Önceki Ayet Sonraki Ayet  
6. Sûre En’âm/51

 وَأَنذِرْ بِهِ الَّذِينَ يَخَافُونَ أَن يُحْشَرُواْ إِلَى رَبِّهِمْ لَيْسَ لَهُم مِّن دُونِهِ وَلِيٌّ وَلاَ شَفِيعٌ لَّعَلَّهُمْ يَتَّقُونَ

  Ve enzir bihillezîne yehâfûne en yuhşerû ilâ rabbihim leyse lehum min dûnihî veliyyun ve lâ şefîun leallehum yettekûn(yettekûne).

Kelime Karşılaştırma
ve enzir : ve uyar, ikaz et
bi-hi : onunla
ellezîne yehâfûne : korkan kimseler
en yuhşerû : haşrolmak
ilâ rabbi-him : Rab’lerine
leyse lehum : onların yoktur
min dûni-hî : O’ndan başka
veliyyun : bir dost
ve lâ şefîun : ve şefaat eden yoktur
lealle-hum : umulur ki böylece onlar
yettekûne : takva sahibi olurlar
Meal Yazanlar
Ayet Mealleri

 Diyanet İşleri = Kendileri için Allah’tan başka ne bir dost, ne de bir şefaatçi bulunmaksızın, Rab’lerinin huzurunda toplanmaktan korkanları, Allah’a karşı gelmekten sakınsınlar diye, onunla (Kur’an ile) uyar.

 Abdulbaki Gölpınarlı = Rablerinin tapısında hasredilmeden korkanları Kur'ân'la korkut ve çekinsinler diye de bildir ki onlara, Rablerinden başka ne bir dost vardır, ne de bir şefaatçi.

 Abdullah Parlıyan = Rablerinin huzuruna toplanacaklarına inanıp bu durumdan korkanları, o Kur'ân'la uyar. Çünkü onların Rablerinden başka ne dostları, ne de aracıları vardır. Onları bu şekilde uyarırsan, böylece yollarını Allah ve kitabıyla bulmaya çalışırlar.

 Adem Uğur = Rablerinin huzurunda toplanacaklarından korkanları onunla (Kur'an ile) uyar. Onlar için Rablerinden başka ne bir dost, ne de bir aracı vardır; belki sakınırlar.

 Ahmed Hulusi = Rablerine haşrolunmalarından korkanları O'nunla (nefslerindeki Esmâ kuvvelerinin yaşatacakları konusunda) uyar. . . Onların O'nun dûnunda ne bir Veliyy'i ve ne de bir şefaat edicisi vardır. . . Umulur ki takvayı gerçekleştirirler.

 Ahmet Tekin = Toplanıp Rablerinin huzuruna getirileceklerinden korkanları, Kur’ân ile uyar. Onlar için Allah’ın dışında, kulları durumundakilerden ne bir velî, bir koruyucu, ne bir otorite, ne de bir şefaatçi vardır. Umulur ki, Allah’a sığınırlar, emirlerine yapışır, günahlardan arınıp azaptan korunurlar, kulluk ve sorumluluk şuuruyla, haklarına ve özgürlüklerine sahip çıkarak şahsiyetli davranırlar, dinî ve sosyal görevlerinin bilincinde olurlar.

 Ahmet Varol = Rabblerinin huzuruna çıkarılacaklarından korkanları onunla (Kur'an'la) uyar. Onlar için O'ndan (Allah'tan) başka dost ve şefaatçi yoktur. Umulur ki sakınırlar.

 Ali Bulaç = Rablerine (götürülüp) toplanacaklarından korkanları onunla (Kur'an'la) uyarıp korkut; onlar için ondan başka ne velileri vardır ne şefaatçileri. Umulur ki korkup sakınırlar.

 Ali Fikri Yavuz = Rableri huzurunda toplanacaklarından korkanları, sen Kur’an’la korkut ki, onların, Rablerinden başka ne bir dostu, ne de bir şefaatçisi yoktur. Gerektir ki, onlar, sakınırlar.

