Önceki Ayet Sonraki Ayet  
36. Sûre Yâsîn/51

 وَنُفِخَ فِي الصُّورِ فَإِذَا هُم مِّنَ الْأَجْدَاثِ إِلَى رَبِّهِمْ يَنسِلُونَ

  Ve nufiha fîs sûri fe izâ hum minel ecdâsi ilâ rabbihim yensilûn(yensilûne).

Kelime Karşılaştırma
ve nufiha : ve üfürüldü
fî es sûri : sur’a
fe : o zaman
izâ : olduğu zaman
hum : onlar
min el ecdâsi : kabirlerden
ilâ rabbi-him : Rab’lerine
yensilûne : koşarlar
Meal Yazanlar
Ayet Mealleri

 Diyanet İşleri = Sûra üfürülür. Bir de bakarsın, kabirlerden çıkmış, Rablerine doğru akın akın gitmektedirler.

 Abdulbaki Gölpınarlı = Ve Sûr üfürülmüştür de o anda kabirlerinden çıkıp Rablerinin tapısına koşuyorlar.

 Abdullah Parlıyan = Artık sonuncu sûr'a üfürülmüştür. Bir de bakarsın hepsi, kabirlerinden kalkmış, Rablerine doğru akın akın gidiyorlar.

 Adem Uğur = Nihayet Sûr'a üfürülecek. Bir de bakarsın ki onlar kabirlerinden kalkıp koşarak Rablerine giderler.

 Ahmed Hulusi = Sur'a nefholunmuştur! Bir de bakarsın ki onlar kabirleri hükmünde olan bedenlerinden çıkmış, Rablerine (hakikatlerini fark etme aşamasına) koşuyorlar!

 Ahmet Tekin = Nihayet sûra üfürülecek. Bir de bakarsın ki, onlar kabirlerinden kalkıp koşarak Rablerinin huzuruna giderler.

 Ahmet Varol = Sur'a üflenmiştir. Artık onlar kabirlerinden Rablerine doğru koşup giderler.

 Ali Bulaç = Sur'a üfürülmüştür; böylece onlar kabirlerinden (diriltilip) Rablerine doğru (dalgalar halinde) süzülüp giderler.

 Ali Fikri Yavuz = (Bir de ikinci defa) Sûr’a üfürülmüştür. Ne baksınlar, kabirlerden Rablerine doğru akın ediyorlar!

 Ali Ünal = Sûr’a üfürülür ve işte mezarlarından çıkmış, Rabbilerinin huzuruna doğru akın akın koşmaktadırlar.

 Bayraktar Bayraklı = Sûr'a üfürülünce bir de bakarsın ki onlar bulundukları yerden kalkıp, koşarak Rabblerine giderler.

 Bekir Sadak = Sura uflenince, kabirlerinden Rablerine kosarak cikarlar.

 Celal Yıldırım = Sûr'a üfrülünce bir de bakarsın kabirlerinden çıkıp Rablarına doğru akın akın koşarlar.

 Cemal Külünkoğlu = (İkinci defa) Sur'a üflenince, kabirlerinden çıkıp koşarak Rablerine giderler.

 Diyanet İşleri (eski) = Sura üflenince, kabirlerinden Rablerine koşarak çıkarlar.

 Diyanet Vakfi = Nihayet Sûr'a üfürülecek. Bir de bakarsın ki onlar kabirlerinden kalkıp koşarak Rablerine giderler.

 Edip Yüksel = Boruya üflenince, onlar mezarlarından kalkıp Rab'lerine koşacaklar.

 Elmalılı Hamdi Yazır = Bir de sur üfürülmüştür ne baksınlar kabirlerinden rablarına doğru akın ediyorlardır

 Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Sur üfrülmüştür, bir de ne baksınlar kabirlerinden Rablerine doğru akın ediyorlar.

 Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Sûr'a üfürülmüştür, bir de ne baksınlar kabirlerinden Rablerine doğru akın ediyorlar.

 Gültekin Onan = Sur'a üfürülmüştür; böylece onlar kabirlerinden (diriltilip) rablerine doğru (dalgalar halinde) süzülüp giderler.

 Harun Yıldırım = Nihayet Sûr'a üfürülecek. Bir de bakarsın ki onlar kabirlerinden kalkıp koşarak Rablerine giderler.

 Hasan Basri Çantay = «Suur» a üfürülmüşdür. Artık bakarsın ki onlar kabirlerinden (kalkıp) Rablerine doğru koşup gidiyorlar.

 Hayrat Neşriyat = Ve sûra (ikinci def'a) üfürülmüştür de bakarsın ki onlar kabirlerinden (kalkıp)Rablerine koşuyorlar!

 İbni Kesir = Sur'a üflendi. Bir de bakarsınız ki onlar kabirlerinden koşarak Rabblarına doğru çıkmaktadırlar.

 Kadri Çelik = Sur'a üflenince, kâbirlerinden Rabb'lerine koşarak çıkarlar.

 Muhammed Esed = Ve (sonra yeniden diriliş) suru üflenecek; işte o zaman tümü kabirlerinden çıkarak Rablerine doğru koşacaklar!

 Mustafa İslamoğlu = Derken sura üflenmiştir, ve işte o zaman hemen mevzilerinden çıkıp Rablerine koşacaklar.

 Ömer Nasuhi Bilmen = Ve Sûr'a üfürülmüş (olacak)dır. Artık onlar o zaman kabirlerinden (kalkıp) Rablerine doğru sür'atle yürümekte bulunurlar.

 Ömer Öngüt = Sur'a üflenince, kabirlerinden kalkıp Rablerine doğru akın ederler.

 Şaban Piriş = Sur’a üflenince, kabirlerinden kaldırılıp, Rab’lerinin huzurunda sıralanacaklardır.

 Sadık Türkmen = Sur’a üflenmiştir; bir de bakarsın ki onlar kabirlerinden kalkmış, Rablerine doğru dalga dalga süzülüp koşuyorlar.

 Seyyid Kutub = Sur'a üflenince, kâbirlerinden Rabb'lerine koşarak çıkarlar.

 Suat Yıldırım = Sura üflendi, "Kalk!" borusu çaldı!.. İşte mezarlarından kalkıp, Rab’lerinin huzurunda duruşmaya koşuyorlar...

 Süleyman Ateş = Sûr'a üflendi. İşte onlar kabirlerden Rablerine koşuyorlar.

 Tefhim-ul Kuran = Sûr'a üfürülmüştür; böylece onlar kabirlerinden (diriltilip) Rablerine doğru (dalgalar halinde) süzülüp giderler.

 Ümit Şimşek = Ve sûra üfürülür. O anda onlar kabirlerinden çıkmış, Rablerine doğru koşmaktadırlar.

 Yaşar Nuri Öztürk = Sûra üfürülmüştür! Bak, işte kabirlerden, Rablerine doğru akın akın gidiyorlar.

 İskender Ali Mihr = Ve sur’a üfürülmüştür. İşte o zaman onlar, mezarlarından Rab’lerine koşarlar (uçarlar, yükselirler).

 İlyas Yorulmaz = Diriliş işareti verildiğinde, hemen kabirlerinden kalkarak Rablerine doğru (hesap vermek için) toplu olarak akıp giderler.