قُلْ أَرَأَيْتُمْ إِن كَانَ مِنْ عِندِ اللَّهِ وَكَفَرْتُم بِهِ وَشَهِدَ شَاهِدٌ مِّن بَنِي إِسْرَائِيلَ عَلَى مِثْلِهِ فَآمَنَ وَاسْتَكْبَرْتُمْ إِنَّ اللَّهَ لَا يَهْدِي الْقَوْمَ الظَّالِمِينَ
Kul e reeytum in kâne min indillâhi ve kefertum bihî ve şehide şâhidun min benî isrâîle alâ mislihî fe âmene vestekbertum innallahe lâ yehdîl kavmez zâlimîn(zâlimîne).
kul | : de |
e reeytum | : gördünüz mü |
in | : eğer |
kâne | : ise |
min indi allâhi | : Allah’ın katından |
ve kefertum | : ve siz inkâr ettiniz |
bi-hi | : onu |
ve şehide | : ve şahitlik etti, şahit oldu |
şâhidun | : bir şahit |
min | : dan |
benî isrâîle | : İsrailoğulları |
alâ misli-hi | : onun misline |
fe | : böylece |
âmene | : îmân etti |
vestekbertum (ve istekbertum) | : ve siz kibirlendiniz, büyüklük tasladınız |
inne allâhe | : muhakkak ki Allah |
lâ yehdî | : hidayete erdirmez |
el kavme | : bir kavim |
ez zâlimîne | : zalimler |
Diyanet İşleri = De ki: “Ne dersiniz? Şayet bu, Allah katından ise ve siz onu inkâr etmişseniz, İsrailoğullarından bir şahit de bunun benzerini (Tevrat’ta görerek) şahitlik edip inandığı hâlde, siz yine de büyüklük taslamışsanız (haksızlık etmiş olmaz mısınız?). Şüphesiz Allah, zâlimler topluluğunu doğru yola iletmez.”
Abdulbaki Gölpınarlı = De ki: Ne dersiniz, Allah katındansa ve siz onu inkâr ettiyseniz; İsrailoğullarından bir tanık, onun gerçek olup Allah'tan geldiğine tanıklık etti de inandı, halbuki gene de siz ululandınız, kibirinize yediremediniz; şüphe yok ki Allah, zulmeden topluluğu doğru yola sevketmez.
Abdullah Parlıyan = De ki: “Hiç düşündünüz mü? Eğer bu Kur'ân, Allah tarafından gönderilmiş ise ve siz de O'nu inkâr ederek tanımamışsanız, İsrailoğullarından bir şahit durumunda olan Musa da, Kur'ân'ın bir benzeri olan Tevrat'taki müjdeye dayanarak, böyle bir peygamberin geleceğine iman etmiş olduğu halde, sizler inanmaya tenezzül etmeyip kibirlenerek imandan uzak durursanız, yaratılış gayesi dışında yaşamış olmaz mısınız? Şüphesiz Allah, varoluş gayesine aykırı hareket eden bir toplumu, asla doğru yola iletmez.”
Adem Uğur = De ki: Hiç düşündünüz mü; şayet bu, Allah katından ise ve siz onu inkâr etmişseniz, İsrailoğullarından bir şahit de bunun benzerini görüp inandığı halde siz yine de büyüklük taslamışsanız (haksızlık etmiş olmaz mısınız)? Şüphesiz Allah, zalimler topluluğunu doğru yola iletmez.
