مِن وَرَائِهِمْ جَهَنَّمُ وَلَا يُغْنِي عَنْهُم مَّا كَسَبُوا شَيْئًا وَلَا مَا اتَّخَذُوا مِن دُونِ اللَّهِ أَوْلِيَاء وَلَهُمْ عَذَابٌ عَظِيمٌ
Min verâihim cehennem(cehennemu), ve lâ yugnî anhum mâ kesebû şey’en ve lâ mattehazû min dûnillâhi evliyâe, ve lehum azâbun azîm(azîmun).
min verâi-him | : onların arkalarından |
cehennemu | : cehennem |
ve lâ yugnî | : ve fayda vermez |
an-hum | : onlardan, onlara |
mâ | : şey |
kesebû | : kazandılar |
şey’en | : bir şey |
ve lâ | : ve olmaz |
mattehazû (mâ ittehazû) | : edindikleri şey |
min dûni allâhi | : Allah’tan başka |
evliyâe | : velîler, dostlar |
ve lehum | : ve onlar için vardır |
azâbun | : azap |
azîmun | : azîm, büyük |
Diyanet İşleri = Arkalarında da cehennem vardır. Dünyada kazandıkları ve Allah’tan başka edindikleri dostlar onlara hiçbir fayda vermez. Onlar için elbette büyük bir azap vardır.
Abdulbaki Gölpınarlı = Bulundukları hâlin ardında da cehennem var ve ne kazandıkları, azaplarından birşeyceğizi defedebilir, ne Allah'ı bırakıp da kabûl ettikleri mâbutlar ve onlaradır pek büyük bir azap.
Abdullah Parlıyan = Cehennem önlerindedir, ne dünyada kazandıkları şeyler, ne de Allah'ın yerine tanrısal güçler, yakıştırdıkları şeyler, onlara hiçbir fayda sağlamaz. Onlar için korkunç bir azap vardır.
Adem Uğur = Ötelerinde de cehennem vardır. Kazandıkları şeyler de, Allah'ı bırakıp edindikleri dostlar da onlara hiçbir fayda vermez. Büyük azap onlaradır.
Ahmed Hulusi = Peşlerinde de cehennem! Kazandıkları (servet ve makam türü) şeyler de, Allâh dûnunda edindikleri velîler de kendilerinden hiçbir azabı savamaz! Onlar için aziym bir azap vardır.
Ahmet Tekin = Ötelerinde Cehennem var. Ne kazandıkları, servetleri ve oğulları, ne de Allah’ın dışında kulları durumundakilerden edindikleri veliler, koruyucular onlara fayda sağlar. Onlar için büyük bir azap vardır.
Ahmet Varol = Arkalarında cehennem var. Kazandıkları da, Allah'tan başka edindikleri dostlar da kendilerinden bir şey savamaz. Onlar için büyük bir azap vardır.
Ali Bulaç = Arkalarından cehennem (onları izlemektedir). Kazandıkları şeyler, onlara hiçbir yarar sağlamaz. Allah'tan başka edindikleri veliler de. Onlar için büyük bir azab vardır.
Ali Fikri Yavuz = Ötelerinde cehennem var. Ne kazandıkları şeyler, ne de Allah’dan başka edindikleri dostlar, kendilerinden hiç bir şeyi (azabı) kaldıramaz. Onlar için büyük bir azab vardır.
Ali Ünal = Peşlerinde de Cehennem. Ne kazandıkları (onca servet, ün, makam ve elde ettikleri başarılar) onlara bir fayda sağlar, ne de Allah’ı bırakıp da edindikleri (ve işlerini kendilerine havale ettikleri) dostlar, merciler. Dehşetli bir azap vardır onlar için.
Bayraktar Bayraklı = Önlerinde cehennem vardır. Kazandıkları malları, Allah'tan başka edindikleri dostları, kendilerine hiçbir fayda sağlamayacaktır. Onlar için büyük bir azap vardır.
Bekir Sadak = (9-10) Ayetlerimizden bir sey ogrendiginde onu alaya alir. Iste bunlara alcaltici bir azap ve ardindan da cehennem vardir. Kazandiklari seyler de, Allah'i birakip edindikleri dostlar da onlara bir fayda vermez. Buyut azap onlaradir.
Celal Yıldırım = Ve önlerinde de Cehennem. Kazandıkları hiçbir şey ve Allah'ı bırakıp edindikleri dostlar fayda vermez, (azabı geri çevirmez). Onlar için büyük bir azâb vardır.
Cemal Külünkoğlu = (Yaptıklarından dolayı) cehennem onların peşindedir. Kazandıkları şeyler de, Allah'ı bırakıp edindikleri dostlar da onlara hiçbir fayda vermez. Onlar için büyük bir azap vardır.
Diyanet İşleri (eski) = (9-10) Ayetlerimizden bir şey öğrendiğinde onu alaya alır. İşte bunlara alçaltıcı bir azap ve ardından da cehennem vardır. Kazandıkları şeyler de, Allah'ı bırakıp edindikleri dostlar da onlara bir fayda vermez. Büyük azap onlaradır.
Diyanet Vakfi = Ötelerinde de cehennem vardır. Kazandıkları şeyler de, Allah'ı bırakıp edindikleri dostlar da onlara hiçbir fayda vermez. Büyük azap onlaradır.
Edip Yüksel = Onları cehennem beklemektedir. Ne işledikleri şeyler, ne de ALLAH'tan başka edindikleri dostlar onu kurtarabilir. Onlar, acı bir azabı haketmişlerdir.
