يَا أَيُّهَا النَّبِيُّ إِذَا طَلَّقْتُمُ النِّسَاء فَطَلِّقُوهُنَّ لِعِدَّتِهِنَّ وَأَحْصُوا الْعِدَّةَ وَاتَّقُوا اللَّهَ رَبَّكُمْ لَا تُخْرِجُوهُنَّ مِن بُيُوتِهِنَّ وَلَا يَخْرُجْنَ إِلَّا أَن يَأْتِينَ بِفَاحِشَةٍ مُّبَيِّنَةٍ وَتِلْكَ حُدُودُ اللَّهِ وَمَن يَتَعَدَّ حُدُودَ اللَّهِ فَقَدْ ظَلَمَ نَفْسَهُ لَا تَدْرِي لَعَلَّ اللَّهَ يُحْدِثُ بَعْدَ ذَلِكَ أَمْرًا
Yâ eyyuhen nebiyyu izâ tallaktumun nisâe fe tallikûhunne li iddetihinne ve ahsûl iddeh(iddete), vettekûllâhe rabbekum, lâ tuhricûhunne min buyûtihinne ve lâ yahrucne illâ en ye’tîne bi fâhişetin mubeyyineh(mubeyyinetin), ve tilke hudûdullâh(hudûdullâhi), ve men yeteadde hudûdallâhi fe kad zaleme nefseh(nefsetu), lâ tedrî leallallâhe yuhdısu ba’de zâlike emrâ(emren).
yâ eyyuhâ | : ey |
en nebiyyu | : nebî |
izâ tallaktum(u) | : boşadığınız zaman |
en nisâe | : kadınlar |
fe tallikû-hunne | : o taktirde onları (kadınları) boşayın |
li | : için, içinde, de |
iddeti-hinne | : kadınların üç adet (hayz hali) dönemi |
ve ahsû | : ve sayın |
el iddete | : muayyen miktar, belirli sayı, müddet (günlerin sayısı) |
ve ittekû | : ve takva sahibi olun |
allâhe | : Allah |
rabbe-kum | : sizin Rabbiniz |
lâ tuhricû-hunne | : onları (kadınları) çıkarmayın |
min buyûti-hinne | : evlerinden |
ve lâ yahrucne | : ve çıkmasınlar |
illâ | : ancak, den başka, olmadıkça |
en ye’tîne | : gelmeleri |
bi fâhişetin | : fahişelik ile, kötülük ile, hayasızlık ile |
mubeyyinetin | : açık, açıkça |
ve tilke | : ve bu |
hudûdu | : hudut, sınır |
allâhi | : Allah |
ve men | : ve kim |
yeteadde | : aşar |
hudûde | : hudut, sınır |
allâhi | : Allah |
fe | : o taktirde |
kad | : olmuştu, olmuş olur |
zaleme | : zulmetti |
nefse-hu | : kendi nefsine |
lâ tedrî | : bilmezsin, bilemezsin |
lealle | : umulur ki, belki, böylece |
allâhe | : Allah |
yuhdısu | : ihdas eder, husule getirir, meydana getirir |
ba’de zâlike | : bundan sonra |
emren | : emir, iş, durum |
Diyanet İşleri = Ey peygamber! Kadınları boşamak istediğinizde, onları iddetlerini dikkate alarak (temizlik hâlinde) boşayın ve iddeti sayın. Rabbiniz olan Allah’a karşı gelmekten sakının. Apaçık bir hayâsızlık yapmaları dışında onları (bekleme süresince) evlerinden çıkarmayın, kendileri de çıkmasınlar. Bunlar Allah’ın sınırlarıdır. Kim Allah’ın sınırlarını aşarsa, şüphesiz kendine zulmetmiş olur. Bilemezsin, olur ki Allah, sonra yeni bir durum ortaya çıkarır.
Abdulbaki Gölpınarlı = Ey Peygamber, kadınları boşayacağınız zaman temiz oldukları vakit boşayın ve müddetlerini sayın ve çekinin Rabbiniz Allah'tan; çıkarmayın onları evlerinden ve onlar da çıkmasınlar, ancak apaçık bir çirkin harekette bulunurlarsa o başka ve işte bunlardır Allah'ın sınırları ve kim Allah'ın sınırlarını aşarsa gerçekten de kendisine zulmeder; bilmezsin, belki de Allah, bundan sonra bir iş çıkarıverir.
