Önceki Ayet Sonraki Ayet  
70. Sûre Me’âric/43

 يَوْمَ يَخْرُجُونَ مِنَ الْأَجْدَاثِ سِرَاعًا كَأَنَّهُمْ إِلَى نُصُبٍ يُوفِضُونَ

  Yevme yahrucûne minel ecdâsi sirâan ke ennehum ilâ nusubin yûfîdûn(yûfîdûne).

Kelime Karşılaştırma
yevme : gün
yahrucûne : çıkacaklar
min el ecdâsi : kabirlerinden
sirâan : süratle, hızlı
ke enne-hum : sanki onlar ..... gibi
ilâ nusubin : dikili taş, hedef
yûfîdûne : koşanlar
Meal Yazanlar
Ayet Mealleri

 Diyanet İşleri = (43-44) Dikili putlara akın akın gidercesine, gözleri inmiş, kendilerini zillet kaplamış bir hâlde mezarlarından süratle çıkacakları o günü hatırla! İşte o, uyarıldıkları gündür.

 Abdulbaki Gölpınarlı = O gün, kabirlerinden çıkarlar da koşmaya başlarlar, sanki dikilmiş hedeflere yelmedeler.

 Abdullah Parlıyan = O gün onlar bir hedefe doğru yarışıyorlarmış gibi mezarlarından aceleyle fırlarlar.

 Adem Uğur = O gün onlar, sanki dikili bir şeye koşuyorlar gibi, kabirlerinden fırlaya fırlaya çıkarlar.

 Ahmed Hulusi = O gün kabirleri olan bedenlerden hızla fırlarlar! Sanki onlar dikilmiş putlara hızlıca koşuyorlar.

 Ahmet Tekin = Sanki bayraklarının, sancaklarının altında toplanmak için yarış halinde koşarak kabirlerinden süratle çıkacakları günle karşılaşıncaya kadar, dalga geçerek, ileri geri konuşsunlar, oynayıp dursunlar.

 Ahmet Varol = O gün kabirlerden, hızla çıkarlar. Sanki dikili bir şeye doğru koşuyorlarmış gibi.

 Ali Bulaç = Kabirlerinden koşarcasına çıkarılacakları gün, sanki onlar dikili bir şeye yönelmiş gibidirler.

 Ali Fikri Yavuz = O gün, kabirlerinden koşarak çıkacaklar; sanki (ibadet ettikleri) dikili putlara koşuyorlarmış gibi...

 Ali Ünal = O gün süratle kabirlerinden çıkarlar; belli bir hedefe varmak ister gibidirler.

 Bayraktar Bayraklı = (43-44) O gün, gözleri önlerine eğik, kendilerini zillet kaplamış bir durumda, sanki bir hedefe doğru koşuyorlarmış gibi kabirlerinden hızla çıkarlar. İşte uyarıldıkları gün bu gündür.[677]

 Bekir Sadak = (43-44) Kabirlerden cabuk cabuk cikacaklari gun, gozleri donmus, yuzlerini zillet burumus olarak sanki dikili taslara dogru kosarlar. Iste bu, onlara soz verilmis olan gundur. *

 Celal Yıldırım = O gün onlar, sanki dikili hedefe acele akın edip gidiyorlarmış gibi kabirlerinden sür'atle çıkarlar.

 Cemal Külünkoğlu = O gün onlar, dikili putlara akın akın gidercesine, kabirlerinden süratle çıkacaklar.

 Diyanet İşleri (eski) = (43-44) Kabirlerden çabuk çabuk çıkacakları gün, gözleri dönmüş, yüzlerini zillet bürümüş olarak sanki dikili taşlara doğru koşarlar. İşte bu, onlara söz verilmiş olan gündür.

 Diyanet Vakfi = (43-44) O gün onlar, sanki dikili bir şeye koşuyorlar gibi, gözleri horluktan aşağı düşmüş ve kendileri zillete bürünmüş bir halde kabirlerinden fırlaya fırlaya çıkarlar. İşte bu, onların tehdit edilegeldikleri gündür!

