يِا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُواْ شَهَادَةُ بَيْنِكُمْ إِذَا حَضَرَ أَحَدَكُمُ الْمَوْتُ حِينَ الْوَصِيَّةِ اثْنَانِ ذَوَا عَدْلٍ مِّنكُمْ أَوْ آخَرَانِ مِنْ غَيْرِكُمْ إِنْ أَنتُمْ ضَرَبْتُمْ فِي الأَرْضِ فَأَصَابَتْكُم مُّصِيبَةُ الْمَوْتِ تَحْبِسُونَهُمَا مِن بَعْدِ الصَّلاَةِ فَيُقْسِمَانِ بِاللّهِ إِنِ ارْتَبْتُمْ لاَ نَشْتَرِي بِهِ ثَمَنًا وَلَوْ كَانَ ذَا قُرْبَى وَلاَ نَكْتُمُ شَهَادَةَ اللّهِ إِنَّا إِذًا لَّمِنَ الآثِمِينَ
Yâ eyyuhâllezîne âmenû şehâdetu beynikum izâ hadara ehadekumul mevtu hînel vasiyyetisnâni zevâ adlin minkum ev âharâni min gayrikum in entum darabtum fîl ardı fe esâbetkum musîbetul mevt(mevti) tahbisûnehumâ min ba’dis salâti fe yuksîmâni billâhi in irtebtum lâ neşterî bihî semenen ve lev kâne zâ kurbâ ve lâ nektumu şehâdetallâhi innâ izen le minel âsimîn(âsimîne).
yâ eyyuhâ | : ey! |
ellezîne âmenû | : âmenû olanlar, yaşarken Allâh’a teslim olmayı, ona ulaşmayı dileyenler |
şehâdetu | : şâhid yapın, şahitlik etsin |
beyni-kum | : sizin aranızda |
izâ hadara | : hazır olduğu zaman, geldiği zaman, gelince |
ehade-kum(u) | : sizden birisi |
el mevtu | : ölüm |
hîne | : o vakit, o esnada, o sırada |
el vasiyyeti | : vasiyet |
isnâni zevâ adlin | : adâlet sahibi iki kişi |
min-kum | : sizden |
ev âharâni | : veya diğer iki |
min gayri-kum | : sizden olmayan, sizin dışınızda |
in entum | : eğer siz ... iseniz |
darabtum | : geziyordunuz, yolculuk ediyordunuz |
fî el ardı | : yeryüzünde |
fe | : o zaman |
esâbet-kum | : size isabet etti |
musîbetu | : musîbet, isabet eden bir olay |
el mevti | : ölüm |
tahbisûne humâ | : iki kişiyi alıkoyun |
min ba’di es salâti | : namazdan sonra |
fe | : o zaman |
yuksimâni | : yemin etsinler (iki kişi) |
bi allâhi | : Allâh’a (cc.) |
in irtebtum | : eğer şüpheye düşerseniz |
lâ neşterî bi-hi | : onu satmayacağız, değiştirmeyeceğiz |
semenen | : baha, bedel |
ve lev kâne | : ve şayet olsa bile |
zâ kurbâ | : yakınlık sahibi, akraba |
ve lâ nektumu | : ve gizlemeyeceğiz |
şehâdete allâhi | : Allâh’ın (cc.) şahitliği (Allâh (cc.) için yapılan şahitlik) |
innâ | : biz mutlaka oluruz |
izen | : o zaman, o taktirde, aksi taktirde |
le min el âsimîne | : mutlaka günahkâr kimselerden |
Diyanet İşleri = Ey iman edenler! Birinizin ölümü yaklaştığı zaman, vasiyet sırasında aranızda şahitlik (edecek olanlar) sizden adaletli iki kişidir. Yahut; seferde olup da başınıza ölüm musibeti gelirse, sizin dışınızdan başka iki kişi şahitlik eder. Eğer şüphe ederseniz, onları namazdan sonra alıkorsunuz da Allah adına, “Akraba da olsa, şahitliğimizi hiçbir karşılığa değişmeyiz. Allah için yaptığımız şahitliği gizlemeyiz. Gizlediğimiz takdirde, şüphesiz günahkârlardan oluruz” diye yemin ederler.
