فَأَمَّا الَّذِينَ شَقُواْ فَفِي النَّارِ لَهُمْ فِيهَا زَفِيرٌ وَشَهِيقٌ
Fe emmâllezîne şekû fe fîn nâri lehum fîhâ zefîrun ve şehîk(şehîkun).
fe emmâ | : ama, artık |
ellezîne şekû | : şâkî olanlar, mutsuz olanlar, bed- baht olanlar |
fe | : artık |
fî en nâri | : ateş içinde, ateşte |
lehum | : onlar |
fî-hâ | : orada |
zefîrun | : sesli nefes verme, inilti, hızlı soluk soluğa nefes almak |
ve şehîkun | : ve nefesin içeri çekilip, şiddetli ve kötü bir sesle çıkması |
Diyanet İşleri = Mutsuz olanlara gelince; cehennemdedirler. Onların orada şiddetli bir soluyuşları vardır.
Abdulbaki Gölpınarlı = Ama kutsuz olanlar, gerçekten de ateştedir, onların inliyerek nefes almaları da oradadır, biten bir inilti gibi nefes vermeleri de.
Abdullah Parlıyan = O gün mutsuz olanlar, dünyadayken yaptıklarından dolayı, ateşte yaşayacaklar ve orada ah çekip inleyeceklerdir.
Adem Uğur = Bedbaht olanlar ateştedirler, orada onların (öyle feci) nefes alıp vermeleri vardır ki.
Ahmed Hulusi = Şakî olanlar, Nâr'dadırlar (ışınsal ateş). . . Onlar orada (azaptan) hırlayarak ve inleyerek soluk alırlar!
Ahmet Tekin = Bedbaht olanlar, dünyada işledikleri kötülüklerden dolayı Cehennemdedirler. Onlar orada şiddetli iniltiler ve hırıltılar içindedirler.
Ahmet Varol = Bedbaht olanlar ateştedirler. Onların orada korkunç çığlıkları ve inlemeleri vardır.
Ali Bulaç = Mutsuz olanlar ateştedirler, onlar için orada (kahırla ve acıyla) nefes alıp vermeler vardır.
Ali Fikri Yavuz = Muazzeb olanlar, ateştedirler ki, onlar için orada feci bir inilti ve soluma vardır.
Ali Ünal = Dünya hayatında içine daldıkları şekavetle kendilerini bedbahtlığa mahkûm edenler, evet onlar Ateş’tedirler. O Ateş kabarıp indikçe, onlar da hırıltılar, feryatlar ve hıçkırıklar içinde âdeta boğulurlar.
Bayraktar Bayraklı = Bedbaht olanlar ateştedir, orada olanların bir nefes alıp vermeleri vardır ki!
Bekir Sadak = Bedbaht olanlar cehennemdedirler. Onlar orada ah edip inlerler.
Celal Yıldırım = Bedbaht-mutsuz olanlar ateştedirler. Onların orada şiddetli inilti ve sesli sesli soluğu vardır.
Cemal Külünkoğlu = (106-107) Mutsuz olanlar (dünyadayken yaptıklarından ötürü) ateşte (yaşayacak) ve orada ah çekip inleyeceklerdir. Rabbin aksini dilemedikçe, gökler ve yer yerinde durduğu sürece onlar orada kalacaklardır. Şüphesiz Rabbin dilediğini istediği gibi yapandır.
Diyanet İşleri (eski) = Bedbaht olanlar cehennemdedirler. Onlar orada ah edip inlerler.
Diyanet Vakfi = Bedbaht olanlar ateştedirler, orada onların (öyle feci) nefes alıp vermeleri vardır ki.
Edip Yüksel = Talihsizler ateştedir. Onlar orada sızlayıp inlerler.
Elmalılı Hamdi Yazır = İmdi bedbaht olanlar ateştedirler, orada onlara öyle bir soluyuş ve hıçkırış vardır ki
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Mutsuzlar, ateştedirler; çok feci bir soluyuşları ve hıçkırıkları vardır orada.
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Bedbaht olanlar ateştedirler. Onlar orada başka türlü soluyacak, başka türlü haykıracaklar.
Gültekin Onan = Mutsuz olanlar ateştedirler, onlar için orada (kahırla ve acıyla) nefes alıp vermeler vardır.
Harun Yıldırım = Bedbaht olanlar ateştedirler, onlar orada yüksek hırıltılarla ve inleyerek solurlar.
Hasan Basri Çantay = Şakıy olanlara gelince: Onlar ateşdedirler ki orada (çok fecî) bir nefes alıb vermeleri vardır onların.
Hayrat Neşriyat = İşte şaki olanlara gelince, artık (o gün) ateştedirler; onlar için orada ızdırablı (ve çirkin bir sesle) nefes alma ve (çirkin bir hıçkırıkla) nefes verme vardır!
İbni Kesir = Bedbahtlara gelince; onlar, cehennenmdedirler. Orada yüksek sesle solurlar.
Kadri Çelik = Azgın olanlar ise ateştedirler. Onlara onda ah-vah ve hırıltı sesleri (çıkarma) vardır.
Muhammed Esed = Bedbaht olanlar ateştedirler. Onlar orada başka türlü soluyacak, başka türlü haykıracaklar.
Mustafa İslamoğlu = Artık bedbaht olan kimselerin mekanı ateş olacaktır: onlar orada ah-u figan edecekler.
Ömer Nasuhi Bilmen = İmdi şekavete düşmüş olanlar ateştedirler. Onlar için orada şiddetli bir soluyuş ve bir hıçkırık vardır.
Ömer Öngüt = Bedbaht olanlar cehennemdedirler. Onların orada bir soluk alış-verişleri vardır ki!
Şaban Piriş = Şaki olanlar ateştedirler. Orada ah edip inlerler.
Sadık Türkmen = Mutsuz olan kimseler, ateşin içindedirler. Onlar orada feci şekilde inlerken ve bir de soluk alışverişleri vardır ki, (korkunçtur).
Seyyid Kutub = Bedbahtların varacakları yer cehennem ateşidir. Onların orada ahlandıkları, vahlandıkları, hırıltılı seslerle inledikleri duyulur.
Suat Yıldırım = Bedbahtlar cehenneme atılacaklar. Çektikleri azabın dehşetinden, devamlı surette hıçkırıp canları çıkasıya feryad edecekler.
Süleyman Ateş = Bahtsızlar ateştedirler. Onların orada (o bunaltıcı ateş içinde) bir soluk alıp verişleri vardır ki!...
Tefhim-ul Kuran = Mutsuz olanlar ateştedirler, onlar için orda (kahırla ve acıyla) nefes alıp vermeler vardır.
Ümit Şimşek = Bedbahtlar ateştedir; orada onlar anırırcasına soluk alıp verirler.
Yaşar Nuri Öztürk = Bahtsızlığa düşenler ateş içindedir. Çok ıstıraplı bir soluyuş ve hıçkırışları vardır orada.
İskender Ali Mihr = Şâkî olanlara gelince; artık onlar, ateştedir. Onlar, orada (yüksek sesle inleyerek ve) çok zor bir şekilde soluk soluğa, nefes alıp verirler.
İlyas Yorulmaz = Şimdi başkaldıranlara (şakiler) gelince, onların ateşin içerisinde feryat edip bağırıp, çağırıp iç çekmekten başka yapacakları bir şey yok.