قَالُوا رَبَّنَا غَلَبَتْ عَلَيْنَا شِقْوَتُنَا وَكُنَّا قَوْمًا ضَالِّينَ
Kâlû rabbenâ galebet aleynâ şıkvetunâ ve kunnâ kavmen dâllîn(dâllîne).
Diyanet İşleri = Onlar da şöyle derler: “Ey Rabbimiz! Biz azgınlığımıza yenik düştük ve sapık bir toplum olduk.”
Abdulbaki Gölpınarlı = Rabbimiz derler, kötülüğümüz üst oldu bize ve doğru yoldan sapmış bir topluluk olduk.
Abdullah Parlıyan = Onlar da derler ki: Ey Rabbimiz! bize kötülüklerimiz üstün geldi de, bu yüzden yoldan çıkan kimseler olduk.
Adem Uğur = Derler ki: Rabbimiz! Azgınlığımız bizi altetti; biz, bir sapıklar topluluğu idik.
Ahmed Hulusi = Dediler ki: "Rabbimiz! Mutsuzluğa yol açan arzularımız ağır bastı; sapıp kaybolmuş bir topluluk olduk. "
Ahmet Tekin = Onlar:'Ey Rabbimiz, azgınlığımız, bayağı zevklerimiz bizi alt etti. Biz hak yoldan uzaklaşarak, başına buyruk yaşayan, dalâleti, bozuk düzeni, helâki tercih eden bir toplum haline geldik.' derler.
Ahmet Varol = Derler ki: 'Ey Rabbimiz! Bahtsızlığımız bize üstün geldi ve biz sapık bir topluluk olduk.
Ali Bulaç = Dediler ki: "Rabbimiz, mutsuzluğumuz bize karşı üstün geldi, biz sapan bir topluluk imişiz."
Ali Fikri Yavuz = Onlar (cehennemde oldukları halde) derler ki: “- Ey Rabbimiz! Bizi kötü talihimiz mağlûb etti ve biz, hak yoldan çıkan (kâfir) bir kavim idik.
Ali Ünal = “Rabbimiz,” derler, “kötülüğümüz, kötü taliimiz bize baskın geldi; biz, gerçekten sapkınlık içinde bir toplulukmuşuz.
Bayraktar Bayraklı = Derler ki: “Ey Rabbimiz! Azgınlığımız bizi yendi; biz, zâlimler topluluğu olduk.”
Bekir Sadak = soyle derler: «Rabbimiz! Bizi bedbahtligimiz yenmisti; sapik bir millet olmustuk.»
Celal Yıldırım = Onlar, Rabbimiz! Haydutluğumuz bize üstün geldi de (doğru yoldan) sapıtan bir millet olduk.
Cemal Külünkoğlu = (106-107) (Onlar şöyle) derler: “Ey Rabbimiz! Biz azgınlığımıza yenik düştük ve sapık bir toplum olduk. Ey Rabbimiz! Bizi buradan çıkar. Eğer (tekrar günaha) dönersek şüphesiz kendimize zulmetmiş oluruz.”
Diyanet İşleri (eski) = Şöyle derler: 'Rabbimiz! Bizi bedbahtlığımız yenmişti; sapık bir millet olmuştuk.'
Diyanet Vakfi = Derler ki: Rabbimiz! Azgınlığımız bizi altetti; biz, bir sapıklar topluluğu idik.
Edip Yüksel = 'Rabbimiz,' diyecekler, 'Bizi talihsizliğimiz yendi; biz sapıtan bir toplum olduk.'
Elmalılı Hamdi Yazır = Rabbımız! derler: bize şekavetimiz galebe etti ve biz bir sapgın bir kavm idik
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Derler: «Rabbimiz, bizi azgınlığımız altetti ve biz, sapık bir kavim idik.
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Derler ki: Rabbimiz! Azgınlığımız bizi altetti; biz, bir sapıklar topluluğu idik.
Gültekin Onan = Dediler ki: "Rabbimiz, mutsuzluğumuz bize karşı üstün geldi, biz sapan bir topluluk imişiz."
Harun Yıldırım = Derler ki: Rabbimiz! Azgınlığımız bizi altetti; biz, bir sapıklar topluluğu idik.
Hasan Basri Çantay = Dediler (diyecekler): «Ey Rabbimiz, bedbahtlığımız bize galebe etmişdi. Doğru yoldan sapanlar güruhu idik biz».
Hayrat Neşriyat = (Onlar şöyle) derler: 'Rabbimiz! Bedbahtlığımız bize galib geldi de dalâlete düşenler topluluğu olduk.'
İbni Kesir = Derler ki: Rabbımız, bedbahtlığımız bizi yenmişti. Sapıklar topluluğu olmuştuk.
Kadri Çelik = Dediler ki: “Rabbimiz! Azgınlığımız bize karşı üstün geldi ve biz sapan bir topluluk idik.”
Muhammed Esed = "Ey Rabbimiz!" diye yakaracaklar, "Bize kötü talihimiz galebe çaldı ve biz de bu yüzden eğri yola saptık!
Mustafa İslamoğlu = "Rabbimiz!" diyecekler, "Talihimiz yaver gitmedi, bu yüzden biz de sapıtan bir güruh olup çıktık!
Ömer Nasuhi Bilmen = Diyeceklerdir ki: «Ey Rabbimiz! Bizim üzerimize şekâvetimiz galebe etti ve biz sapıtmışlar olan bir kavim olduk.»
Ömer Öngüt = Derler ki: “Ey Rabbimiz! Bedbahtlığımız bizi yenmişti, sapık bir topluluk olmuştuk. ”
Şaban Piriş = Onlar da: -Rabbimiz. İsyankarlığımız bizi yendi ve sapık bir kavim olduk.
Sadık Türkmen = Dediler ki: “Rabbimiz! Azgınlığımız/aşırı isteklerimiz bize galip geldi ve biz sapkınlıkta olan bir topluluk olduk.
Seyyid Kutub = Cehennemlikler derler ki; «Ey Rabb'imiz, kötü arzularımıza yenik düşerek sapık bir topluluk olduk.»
Suat Yıldırım = (106-107) "Ey Ulu Rabbimiz", derler, "azgınlığımız, kötü talihimiz ağır bastı, biz de yoldan sapan kimseler olduk bir kere. Ama ne olur ey Ulu Rabbimiz, kurtar bizi bu ateşten, eğer bir daha o kötülükleri yaparsak işte o zaman, kendimize iyice yazık eder, zalimin teki oluruz!"
Süleyman Ateş = "Rabbimiz, dediler, bahtsızlığımız bizi yendi. Biz sapık bir topluluk olduk."
Tefhim-ul Kuran = Dediler ki: «Rabbimiz, mutsuzluğumuz bize karşı üstün geldi; biz de sapan bir topluluk imişiz.»
Ümit Şimşek = 'Rabbimiz,' derler. 'Bedbahtlığımız galebe çaldı da böyle bir sapıklar güruhu olup çıktık.
Yaşar Nuri Öztürk = Derler ki: "Rabbimiz, bahtsızlığımız bize baskın çıktı. Sapıp gitmiş bir topluluk olduk biz."
İskender Ali Mihr = Dediler ki: “Ey Rabbimiz! Şâkîliğimiz (azgınlığımız), bize gâlip geldi ve biz, dalâlette olan bir kavim idik.”
İlyas Yorulmaz = Dediler ki “Rabbimiz! Bizim kural tanımaz şakilerimiz bize baskın çıktılar ve bizde sapkın bir topluluk olduk. ”