Önceki Ayet Sonraki Ayet  
74. Sûre Müddessir/47

 حَتَّى أَتَانَا الْيَقِينُ

  Hattâ etânâl yakîn(yakinu).

Kelime Karşılaştırma
hattâ : oluncaya kadar, kadar
etâ-nâ : bize geldi
el yakînu : yakîn hasıl olması, bizzat şahit olma
Meal Yazanlar
Ayet Mealleri

 Diyanet İşleri = “Nihayet ölüm bize gelip çattı.”

 Abdulbaki Gölpınarlı = Bize ölüm gelip çatıncaya dek.

 Abdullah Parlıyan = Sonra da bu halimiz ölüm bize gelinceye kadar devam etti.

 Adem Uğur = Sonunda bize ölüm geldi çattı.

 Ahmed Hulusi = "Sonunda yakîn (hakikatle yüzleşmek) oluştu!"

 Ahmet Tekin = 'Kesin iman edilecek hakikatlerle yüz yüze gelme vaktine kadar yalanlıyorduk.'

 Ahmet Varol = Sonunda kesin gerçek (ölüm) bize gelip çattı.'

 Ali Bulaç = "Sonunda yakîn (kesin bir gerçek olan ölüm) gelip bize çattı."

 Ali Fikri Yavuz = Nihayet bize ölüm gelib çattı.”

 Ali Ünal = “Derken, kaçınılması mümkün olmayan ölüm gerçeği geldi çattı.”

 Bayraktar Bayraklı = (43-47) Onlar da şöyle cevap vereceklerdir: “İnanıp kulluk edenlerden değildik. Yoksulları doyurmuyorduk. Bâtıla dalanlarla birlikte dalardık. Ceza gününü yalanlardık. Sonunda ölüm bize geldi çattı.”

 Bekir Sadak = «lum bize o haldeyken geldi.»

 Celal Yıldırım = Tâ ki, ölüm bize gelip çattı.

 Cemal Külünkoğlu = (46-47) “(Ölüm ile) her şey açık seçik ortaya çıkıncaya kadar hesap gününü de yalan sayardık.”

 Diyanet İşleri (eski) = 'Ölüm bize o haldeyken geldi.'

 Diyanet Vakfi = Sonunda bize ölüm geldi çattı.

 Edip Yüksel = 'Nihayet (şimdi) kesin gerçeğe ulaştık.'

 Elmalılı Hamdi Yazır = Tâ gelinciye kadar bize o yakîn

 Elmalılı (sadeleştirilmiş) = bize o ölüm gelinceye kadar!»

 Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = «Nihayet bize ölüm gelip çattı.»

 Gültekin Onan = "Sonunda yakin (kesin bir gerçek olan ölüm) gelip bize çattı."

 Harun Yıldırım = “Kesin olan bize gelip çatıncaya değin.”

 Hasan Basri Çantay = «Nihayet bize ölüm gelib çatdı».

 Hayrat Neşriyat = 'Nihâyet bize yakin (inkâr edemeyeceğimiz ölüm) geldi!'

 İbni Kesir = Nihayet ölüm bize gelip çattı.

 Kadri Çelik = “Sonunda yakin (kesin bir gerçek olan ölüm) gelip bize çattı.”

 Muhammed Esed = (ölüm ile) her şey açık seçik ortaya çıkıncaya kadar."

 Mustafa İslamoğlu = ta ki ölüm hakikati bizi gelip buluncaya kadar..."

 Ömer Nasuhi Bilmen = (46-47) «Ve biz ceza gününü tekzîp eder olmuştuk.. Bize ölüm gelinceye değin.»

 Ömer Öngüt = "Ölüm bize bu haldeyken gelip çattı. "

 Şaban Piriş = Ölüm bize gelene dek..

 Sadık Türkmen = Sonunda, ölüm bize (bu halde iken) gelip çattı.”

 Seyyid Kutub = Sonunda bir de ölüm gelip çattı.»

 Suat Yıldırım = Ölüm bizi yakalayıncaya kadar hep böyle idik."

 Süleyman Ateş = "İşte böyle iken ölüm bize gelip çattı."

 Tefhim-ul Kuran = «Sonunda yakîn (kesin bir gerçek olan ölüm) gelip bize çattı.»

 Ümit Şimşek = 'Sonunda kesin bilgi bize ulaştı.'

 Yaşar Nuri Öztürk = "Nihayet, tartışılmaz ve karşı çıkılmaz bilgi önümüze dikildi."

 İskender Ali Mihr = Bize yakîn gelene kadar (ölüm anı gelinceye kadar).

 İlyas Yorulmaz = “Taki o günü kesin bir şekilde görünceye kadar” dediler.