Ahmed Hulusi = De ki: "Gördünüz mü (bir düşünün bakalım), eğer (Kur'ân) Allâh indîndense ve siz Onu inkâr ettiyseniz (hâliniz ne olur)! İsrailoğullarından bir şahit Onun benzeri üzere şahitlik etmiş ve iman etmiş de; (buna karşın) siz benlik taslamışsanız! Muhakkak ki Allâh zâlimler kavmini hidâyet etmez. "
Ahmet Tekin = 'Hiç düşündünüz mü? Eğer bu Kuran Allah tarafından gelmişse, siz de onu inkâr etmişseniz; İsrâiloğulları’ndan bir şâhit, âlim birisi de, onun muhtevasının benzerini, Tevrat’ta görüp ona, Kur’ân’a inanmışken, siz büyüklük taslamaya, serkeşlik etmeye devam ederseniz, haksızlık etmiş olmaz mısınız? Allah, bile bile hakka riayet etmeyen, inkârda, isyanda ısrar eden zâlim bir kavmi doğru, hak yola sevketme lütfunda bulunmaz, başarıya ulaştırmaz.' de.
Ahmet Varol = De ki: 'Ne dersiniz? Eğer (Kur'an) Allah katındansa, siz de onu inkar etmişseniz, İsrailoğullarından bir şahit de bunun benzerine şahitlik edip iman etmişse ve siz de büyüklenmişseniz (haksızlık etmiş olmaz mısınız)? Şüphesiz Allah zalimler topluluğunu doğru yola iletmez.'
Ali Bulaç = De ki: "Gördünüz mü haber verin; eğer (bu Kur'an,) Allah katından ise, siz de onu inkâr etmişseniz ve İsrailoğullarından bir şahid bunun bir benzerine şahidlik edip iman etmişse ve siz de büyüklük taslamışsanız (bunun sonucu ne olacak)? Şüphesiz Allah, zalim olan bir kavmi hidayete erdirmez."
Ali Fikri Yavuz = (Yahudi’lere) de ki: “- Şunu iyice düşünüb bana haber verin: Eğer bu Kur’an Allah tarafından gönderilmiş de, siz onu inkâr ettinizse ve İsraîloğullarından bir şahid, Kur’an’ın (Tevhid esaslarında) benzerine (Tevrat’a ve ondaki manalara dayanarak) şahidlik edib iman getirdi de siz kibirlendinizse, (artık zalimler değil misiniz)? Şübhe yok ki Allah zalimler topluluğunu hidayete erdirmez.”
Ali Ünal = De ki: “Söyleyin bana, eğer bu Kur’ân Allah katından ise, siz de onu inkâr etmişseniz ve İsrail Oğulları’ndan gerçeğe hakkıyla vâkıf âlim zat(lar) onun benzeri bir kitabın Allah katından olduğuna şahadette bulunup o kitaba iman ettiği halde, (ilimle alâkası olmayan) sizler bu Kur’ân’ı inkâr ediyorsanız, (bu açık bir dalâlet ve zulüm değil midir)? Şurası muhakkak ki Allah, zalimler topluluğunu hidayete ulaştırmaz.”
Bayraktar Bayraklı = De ki: “Hiç düşündünüz mü? Eğer Kur'ân, Allah katından olduğu halde siz onu tanımamışsanız, İsrâiloğuları'ndan bir tanık da bunun benzerini görüp inanmış iken siz inanmaya tenezzül etmemişseniz, durumunuz nice olur? Allah, zâlim toplumu doğru yola iletmez.”
Bekir Sadak = De ki: «Eger bu Kitap Allah katindan ise ve siz de onu inkar etmisseniz; Israilogullarindan bir sahit de bunun boyle olduguna sehadet edip de inanmisken, siz yine de buyukluk taslarsiniz, bana soyleyin kendinize yazik etmis olmaz misiniz?» Dogrusu Allah zalim milleti dogru yola eristirmez. *
Celal Yıldırım = Söyleseniz a, eğer bu (Kur'ân), Allah katından ise, siz de bunu inkâr etmiş olursanız, İsrail oğulları'ndan bir adam da bunun benzerine (dayanarak) şehadette bulunup imân ederse ve siz büyüklük taslayıp kabul etmezseniz, (kendinize büyük bir haksızlık etmiş olmaz mısınız ?). Şüphesiz ki Allah, zâlim bir milleti doğru yola çıkarmaz.
