, artık |
lâ teku | : sen olma |
fî miryetin | : şüphe içinde, kuşku içinde |
mimmâ (min mâ) | : şeyden (dolayı) |
ya’budu | : ibadet ediyor, kulluk ediyor, tapıyor |
hâulâi | : bunlar, onlar |
mâ ya’budûne | : onların taptıkları şey, ibadet ettikleri şey |
illâ | : ancak, başka |
kemâ | : gibi, nasıl ki |
ya’budu | : ibadet ediyor, kulluk ediyor, tapıyor |
âbâu-hum | : onların ataları, babaları |
min kablu | : önceden |
ve in-nâ | : ve muhakkak biz |
le muveffû-hum | : elbette onlara ödeyen (vefa eden) |
nasîbe-hum | : onların nasipleri |
gayra menkûsin | : eksiltmeksizin (tenkis etmeksizin) |
Diyanet İşleri = (Ey Muhammed!) Şunların taptıkları şeylerin batıl olduğu konusunda şüpheye düşme. Onlar sadece, daha önce babalarının taptığı gibi tapıyorlar. Şüphesiz biz onlara (azaptan) paylarını eksiksiz olarak tastamam vereceğiz.
Abdulbaki Gölpınarlı = Artık bunların taptıkları şeylerin boşluğunda bir şüphen olmasın; önceden ataları nasıl tapıyorsa onlar da tıpkı o çeşit tapıyorlar ve biz de onların nasîbini eksiksiz olarak vereceğiz.
Abdullah Parlıyan = Ey peygamber! Artık bunların taptıkları şeylerin, kendilerini felakete sürükleyeceğinden hiç kuşkun olmasın. Onların ahmakça tapınıp durdukları şeyler, atalarının da vaktiyle tapındığı şeylerdir. Biz de onların cezalarını eksiksiz vereceğiz.
Adem Uğur = O halde onların tapmakta oldukları şeylerden (bu şeylerin onları azaba götürdüğünden) şüphen olmasın. Çünkü onlar ancak daha önce babalarının taptığı gibi tapıyorlar. Biz onların (azaptan) nasiplerini mutlaka eksiksiz olarak vereceğiz.
Ahmed Hulusi = Şunların tapınmalarına bakıp şüpheye düşme! Daha önce atalarının tapındıkları gibi tapınıyorlar sadece (Allâh'a ibadet ettiklerini sanma)! Doğrusu biz onlara hak ettiklerini noksansız, tamı tamına vereceğiz.
Ahmet Tekin = Onların tapmaya devam ettikleri şeylerin bâtıl olduğundan şüphen olmasın. Onlar, daha önce atalarının taptığına benzer şeylere tapıyorlar. Biz onların, hak ettikleri cezalarını kendilerine eksiksiz uygulayacağız.
Ahmet Varol = Şunların taptıkları(nın batıl olduğu) üzerinde hiç bir tereddüdün olmasın. Onlar ancak, daha önce babalarının taptıkları gibi tapıyorlar. Şüphesiz biz onların paylarını da eksiksiz vereceğiz.
Ali Bulaç = Artık onların tapmakta oldukları şeyler konusunda, sakın kuşkuda olma. Daha önceleri, ataları nasıl tapıyor idiyseler, bunlar da ancak böyle tapıyorlar. Şüphesiz biz, onların paylarını eksiltmeksizin onlara ödeyecek olanlarız.
Ali Fikri Yavuz = O halde, şu müşriklerin ibadet ettikleri putların dalâlet olduğunda sakın şüphe etme. Onlar, ancak babalarının önceden ibadet ettikleri gibi ibadet ediyorlar. Biz de onların azabdan olan nasiplerini muhakkak noksansız vereceğiz.
Ali Ünal = Artık şu müşriklerin tapınmalarının mahiyeti ve bu tapınmanın onları sürükleyeceği âkıbet konusunda nasıl senin hiç bir şüphen yoksa, (kimsenin de olmamalıdır). Daha önce ataları neye nasıl tapıyor idiyse, onlar da aynı şeylere aynı şekilde tapmaktadırlar. Biz de neyi hak etmişlerse kendilerine hiç eksiksiz ödeyeceğiz.