 Ali Ünal = (Gerçek manâda henüz imanları olsun olmasın,) kalblerinde Rabbilerinin huzurunda toplanıp sorguya çekilme korkusu taşıyanları, kendileri için O’ndan başka ne bir koruyucu ve yardımcı, ne de bir şefaatçi olduğu konusunda Kur’ân’la uyar ki, şirk ve günahtan bütün bütün sakınıp, azaptan korunacak bir yola girebilsinler.

 Bayraktar Bayraklı = Rabblerinin huzurunda toplanacaklarından korkanları, Kur'ân ile uyar! Onlar için Rabblerinden başka ne bir dost ne de bir aracı vardır; belki sakınırlar.

 Bekir Sadak = Rablerine toplanacaklarindan korkanlari Kuran ile uyar. O'ndan baska bir dost ve aracilari yoktur. Umulur ki Allah'tan sakinalar.

 Celal Yıldırım = Ve bunun (Kur'ân) ile Rabbınıza haşr olunacaklarına (inanıp) korkanları uyar; onlara Rablarından gayri ne bir sahip çıkan dostları, ne de bir şefaatçileri vardır; ola ki, (Allah'tan) korkup kötülüklerden sakınırlar.

 Cemal Külünkoğlu = Kendileri için Allah'tan başka ne bir dost, ne de bir şefaatçi bulunmaksızın, Rablerinin huzurunda toplanmaktan korkanları, Allah'a karşı gelmekten sakınsınlar diye, onunla (Kur'an ile) uyar

 Diyanet İşleri (eski) = Rablerine toplanacaklarından korkanları Kuran ile uyar. O'ndan başka bir dost ve aracıları yoktur. Umulur ki Allah'tan sakınalar.

 Diyanet Vakfi = Rablerinin huzurunda toplanacaklarından korkanları onunla (Kur'an ile) uyar. Onlar için Rablerinden başka ne bir dost, ne de bir aracı vardır; belki sakınırlar.

 Edip Yüksel = Rab'lerinin huzuruna çıkacaklarının heyecanıyla dolanları onunla (Kuran'la) uyar: O'ndan başka bir sahipleri ve şefaatçıları (aracıları) yok. Belki korunurlar.

 Elmalılı Hamdi Yazır = Hem bununla şunları inzar eyle ki rablarının huzuruna haşrolunacaklarından korkarlar, öyle ki kendileri için onun huzurunda ne bir dost ne bir şefâatci yok, gerektir ki onlar korunurlar

 Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Rablerinin huzurunda toplanacaklarından korkanları Kur'an'la uyar. Öyleki, kendileri için O'nun huzurunda ne bir dost ne de bir şefaatçı vardır. Gerekir ki Allah'tan korkarlar.

 Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Rablerinin huzurunda toplanacaklarından korkanları Kur'an'la uyar. Onlar için Allah'tan başka ne bir dost, ne de bir şefaatçi vardır. Gerekir ki Allah'tan korkarlar.

 Gültekin Onan = Rablerine (götürülüp) toplanacaklarından korkanları onunla (Kuran'la) uyarıp korkut. Onlar için ondan başka ne velileri vardır ne şefaatçileri. Umulur ki korkup sakınırlar.

 Harun Yıldırım = Rablerinin huzuruna toplanacaklarından korkanları onunla uyar ki onların O’ndan başka ne bir velileri vardır, ne de şefaatçileri... umulur ki sakınırlar.

 Hasan Basri Çantay = Rablerine (götürülüb) toplanacaklarından korkanları sen onunla (Kur'an ile) inzâr et ki onların Ondan (Rablerinden) başka ne bir yâri, ne de bir şefaatçisi yokdur. (Senin bu inzârın) onların sakınmaları içindir.

 Hayrat Neşriyat = Ve Rablerinin huzûrunda toplanacaklarından korkanları, onunla (Kur’ân ile)korkut; onlar için O’ndan (O Rablerinden) başka ne bir dost, ne de bir şefâatçi vardır; tâ ki(günahlardan) sakınsınlar.

 İbni Kesir = Rabblarına toplanacaklarından korkanları, sen onunla uyar. O'ndan başka bir dost ve şefaatçıları yoktur. Umulur ki sakınalar.