Cemal Külünkoğlu = De ki: “Eğer bu (Kur'an) gerçekten Allah'tan (gelen bir vahiy) ise ve buna rağmen onu inkâr ediyorsanız; İsrailoğullarından bir şahit de, bunun benzerini Tevrat'ta görüp inandığı halde siz inanmaya tenezzül etmemişseniz (haksızlık etmiş olmaz mısınız?) Şüphesiz Allah, zalim bir toplumu doğru yola iletmez.”
Diyanet İşleri (eski) = De ki: 'Eğer bu Kitap Allah katından ise ve siz de onu inkar etmişseniz; İsrailoğullarından bir şahit de bunun böyle olduğuna şehadet edip de inanmışken, siz yine de büyüklük taslarsınız, bana söyleyin kendinize yazık etmiş olmaz mısınız?' Doğrusu Allah zalim milleti doğru yola eriştirmez.
Diyanet Vakfi = De ki: Hiç düşündünüz mü; şayet bu, Allah katından ise ve siz onu inkâr etmişseniz, İsrailoğullarından bir şahit de bunun benzerini görüp inandığı halde siz yine de büyüklük taslamışsanız (haksızlık etmiş olmaz mısınız)? Şüphesiz Allah, zalimler topluluğunu doğru yola iletmez.
Edip Yüksel = De ki, 'Düşündünüz mü, ya o ALLAH katından ise ve siz de ona karşı çıkmışsanız ve İsrail oğullarından bir tanık da bunun benzerini görüp inandığı halde, siz kibirlenip yüz çevirmişseniz?! Kuşkusuz ALLAH zalim topluluğu doğru yola iletmez.'
Elmalılı Hamdi Yazır = De ki: şuna vicdanınızda bir re'y edindiniz mi? Eğer bu, Allah tarafından da siz ona küfrettinizse ve Benî İsraîlden bir şâhid onun misline şehadet edip iyman getirdi de siz kibretmek istedinizse? Şübhe yok ki Allah zâlimleri doğru yola çıkarmaz
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = De ki: «Şuna vicdanınızda bir baktınız mı: Eğer bu, Allah tarafından geldi de siz onu inkar ettiyseniz ve İsrail oğullarından bir şahit de onun benzerine şahitlik edip iman getirdi de siz kibirlenmek istediyseniz? Şüphe yok ki. Allah zalimleri doğru yola çıkarmaz.»
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = De ki: «Ne dersiniz, eğer bu Kur'an Allah tarafından ise ve siz de onu inkâr etmişseniz, bununla birlikte İsrailoğulları'ndan bir şahit de onun bir benzerini (Tevrat'ta görüp) inanmışken siz hala büyüklük taslarsanız (haksızlık etmiş olmaz mısınız)? Şüphesiz ki, Allah zalim bir topluluğu doğru yola iletmez.»
Gültekin Onan = De ki: "Gördünüz mü, haber verin; eğer (bu Kuran,) Tanrı katından ise, siz de ona küfretmişseniz ve İsrailoğulları'ndan bir şahid bunun bir benzerine şahidlik edip inanmışsa ve siz de büyüklük taslamışsanız [bunun sonucu ne olacak]? Şüphesiz Tanrı, zalim olan bir kavmi hidayete erdirmez.
Harun Yıldırım = De ki: “Gördünüz mü; eğer o Allah katından ise, siz de onu inkar etmişseniz ve İsrailoğullarından bir şahid bunun bir benzerine şahidlik edip iman etmişse ve siz de büyüklük taslamışsanız? Şüphesiz Allah zalim bir kavmi hidayete erdirmez.”
Hasan Basri Çantay = De ki: «Bana haber verin, eğer (bu Kur'an) Allah tarafından (gönderilmiş) olup da siz (buna rağmen) onu (inkâr ile) küfr ediyorsanız ve İsrâîl oğullarından bir şâhid de onun benzerine (istinaden) buna şâhidlik etmiş, îman etmiş olduğu halde siz (îman etmeyi) kibrinize yediremiyorsanız (zulmetmiş olmaz mısınız?). Şübhe yok ki Allah, o zaalimler güruhunu muvaffak etmez».
