Önceki Ayet Sonraki Ayet  
56. Sûre Vâkı’a/52

 لَآكِلُونَ مِن شَجَرٍ مِّن زَقُّومٍ

  Le âkilûne min şecerin min zakkumin.

Kelime Karşılaştırma
le : muhakkak ki
âkilûne : yiyecek olanlar
min şecerin : ağaçtan
min zakkûmin : zakkumdan olan
Meal Yazanlar
Ayet Mealleri

 Diyanet İşleri = Elbette zakkum olan ağaçtan yiyeceksiniz.

 Abdulbaki Gölpınarlı = Zakkum ağacının meyvesinden yiyeceksiniz elbet.

 Abdullah Parlıyan = zakkum ağacından yiyecek,

 Adem Uğur = Elbette bir ağaçtan, zakkum ağacından yiyeceksiniz.

 Ahmed Hulusi = Elbette (siz) zakkum ağaçlarından (kendinizi yalnızca beden kabullenmenin sonucu meyvelerinden) yiyeceksiniz.

 Ahmet Tekin = Elbette bir bitkiden, kaktüsten yiyeceksiniz.

 Ahmet Varol = Kesinlikle, zakkumdan olan bir ağaçtan yiyeceksiniz.

 Ali Bulaç = Şüphesiz zakkum olan bir ağaçtan yiyeceksiniz.

 Ali Fikri Yavuz = Elbette (cehennemde) zakkum ağacından yiyeceksiniz;

 Ali Ünal = “Zakkum ağacının meyvesinden mutlaka yiyeceksiniz.

 Bayraktar Bayraklı = (52-53) Kesinlikle zakkum ağacından yiyeceksiniz. Onunla karınlarınızı dolduracaksınız.

 Bekir Sadak = Dogrusu zakkum agacindan yiyeceksiniz.

 Celal Yıldırım = Şüpheniz olmasın ki, Zakkum ağacından yiyeceksiniz.

 Cemal Külünkoğlu = Şüphesiz zakkum olan bir ağaçtan yiyeceksiniz.

 Diyanet İşleri (eski) = Doğrusu bir zakkum ağacından yiyeceksiniz.

 Diyanet Vakfi = Elbette bir ağaçtan, zakkum ağacından yiyeceksiniz.

 Edip Yüksel = 'Zakkum ağacından yiyeceksiniz.'

 Elmalılı Hamdi Yazır = Lâbüd yersiniz de bir ağaçtan, zakkumdan

 Elmalılı (sadeleştirilmiş) = mutlaka bir ağaçtan, zakkumdan yersiniz,

 Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Elbette bir ağaçtan, zakkum ağacından yiyeceksiniz.

 Gültekin Onan = Şüphesiz zakkum olan bir ağaçtan yiyeceksiniz.

 Harun Yıldırım = Siz elbette Zakkum ağacından yiyeceksiniz.

 Hasan Basri Çantay = Muhakkak ki zakkum ağacından yiyecek (kimse) (ersiniz,

 Hayrat Neşriyat = (51-52) Sonra muhakkak ki siz, ey dalâlet içinde olanlar, yalanlayıcılar! (Siz) şübhesiz bir ağaçtan, zakkumdan yiyecek olan kimselersiniz!

 İbni Kesir = Muhakkak ki yiyeceksiniz zakkum ağacından.

 Kadri Çelik = Hiç şüphesiz zakkum olan bir ağaçtan yiyeceksiniz.

 Muhammed Esed = siz kesinlikle ağulu meyve ağacından tadacaksınız,

 Mustafa İslamoğlu = Elbet siz de o ağaçtan, zehirli cehennem ağacından yiyeceksiniz.

 Ömer Nasuhi Bilmen = Elbette ki, zakkumdan olan bir ağaçtan yiyecek kimselersiniz.

 Ömer Öngüt = Doğrusu siz zakkum ağacından yiyeceksiniz.

 Şaban Piriş = Elbette yiyeceksiniz zakkum ağacından!

 Sadık Türkmen = Elbette zakkum olan ağaçtan yiyeceksiniz.

 Seyyid Kutub = Size kesinlikle Zakkum ağacının meyvası yedirilecektir.

 Suat Yıldırım = Zakkum ağacının meyvesinden yiyecek,

 Süleyman Ateş = (Suçlular) Mutlaka bir Zakkum ağacından yiyecekler,

 Tefhim-ul Kuran = Hiç şüphesiz zakkum olan bir ağaçtan yiyeceksiniz.

 Ümit Şimşek = O zakkum ağacından yiyeceksiniz.

 Yaşar Nuri Öztürk = Zakkumdan bir ağaçtan mutlaka yiyeceksiniz/yiyecekler.

 İskender Ali Mihr = Siz mutlaka zakkum ağacından yiyecek olanlarsınız.

 İlyas Yorulmaz = Elbetteki onlar, cehennemin içindeki ağaçtan, zakkum ağacından yiyecekler.