Abdulbaki Gölpınarlı = Ey inananlar, birinize ölüm gelip çatarsa aranızda vasiyet edeceğiniz zaman, sizden iki âdil tanık bulunsun. Yolculuktaysanız ve gene size ölüm musibeti gelip çatacaksa sizden olmayan iki kişiyi de tanık tutabilirsiniz. Ancak onları, namazdan sonraya dek alıkoyun da akraba bile olsa Allah'ı bırakıp yerine hiçbir menfaati satın almayacağız, tanıklığımızı, Allah için gizlemeyeceğiz, gizlersek günahkarlardan olalım diye Allah'a yemin etsinler.
Abdullah Parlıyan = Ey iman edenler! Ölüm size yaklaşıp vasiyyette bulunmak üzereyken yapılacak işler için, kendi aranızda iki dürüst kişi şahit bulundurun. Yahut evinizden uzakta seyahatte olup yeryüzünde dolaşırken, ölüm işaretleri başgöstermişse, namazdan sonra misafir olduğunuz topluluktan, iki kişiyi alıkoyun; ve eğer içinize bir şüphe düşerse, herbirini Allah'a şöyle yemin ettirin: “Bu sözümüzü yakın bir akrabanın hatırı için de olsa, hiçbir bedel karşılığında satmayacağız ve Allah'ın huzurunda şahit olduğumuz hiçbir şeyi gizlemeyeceğiz, yoksa günahkarlar arasına gireriz.”
Adem Uğur = Ey iman edenler! Birinize ölüm gelip çatınca vasiyet esnasında içinizden iki adalet sahibi kişi aranızda şahitlik etsin. Yahut seferde iken başınıza ölüm musibeti gelmişse sizden olmayan, başka iki kişi (şahit olsun). Eğer şüpheye düşerseniz o iki şahidi namazdan sonra alıkor, "Bu vasiyet karşılığında hiçbir şeyi satın almayacağız, akraba (menfaatine) de olsa; Allah (için yaptığımız) şahitliği gizlemiyeceğiz, (aksini yaparsak) bu takdirde biz elbette günahkârlardan oluruz" diye Allah üzerine yemin ettirirsiniz.
Ahmed Hulusi = Ey iman edenler. . . Sizden birine ölüm (alâmetleri) geldiğinde vasiyet anında, adalet sahibi iki şahit bulunsun. . . Ya da seyahatteyseniz ve ölüm de size isâbet etmişse, size iki şahit gereklidir. . . (Şehâdetleri konusunda) kuşkulanırsanız, namazı edâ etmelerinden sonra onların ikisini alıkoyarsınız, "Yeminimizi, akraba da olsa hiçbir bedele satmayacağız; Allâh şahitliğini saklamayacağız; aksi takdirde suçlu oluruz" diye Allâh'a yemin ederler.
Ahmet Tekin = Ey iman edenler, herhangi birinize ölüm göründüğü, yaklaştığı zaman, vasiyet sırasında aranızda şâhitlik etmek de, emrolunduğunuz hükümler arasındadır. İçinizden iki âdil şâhit yeter.Ticaret ve rızkınızı kazanmak için yeryüzünde yolculuğunuz sırasında başınıza ölüm felâketi gelirse, gayri müslim iki şâhit de olabilir. Bu iki şâhidi namazdan sonra alıkorsunuz, şüphelenmişseniz Allah’a yemin ederler.'Bu şâhitlik karşılığında hiçbir bedel almıyoruz. Lehine şâhitlik edeceğimiz kimse akrabamız bile olsa, yine doğruyu söyleriz. Allah’ın emrettiği şâhitliği gizlemeyiz. Gizlediğimiz takdirde, bilerek günah işlemiş günahkârlardan olduğumuzda şüphe yoktur' diye yemin ederler.