Abdullah Parlıyan = Ey Peygamber! Kadinlari bosayacaginizda, onlari, iddetlerini gozeterek bosayin ve iddeti sayin; Rabbiniz olan Allah'tan sakinin; onlari, apacik bir hayasizlik yapmalari hali bir yana evlerinden cikarmayin, onlar da cikmasinlar. Bunlar, Allah'in sinirlaridir. Allah'in sinirlarini kim asarsa, suphesiz, kendine yazik etmis olur. Bilmezsin, olur ki, Allah bunun ardindan bir hal meydana getirir.
Adem Uğur = Ey Peygamber! Kadınları boşayacağınızda, onları iddetlerini gözeterek boşayın ve iddeti de sayın. Rabbiniz Allah'tan korkun. Apaçık bir hayasızlık yapmaları hali bir yana, onları evlerinden çıkarmayın, kendileri de çıkmasınlar. Bunlar Allah'ın sınırlarıdır. Kim Allah'ın sınırlarını aşarsa, şüphesiz kendine zulmetmiş olur. Bilemezsin, olur ki Allah, bundan sonra bir durum ortaya çıkarıverir.
Ahmed Hulusi = Ey Nebi! Kadınları boşamaya niyetlendiğinizde; iddetlerini dikkate alarak (ay hâllerinden temizlendikten sonra) onları boşayın ve iddeti (sürecini) sayın. . . Rabbiniz olan Allâh'tan korunun. Açık bir fuhuş yapmaları durumu müstesna, onları evlerinden çıkarmayın, onlar da çıkmasınlar. . . İşte bu Allâh'ın koyduğu sınırdır! Kim hududullâhı tecavüz ederse, gerçekten nefsine zulmetmiştir. Bilemezsin, belki Allâh bundan sonra bir iş ihdas eder.
Ahmet Tekin = Ey peygamber, hanımları boşarken, hanımlarla ilgili boşanma kararı verirken, cinsel ilişki yasağına riayet ederek, iddetlerini, yeniden evlenmeleri için beklemeleri gereken süreyi göz önüne alarak boşayın, boşanma kararı verin, kararı tescil ve ilan edin. İddeti de belgeleyerek, yazarak sayın, hesap edin. Allah’a, Rabbinize sığının, emirlerine yapışın, günahlardan arınıp, azaptan korunun. İddetleri içinde, onları evlerinden atmayın, onlar da çıkmasınlar. Ancak delille, şahitle ispatlanmış apaçık bir edepsizlik yapmaları, gayri meşrû ilişkilere girmeleri halinde çıkarabilirsiniz. Bunlar Allah’ın koyduğu kurallardır. Kim Allah’ın koyduğu kuralları çiğnerse, kendisine haksızlık etmiş, kendisine zulmetmiş olur. Bilemezsin, belki de Allah, bundan sonra yeni bir plan ortaya koyacaktır.
Ahmet Varol = Ey Peygamber! Kadınları boşayacağınızda iddetleri içinde (temizlik dönemlerinde) boşayın ve iddeti sayın. Rabbiniz olan Allah'tan sakının. Onları evlerinden çıkarmayın. Kendileri de çıkmasınlar. Ancak apaçık bir hayasızlık yapmaları durumu müstesna. Bunlar Allah'ın sınırlarıdır. Kim Allah'ın sınırlarını aşarsa o kendine zulmetmiş olur. Bilemezsin olur ki Allah, bundan sonra bir durum ortaya çıkarır. [1]
Ali Bulaç = Ey Peygamber! Kadınları boşadığınız zaman, iddetleri süresinde (temizlendiklerinde) boşayın ve iddeti sayın. Rabbiniz Allah'tan korkun. Onları evlerinden çıkarmayın, onlar da çıkmasınlar; ancak açık 'çirkin bir hayasızlık' göstermeleri durumu başka. Bunlar Allah'ın sınırlarıdır. Kim Allah'ın sınırlarını çiğnerse, gerçekte o, kendi nefsine zulmetmiş olur. Sen bilmezsin; olabilir ki Allah, bunun arkasından bir iş (durum) oluşturur.