Elmalılı Hamdi Yazır = Peşlerinde Cehennem ve onlardan ne kazandıkları bir şey def'edebilir, ne de Allahdan başka evliya edindikleri şeyler, hem onlara azîm bir azâb var
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Peşlerinde cehennem var. Ne kazandıkları şeyler, ne de Allah'tan başka edindikleri dostlar, onlardan hiçbir şeyi (azabı) kaldıramaz. Onlara büyük bir azap vardır.
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Ötelerinde cehennem var. Ne kazandıkları şeyler, ne de Allah'tan başka edindikleri dostlar, kendilerinden hiçbir şeyi (azabı) kaldıramaz. Onlar için büyük bir azab vardır.
Gültekin Onan = Arkalarından cehennem (onları izlemektedir). Kazandıkları şeyler, onlara hiçbir yarar sağlamaz. Tanrı'dan başka edindikleri veliler de. Onlar için büyük bir azab vardır.
Harun Yıldırım = Arkalarından cehennem. Kazandıkları şeyler, onlara hiçbir yarar sağlamaz. Allah’tan başka edindikleri veliler de. Onlar için büyük bir azab vardır.
Hasan Basri Çantay = önlerinde cehennem. Onların ne kazandıkları şeyler, ne de Allâhı bırakıb da dostlar edindikleri nesneler kendilerinden hiçbir şey'i def'edemez. Onların hakkı büyük bir azâbdır.
Hayrat Neşriyat = Önlerinde Cehennem vardır! Ne kazandıkları şeyler, ne de Allah’ı bırakarak edindikleri dostlar (o gün) kendilerine bir fayda verebilir. Çünki onlar için (pek) büyük bir azab vardır.
İbni Kesir = Arkalarından da cehennem. Kazandıkları şeyler de, Allah'tan başka edindikleri veliler de onlara bir fayda vermez. Ve onlar için, büyük bir azab vardır.
Kadri Çelik = Arkalarından cehennem (onları izlemektedir). Kazanmakta oldukları şeyler, onlara hiç bir yarar sağlamaz. Allah'tan başka edinmekte oldukları veliler de. Onlar için büyük bir azap vardır.
Muhammed Esed = Cehennem önlerindedir; ve ne (bu dünyada) kazanabilecekleri şeyler, ne de Allah'ın yerine dost ve koruyucu edindikleri, onlara hiçbir fayda sağlamaz, çünkü onları korkunç bir azap beklemektedir.
Mustafa İslamoğlu = cehennem hemen peşlerindedir. Ne kazandıkları şeylerin, ne de Allah'tan başka edindikleri dostların onlara en ufak bir yararı dokunur: zira onları korkunç bir azap beklemektedir.
Ömer Nasuhi Bilmen = Arkalarından cehennem vardır. Onlardan ne kazanmış oldukları şeyler ve ne de Allah'ın gayrı ittihaz etmiş oldukları dostlar, bir şeyi bertaraf edemiyecektir. Onlar için pek büyük bir azab vardır.
Ömer Öngüt = Önlerinde de cehennem vardır. Kazandıkları şeyler ve Allah'ı bırakıp da edindikleri dostlar, onlara hiçbir fayda vermez. Onlar için büyük bir azap vardır.
Şaban Piriş = Arkasından cehennem! Kazandıkları hiçbir şey, Allah’tan başka edindikleri hiçbir veli onlara fayda vermez. Onlar için büyük bir azap vardır.
Sadık Türkmen = Arkalarından da cehennem! Onlara kazandıkları şeyler hiçbir şekilde fayda vermez. Allah’tan başka edindikleri dostlar da fayda vermez. Onlara büyük bir azap vardır.
Seyyid Kutub = Cehennem onların peşindedir. Kazandıkları şeyler de, Allah'ı bırakıp edindikleri dostlar da onlara hiçbir fayda vermez. Onlar için büyük bir azap vardır.
Suat Yıldırım = Peşlerinde de cehennem onları beklemektedir. Ne kazandıkları servetler, ne de Allah’tan başka edindikleri dostlar ve hâmiler, kendilerine fayda vermez. Onlara müthiş bir azap vardır.
Süleyman Ateş = Ötelerinden de cehennem (onları beklemektedir). Ne kazandıkları ve ne de Allah'tan başka edindikleri veliler kendilerine bir yarar sağlayabilir. Onlar için büyük bir azâb vardır.
Tefhim-ul Kuran = Arkalarından cehennem (onları izlemektedir). Kazanmakta oldukları şeyler, onlara hiçbir yarar sağlamaz; Allah'tan başka edinmekte oldukları veliler de. Onlar için büyük bir azab vardır.
Ümit Şimşek = Cehennem de arkalarında, onları beklemektedir. Ne kazandıkları şeylerin onlara bir faydası olur, ne de Allah'tan başka edindikleri dostların. Onlar için ancak büyük bir azap vardır.
Yaşar Nuri Öztürk = Arkalarından cehennem! Kazanmış oldukları da Allah dışında edindikleri veliler de onlara hiçbir yarar sağlamayacaktır. Çok büyük bir azap vardır onlar için.
İskender Ali Mihr = Cehennem onların arkalarındadır. Ve kazandıkları şeyler onlara fayda vermez. Ve Allah’tan başka dost edindikleri de. Ve onlar için büyük azap vardır.
İlyas Yorulmaz = Artık cehennem onların önlerindedir. Kazandığı şeyler ve Allah dan başka sığındıkları kimseler de onlara hiçbir fayda sağlamaz. Onlar için büyük bir azap var.