Ahmet Varol = Ey iman edenler! Sizden birine ölüm hali gelirse vasiyet esnasında içinizden iki adil kişiyi; yahut yolculuk sırasında başınıza ölüm musibeti gelirse sizden olmayan iki kişiyi şahit tutun. Eğer bu kişilerden şüphelenirseniz kendilerini namazdan sonra tutarsınız ve onlar da: 'Akraba bile olsa bunu (yemini) hiçbir değere değiştirmeyeceğiz. Allah'ın şahitliğini [19] gizlemeyeceğiz. Böyle yaparsak günahkarlardan oluruz' diye Allah'a yemin ederler.
Ali Bulaç = Ey iman EDENLER! Birinizin ölümü yaklaştığı zaman, vasiyet sırasında aranızda şahitlik (edecek olanlar) sizden adaletli iki kişidir. Yahut; seferde olup da başınıza ölüm musibeti gelirse, sizin dışınızdan başka iki kişi şahitlik eder. Eğer şüphe ederseniz, onları namazdan sonra alıkorsunuz da Allah adına; “Akraba da olsa şahitliğimizi hiçbir karşılığa değişmeyiz. Allah için yaptığımız şahitliği gizlemeyiz. Gizlediğimiz takdirde, şüphesiz günahkârlardan oluruz” diye yemin ederler.
Ali Fikri Yavuz = Ey iman edenler! Sizden birinize ölüm hâli geldiği zaman, vasiyyet vaktinde içinizden adâlet sahibi iki kimseyi, yahut yolculukta iken ölüm musibeti başınıza gelmişse, milletinizden olmayan (gayri müslim) iki adamı şahid tutun. Eğer bu gayri müslim şahidlerden şüpheleniyorsanız (ekseriya hüküm zamanı olan) ikindi namazından sonra kendilerini alıkorsunuz da Allah’a şöyle yemin ederler: “-Billâhi, akrabamız da olsa yeminimizi hiç bir karşılıkla değişmeyiz. Allah’ın emri olan şahidliği gizlemeyiz. Eğer gizlersek muhakkak günahkârlardan oluruz.”
Ali Ünal = Ey iman edenler! Herhangi birinizde ölüm alâmetleri belirdiğinde, yani artık vasiyette bulunma gereği duyduğunuz anda, içinizden (mü’min ve vâsi tayin edeceğiniz) adaletli, özüsözü doğru bildiğiniz iki kişiyi, veya ölümün başınıza siz yeryüzünde sefer halinde iken gelip çatması (ve o esnada mü’minin bulunmaması) durumunda (Ehli Kitap’tan) iki kişiyi vasiyetinize şahit tutun (ve bu şahitler, vasiyetiniz hususunda vârislerle haklarında vasiyette bulunduğunuz kişiler arasında şahitlikte bulunsunlar). (Ey mü’minler!) Eğer (iki tarafın anlaşmazlığı ve karşılıklı iddialarıyla bu şahitlerden, şahitliklerinden, dolayısıyla vasiyetin keyfiyetinden) şüpheye düşerseniz, bu takdirde namazdan sonra onları (camide) alıkoyun ve kendilerine, “Yakınlarımızın çıkarı söz konusu bile olsa, yeminimizi hiçbir menfaat karşılığı değişmeyecek ve olup bitene şahit bulunan Allah’ın üzerimizde bir emanet, bir borç olan şahitliğini gizlemeyeceğiz. Yoksa kesinlikle büyük günah işleyenlerden oluruz.” diye Allah adına yemin verin.
Bayraktar Bayraklı = Ey iman edenler! Birinize ölüm gelip çatınca, vasiyet esnasında içinizden iki âdil kişi aranızda şâhitlik etsin. Yahut seferde iken başınıza ölüm musibeti gelmişse, sizden olmayan başka iki kişi şâhit olsun. Eğer şüpheye düşerseniz, o iki şahidi namazdan sonra alıkor, “Bu vasiyet karşılığında hiçbir şeyi satın almayacağız, akraba menfaatine de olsa Allah'ın şahitliğini saklamayacağız; çünkü böyle yaparsak elbette günahkârlardan oluruz” diye Allah'a yemin ettirirsiniz.