Ali Fikri Yavuz = Ey Peygamber (ve onun ümmeti olanlar)! Kadınları boşamak istediğiniz zaman, onları, (adet hallerinden) temizlenmeleri vaktinde boşayın ve iddeti, (üç hayızdan temizlenme müddetini) sayın. (Kendilerine zarar vermek hususunda) Rabbiniz olan Allah’dan korkun. Onları (boşandıkları) evlerinden çıkarmayın; (iddetleri bitinceye kadar) kendileri de çıkmasınlar; meğer ki, açık bir edebsizlik etmiş olsunlar. Bu hükümler, Allah’ın hududlarıdır. Kim Allah’ın hududunu aşarsa, nefsine zulüm etmiş olur. Bilmezsin, belki Allah, onun (bu bir veya iki defa boşamanın) arkasından bir iş (sevgi) çıkarır. (Böylece tekrar birleşmek ve anlaşmak hasıl olur).
Ali Ünal = Ey (Peygamberliğin en büyük temsilcisi) Peygamber! Siz (Müslümanlar) eşlerinizi boşama durumunda kaldığınız zaman, onları boşanmadan sonraki iddet (bekleme süre)lerini nazara alarak boşayın ve bu süreyi iyi hesaplayın. Rabbiniz olan Allah’a karşı gönülden saygı besleyin ve O’na karşı gelmekten sakının. Boşanmış eşleri (zina gibi) açık bir hayasızlık irtikap etmedikçe, iddet süresince (o ana kadar kocalarıyla birlikte paylaştıkları) evlerinden çıkarmayın, kendileri de çıkıp gitmesinler. Bunlar, Allah’ın koymuş olduğu hudutlardır. Kim Allah’ın hudutlarını çiğnerse, hiç şüphesiz kendine zulüm ve yazık etmiş olur. Nereden bileceksin, bakarsın Allah bundan sonra yeni bir durum meydana getirir.
Bayraktar Bayraklı = Ey Peygamber! Hanımlarınızı boşayacağınız zaman iddetlerini gözeterek boşayınız ve bekleme sürelerini iyice hesap ediniz. Rabbiniz Allah'a saygı duyunuz. Apaçık bir hayâsızlık yapmış olmadıkça onları evlerinden çıkarmayınız. Kendileri de çıkmasınlar. Bunlar Allah'ın koyduğu sınırlardır. Kim Allah'ın koyduğu sınırları aşarsa, aslında kendisine yazık etmiş olur. Bilemezsin ki, belki Allah bundan sonra yeni bir durum ortaya çıkarıverir. [652][653]
Bekir Sadak = Ey Peygamber! Kadinlari bosayacaginizda, onlari, iddetlerini gozeterek bosayin ve iddeti sayin; Rabbiniz olan Allah'tan sakinin; onlari, apacik bir hayasizlik yapmalari hali bir yana evlerinden cikarmayin, onlar da cikmasinlar. Bunlar, Allah'in sinirlaridir. Allah'in sinirlarini kim asarsa, suphesiz, kendine yazik etmis olur. Bilmezsin, olur ki, Allah bunun ardindan bir hal meydana getirir.
Celal Yıldırım = Ey Peygamber! Kadınları boşayacağınız vakit, iddetlerini (ay hallerini ve bekleme sürelerini) dikkate alarak boşayın ve iddeti sayın. Rabbına Allah'tan korkun ; kadınları evlerinden çıkarmayın; kendileri de çıkmasınlar. Ancak açık bir hayasızlıkta bulunanları müstesna. Bunlar Allah'ın belirlediği sınırlardır. Kim Allah'ın sınırlarını aşarsa, gerçekten o kendine haksızlık etmiş olur. Bilmezsin bunun ardından Allah'ın, (barışıp anlaşma gibi) bir durum meydana getirmesi umulur.
Cemal Külünkoğlu = Ey Peygamber! (Son çare olarak) kadınları boşamak istediğiniz zaman, onları, (adet hallerinden) temizlenmeleri vaktinde boşayın ve iddeti sayın (üç defa adet görmelerine kadar bekleyin). Rabbiniz olan Allah'a karşı gelmekten sakının! Apaçık bir hayasızlık (zina) ya da edepsizlik yapmaları dışında onları (bekleme süresince) evlerinden çıkarmayın, kendileri de çıkmasınlar. Bunlar, Allah'ın koyduğu sınırlardır. Kim Allah'ın sınırlarını aşarsa, kendisine yazık etmiş olur! Bilemezsin, olur ki Allah, bundan sonra (iddet süresi içinde) yeni bir durum ortaya çıkarır (gönülleri uzlaştırıp birleşme ortamı yaratır).
