Önceki Ayet Sonraki Ayet  
43. Sûre Zuhruf/3

 إِنَّا جَعَلْنَاهُ قُرْآنًا عَرَبِيًّا لَّعَلَّكُمْ تَعْقِلُونَ

  İnnâ cealnâhu kur’ânen arabiyyen leallekum ta’kılûn(ta’kılûne).

Kelime Karşılaştırma
innâ : muhakkak ki biz
cealnâ-hu : onu kıldık
kur’ânen : bir Kur’ân
arabiyyen : Arapça
lealle-kum : umulur ki siz
ta’kılûne : akıl edersiniz
Meal Yazanlar
Ayet Mealleri

 Diyanet İşleri = (2-3) Apaçık Kitab’a andolsun ki, iyice anlayasınız diye biz, onu Arapça bir Kur’an yaptık.

 Abdulbaki Gölpınarlı = Şüphe yok ki biz, akıl edesiniz, anlayasınız diye Kur'ân'ı Arap diliyle meydana getirdik.

 Abdullah Parlıyan = O'nu düşünüp kavrayabilmeniz için, Arapça bir kitap olarak indirdik.

 Adem Uğur = Biz, anlayıp düşünmeniz için onu Arapça bir Kur'an kıldık.

 Ahmed Hulusi = Kesinlikle biz Onu Arapça bir Kur'ân olarak meydana getirdik, tâ ki (anlayıp) aklınızı kullanarak (değerlendiresiniz)!

 Ahmet Tekin = Biz Kur’ân’ı bütün ilâhî kitaplardaki dinî-ilmî esasları içeren, açık, edebî, Arapça, okunan bir kitap halinde planlayıp hazırlayarak açıkladık. Umulur ki, aklınızı kullanarak anlarsınız.

 Ahmet Varol = Olur ki akıl edersiniz diye onu Arapça bir Kur'an kıldık.

 Ali Bulaç = Gerçekten Biz onu, belki aklınızı kullanırsınız diye Arapça bir Kur'an kıldık.

 Ali Fikri Yavuz = Biz onu, anlayasınız diye, Arabca bir Kur’an yaptık.

 Ali Ünal = Biz onu, düşünüp akleder ve gerekli dersleri alırsınız diye fasih Arapça, okunur bir kitap (Kur’ân) kıldık.

 Bayraktar Bayraklı = Biz, anlayasınız diye onu Arapça bir Kur'ân yaptık.

 Bekir Sadak = (2-3) Apacik Kitap'a and olsun ki, akledesiniz diye Kuran'i arapca okunan bir Kitap kilmisizdir.

 Celal Yıldırım = Biz, aklınızı kullanırsınız diye Arapça bir Kur'ân indirdik.

 Cemal Külünkoğlu = (2-3) (Gerçekleri) apaçık (gösteren) Kitab'a andolsun ki, aklınızı kullanarak iyice anlayasınız diye biz onu Arapça bir Kur'an yaptık.

 Diyanet İşleri (eski) = (2-3) Apaçık Kitap'a and olsun ki, akledesiniz diye Kuran'ı Arapça okunan bir Kitap kılmışızdır.

 Diyanet Vakfi = (2-3) Apaçık Kitab'a andolsun ki biz, anlayıp düşünmeniz için onu Arapça bir Kur'an kıldık.

 Edip Yüksel = Anlamanız için onu kusursuz bir dile sahip bir Kuran yaptık.

 Elmalılı Hamdi Yazır = Hakkâ biz onu Arabî olarak okunacak bir Kur'an kıldık ki akıl irdiresiniz

 Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Doğrusu, Biz onu Arapça olarak okunacak bir Kur'an yaptık ki akıl erdiresiniz.

 Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = (2-3) Apaçık kitaba andolsun ki biz onu iyice anlayasınız diye Arapça bir Kur'an yaptık.

 Gültekin Onan = Gerçekten biz onu Arapça bir Kuran kıldık ki akledesiniz.

 Harun Yıldırım = Gerçekten Biz onu, belki aklınızı kullanırsınız diye Arapça bir Kur’an kıldık.

 Hasan Basri Çantay = Hakıykat biz onu, (Onun manâlarını) anlayasınız diye, Arabca bir Kur'an yapdık.

 Hayrat Neşriyat = (2-3) Apaçık beyân eden Kitâb’a and olsun ki, şübhesiz biz, (anlayıp) akıl erdiresiniz diye onu Arabca bir Kur’ân kıldık.

 İbni Kesir = Düşünüp anlayasınız diye gerçekten Biz, onu arabça bir Kur'an kılmışızdır

 Kadri Çelik = Gerçekten biz onu, belki aklınızı kullanırsınız diye Arapça bir Kur'an kıldık.

 Muhammed Esed = Onu, düşünüp kavrayabilmeniz için Arapça bir hitabe yaptık.

 Mustafa İslamoğlu = Ki zaten Biz, onu anlayabilesiniz diye Arapça bir hitap kıldık.

 Ömer Nasuhi Bilmen = Muhakkak Biz onu bir Arapça Kur'an kıldık, umulur ki, siz akıl erdirirsiniz.

 Ömer Öngüt = Muhakkak ki biz onu düşünüp anlayasınız diye Arapça bir Kur'an kılmışızdır.

 Şaban Piriş = Biz onu anlayasınız diye Arapça okuma/Kur’an kıldık.

 Sadık Türkmen = Biz onu, Arapça (anladıkları dilde) bir Kur’an kıldık/yaptık. Aklınızı kullanasınız diye!

 Seyyid Kutub = Düşünüp anlamanız için onu Arapça bir Kur'an yaptık.

 Suat Yıldırım = Biz düşünüp anlamanız için onu Arapça bir Kur’ân olarak indirdik.

 Süleyman Ateş = Biz, düşünüp anlamanız için onu Arapça bir Kur'ân yaptık.

 Tefhim-ul Kuran = Gerçekten biz onu, belki aklınızı kullanırsınız diye Arapça bir Kur'an kıldık.

 Ümit Şimşek = Düşünüp anlamanız için Biz onu Arapça bir Kur'ân olarak indirdik.

 Yaşar Nuri Öztürk = Biz onu akıl erdiresiniz diye Arapça bir Kur'an yaptık.

 İskender Ali Mihr = Muhakkak ki Biz, O’nu Arapça Kur’ân kıldık. Umulur ki böylece akıl edersiniz.

 İlyas Yorulmaz = Biz o kitabı Arapça bir Kur’an olarak indirdik. Umulur ki akledersiniz.