Bekir Sadak = Ey Inananlar! Olum birinize geldigi zaman vasiyet ederken icinizden iki adil kimseyi; sayet yolculukta olup basiniza da olum musibeti gelmisse, namazdan sonra alikoyacaginiz, supheleniyorsaniz, «Akraba bile olsa yeminle hicbir degeri degistirmeyecegiz, Allah'in sahidligini gizlemeyecegiz, yoksa suphesiz gunahkarlardan oluruz» diye yemin eden sizden olmayan iki kisiyi sahid tutun.
Celal Yıldırım = Ey imân edenler! Sizden birine ölüm hâli geldiğinde vasiyyette bulunurken, aranızdan iki âdil kişiyi veya yolculuk hâlinde bulunuyorsanız, bu sırada size ölüm musibeti gelip çatmışsa, sizden olmayan başka iki kimseyi şâhid tutun ve onları namazdan sonra alıkoyun. Şüphelendiğiniz takdirde, onlar şöyle yemin ederler: «And olsun ki, yakınımız bile olsa andımızı paha ile değiştirmeyeceğiz, aksi halde günaha girenlerden oluruz !»
Cemal Külünkoğlu = Ey inananlar! Herhangi birinize ölüm yaklaştığı zaman vasiyet ederken içinizden (sizinle mirasçılarınız arasında) iki adil kimseyi yahut yolculukta iken ölüm işaretleri baş göstermişse, sizden olmayan iki kişiyi şahit tutun! Eğer bu şahitlerden kuşkulanırsanız namazdan sonra kendilerini alıkorsunuz da Allah'a şöyle yemin ederler: “Billahi, akrabamız da olsa yeminimizi hiçbir karşılıkla değişmeyiz, Allah'ın emri olan şahitliği gizlemeyiz. Eğer gizlersek şüphesiz ki günahkârlardan oluruz.”
Diyanet İşleri (eski) = Ey İnananlar! Ölüm birinize geldiği zaman vasiyet ederken içinizden iki adil kimseyi; şayet yolculukta olup başınıza da ölüm musibeti gelmişse, namazdan sonra alıkoyacağınız, şüpheleniyorsanız, 'Akraba bile olsa yeminle hiçbir değeri değiştirmeyeceğiz, Allah'ın şahidliğini gizlemeyeceğiz, yoksa şüphesiz günahkarlardan oluruz' diye yemin eden sizden olmayan iki kişiyi şahid tutun.
Diyanet Vakfi = Ey iman edenler! Birinize ölüm gelip çatınca vasiyet esnasında içinizden iki adalet sahibi kişi aranızda şahitlik etsin. Yahut seferde iken başınıza ölüm musibeti gelmişse sizden olmayan, başka iki kişi (şahit olsun). Eğer şüpheye düşerseniz o iki şahidi namazdan sonra alıkorsunuz; «Bu vasiyet karşılığında hiçbir şeyi satın almayacağız, akraba (menfaatine) de olsa; Allah (için yaptığımız) şahitliği gizlemiyeceğiz, (aksini yaparsak) bu takdirde biz elbette günahkârlardan oluruz» diye Allah üzerine yemin ederler.
Edip Yüksel = İnananlar, birinize ölüm yaklaşınca, vasiyet anında aranızdan iki adil şahit tanık bulunsun. Yolculuk anında size ölüm gelirse, sizden olmayan iki kişi... Kuşkulanıyorsanız, namazdan sonra tanıkları alıkoyup ALLAH adıyla: 'Akraba dahi olsa tanıklığımızı hiç bir değerle değiştirmeyeceğiz, ALLAH'ın tanıklığını gizlemiyeceğiz. Aksi taktirde, günahkarlardan oluruz,' diye yemin ettirin.