Diyanet İşleri (eski) = Ey Peygamber! Kadınları boşayacağınızda, onları, iddetlerini gözeterek boşayın ve iddeti sayın; Rabbiniz olan Allah'tan sakının; onları, apaçık bir hayasızlık yapmaları hali bir yana evlerinden çıkarmayın, onlar da çıkmasınlar. Bunlar, Allah'ın sınırlarıdır. Allah'ın sınırlarını kim aşarsa, şüphesiz, kendine yazık etmiş olur. Bilmezsin, olur ki, Allah bunun ardından bir hal meydana getirir.
Diyanet Vakfi = Ey Peygamber! Kadınları boşayacağınızda, onları iddetlerini gözeterek boşayın ve iddeti de sayın. Rabbiniz Allah'tan korkun. Apaçık bir hayasızlık yapmaları hali bir yana, onları evlerinden çıkarmayın, kendileri de çıkmasınlar. Bunlar Allah'ın sınırlarıdır. Kim Allah'ın sınırlarını aşarsa, şüphesiz kendine zulmetmiş olur. Bilemezsin, olur ki Allah, bundan sonra bir durum ortaya çıkarıverir.
Edip Yüksel = Ey peygamber, kadınları boşadığınız zaman boşama sürelerini gözetin ve bu süreyi iyice hesaplayın. Rabbiniz olan ALLAH'ı dinleyin. Onları evlerinden çıkarmayın, onlar da çıkmasınlar (kötü davranarak onları buna zorlamayın). Ancak kanıtlanmış bir zina işlemeleri bunun dışındadır. ALLAH'ın yasası budur. Kim ALLAH'ın yasasını çiğnerse kendisine zulmetmiş olur. Bilmezsin, belki ALLAH bundan sonra (olumlu) bir iş ortaya çıkarır.
Elmalılı Hamdi Yazır = Ey o Peygamber! Kadınları boşadığınız vakıt ıddetlerine doğru boşayın ve ıddeti sayın ve Rabbınız Allahdan korkun, onları evlerinden çıkarmayın, kendileri de çıkmasınlar meğer ki açık bir terbiyesizlik etmiş olalar, bunlar Allahın ta'yin ettiği hududdur ve her kim Allahın hududuna tecavüz ederse nefsine zulmetmiş olur, bilmezsin belki Allah onun arkasından bir iş çıkarır
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Ey peygamber, kadınları boşayacağınız zaman, onları iddetlerine doğru boşayın ve iddeti de sayın; Rabbiniz Allah'tan korkun; açık bir terbiyesizlik yapmaları durumu dışında onları evlerinden çıkarmayın, kendileri de çıkmasınlar! Bunlar Allah'ın belirlediği sınırlardır. Her kim Allah'ın sınırlarını aşarsa, kendisine zulmetmiş olur. Bilmezsin, belki Allah, onun arkasından bir iş çıkarır.
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Ey Peygamber! Kadınları boşamak istediğiniz zaman onları iddetleri içinde boşayın ve iddeti de sayın. Rabbiniz Allah'tan korkun. Apaçık bir hayasızlık yapmaları hali bir yana, onları evlerinden çıkarmayın, kendileri de çıkmasınlar. Bunlar Allah'ın sınırlarıdır. Kim Allah'ın sınırlarını aşarsa, şüphesiz kendine zulmetmiş olur. Bilmezsin, olur ki Allah, bundan sonra bir durum ortaya çıkarıverir.
Gültekin Onan = Ey Peygamber! Kadınları boşadığınız zaman, iddetleri süresinde (temizlendiklerinde) boşayın ve iddeti sayın. Rabbiniz Tanrı'dan korkun. Onları evlerinden çıkarmayın, onlar da çıkmasınlar ancak açık 'çirkin bir hayasızlık' göstermeleri durumu başka. Bunlar Tanrı'nın sınırlarıdır. Kim Tanrı'nın sınırlarını çiğnerse, gerçekte o, kendi nefsine zulmetmiş olur. Sen bilmezsin; olabilir ki Tanrı, bunun arkasından bir buyruk oluşturur/çıkarır.
