وَعَرَضْنَا جَهَنَّمَ يَوْمَئِذٍ لِّلْكَافِرِينَ عَرْضًا
Ve aradnâ cehenneme yevme izin lil kâfirîne ardâ(ardan).
ve aradnâ | : ve arz ettik, gösterdik |
cehenneme | : cehennemi |
yevmeizin | : izin günü, o gün |
li el kâfirîne | : inkâr edenlere, kâfirlere |
ardan | : arz ederek |
Diyanet İşleri = (100-101) O gün cehennemi; gözleri Zikr’ime (Kur’an’a) karşı perdeli olan ve onu dinleme zahmetine dahi katlanamayan kâfirlerin karşısına (bütün dehşetiyle) dikeriz!
Abdulbaki Gölpınarlı = Ve o gün kâfirlere, cehennemi öyle bir gösteririz ki.
Abdullah Parlıyan = Ve o gün Allah'tan gelen gerçekleri örtbas edenlere, cehennemi açık olarak göstermişizdir.
Adem Uğur = Ve, gözleri beni görmeye kapalı bulunan, kulak vermeye de tahammül edemez olan kâfirleri o gün cehennemle yüz yüze getirmişizdir.
Ahmed Hulusi = Hakikat bilgisini inkâr edenlerin gözlerinin önüne o süreçte Cehennemi, öyle apaçık sermişizdir ki!
Ahmet Tekin = O gün, Cehennem’le kulluk sözleşmesindeki ortak taahhütlerini, Allah’a iman, kulluk ve sorumluluk bilincini şuur altına iterek örtbas edip inkârda ısrar eden kâfirleri yüzyüze getireceğiz.
Ahmet Varol = O gün cehennemi kâfirlere (açık) bir sunuşla sunarız.
Ali Bulaç = Ve o gün, cehennemi, inkâr edenlere tam bir sunuşla sunmuşuz.
Ali Fikri Yavuz = Cehennem’i de o kıyamet günü, kâfirlere açık olarak göstermişizdir.
Ali Ünal = O gün de, Cehennem’i, bütün dehşetiyle kâfirlerin önüne koyarız.
Bayraktar Bayraklı = (100-101) Dünyada iken gözleri beni hatırlatan her şeye karşı perdeli, kulak vermeye de dayanamayan kâfirleri, o gün cehennemle yüz yüze getireceğiz.
Bekir Sadak = (100-10) 1 Gozleri bizim ogudumuze karsi kapali olan ve ofkelerinden onu dinlemeye tahammul edemeyen kafirlere o gun cehennemi oyle bir gosteririrz ki! *
Celal Yıldırım = (100-101) Beni anmak (öğüdümü kabullenmek) hususunda gözle/i perdeli olup (Kur'ân'ı) dinlemeye tahammülleri olmayan kâfirlere o gün Cehennem'i gösterip karşı karşıya getiririz.
Cemal Külünkoğlu = (100-101) O gün cehennemi, hakikati görmek hususunda gözleri perdeli olan, (Kur'an'ı) dinlemeye tahammül edemeyen inkârcıların karşısına dikeceğiz.
Diyanet İşleri (eski) = (100-101) Gözleri bizim öğüdümüze karşı kapalı olan ve öfkelerinden onu dinlemeye tahammül edemeyen kafirlere o gün cehennemi öyle bir gösteririz ki!
Diyanet Vakfi = (100-101) Ve, gözleri beni görmeye kapalı bulunan, kulak vermeye de tahammül edemez olan kâfirleri o gün cehennemle yüz yüze getirmişizdir.
Edip Yüksel = O gün cehennemi sunarız o kafirlere...
Elmalılı Hamdi Yazır = Ve Cehennemi o gün kâfirlere bir gösteriş göstermişizdir
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Ve o gün cehennemi kafirlere öyle bir gösteriş göstermişizdir ki...
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Ve cehennemi o gün kâfirlere öyle bir göstereceğiz ki!
Gültekin Onan = Ve o gün, cehennemi, kafirlere tam bir sunuşla sunmuşuz.
Harun Yıldırım = Ve, gözleri beni görmeye kapalı bulunan, kulak vermeye de tahammül edemez olan kâfirleri o gün cehennemle yüz yüze getirmişizdir.
Hasan Basri Çantay = (100-101) Beni anmak (hakıykatı görmek) hususunda gözleri perdeli olan, (Kur'ânı) dinlemiye tahammül edemeyen kâfirlere o gün cehennemi öyle bir göstereceğiz ki!
Hayrat Neşriyat = Ve o gün Cehennemi kâfirlere açıkça göstermişizdir.
İbni Kesir = O gün; kafirlere cehennemi öyle bir gösteririz ki;
Kadri Çelik = Ve o gün, cehennemi, küfre sapanlara tam bir sunuşla (tümüyle göstererek) sunarız.
Muhammed Esed = Ve o Gün hakkı inkar edenlerin karşısına cehennemi çıkarırız.
Mustafa İslamoğlu = İşte o gün kafirlere cehennemi (reddedemeyecekleri bir biçimde) arz ederiz.
Ömer Nasuhi Bilmen = (100-101) Ve o gün cehennemi kâfirler için bir gösterişle göstermişizdir. Onlar ki, gözleri benim zikrimden bir perdede idi ve işitmeğe de kâdir olmaz olmuşlardı.
Ömer Öngüt = Cehennemi o gün kâfirlere öyle bir gösteririz ki!
Şaban Piriş = O gün, kafirlere cehennemi tam bir gösterişle sunarız.
Sadık Türkmen = O gün cehennemi kâfirler için açıkça göstermişizdir.
Seyyid Kutub = O gün cehennemi, kâfirlerin gözleri önüne dikeriz.
Suat Yıldırım = (100-101) Gözleri Benim kitabım karşısında perdeli olup, Kur’ân’ı dinlemeye tahammül edemeyen kâfirlere, o gün cehennemi gösteririz, cehennemle karşı karşıya koyarız onları.
Süleyman Ateş = O gün cehennemi kâfirlere açıkça göstereceğiz.
Tefhim-ul Kuran = Ve o gün, cehennemi, küfre sapanlara tam bir sunuşla sunmuşuz.
Ümit Şimşek = Cehennemi de o gün öyle bir sunuşla kâfirlerin önüne sermişizdir ki!
Yaşar Nuri Öztürk = O gün, cehennemi, inkârcılara öyle bir sunmuşuzdur ki!...
İskender Ali Mihr = Ve izin günü cehennemi, kâfirlere çok şiddetli birarz edişle, arz ettik (gösterdik).
İlyas Yorulmaz = O gün cehennemi, inkar edenlere arz ederiz.