Elmalılı Hamdi Yazır = Ey o bütün iyman edenler! Her hangi birinize ölüm hali geldiği o vasıyyet zemanı aranızdaki şehadet ya kendinizden adalet sahibi iki adam, veya yolculuk ediyordunuz da ölüm musıybeti başınıza geldise sizin gayrinizden iki diğeridir. Bunları nemazdan sonra alıkorsunuz, şübhelendiğiniz takdirde şöyle yemin ederler, «billâhi hısım da olsa yeminimizi hiç bir bedele değişmeyiz, Allahın şehadetini ketm de etmeyiz, biz o takdirde şübhesiz vebâle girenlerden oluruz.»
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Ey iman edenler, herhangi birinize ölüm emareleri geldiğinde, vasiyette bulunurken, kendi içinizden iki adaletli şahit veya yolculukta olup da ölüm musibeti başınıza geldiyse sizden olmayan iki şahit tutun. Bunları namazdan sonra alıkorsunuz. Şüphelendiğiniz takdirde de şöyle yemin ederler: « Vallahi akraba da olsa yeminimizi hiçbir şeyle değişmeyiz, Allah için şahitliği de gizlemeyiz, yoksa biz o zaman şüphesiz günaha girenlerden oluruz.»
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Ey iman edenler! İçinizden birine ölüm (emareleri) geldiği zaman, vasiyet sırasında aranızdaki şahitliğin hükmü, kendi içinizden iki adaletli şahit, yahut yeryüzünde yolculuğa çıkmış iseniz, ölüm (emareleri de) size gelip çatmışsa, sizden olmayan diğer iki şahit tutmaktır. Eğer (bunlardan) şüpheye düşerseniz, namazdan sonra onları alıkorsunuz. Onlar da Allah'a şöyle yemin ederler: «Akraba bile olsa, yemini bir çıkar karşılığı satmayacağız, Allah'ın şahitliğini gizlemeyeceğiz. Aksi halde günahkârlardan oluruz».
Gültekin Onan = Ey inananlar, sizden birinize ölüm gelip çattığı zaman, vasiyet hazırlanışında, aranızda içinizden adaletli iki kişiyi (şahid tutun). Veya yolculukta olup size ölüm musibeti gelip çatarsa, sizden olmayan başka iki kişiyi (şahid tutun. İkisini) Şayet kuşkulanacak olursanız namazdan sonra alıkoyarsınız, onlar da (size): "Akraba dahi olsa onu (yeminimizi) hiç bir değere değiştirmeyeceğiz ve Tanrı'nın şahidliğini gizlemeyeceğiz. Aksi takdirde biz elbette günahkarlardan oluruz" diye Tanrı adına yemin etsinler.
Harun Yıldırım = Ey iman edenler, sizden birinize ölüm gelip çattığı zaman, vasiyet anında içinizden adaletli iki kişi veya sefere çıktığınız zaman sizden olmayan başka iki kişi şahitlik yapar. Haklarında şüphelenecek olursanız onları namazdan sonra alıkoyarsınız. Onlar da: “Akraba dahi olsa onu hiçbir bedele satmayacağız ve Allah’ın şahitliğini gizlemeyeceğiz. O takdirde muhakkak günahkarlardan oluruz.” diye Allah’a yemin ederler.
Hasan Basri Çantay = Ey îman edenler, ölüm (ün sebebleri) her hangi birinizin karşısına gelib çatdığı zaman, (edeceğiniz) vasıyyet vakfında aranızda ya içinizden adalet saahibi iki şâhid (tutun), yahud yer yüzünde sefer etdiniz de başınıza ölüm musıybeti gelmişse sizden olmayan diğer iki kişiyi (şâhid yapın). (Sizden olmayan öyle iki kişi ki) onları, (haklarında) şübheye düşmüşseniz, namazdan sonra alıkoyarsanız da Allaha şu suretle yemîn ederler: «(Şâhidlik etdiğimiz bu işin içinde) akraba (mızdan kimse) dahi bulunsa (Allâhı bırakıb da yerine dünyâya âid) hiç bir behâyı (ve menfeati) satın almayacağız. Allahın (emretdiği) şâhidliği gizlemeyeceğiz. Bu (nu gizlediğimiz) takdirde elbette günâhkârlardanızdır».