Harun Yıldırım = Ey nebi! Kadınları boşadığınız zaman iddetleri süresinde boşayın ve o iddeti sayın. Rabbiniz Allah’tan korkun. –Apaçık bir hayasızlıkta bulunma hali dışında evlerinden onları çıkarmayın, onlar da çıkmasınlar. İşte bunlar, Allah’ın sınırlarıdır. Kim Allah’ın sınırlarını aşarsa, şüphe yok ki kendi nefsine zulmetmiş olur. Sen bilmezsin; olabilir ki Allah, bunun arkasından bir iş oluşturur.
Hasan Basri Çantay = Ey peygamber, kadınları boşayacağınız vakit iddetlerine doğru boşayın. O iddeti de sayın. Rabbiniz olan Allahdan korkun. Onları evlerinden çıkarmayın. Kendileri de çıkarmasınlar. Meğer ki apaçık bir kötülük (meydana) getirmiş olsunlar. Bunlar Allahın hudududur. Kim Allahın hududunu (çiğneyip) aşarsa muhakkak ki kendisine yazık etmiş olur. Bilmezsin, olur ki Allah bunun arkasından bir iş peyda ediverir.
Hayrat Neşriyat = Ey Peygamber! Kadınları boşadığınızda, artık onları iddetleri içinde (âdetten temiz oldukları sırada) talâk edin (boşayın) ve iddeti sayın! Rabbiniz olan Allah’dan sakının! Onları evlerinden (zorla) çıkarmayın; (kendileri de) çıkmasınlar (çekip gitmesinler); ancak apaçık bir hayâsızlık getirmeleri (yapmaları) müstesnâdır.Bunlar Allah’ın hudûdudur. O hâlde kim Allah’ın hudûdunu aşarsa, artık şübhesiz kendine zulmetmiş olur. Bilmezsin, umulur ki Allah, bundan sonra bir iş (pişmanlık) ortaya çıkarır!
İbni Kesir = Ey Peygamber; kadınları boşayacağınız zaman, onları iddetleri içinde boşayın. İddeti de sayın. Rabbınız olan Allah'tan korkun. Apaçık bir hayasızlık yapmaları hali bir yana, onları evlerinden çıkarmayın, kendileri de çıkmasınlar. Bunlar Allah'ın hudududur. Kim, Allah'ın hududunu aşarsa; şüphesiz kendine zulmetmiş olur. Bilmezsin belki Allah, bunun ardından bir durum peyda ediverir.
Kadri Çelik = Ey Peygamber! Kadınları boşayacağınızda, onları iddetlerini gözeterek (temizlendiklerinde) boşayın ve (üç) iddeti de sayın. Rabbiniz Allah'tan korkun. Apaçık bir hayâsızlık yapmaları bir yana, onları evlerinden çıkarmayın, kendileri de çıkmasınlar. Bunlar Allah'ın sınırlarıdır. Kim Allah'ın sınırını aşarsa, şüphesiz kendisine zulmetmiş olur. Bilmezsin, belki Allah onun arkasından (gönlünüzde sevgi gibi) bir iş çıkarır (da boşanma fikrinden geri dönersiniz).
Muhammed Esed = Ey Peygamber! Kadınları boşa(maya niyetlen)diğinizde, onlar için belirlenmiş iddeti gözetecek şekilde boşayın ve süreyi (dikkatlice) hesaplayın ve Allah'a, Rabbinize karşı sorumluluğunuzun bilincinde olun. Onları evlerinizden kovmayın ve açıkça hayasız davranışlarda bulunmadıkça onlar ayrılma(k zorunda bırakılma)sın. Bunlar, Allah'ın koyduğu sınırlardır; ve kim Allah tarafından konulan sınırları aşarsa, aslında kendisine karşı haksızlık etmiş olur, (çünkü, ey insan!) Sen onu bilmezsin, (ama), o (ilk ihlal)den sonra Allah, yeniden bazı şeylerin meydana gelmesini sağlayabilir.
