Önceki Ayet Sonraki Ayet  
37. Sûre Sâffât/41

 أُوْلَئِكَ لَهُمْ رِزْقٌ مَّعْلُومٌ

  Ulâike lehum rızkun ma’lûm(ma’lûmun).

Kelime Karşılaştırma
ulâike : işte onlar
lehum : onlar için vardır
rizkun : bir rızık
ma’lûmun : malûm, bilinen
Meal Yazanlar
Ayet Mealleri

 Diyanet İşleri = (41-42) İşte onlar için belli bir rızık, meyveler vardır. Onlar ikram gören kimselerdir.

 Abdulbaki Gölpınarlı = Öyle kişilerdir onlar ki onlaradır mâlum rızık.

 Abdullah Parlıyan = Öteki dünyada o samimi kullar için, özellikleri belli, yani yabancısı olmadıkları rızıklar vardır.

 Adem Uğur = Bunlar için bilinen bir rızık vardır.

 Ahmed Hulusi = İşte onlar için bilinen (takdir edilmiş olan) bir rızık vardır.

 Ahmet Tekin = İşte onlara görünüşü, tadı, kokusu belirlenmiş dillere destan rızıklar var.

 Ahmet Varol = İşte onlar için bilinen bir rızık vardır.

 Ali Bulaç = İşte onlar; onlar için bilinen bir rızık vardır.

 Ali Fikri Yavuz = İşte bunlar için, (özellikleri) belli bir rızık vardır:

 Ali Ünal = O kudsî zatlar –onlar için özel hazırlanmış nimetler vardır:

 Bayraktar Bayraklı = Bunlar için bilinen bir rızık vardır.

 Bekir Sadak = (41-44) Iste bildirilen rizik ve meyveler onlaradir. Nimet cennetlerinde, karsilikli tahtlar uzerinde kendilerine ikram olunur.

 Celal Yıldırım = İşte bunlar için bilinen, belirlenen bir rızık vardır;

 Cemal Külünkoğlu = (41-44) İşte onlar için belirlenmiş bir rızık, türlü meyveler vardır. Onlar nimetlerle dolu cennetlerde, birbirlerine karşı tahtlar üzerinde (otururlarken) kendilerine sürekli ikramda bulunulur.

 Diyanet İşleri (eski) = (41-44) İşte bildirilen rızık ve meyveler onlaradır. Nimet cennetlerinde, karşılıklı tahtlar üzerinde kendilerine ikram olunur.

 Diyanet Vakfi = (41-44) Bunlar için bilinen bir rızık, türlü meyveler vardır. Naîm cennetlerinde karşılıklı koltuklar üzerine kurulmuş oldukları halde kendilerine ikram edilir.

 Edip Yüksel = Onlar bilinen bir rızkı haketmişlerdir.

 Elmalılı Hamdi Yazır = Onlar için bir «ma'lûm rızık» var

 Elmalılı (sadeleştirilmiş) = İşte onlar için belli bir rızık vardır.

 Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = İşte onlar için belli bir rızık vardır.

 Gültekin Onan = İşte onlar; onlar için bilinen bir rızık vardır.

 Harun Yıldırım = Bunlar için bilinen bir rızık vardır.

 Hasan Basri Çantay = Öteki dünyada o samimi kullar için, özellikleri belli, yani yabancısı olmadıkları rızıklar vardır.

 Hayrat Neşriyat = (41-42) İşte onlar var ya, kendileri için ma'lûm bir rızık, türlü meyveler vardır. Ve onlar, ikrâm olunacak kimselerdir.

 İbni Kesir = İşte onlar için, ma'lum bir rızık vardır.

 Kadri Çelik = İşte onlar için belli bir rızık vardır.

 Muhammed Esed = (öteki dünyada) onlar için, yabancısı olmadıkları bir rızık hazırlanacaktır

 Mustafa İslamoğlu = işte onlar için (ahirette) belirlenmiş bir rızık vardır;

 Ömer Nasuhi Bilmen = (40-42) Allah'ın ihlâsa erdirilmiş olan kulları müstesna. Onlar var ya, onlar için malûm rızk vardır. (Her nevi) Meyveler (vardır) ve onlar ikrâm olunmuşlardır.

 Ömer Öngüt = Onlar için bilinen bir rızık vardır.

 Şaban Piriş = Onlar için bilinen rızıklar vardır.

 Sadık Türkmen = Işte onlar, onlar için bilinen bir rızık vardır.

 Seyyid Kutub = Onlar için bilinen rızık vardır.

 Suat Yıldırım = (41-42) Onların, tarife hacet olmayan, her yönden mükemmel bir nasipleri vardır, onlara meyveler vardır. Ve onlar hep izzet ve ikramla ağırlanırlar.

 Süleyman Ateş = Onlar için bilinen bir rızık vardır.

 Tefhim-ul Kuran = İşte onlar; onlar için bilinen bir rızık vardır.

 Ümit Şimşek = Orada onlar için âşinâ rızıklar vardır.

 Yaşar Nuri Öztürk = Onlar için belirlenmiş bir rızık vardır.

 İskender Ali Mihr = İşte onlar; onlar için malûm (bilinen) bir rızık vardır.

 İlyas Yorulmaz = Onlar için bilinen rızıklar var.