Hayrat Neşriyat = Ey îmân edenler! Birinize ölüm geldiği zaman vasiyet esnâsında aranızdaki şâhidlik, ya içinizden adâletli iki kişi(nin şâhidliği) veya siz yeryüzünde (başka yerlerde)yolculuk ederken bu hâlde başınıza ölüm musîbeti geldiğinde, siz(in dîniniz)den olmayan başka iki kişi(nin şâhidliği)dir.
İbni Kesir = Ey iman edenler; herhangi birinize ölüm gelip çattığı zaman, vasiyet anında aranızda ya adalet sahibi iki kişiyi veya yolculuk ta başınıza ölüm musibeti gelmişse, sizden olmayan iki kişiyi şahid tutun. Onlardan şüpheleniyorsanız; namazdan sonra alıkoyarsınız da Allah'a şöyle yemin ederler; Akraba bile olsa yeminle hiç bir değeri değiştirmeyeceğiz, Allah'ın şahidliğini gizlemeyeceğiz, yoksa elbette günahkarlardan oluruz.
Kadri Çelik = Ey iman edenler! Sizden birinize ölüm gelip çattığı zaman, vasiyet anında aranızda şahitlik, sizden olan iki adil kişidir. Ya da yolculuk sırasında başınıza ölüm musibeti gelip çatmışsa, (aranızda şahitlik) sizden (Müslüman) olmayan iki kişidir. Eğer (bu Müslüman olmayanların şahitlikleri konusunda vasiler olarak) kuşkuya düşerseniz (adet olduğu üzere ikindi vakti) namazdan sonra “Akraba dahi olsa onu (şahadeti) hiç bir değer karşılığında satmayacağız ve Allah'ın şahitliğini gizlemeyeceğiz. Aksi takdirde biz elbette günahkârlardan oluruz” diye Allah adına yemin edinceye kadar onları alıkoyun.
Muhammed Esed = Siz ey imana ermiş olanlar! Ölüm size yaklaştığında ve vasiyette bulunmak üzereyken yapacaklarınız için şahitler bulundurun: Kendi aranızdan iki dürüst kişi, yahut; eğer evinizden uzakta, seyahatte iken ölüm işaretleri baş göstermişse namazdan sonra, misafir olduğunuz topluluktan iki kişiyi alıkoyun; ve eğer içinize bir şüphe düşerse her birini Allaha şöyle yemin ettirin: "Bu (sözümüzü), yakın bir akraba(nın hatırı) için olsa da hiçbir bedel karşılığında satmayacağız; ve Allahın huzurunda şahit olduğumuz hiçbir şeyi gizlemeyeceğiz, yoksa günahkarlar arasına gireriz".
Mustafa İslamoğlu = Siz ey iman edenler! Ölüm size yaklaştığında yapacağınız vasiyet sırasında şahitler bulundurun: Kendi aranızdan dürüst iki kişi, ya da seyahatteyken ölüm emareleri gelip sizi bulursa, (adil şahitliğe) davetten sonra, sizden olmayan öteki iki kişiyi alıkoyun; eğer içinize bir kuşku düşerse onlara Allah adına şöyle yemin ettirin: "Akraba hatırına da olsa, hiçbir bedel karşılığında sözümüzü satmayacağız ve Allah'ın bildiğini gizlemeyeceğiz; eğer böyle yaparsak günahkar biz olmuş oluruz.
Ömer Nasuhi Bilmen = Ey imân edenler! Herhangi birinize ölüm hali geldiği zaman vasiyet vaktinde aranızda şehâdet edecekler, ya sizden adâlet sahibi iki kimsedir veya size yeryüzünde yolculuk halinde iken ölüm musibeti isabet etti ise sizin gayrinizden iki şahıstır. (Bunların şehâdetlerinde) Şüphelendiğiniz takdirde bunları namazdan sonra alıkorsunuz. Bunlar, «Yemin mukabilinde hiçbir bedel almayız, velev ki, lehine şehâdet edeceğimiz kimse bizim için karabet sahibi olsun. Ve Allah'ın şehâdetini gizlemeyiz, o takdirde şüphe yok ki, biz günahkârlardan bulunmuş oluruz,» diye yemin ederler.
