يَوْمَ يُنفَخُ فِي الصُّورِ وَنَحْشُرُ الْمُجْرِمِينَ يَوْمَئِذٍ زُرْقًا
Yevme yunfehu fîs sûri ve nahşurul mucrimîne yevme izin zurkâ(zurkan).
yevme | : o gün |
yunfehu | : üfürülür |
fî es sûri | : sur’a |
ve nahşuru | : ve haşredeceğiz, toplayacağız |
el mucrimîne | : mücrimler, günahkârlar |
yevme izin | : izin günü |
zurkan | : morarmış olarak |
Diyanet İşleri = O gün günahkârları, (gözleri korkudan donup) gömgök kesilmiş olarak haşredeceğiz.
Abdulbaki Gölpınarlı = Sûrun üfürüleceği gün o mücrimleri gözleri göğermiş bir halde haşrederiz.
Abdullah Parlıyan = Sûr'a üfürüldüğü gün, günahkarları korkudan gözleri göğermiş bir halde bir araya toplayacağız.
Adem Uğur = O günde Sûr'a üflenir ve biz o zaman günahkârları, gözleri (korkudan) gömgök bir halde mahşerde toplarız.
Ahmed Hulusi = O süreçte Sur'a nefholunur! O gün suçluları gözleri dönmüş bir hâlde haşrederiz.
Ahmet Tekin = Sûra üfürüleceği gün, işte o gün, biz İslâm’a planlı cephe alarak, müslümanlığı, müslüman nesilleri yozlaştırma, yok etme suçu işleyen güç ve iktidar sahibi âsileri, suçluları, gözleri, bedenleri korkudan pişmanlıktan, donakalmış bir vaziyette mahşerde toplayacağız.
Ahmet Varol = Sur'a üfürüleceği gün, biz suçlu günahkarları o gün, (yüzleri kara, gözleri) gömgök (kaskatı ve kör) olarak toplayacağız.
Ali Bulaç = Sur'a üfürüleceği gün, biz suçlu günahkarları o gün, (yüzleri kara, gözleri) gömgök (kaskatı ve kör) olarak toplayacağız.
Ali Fikri Yavuz = SÛR’a (ikinci defa) üfürüleceği günde (kıyamette) ki, biz mücrimleri (müşrikleri) o gün, kör bir halde mahşerde toplayacağız.
Ali Ünal = O gün Sûr’a üflenecek ve Biz o gün, hayatları günah hasadından ibaret olan inkârcı suçluları yorgunluk ve susuzluktan gözleri morarmış ve kör bir halde haşredeceğiz.
Bayraktar Bayraklı = Sûr'a üflenildiği gün, işte o gün, suçluları gözleri korkudan göğermiş bir halde toplarız.
Bekir Sadak = Sura uflendigi gun, iste o gun, suclulari gozleri korkudan gogermis olarak toplariz.
Celal Yıldırım = O gün Sûr'a üfürülecek, o gün suçlu günahkârları gözleri (korku ve heyecandan) gömgök olarak biraraya toplayacağız.
Cemal Külünkoğlu = Sur'a üflendiği gün, o gün günahkârları korkudan ağarmış gözlerle bir araya toplarız.
Diyanet İşleri (eski) = Sura üflendiği gün, işte o gün, suçluları gözleri korkudan göğermiş olarak toplarız.
Diyanet Vakfi = O günde Sûr'a üflenir ve biz o zaman günahkârları, gözleri (korkudan) gömgök bir halde mahşerde toplarız.
Edip Yüksel = Boruya üfürüldüğü gün, suçluları o gün mavi (kederden yüzleri morarmış) olarak toplarız
Elmalılı Hamdi Yazır = O gün ki sur üfürülecek ve mücrimler o gün gömgök mahşeri toplayacağız
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = O gün ki, sura üfrülecek ve suçluları o gün Biz, gömgök mahşere toplayacağız.
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Sûr'a üfürüleceği gün ki biz suçluları o gün, (gözleri korkudan) göğermiş olarak mahşerde toplayacağız.
Gültekin Onan = Sur'a üfürüleceği gün, biz suçlu günahkarları o gün, (yüzleri kara, gözleri) gömgök (kaskatı ve kör) olarak toplayacağız.
Harun Yıldırım = O günde Sûr'a üflenir ve biz o zaman günahkârları, gözleri gömgök bir halde mahşerde toplarız.
Hasan Basri Çantay = (Evet) «Suur» un üfleneceği günde ki biz günahkârları o gün gözleri gömgök bir halde, mahşerde toplayacağız.
Hayrat Neşriyat = O gün ki, sûra (ikinci kez) üfürülür ve o gün günahkârları, gözleri gömgök (kör)olarak haşrederiz.
İbni Kesir = Sur'a üflendiği gün, işte o gün; suçluları, gözleri korkudan gövermiş olarak toplarız.
Kadri Çelik = Sur'a üfürüleceği gün, biz suçlu günahkârları o gün, gömgök (kör) gözlerle bir araya toplarız.
Muhammed Esed = O Gün ki, sura üflenir; o Gün ki, suçlu olanları, gözleri (korku ve şaşkınlıktan) donuklaşmış olarak bir araya toplayacağız;
Mustafa İslamoğlu = O gün sura üflenecek; ve Biz de o gün günahı hayat tarzı haline getirmiş olanları, (korku ve dehşetten) morarmış olarak bir araya toplayacağız;
Ömer Nasuhi Bilmen = O gün ki, Sûr'a üfürülür ve o gün mücrimleri gök gözlü olarak haşrederiz.
Ömer Öngüt = O gün Sur'a üflenir ve biz o gün suçluları gözleri dehşetten göğermiş olarak toplarız.
Şaban Piriş = Sur’a üflendiği gün, işte o gün suçluları, uyuşmuş bir halde bir araya toplarız.
Sadık Türkmen = O gün Sûr’a üflenir ve o gün suçluları, yüzlerigözleri gömgök bir halde toplayıp süreriz!
Seyyid Kutub = Sur'a üflendiği gün, o gün günahkârları korkudan ağarmış gözlerle biraraya toplarız.
Suat Yıldırım = Sûra üfleneceği gün, Biz suçlu kâfirleri, gözleri (korku ve heyecandan) gömgök vaziyette haşredip toplayacağız.
Süleyman Ateş = O gün Sûr'a üflenir ve o gün suçluları, gömgök (kör bir durumda) süreriz.
Tefhim-ul Kuran = Sur'a üfürüleceği gün, biz suçlu günahkârları o gün, (yüzleri kara, gözleri) gömgök (kaskatı ve kör) olarak toplayacağız.
Ümit Şimşek = Sûra üfürüldüğü gün, mücrimleri korkudan gözleri göğermiş halde toplarız.
Yaşar Nuri Öztürk = O gün sûra üfrülür ve günahkârları o gün gözleri gömgök bir halde haşrederiz.
İskender Ali Mihr = O gün ki, sur’a üfürülür. Ve mücrimleri, o izin günü morarmış olarak haşredeceğiz (toplayacağız).
İlyas Yorulmaz = Sura üfürüldüğü (dirilme işareti verildiği) gün, o gün mücrimleri (günahkârları) gözleri şaşkınlıktan donmuş bir durumda toplarız.