Hayrat Neşriyat = De ki: 'Söyleyin bana! Ya (Kur’ân) Allah tarafından (gelmiş) olup da (siz) onu inkâr etmişseniz ve İsrâiloğullarından bir şâhid onun benzerine (Tevrât’a) şâhidlik edip îmân ettiği hâlde (siz) büyüklük taslamışsanız (zulmetmiş olmaz mısınız)? Şübhesiz ki Allah, o zâlimler topluluğunu hidâyete erdirmez.'
İbni Kesir = De ki: Şayet Allah katından ise ve siz de onu inkar etmişseniz, İsrailoğullarından birisi de bunu böyle olduğuna dair şehadet edip inandığı halde siz yine de büyüklük taslamışsanız, zulmetmiş olmaz mısınız? Muhakkak ki Allah; zalimler güruhunu hidayete erdirmez.
Kadri Çelik = De ki: “Söyleyin bakalım; eğer (bu Kur'an,) Allah katından ise, siz de onu inkâr etmişseniz, İsrail oğullarından bir şahit de bunun bir benzerine şahitlik edip iman etmişse ve siz de (iman etmeyerek) büyüklük taslamışsanız (o zaman zalimlerden olmaz mısınız)? Şüphesiz Allah, zalim olan bir kavmi hidayete erdirmez.”
Muhammed Esed = De ki: "Eğer bu gerçekten Allah'tan (gelen bir vahiy) ise ve buna rağmen onun gerçekliğini inkar ediyorsanız (halinizin ne olacağını) hiç düşündünüz mü? Hatta, İsrailoğullarından bir şahit, kendisi gibi birisi(nin ortaya çıkması)na şahitlik yaparken ve (o'na) inanırken bile sizin küstahça büyüklük taslamanız (ve o'nun mesajını reddetmeniz) halinde? Allah, (böyle) zalim bir toplumu doğru yola eriştirmez!"
Mustafa İslamoğlu = De ki: "Düşünsenize bir: ya bu (mesaj) Allah katından gelmiş de buna rağmen siz onu inkar ediyorsunuz; üstelik İsrailoğulları'ndan bir şahit kendi gibi birisinin (gönderileceğine) şahitlik yapmış ve ona inanmışken, siz kalkıp küstahça başkaldırmışsanız? Unutmayın ki Allah haddini aşan bir topluma rehberliğini bahşetmez."
Ömer Nasuhi Bilmen = De ki: «Bana haber veriniz! Eğer (Kur'an) Allah tarafından olup da siz onu inkâr eyledinizse ve İsrâiloğullarından bir şahit de onun misli üzerine şehâdette bulundu ve hemen imân etti de siz böbürlendi iseniz (zalimlerden olmaz mısınız?) Şüphe yok ki, Allah zalimler olan kavmi doğru bir yola muvaffak kılmaz.»
Ömer Öngüt = De ki: Hiç düşündünüz mü? Eğer bu (Kur'an) Allah katından ise ve siz de onu inkâr etmişseniz; İsrâiloğullarından bir şâhit de bunun benzerini (Tevrat'ta) görüp iman ettiği halde, siz yine de büyüklük taslamışsanız (zâlim olmaz mısınız)? Şüphesiz ki Allah zâlimler gürûhuna hidayet edip, doğru yola iletmez.
Şaban Piriş = De ki: -Gördünüz mü? Eğer, o Allah katından ise ve siz de onu inkar etmişseniz, İsrailoğullarından bir şahit de bunun bir benzerine şahitlik etmiş ve iman etmiş olduğu halde, siz büyüklük taslamış iseniz? Allah, zalim topluma yol göstermez.