Ömer Öngüt = Ey iman edenler! Birinize ölüm gelip çatınca vasiyet ederken içinizden iki âdil kişi aranızda şâhitlik etsin. Yahut yolculukta iken başınıza ölüm musibeti gelmişse, sizden olmayan iki kişiyi şâhit tutun. Eğer şüphe ederseniz, onları namazdan sonra alıkoyarsınız. Allah'a şöyle yemin ederler: “Akraba bile olsa yeminimizi hiçbir değere değişmeyeceğiz. Allah'ın şâhitliğini gizlemeyeceğiz. Yoksa elbette günahkârlardan oluruz. ”
Şaban Piriş = -Ey iman edenler! İçinizden birinin ölümü yaklaştığı zaman, vasiyet sırasında, aranızdan adalet sahibi iki kişinin eğer, yolculukta iseniz ve ölüm de gelip çattıysa; sizden olmayan iki kişinin şahitliği gerekir. Şayet şüphe ederseniz; namazdan sonra onları alıkorsunuz. Onlar da Allah’a şöyle yemin ederler: - Akraba bile olsa yemini bir menfaat karşılığı satmayacağız. Allah’ın şahitliğini gizlemeyeceğiz. Aksi halde günahkarlardan oluruz.
Sadık Türkmen = Ey iman EDENLER! Birinizin ölümü yaklaştığı zaman, vasiyet sırasında aranızda şahitlik (edecek olanlar) sizden adaletli iki kişidir. Yahut; seferde olup da başınıza ölüm musibeti gelirse, sizin dışınızdan başka iki kişi şahitlik eder. Eğer şüphe ederseniz, onları namazdan sonra alıkorsunuz da Allah adına; “Akraba da olsa şahitliğimizi hiçbir karşılığa değişmeyiz. Allah için yaptığımız şahitliği gizlemeyiz. Gizlediğimiz takdirde, şüphesiz günahkârlardan oluruz” diye yemin ederler.
Seyyid Kutub = Ey iman edenler, herhangi birinize ölüm geldiği zaman vasiyet ederken içinizden iki adil kimseyi, yahut yolculukta iken başınıza ölüm musibeti gelmişse, sizden olmayan (gayrı müslim) iki kimseyi şahid tutun. Eğer bu (gayri müslim) şahidlerden şüpheleniyorsanız namazdan sonra kendilerini alıkorsunuz da Allah’a şöyle yemin ederler: “Billahi, akrabamız da olsa yeminimizi hiçbir karşılıkla değişmeyiz, Allah’ın emri olan şahidliği gizlemeyiz. Eğer gizlersek şüphesiz ki günahkarlardan oluruz.”
Suat Yıldırım = Ey iman edenler! Sizde ölüm alâmetleri belirdiğinde, vasiyyet edeceğiniz sırada, içinizden iki dürüst kişiyi şahit tutun. Yahut yolculuk esnasında başınıza ölüm musibeti gelmişse, sizden olmayan başka iki kişi şahit olsun. Eğer şüphe ederseniz, o iki şahidi namazdan sonra tutar ve: "Yeminimizi, akrabalarımızın menfaati de söz konusu olsa, dünyanın hiç bir şeyine değişmeyeceğiz. Allah’ın üzerimizde bir emanet, bir borç olarak bulunan şahitliğini gizlemeyeceğiz. Yoksa biz kesinlikle günahkâr oluruz!" diye Allah’a yemin ettirirsiniz.
Süleyman Ateş = Ey inananlar, birinize ölüm gelince vasiyyet sırasında içinizden iki âdil kişi, aranızda şâhidlik etsin. Ya da yeryüzünde yolculuk ederken başınıza ölüm musibeti gelmişse, sizden olmayan iki kişi (şâhidlik etsin). Kuşkulanırsanız, namazdan sonra onları tutar(yemin ettirir)siniz: "Akrabâ da olsa yeminimizi hiçbir paraya satmayacağız, Allâh'ın (üzerimizde bir borç olarak bulunan) şâhidliğini gizlemeyeceğiz, yoksa biz, elbette günâhkârlardan oluruz,"diye Allah'a yemin ederler.