Bayraktar Bayraklı = Artık, onların taptıkları putlardan dolayı herhangi bir şüpheniz olmasın. Onlar da, daha önce babalarının taptığı gibi putlara tapıyorlar. Biz onların nasiplerini kesinlikle eksiksiz ödeyeceğiz.[218]
Bekir Sadak = Bu putperestlerin taptiklarinin batil oldugunda suphen olmasin; daha once babalarinin tapmis olduklari gibi onlar da taparlar. Onlara paylarini suphesiz eksiksiz olarak odeyecegiz.*
Celal Yıldırım = Artık bunların taptıklarının (böyle bir azaba yol açacak bir sapıklık olduğunda) şüphen olmasın ; onlar ancak daha önce babalarının taptıkları gibi taparlar. Biz de elbette (ateşten) nasiplerini noksansız vereceğiz.
Cemal Külünkoğlu = (Ey Muhammed!) Onların taptıkları şeylerin batıl olduğu konusunda şüpheye düşme! Onlar sadece, daha önce babalarının taptığı gibi tapıyorlar. Şüphesiz biz onlara (azaptan) paylarını eksiksiz olarak tastamam vereceğiz.
Diyanet İşleri (eski) = Bu putperestlerin taptıklarının batıl olduğunda şüphen olmasın; daha önce babalarının tapmış oldukları gibi onlar da taparlar. Onlara paylarını şüphesiz eksiksiz olarak ödeyeceğiz.
Diyanet Vakfi = O halde onların tapmakta oldukları şeylerden (bu şeylerin onları azaba götürdüğünden) şüphen olmasın. Çünkü onlar ancak daha önce babalarının taptığı gibi tapıyorlar. Biz onların (azaptan) nasiplerini mutlaka eksiksiz olarak vereceğiz.
Edip Yüksel = Şunların taptıklarından hiç bir kuşkun olmasın. Aynen daha önceki atalarının taptığı gibi tapıyorlar. Onların nasiplerini eksiksiz olarak kendilerine ödeyeceğiz.
Elmalılı Hamdi Yazır = O halde sakın şunların ıbadet edişlerinden şüpheye düşme başka değil atalarının ıbadeti gibi ıbadet ediyorlar, biz de elbet kendilerine tamamile nasîblerini veririz
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = O halde sakın şunların ibadet edişlerinden şüpheye düşme! Onlar, yalnızca önceden atalarının taptıkları gibi tapıyorlar. Biz de mutlaka nasiplerini kendilerine tamamiyle vereceğiz.
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = O halde sakın şunların ibadet edişlerinden şüpheye düşme. Daha önce ataları nasıl ibadet ediyor idiyseler bunlar da öyle ibadet ediyorlar. Biz de kendilerine nasiplerini elbette eksiksiz olarak öderiz.
Gültekin Onan = Artık onların tapmakta oldukları şeyler konusunda, sakın kuşkuda olma. Daha önceleri ataları nasıl tapıyor idiyseler, bunlar da ancak böyle tapıyorlar. Şüphesiz Biz, onların paylarını eksiltmeksizin onlara ödeyecek olanlarız.
Harun Yıldırım = Artık onların ibadet etmekte oldukları şeyler konusunda, sakın kuşkuda olma. Daha önceleri, ataları nasıl ibadet ediyor idiyseler, bunlar da ancak böyle ibadet ediyorlar. Şüphesiz biz, onların paylarını eksiltmeksizin onlara ödeyecek olanlarız.
Hasan Basri Çantay = Artık onların tapmakda oldukları şeyler (in kendilerini ne feci akıbetlere sürükleyeceğin) den şübhe içinde olma. Onlar, daha evvelden ataları nasıl tapıyorlar idiyse (başka suretle değil) tıbkı onun gibi tapıyorlar. Biz de elbet nasıyblerini (cezalarını) eksiksiz vericiyiz.
Hayrat Neşriyat = (Ey Habîbim!) O hâlde şunların tapmakta oldukları şeylerden (dolayı kendilerine azâb edileceği husûsunda) hiçbir şübhe içinde olma! (Onlar da) ancak daha önce atalarının tapageldiği gibi tapıyorlar. Şübhesiz biz de onlara, (azabdan) nasiblerini elbette eksiksiz vericiyiz.
İbni Kesir = Öyleyse bunların taptıkları şeyler konusunda sakın şüphede olma. Daha önce babalarının taptıkları gibi onlar da taparlar. Onların paylarını eksiksiz ödeyeceğiz.
Kadri Çelik = Artık onların tapmakta oldukları şeyler konusunda, sakın kuşkuda olma. Onlar sadece önceden babalarının taptıkları gibi tapıyorlar. Kuşkusuz biz, paylarını eksiltmeksizin onlara ödeyecek olanlarız.