 Edip Yüksel = O gün mezarlarından hızlı hızlı çıkarlar; kurban taşına sürülüyorlarmış gibi...

 Elmalılı Hamdi Yazır = O gün ki kabirlerden hızlı hızlı çıkacaklar, sanki çantalariyle dikmelere (putlara) gidiyorlarmış gibi fırlıyacaklar

 Elmalılı (sadeleştirilmiş) = O gün ki, kabirlerden hızlı hızlı çıkacaklar, sanki, çantalarıyla dikmelere (putlara) gidiyorlarmış gibi fırlayacaklar.

 Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = O gün kabirlerden hızlı hızlı çıkacaklar, sanki putlara gidiyorlarmış gibi fırlayacaklar.

 Gültekin Onan = Kabirlerinden koşarcasına çıkarılacakları gün, sanki onlar dikili bir şeye yönelmiş gibidirler.

 Harun Yıldırım = Kabirlerden koşarcasına çıkacakları gün, sanki onlar dikili bir şeye yönelmiş gibidirler.

 Hasan Basri Çantay = O gün onlar, sanki dikili bir şey'e koşuyorlar gibi, kabirlerin) den fırlaya fırlaya (mahşere) çıkarlar,

 Hayrat Neşriyat = O gün kabirlerden sür'atle çıkarlar; sanki onlar, dikili taşlara (putlara) akın ediyorlardır.

 İbni Kesir = O gün; onlar, dikili taşlara doğru koşuyorlarmış gibi, kabirlerden çabuk çabuk çıkarlar.

 Kadri Çelik = Kabirlerinden koşarcasına çıkacakları gün, sanki onlar dikili bir şeye (hedefe) yönelmiş gibidirler.

 Muhammed Esed = ki o Gün bir hedefe doğru yarışıyorlarmış gibi mezarlarından aceleyle fırlarlar,

 Mustafa İslamoğlu = o gün onlar, sanki putlarına doğru seğirtirmiş gibi hızla mevzilerinden fırlarlar;

 Ömer Nasuhi Bilmen = O gün ki, kabirlerinden sür'atle çıkarlar, sanki onlar dikili bir şeye koşarlar.

 Ömer Öngüt = O gün onlar sanki dikili taşlara doğru koşuyorlarmış gibi kabirlerinden çabuk çabuk çıkarlar.

 Şaban Piriş = O gün onlar, dikili taşlara koştukları gibi kabirlerinden koşarak çıkarlar.

 Sadık Türkmen = O gün onlar, hızlı hızlı kabirlerinden çıkarlar; sanki dikili hedeflere doğru koşuyorlar gibi!

 Seyyid Kutub = O gün kabirlerden hızlı hızlı çıkarlar. Onlar dikilen putlara yahut hedeflere doğru koşar gibi koşarlar.

 Suat Yıldırım = O gün onlar kabirlerinden çıkıp sür’atle sanki bir hedefe varmak istercesine koşarlar.

 Süleyman Ateş = O gün kabirlerden hızlı hızlı çıkarlar. Onlar dikilen (putlara yahut hedef)lere doğru koşar gibi (koşarlar).

 Tefhim-ul Kuran = Kabirlerinden koşarcasına çıkacakları gün, sanki onlar dikili bir şeye yönelmişler gibidirler.

 Ümit Şimşek = O gün kabirlerinden pek hızlı çıkarlar; sanki karşılarında dikili hedeflere koşar gibidirler.

 Yaşar Nuri Öztürk = O gün, kabirlerden fırlayarak çıkarlar. Dikilmiş putlara doğru akın akın gider gibidirler.

 İskender Ali Mihr = Kabirlerinden süratle çıkacakları gün, sanki onlar bir hedefe koşuyor gibidir.

 İlyas Yorulmaz = O kıyamet günü onlar mezarlardan çok acele bir şekilde, sanki belirlenmiş bir hedefe koşturuyorlarmış gibi çıkarlar.