فَلَمَّا أَسْلَمَا وَتَلَّهُ لِلْجَبِينِ
Fe lemmâ eslemâ ve tellehu lil cebîn(cebîni).
fe | : böylece |
lemmâ | : olduğu zaman, olunca |
eslemâ | : ikisi teslim oldu |
ve telle-hu | : ve onu yatırdı |
li el cebîni | : alnına, alnı üzerine |
Diyanet İşleri = (103-104) Nihayet her ikisi de (Allah’ın emrine) boyun eğip, İbrahim de onu (boğazlamak için) yüz üstü yere yatırınca ona, şöyle seslendik: “Ey İbrahim!”
Abdulbaki Gölpınarlı = İkisi de teslîm olunca onun alnını yere koymuştu.
Abdullah Parlıyan = Böylece her ikisi de, Allah'ın emrine teslim olup, İbrahim O'nu yüzüstü yatırınca,
Adem Uğur = Her ikisi de teslim olup, onu alnı üzerine yatırınca:
Ahmed Hulusi = İkisi de (hükme) teslim olup Onu (İsmail'i) yüzüstü yatırdığında. . .
Ahmet Tekin = Baba-oğul Allah’a teslim olup, boyun eğdiği, İslâm’daki samimiyetlerini gösterdikleri, İbrâhim’in İsmâil’i şakağı üzerine yatırdığı zaman biz seslendik.
Ahmet Varol = Böylece ikisi de (Allah'ın emrine) teslim olunca ve onu şakağı üzerine yatırınca,
Ali Bulaç = Sonunda ikisi de (Allah'ın emrine ve takdirine) teslim olup (babası, İsmail'i kurban etmek için) onu alnı üzerine yatırdı.
Ali Fikri Yavuz = Vakta ki, bu suretle ikisi de, (baba-oğul Allah’ın emrine) teslim oldular. İbrahim, çocuğu yanı üzerine yıktı.
Ali Ünal = İkisi de Allah’ın emrine tam manâsıyla teslim olmuştu. İbrahim, çocuğu sağ şakağı üzerinde yere yatırdı.
Bayraktar Bayraklı = Her ikisi de Allah'ın emrine teslim olunca, babası onu yan üstü yatırdı.
Bekir Sadak = (103-10) 5 Boylece ikisi de Allah' a teslimiyet gosterip, babasi oglunu alni uzerine yatirinca Biz: «Ey Ibrahim! Ruyayi gercek yaptin; iste biz iyi davrananlari boylece mukafatlandiririz» diye seslendik.
Celal Yıldırım = Bunun üzerine her ikisi de (hakkın buyruğuna) teslimiyet gösterdiler ve O, oğlunu alnı üzeri yere yatırdı.
Cemal Külünkoğlu = (103-105) Böylece ikisi de teslim olup (babası, İsmail'i kurban etmek için) onu alnı üzerine yatırdı. Biz de ona: “Ey İbrahim! Rüyanın hükmünü yerine getirdin (imtihanı kazandın)” dedik. Şüphesiz biz iyilik yapanları böyle mükâfatlandırırız.”
Diyanet İşleri (eski) = (103-105) Böylece ikisi de Allah' a teslimiyet gösterip, babası oğlunu alnı üzerine yatırınca Biz: 'Ey İbrahim! Rüyayı gerçek yaptın; işte biz iyi davrananları böylece mükafatlandırırız' diye seslendik.
Diyanet Vakfi = (103-106) Her ikisi de teslim olup, onu alnı üzerine yatırınca: Ey İbrahim! Rüyayı gerçekleştirdin. Biz iyileri böyle mükâfatlandırırız. Bu, gerçekten, çok açık bir imtihandır, diye seslendik.
Edip Yüksel = Böylece ikisi de teslim oldu ve onu alnı üzerine yıktı.