Muhammed Esed = Bunun içindir ki, (ey Peygamber), o (eğri yolda olan) insanların tapınıp durdukları şeylerin ne idüğü hakkında en küçük bir şüphen olmasın: onların (ahmakça) tapınıp durduğu şeyler, atalarının da vaktiyle tapındığı şeylerdir. Onlara (iyi ya da kötü, her ne ki kazanmışlarsa) paylarına düşeni elbette eksiksiz vereceğiz.
Mustafa İslamoğlu = Artık, şu adamların (neye) taptıklarından hiçbir kuşkun olmasın: onlar, önceki atalarının kulluk ettiklerinden başkasına kulluk etmiyorlar. Şu var ki Biz, onların payına düşeni hiç eksiksiz ödeyeceğiz.
Ömer Nasuhi Bilmen = Artık onların taptıkları şeyden bir şüphede bulunma. Onlar ibadette bulunmazlar, ancak evvelce babalarının taptıkları gibi tapınmakta bulunurlar. Ve Biz de şüphe yok ki, onlara nâsiplerini eksik olmaksızın ödeyeceğiz.
Ömer Öngüt = Bunların taptıklarının bâtıl olduğunda şüphen olmasın. Onlar daha önce atalarının taptığı gibi tapıyorlar. Biz onların (azaptan) nasiplerini eksiksiz ödeyeceğiz.
Şaban Piriş = Öyleyse sakın onların taptığı şeylerden kuşkun olmasın ki onlar, daha önce babalarının tapındığı gibi tapınıyorlar. Biz, onlara nasiblerini hiç eksiksiz ödeyeceğiz.
Sadık Türkmen = Artik, şunların taptığının saçmalığından şüphelenme! Daha önce atalarının ibadet ettiği gibi ibadet ediyorlar. Biz onlara bunun karşılığını/cezalarını eksiksiz vereceğiz.
Seyyid Kutub = Ey Muhammed, şu müşriklerin taptıkları ilahların düzmece oldukları konusunda sakın kuşkun olmasın. Onlar vaktiyle atalarının yaptıkları gibi asılsız ilahlara tapıyorlar. Onlara hakettikleri karşılığı eksiksiz olarak vereceğiz.
Suat Yıldırım = Artık o müşriklerin taptıkları şeylerin kendilerini ne feci âkıbete sürükleyeceğinden hiç şüphen olmasın. Daha önce ataları nasıl tapınıyor idiyse bunlar da onları taklid ederek öylece tapınıyorlar. Biz de elbet müstehakları ne ise, eksiksiz tam tamına vereceğiz.
Süleyman Ateş = Şunların taptıkları şeyler(in, yararsızlığın)dan hiç kuşkun olmasın. Onlar da önceden atalarının taptığı gibi tapıyorlar. Biz onların da paylarını eksiksiz vereceğiz!
Tefhim-ul Kuran = Artık onların tapmakta oldukları şeyler konusunda, sakın kuşkuda olma. Daha önceleri, ataları nasıl tapıyor idiyseler, bunlar da ancak böyle tapıyorlar. Kuşkusuz biz, onların paylarını eksiltmeksizin onlara ödeyecek olanlarız.
Ümit Şimşek = Şunların taptıkları şey hakkında bir kuşkun olmasın. Bundan önce ataları nasıl tapıyor idiyse, bunlar da ancak öyle tapıyorlar. Biz ise onların nasiplerini hiç eksiksiz vereceğiz.
Yaşar Nuri Öztürk = Şunların kulluk etmekte oldukları şeyler yüzünden bir kuşku içine girme. Daha önce atalarının kulluk ettikleri gibi kulluk ediyorlar, hepsi bu. Biz onların da nasiplerini hiç eksiltmeden elbette vereceğiz.
İskender Ali Mihr = Artık sen, onların taptığı şeylerden şüphe içinde olma. Onlar, ancak babalarının önceden ibadet ettiği gibi ibadet ediyorlar (onların taptığı şeylere tapıyorlar). Ve muhakkak ki Biz, onların nasiplerini eksiltmeksizin öderiz (ödeyenleriz).
İlyas Yorulmaz = Onların ibadet ettikleri şeylerin, gerçek ilahlar olabilecekleri şüphesinde bulunma. Onlar, daha önceki atalarının kulluk ettikleri gibi, (sahte ilahlara) kulluk ediyorlar. Bizde bu davranışlarından dolayı paylarına düşeni, onlara eksiksiz verdik.