Mustafa İslamoğlu = Sen ey peygaber! Kadınlarınızı boşamak (istediğinizde), onları bekleme sürelerini gözeterek boşayın ve iddeti sayın. Allah'a karşı sorumlu olduğunuzu bilin. Onları (içinde yaşadıkları) evlerinden çıkarmayınız ve onlar da çıkmasınlar; tabi ki, ayan açık bir ahlaksızlık yapmaları hali müstesna. Bunlar Allah'ın çizdiği sınırlardır: Ve kim Allah'ın çizdiği sınırları aşarsa, artık o kendine zulmetmiş olur; (ve) sen bilemezsin (ey insan), belki de Allah bu (bekleyişin) ardından, birtakım yeni (ve hayırlı) gelişmelere kapı açabilir.
Ömer Nasuhi Bilmen = Ey Peygamber! Kadınları boşadığınız vakit hemen iddetlerinden sayılacak bir zamanda boşayın ve iddeti sayın ve Rabbiniz olan Allah'tan korkun ve onları evlerinden çıkarmayın ve kendileri de çıkmasınlar. Meğer ki, apaçık bir kötülük, (meydana) getirmiş olsunlar ve işte bunlar, Allah'ın tayin ettiği huduttur. Ve her kim Allah'ın hududuna tecavüz ederse, mutlaka kendi nefsine zulmetmiş olur. Bilmezsin, olabilir ki Allah, ondan sonra bir iş vücuda getirir.
Ömer Öngüt = Ey Peygamber! Kadınları boşadığınız zaman, onları iddetleri içinde boşayın ve iddeti de sayın. Rabbiniz olan Allah'tan korkun. Apaçık bir hayâsızlık yapmaları hali müstesnâ, onları evlerinden çıkarmayın. Kendileri de çıkmasınlar. Bu hükümler Allah'ın hudududur. Kim Allah'ın hududunu aşarsa, kendisine yazık etmiş olur. Sen bilmezsin, belki de Allah bunun ardından bir durum peyda ediverir.
Şaban Piriş = -Ey Peygamber! Kadınları boşayacağınız zaman, onları bekleme süresi içinde boşayın ve bekleme sürelerini sayın. Rabbiniz olan Allah’tan korkun. Açık bir ahlaksızlık yapmadıkça onları evlerinden çıkarmayın. Onlar da çıkmasınlar. İşte bu, Allah’ın kanunudur. Kim Allah’ın kanunlarını çiğnerse kendisine zulmetmiş olur. Bilmezsin ki Allah, belki bundan sonra yeni bir durum ortaya çıkarır.
Sadık Türkmen = Ey PEyGAMBER! Hanımlarınızı boşamak istediğinizde, onları iddetlerini dikkate alarak (temizlik halinde) boşayın ve iddeti sayın. Rabbiniz olan Allah’a karşı gelmekten sakının. Apaçık bir hayasızlık yapmaları dışında onları (bekleme süresince) evlerinden kovmayın, kendileri de gitmesinler. Bunlar Allah’ın sınırlarıdır. Kim Allah’ın sınırlarını aşarsa, şüphesiz kendine zulmetmiş olur. Bilemezsin, olur ki Allah sonra yeni bir durum ortaya çıkarır.
Seyyid Kutub = Ey Peygamber! Kadınları boşamak istediğiniz zaman onları iddetleri içinde boşayın ve iddeti de sayın. Rabbiniz Allah'tan korkun. Apaçık bir hayasızlık yapmaları bir yana, onları evlerinden çıkarmayın, kendileri de çıkmasınlar. Bunlar Allah'ın sınırlarıdır. Kim Allah'ın sınırını aşarsa, şüphesiz kendisine zulmetmiş olur. Bilemezsin, olur ki, Allah bunun ardından (gönlünüzde sevgi gibi) bir hal meydana getirir.
Suat Yıldırım = Ey Peygamber! Eşlerinizi boşayacağınız vakit onların iddetlerini dikkate alarak boşayın ve iddeti dikkatle sayın. Rabbiniz olan Allah’a karşı gelmekten, özellikle eşlerinizin hukukuna zarar vermekten sakının. Onlar zina gibi açık bir hayasızlık irtikâb etmedikçe siz onları evlerinizden çıkarmayın. Kendileri de çıkıp gitmesinler. İşte Allah’ın hudutları! Kim Allah’ın hudutlarını çiğnerse hakikaten kendine zulmetmiş olur. Nereden bileceksin, bakarsın Allah bundan sonra yeni bir durum meydana getirir.