 Kadri Çelik = Rablerine doğru haşrolunmaktan korkanları, onunla (Kur'an ile) korkutup uyar. Onlar için O'nun dışında bir veli ya da şefaatçi yoktur. Umulur ki Allah'tan sakınırlar.

 Muhammed Esed = Kendilerini Allaha karşı koruyacak veya Onun nezdinde şefaat edecek birisi olmadan Allahın huzurunda toplanmaktan korkanları böylece uyar ki Ona karşı sorumluluklarının bilincine (tam olarak) varabilsinler.

 Mustafa İslamoğlu = Kendilerini O'na karşı savunacak bir dost ya da O'nun katında şefaat edecek birileri olmadan Allah'ın huzuruna çıkmaktan korkanları vahiyle uyar ki, O'na karşı sorumluluk bilinciyle hareket etsinler.

 Ömer Nasuhi Bilmen = Ve onunla o kimseleri korkut ki, onlar Rablerinin huzuruna haşrolunacaklarından korkarlar bir halde ki, onlar için ondan başka bir yar, bir şefaatci yoktur. Umulur ki, ittikada bulunurlar.

 Ömer Öngüt = Rablerinin huzurunda toplanacaklarından korkanları onunla uyar. O'ndan başka bir dostları ve şefaatçileri yoktur. Umulur ki Allah'tan korkarlar.

 Şaban Piriş = Rab’lerinin huzurunda toplanacaklarından korkanları (vahy) ile uyar ki onların Allah’tan başka velileri ve şefaatçıları yoktur. Umulur ki korunurlar.

 Sadık Türkmen = Onunla (kur’an ile) uyar; Rablerinin huzuruna toplanacaklarından korkan kimseleri ki onların, O’ndan başka dostları ve (ne melek, ne peygamber, ne de evliyadan) şefaatçileri yoktur. Belki korunup sakınırlar.

 Seyyid Kutub = Rabblerin huzurunda toplanacaklarından korkanları Kur'an aracılığı ile uyar. Onlar için Allah dışında bir dost ya da aracı yoktur. Ola ki, günahlardan sakınırlar.

 Suat Yıldırım = Allah’ın huzurunda toplandıklarında, Allah’tan başka birtakım tanrıların, kendilerini kurtaracaklarına inanan o kimseleri sen Kur’ân’la uyar ki, O’nun huzurunda kendilerini savunacak ne bir hamileri, ne de bir şefaatçileri olmayacaktır. Böylece umulur ki bu şirkten sakınırlar.

 Süleyman Ateş = Rablerin(in huzûru)na toplanacakların(a inanıp bu durum)dan korkanları onunla uyar ki; kendilerinin, O'ndan başka ne dostları, ne de destekçileri yoktur. (Onları uyar), belki korunurlar.

 Tefhim-ul Kuran = Rablerine (götürülüp) toplanacaklarından korkanları onunla (Kur'an'la) uyarıp korkut; onlar için ondan başka ne veli'leri vardır ne şefaatçileri. Umulur ki korkup sakınırlar.

 Ümit Şimşek = Rablerinin huzuruna çıkarılmaktan korkan ve Ondan başka bir dostu yahut şefaatçisi olmayan kimseleri sen bu Kur'ân ile uyar; olur ki sakınırlar.

 Yaşar Nuri Öztürk = Rablerinin huzurunda haşredileceklerinden korkanları, o vahiy ile uyar ki korunabilsinler. Onların O'ndan başka ne bir dostu vardır ne de şefaatçısı.

 İskender Ali Mihr = Ve Rab’lerine haşrolunmaktan korkan kimseleri, onunla uyar. Onların, O’ndan (Allah’tan) başka bir dostu ve şefaat edeni yoktur. Böylece onlar takva sahibi olurlar.

 İlyas Yorulmaz = Rablerinin huzurunda toplanacaklarından korkanları, sana indirilen vahiyle uyar. Onların Allah’dan başka ne koruyucuları (velileri) ve nede arka çıkanları (şefatçıları) var. Böylece belki Allah’dan korunurlar.