عَبَسَ وَتَوَلَّى
Abese ve tevellâ.
abese | : huzursuzluğu yüzüne aksetti, yüzünü buruşturdu |
ve tevellâ | : ve başını çevirdi |
Diyanet İşleri = (1-2) Kendisine o âmâ geldi diye Peygamber yüzünü ekşitti ve öteye döndü.
Abdulbaki Gölpınarlı = Yüzünü ekşitti ve döndürdü.
Abdullah Parlıyan = Yüzünü ekşitti ve döndü,
Adem Uğur = Yüzünü ekşitti ve geri döndü.
Ahmed Hulusi = Asıldı yüzü ve çevirdi yüzünü!
Ahmet Tekin = Peygamber, kavminin ileri gelenlerinin hidayete ermesi için uğraştığı bir sırada, iltifat etmedi, yüzünü ekşitti ve arkasını döndü.
Ahmet Varol = Surat astı ve döndü.
Ali Bulaç = Surat astı ve yüz çevirdi;
Ali Fikri Yavuz = (Peygamber) hoşlanmadı ve yüzünü çevirdi,
Ali Ünal = (Mağrur kâfir), yüzünü ekşitti ve sırtını döndü,
Bayraktar Bayraklı = (1-10) Kendisine âmâ geldi diye yüzünü ekşitti ve döndü. Sen nereden bileceksin, belki o arınacaktı? Yahut, öğüt dinleyecek de öğüt kendisine yarayacaktı. Kendisini yeterli görüp tenezzül etmeyene gelince; sen ona yöneliyorsun. Onun arınmamasından sen sorumlu değilsin. Fakat koşarak sana gelen, saygı duyarak gelmişken, sen onunla ilgilenmiyorsun. [719][720]
Bekir Sadak = (1-2) Yanina kor bir kimse geldi diye (Peygamber )yuzunu asip cevirdi.
Celal Yıldırım = (1-2) Kendisine o iki gözü kör geldi diye yüzünü ekşitip çevirdi.
Cemal Külünkoğlu = (1-2) (Peygamber) kendisine kör adam geldi diye yüzünü ekşitti ve çevirdi.
Diyanet İşleri (eski) = (1-2) Yanına kör bir kimse geldi diye (Peygamber) yüzünü asıp çevirdi.
Diyanet Vakfi = (1-4) (Peygamber), âmânın kendisine gelmesinden ötürü yüzünü ekşitti ve çevirdi. (Resûlüm! onun halini) sana kim bildirdi! Belki o temizlenecek, yahut öğüt alacak da o öğüt ona fayda verecek.
Edip Yüksel = Surat astı ve döndü;
Elmalılı Hamdi Yazır = Ekşidi ve döndü
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Ekşidi (yüzünü ekşitti) ve döndü.
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = (Peygamber) Yüzünü ekşitti ve döndü.
Gültekin Onan = Surat astı ve yüz çevirdi;
Harun Yıldırım = Surat astı ve yüz çevirdi.
Hasan Basri Çantay = Yüzünü ekşitib çevirdi,
Hayrat Neşriyat = (1-2) Kendisine a'mâ bir kimse geldi diye (peygamber) yüzünü ekşitti ve döndü.
İbni Kesir = Yüzünü asıp çevirdi,
Kadri Çelik = Surat astı ve yüz çevirdi.
Muhammed Esed = O, suratını astı ve uzaklaştı,
Mustafa İslamoğlu = O (kibirli adam) surat astı ve sırtını dönüp uzaklaştı,
Ömer Nasuhi Bilmen = (1-2) Yüzünü ekşitti ve ardını döndü. Kendisine âmânın gelmesinden dolayı.
Ömer Öngüt = (Peygamber) yüzünü asıp çevirdi.
Şaban Piriş = (Peygamber) Yüzünü ekşitti ve döndü.
Sadık Türkmen = Surat asti ve sırt çevirdi.
Seyyid Kutub = Surat astı ve döndü.
Suat Yıldırım = (1-2) Yanına görmeyen (âma) biri geldi diye yüzünü ekşitti ve sırtını döndü.
Süleyman Ateş = Surat astı ve döndü;
Tefhim-ul Kuran = Surat astı ve yüz çevirdi;
Ümit Şimşek = Yüzünü ekşitti ve döndü:
Yaşar Nuri Öztürk = Yüzünü ekşitti ve öteye döndü;
İskender Ali Mihr = Huzursuz oldu (yüzünü buruşturdu). Ve başını çevirdi (ilgilenmedi).
İlyas Yorulmaz = Suratını astı ve sırtını döndü.