Süleyman Ateş = Ey peygamber! Kadınları boşa(mak iste)diğiniz zaman onları iddetleri içinde (âdetten temiz oldukları sırada) boşayın ve iddeti sayın (üç defa âdet görüp temizlenmelerini hesabedin). Rabbiniz Allah'tan korkun (bekleme süresi içinde) onları evlerinden çıkarmayın. Kendileri de çıkmasınlar. Ancak apaçık bir edepsizlik yapmaları durumu, bu hükmün dışındadır (o zaman evden çıkarabilirsiniz). Bunlar Allâh'ın sınırlarıdır. Kim Allâh'ın sınırlarını geçerse, kendisine yazık etmiş olur. Bilmezsin belki Allâh, bundan sonra (iddet süresi içinde) yeni bir iş ortaya çıkarır (gönülleri uzlaştırıp birleşme ortamı yaratır).
Tefhim-ul Kuran = Ey peygamber! Kadınları boşadığınız zaman, iddeti süresinde (temizlendiklerinde) boşayın ve iddeti sayın. Rabbiniz olan Allah'tan korkup sakının. Onları evlerinden çıkarmayın, onlar da çıkmasınlar; ancak açık 'çirkin bir hayasızlık' göstermeleri durumu başka. Bunlar Allah'ın sınırlarıdır. Kim Allah'ın sınırlarını çiğnerse, gerçekten o, kendi nefsine zulmetmiş demektir. Sen bilmezsin; olabilir ki Allah, bunun arkasından bir iş (durum) oluşturabilir.
Ümit Şimşek = Ey Peygamber! Hanımlarınızı boşayacağınız zaman, iddetlerini gözeterek boşayın; iddetlerini de sayın. Rabbiniz olan Allah'tan korkun. Apaçık bir fuhuş işlemedikçe onları evlerinden çıkarmayın; onlar da çıkmasınlar. Bunlar Allah'ın çizdiği sınırlardır. Kim Allah'ın sınırlarını aşarsa, kendisine yazık etmiş olur. Bilemezsin, belki de Allah bundan sonra yeni bir durum ortaya çıkarır.
Yaşar Nuri Öztürk = Ey Peygamber! Kadınları boşadığınız zaman iddetlerine doğru boşayın ve iddeti iyi sayın! Rabbiniz olan Allah'tan korkun! Onları evlerinden çıkarmayın; onlar da çıkmasınlar. Apaçık ve belgeli bir yüzsüzlük yapmaları durumu müstesna. İşte bunlar Allah'ın sınırlarıdır. Allah'ın sınırlarını çiğneyen kendi benliğine zulmetmiş olur. Bilemezsin, belki Allah bundan sonra yeni bir iş/oluş ortaya çıkarır.
İskender Ali Mihr = Ey nebî! Kadınları boşadığınız zaman, o taktirde onların iddetlerini sayarak iddetlerinde boşayın. Ve Rabbiniz Allah’a karşı takva sahibi olun. Onları evlerinden siz çıkartmayın. Size açıkça bir fahişelikle gelmedikçe onlar da (evlerinden) çıkmasınlar. Ve bunlar, Allah’ın hudutlarıdır (sınırlarıdır). Ve kim Allah’ın hudutlarını aşarsa, o taktirde kendi nefsine zulmetmiş olur. Bilemezsin, belki Allah bundan sonra bir iş (yeni bir durum) husule getirir (başka bir kapı açar).
İlyas Yorulmaz = Ey Haberci (Nebi)! Kadınlarınızı boşayacağınız zaman, kadınların iddet (kanamalı) hallerini gözeterek boşayın. İddet günlerini sayın. Rabbiniz Allah dan korunun, kadınlarınızı evlerinden çıkarmayın. Kadınlarda, açık bir fuhşiyat yapmadığı surece çıkmasınlar. Bunlar Allah’ın koyduğu sınırlar olup, kim Allah’ın koyduğu sınırları aşarsa, kendi nefsine haksızlık yapmış olur. Sen nereden bilebilirsin ki? Belki Allah, bundan sonra başka bir çözüm yolu meydana getirecektir.