Elmalılı Hamdi Yazır = Vaktâ ki bu suretle ikisi de teslim oldular ve onu tuttu şakağına yıktı
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Ne zaman ki ikisi de bu şekilde (Allah'a) teslim oldular, (İbrahim) onu tuttu şakağına yıktı (şakağı üzerine yatırdı).
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Ne zaman ki ikisi de bu şekilde Allah'a teslim oldular, İbrahim oğlunu şakağı üzerine yatırdı.
Gültekin Onan = Sonunda ikisi de (Tanrı'nın emrine ve takdirine) teslim olup (babası, İsmail'i kurban etmek için) onu alnı üzerine yatırdı.
Harun Yıldırım = Böylece ikisi de teslim olup onu alnı üzerine yatırdı.
Hasan Basri Çantay = Vaktâkî bu suretle ikisi de (Allahın emrine) râm oldular, (İbrâhîm) onu alnı üzere yıkdı.
Hayrat Neşriyat = (103-106) Böylece (ikisi de) teslîm olup (İbrâhîm) onu alnının bir tarafı (yere gelecek şekilde, yanı) üzerine yere yatırınca, artık ona: 'Ey İbrâhîm! Hakikaten rüyâya sadâkat gösterdin! İşte biz iyilik edenleri böyle mükâfâtlandırırız. Şübhesiz ki bu, gerçekten apaçık bir imtihandır!' diye seslendik.
İbni Kesir = İkisi de teslim olunca, babası; oğlunu alnı üzere yatırdı.
Kadri Çelik = Sonunda ikisi de (Allah'a) teslim olup (babası, İsmail'i kurban etmek için) onu alnı üzerine yatırdı.
Muhammed Esed = Fakat ikisi Allah'ın emri (olarak gördükleri)ne kendilerini teslim edince ve (İbrahim) onu yüzüstü yatırınca,
Mustafa İslamoğlu = Sonunda o ikisi Allah'a teslimiyetlerinin bir gereği olarak (vardıkları sonuca) uydular ve (babası) onu yüzüstü yatırınca,
Ömer Nasuhi Bilmen = Vaktâ ki, ikisi de inkiyâd ettiler ve O'nu alnının bir yanı üzerine yatırdı.
Ömer Öngüt = Her ikisi de Allah'ın emrine ram oldular. Babası oğlunu alnı üzerine yatırdı.
Şaban Piriş = Her ikisi de teslimiyet gösterip, İbrahim oğlunu alnı üzerine yatırdığı zaman...
Sadık Türkmen = Böylece ikisi de teslim olup, onu (Peygamber olmayanlar rüya ile hareket edemez), yanı üzere getirdi.
Seyyid Kutub = İkisi de Allah'a teslimiyet gösterip babası, oğlunu alnı üzerine yere yatırınca.
Suat Yıldırım = (103-105) Her ikisi de Allah’ın emrine teslim olup, İbrâhim oğlunu şakağı üzere yere yatırıp, Biz de ona: "İbrâhim! Rüyanın gereğini yerine getirdin (onu kurban etmekten seni muaf tuttuk)" deyince (onları büyük bir sevinç kapladı). Biz iyileri işte böyle ödüllendiririz!
Süleyman Ateş = İkisi de böylece (Allâh'ın emrine) teslim olup (İbrâhim, kurban etmek için) çocuğu alnı üzerine yıkınca,
Tefhim-ul Kuran = Sonunda ikisi de (Allah'ın emrine ve takdirine) teslim olup (babası, İsmail'i kurban etmek için) onu alnı üzerine yatırdı;
Ümit Şimşek = İkisi de Allah'ın emrine teslim oldu ve İbrahim oğlunu yüzükoyun yere yatırdı.
Yaşar Nuri Öztürk = Böylece ikisi de teslim olup İbrahim onu şakağı üzerine yatırınca,
İskender Ali Mihr = Böylece ikisi de (Allah’a) teslim olunca, (İbrâhîm A.S) onu alnı üzerine yatırdı.
İlyas Yorulmaz = İkisi de (rüyanın yorumuna) teslim olup, oğlunu yanı üstüne yatırınca.