Tefhim-ul Kuran = Ey iman edenler, sizden birinize ölüm gelip çattığı zaman, vasiyet hazırlanışında, aranızda içinizden adaletli iki kişiyi (şahid tutun.) Veya yolculukta olup size ölüm musibeti gelip çatarsa, sizden olmayan başka iki kişiyi (şahid tutun. İkisini) Şayet kuşkulanacak olursanız namazdan sonra alıkoyarsınız, onlar da (size) : «Akraba dahi olsa onu (yeminimizi) hiç bir değere değiştirmeyeceğiz ve Allah'ın şahidliğini gizlemeyeceğiz. Aksi takdirde biz elbette günahkârlardan oluruz.» diye Allah adına yemin etsinler.
Ümit Şimşek = Ey iman edenler! Sizden birine ölüm gelip çattığında, vasiyet ederken, aranızdaki şahitliği, sizden adalet sahibi iki kişi ile yerine getirin. Yahut yolculuğa çıktığınızda ölüm musibeti başınıza gelirse, sizden olmayanlardan iki şahit bulursunuz. Onlardan kuşkulanırsanız, namazdan sonra onları alıkoyun ve 'Akrabamız bile söz konusu olsa, yeminimizi hiçbir menfaat karşılığında değiştirmeyeceğiz ve Allah'ın emaneti olan şahitliği gizlemeyeceğiz; bunu yaparsak günahkârlardan oluruz' diye Allah adına yemin ettirin.
Yaşar Nuri Öztürk = Ey iman edenler! Herhangi birinize ölüm gelip çattığında, vasiyet zamanı aranızdaki tanıklık şöyle olsun: Kendinizden adalet sahibi iki kişi yahut yolculuk etmekte iken ölüm musibeti başınıza geldiyse sizin dışınızdan iki kişi. Bunları namazdan sonra alıkoyarsınız; kuşkulanırsanız şöyle yemin ederler: "Vallahi, yakınlarımız da olsa yeminimizi hiçbir ücret karşılığı satmayacağız, Allah'ın tanıklığını saklamayacağız. Çünkü böyle yaparsak mutlaka günahkârlardan oluruz."
İskender Ali Mihr = Ey âmenû olanlar! Sizden birinize ölüm hali gelince vasiyet sırasında sizin içinizden iki adîl kişi, aranızda şahitlik etsin. Veya yeryüzünde yolculuk ederken size ölüm olayı isabet ederse, sizden olmayan iki kişiyi şahid tutun. Eğer şüpheye düşerseniz, onları namazdan sonra alıkoyun. O zaman Allah’a şöyle yemin etsinler; “Yakınımız bile olsa, yeminimizi bir bedel ile değiştirmeyeceğiz ve Allah’ın şehadetini gizlemeyeceğiz. Aksi takdirde biz, mutlaka günahkâr kimselerden oluruz.”
İlyas Yorulmaz = Ey İman edenler! Sizden birisine ölüm geldiğinde vasiyet ediyorsa, içinizden adalet sahibi iki kişi veya sizden başka dine mensup iki kişi şahitlik yapsın. Eğer siz herhangi bir sebeple yolculuk halinde iken, size ölüm isabet ettiğinde, (cenaze) namazından (defnedildikten) sonra şahitlik edecek iki şahidi, şahitlik etmeleri için alıkoyun. Eğer şahitlerin doğruyu söylemeyeceklerinden şüphelenirseniz, akrabaları da olsa şahitliklerini az bir ücret karşılığında satmayacaklarına ve vasiyet esnasında işittiklerini gizlemeyeceklerine, eğer Allah için doğru söylemiyorlarsa günah kar olacaklarına dair yemin etsinler.