Sadık Türkmen = De ki: “Bakın, hiç düşündünüz mü? Bu Allah katından ise ve siz de onu inkâr etmişseniz; İsrailoğulları’ndan bir şahit de (meselâ Abdullah b. Selâm), bunun benzerine şahitlik edip inanmışsa ve siz yine de büyüklük taslayıp tenezzül etmemişseniz!.. Şüphesiz Allah zalimler topluluğunu doğru yola iletmez.”
Seyyid Kutub = De ki: «Hiç düşündünüz mü? Eğer bu Kur'an Allah katından olduğu halde siz onu tanımamışsanız; İsrailoğullarından bir şahid de bunun benzerini Tevrat'ta görüp inandığı halde siz inanmaya tenezzül etmemişseniz durumunuz nice olur? Şüphesiz Allah, zalim bir toplumu doğru yola iletmez.»
Suat Yıldırım = De ki: Söyleyin bakalım: Eğer bu Kur’ân Allah tarafından geldiği halde siz reddetmişseniz, İsrailoğullarından da bir şahit, (tevhid, âhiret vb. İman esasları gibi Kur’ân’da bildirilen hakikatlerin) benzerine şahitlik edip iman ettiği halde, siz büyüklük taslayarak iman etmezseniz sizden daha şaşkın, daha zalim kimse olabilir mi? Allah elbette böyle zalimleri hidâyet edip emellerine ulaştırmaz.
Süleyman Ateş = De ki: "Hiç düşündünüz mü: Eğer bu (Kur'ân) Allâh katından olduğu halde siz onu tanımamışsanız; İsrâil oğullarından bir şâhid de bunun benzerini (Tevrât'ta) görüp inandığı halde siz (inanmağa) tenezzül etmemişseniz (durumunuz nice olur)? Allâh, zâlim bir toplumu doğru yola iletmez.
Tefhim-ul Kuran = De ki: «Gördünüz mü haber verin; eğer (bu Kur'an,) Allah katından ise, siz de ona (karşı) küfretmişseniz ve İsrailoğullarından bir şahid de bunun bir benzerine şahidlik edip iman etmişse ve siz de büyüklük taslamışsanız (bunun sonucu ne olacak)? Şüphesiz Allah, zalim olan bir kavmi hidayete erdirmez.»
Ümit Şimşek = De ki: Söyleyin bana, ya bu Kur'ân Allah katından geldiği halde siz onu inkâr etmişseniz, üstelik İsrailoğullarından bir şahit de onun benzeri bir kitaba dayanarak onun doğruluğuna tanıklık etmiş ve ona iman etmiş, ama siz yine ona iman etmeyi kibrinize yedirememişseniz? Hiç şüphe yok ki, Allah zalimler güruhunu amaçlarına ulaştırmaz.
Yaşar Nuri Öztürk = De ki: "Hiç düşündünüz mü? Eğer bu, Allah katından ise ve siz onu tanımamışsanız, İsrailoğullarından bir tanık da onun benzerine tanıklık edip inandığı halde, siz böbürlenmişseniz haliniz nice olur! Allah, zalimler topluluğuna kılavuzluk etmez."
İskender Ali Mihr = De ki: “Gördünüz mü? Ya o Kur’ân, Allah’ın katından ise ve siz O’nu inkâr ettinizse? Ve İsrailoğullarından bir şahit O’nun misline şahit olduysa, böylece îmân ettiyse ve siz de büyüklük tasladıysanız? Muhakkak ki Allah, zalimler kavmini hidayete erdirmez.”
İlyas Yorulmaz = Onlara deki “Bakın! O Kur’an Allah tarafından indirilmiş ve sizde onu inkar etmişseniz ve İsrail oğulların dan birisi, o kitabın bir benzerinin indiğine şahitlik edip, sonrada ona iman etmişte, sizde bu Kur’an’a iman etmeye kibirlenmişseniz, şunu bilin ki “Allah zalimler topluluğunu asla doğru yola iletmez. ”