Önceki Ayet Sonraki Ayet  
68. Sûre Kalem/29

 قَالُوا سُبْحَانَ رَبِّنَا إِنَّا كُنَّا ظَالِمِينَ

  Kâlû subhâne rabbinâ innâ kunnâ zâlimîn(zâlimîne).

Kelime Karşılaştırma
kâlû : dediler
subhâne : sübhan, yüce, mutlak kaadir, herşeyden münezzeh
rabbi-nâ : Rabbimiz
in-nâ : muhakkak ki biz
kun-nâ : biz olduk
zâlimîne : zalimler, zalim kimseler
Meal Yazanlar
Ayet Mealleri

 Diyanet İşleri = Onlar, “Rabbimizi tesbih ederiz (yüceltiriz). Şüphesiz biz zalim kimseler imişiz” dediler.

 Abdulbaki Gölpınarlı = Dediler ki: Şanı yücedir Rabbimizin, gerçekten de zâlimlerden olduk biz.

 Abdullah Parlıyan = onlar da: “Rabbimizin şanı yücedir, doğrusu biz yaratılış gayemize aykırı hareket ediyormuşuz” dediler.

 Adem Uğur = Rabbimizi tesbih ederiz; doğrusu biz (kendi kendimize) yazık etmişiz, dediler.

 Ahmed Hulusi = Dediler ki: "Subhan'dır Rabbimiz! Muhakkak ki biz işin hakkını veremeyenler olduk!"

 Ahmet Tekin = 'Rabbimizi tesbih ve tenzih ederiz. Biz gerçekten hakka riayet etmeyen zâlim, müşrik bir milletmişiz.' dediler.

 Ahmet Varol = 'Rabbimizi tesbih ederiz! Doğrusu biz zalimlerdenmişiz' dediler.

 Ali Bulaç = ki: "Rabbimiz seni tesbih eder, yüceltiriz; gerçekten bizler zalim imişiz."

 Ali Fikri Yavuz = Onlar: “- Seni tenzîh ederiz, Rabbimiz! Doğrusu biz zalimlermişiz.” dediler.

 Ali Ünal = “Seni tesbih ederiz Rabbimiz,” dediler, “(Her işte hüküm Sana aittir; Sen, asla haksızlık yapmazsın.) Doğrusu biz, (kendimizi müstağnî görmekle) zulmettik, kendimize de haksızlık ettik.”

 Bayraktar Bayraklı = (29-32) Onlar, “Ey Rabbimiz! Seni noksan sıfatlardan uzak tutarız. Gerçekten biz, kendimize yazık ettik” dediler. Birbirlerini suçlamaya başladılar. Sonra şöyle dediler: “Yazıklar olsun bize, biz azgın kimseleriz. Belki Rabbimiz bize bundan daha iyisini verir. Biz de ümitle O'na yöneleceğiz.”

 Bekir Sadak = «ORabbimizi tenzih ederiz; dogrusu biz yazik etmistik» dediler.

 Celal Yıldırım = Onlar da: «Rabbimiz! Seni tesbîh ve tenzîh ederiz. Şüphesiz ki, biz zalimlermişiz» dediler.

 Cemal Külünkoğlu = (Onlar:) “Rabbimizi tesbih ederiz, doğrusu biz kendi kendimize zulmetmişiz” dediler.

 Diyanet İşleri (eski) = 'Rabbimizi tenzih ederiz; doğrusu biz yazık etmiştik' dediler.

 Diyanet Vakfi = Rabbimizi tesbih ederiz; doğrusu biz (kendi kendimize) yazık etmişiz, dediler.

 Edip Yüksel = (29-30) Dediler ki: «Ey Rabbimiz! Seni tesbih (tenzih) ederiz, muhakkak ki, biz zalim kimseler olduk.» Artık birbirlerine dönerek birbirlerini levme başladılar.

 Elmalılı Hamdi Yazır = "Rabbimizi tesbih ederiz. Doğrusu biz zâlimlermişiz. " dediler.

 Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Onlar: «Rabbimiz Seni tenzih ederiz, doğrusu bizler zalimlermişiz!» dediler.

 Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = «Rabbimizi tesbih ederiz, doğrusu biz zalimler imişiz.» (dediler).

 Gültekin Onan = «Rabbimizi tesbih ederiz, doğrusu biz kendi kendimize zulüm etmişiz» dediler.

 Harun Yıldırım = Dediler ki: “Rabbimiz seni tesbih ederiz. Gerçekten bizler zalimlermişiz.”

 Hasan Basri Çantay = "Rabbimizi tesbih ederiz, doğrusu biz zulmedenlermişiz!" dediler.

 Hayrat Neşriyat = Dediler ki: «Rabbimiz, seni tesbih eder yüceltiriz; gerçekten bizler zalim olanlarmışız.»

 İbni Kesir = Dediler ki: Tesbih ederiz Seni Rabbımız, gerçekten biz, zalimlerden olmuşuz.

 Kadri Çelik = Dediler ki: “Rabbimiz münezzehtir, gerçekten bizler zalim olanlarmışız.”

 Muhammed Esed = Onlar: "Rabbimizin şanı yücedir! Doğrusu biz zulüm işliyorduk!" diye cevap verdiler;

 Mustafa İslamoğlu = Onlar "Varlığın kendisi adına hareket ettiği Rabbimizin şanı ne yücedir" dediler; "Meğer biz zalimlerden olup çıkmışız."

 Ömer Nasuhi Bilmen = (29-30) Dediler ki: «Ey Rabbimiz! Seni tesbih (tenzih) ederiz, muhakkak ki, biz zalim kimseler olduk.» Artık birbirlerine dönerek birbirlerini levme başladılar.

 Ömer Öngüt = "Rabbimizi tesbih ederiz. Doğrusu biz zâlimlermişiz. " dediler.

 Şaban Piriş = Hemen akılları başlarına geldi ve: -Rabbimiz'in şanı yücedir. Biz, zalimlerden olduk, dediler.

 Sadık Türkmen = Dediler ki: “Rabbimizi yüceltiriz, gerçekten bizler zalimlermişiz.”

 Seyyid Kutub = «Rabbimizi tesbih ederiz, doğrusu biz kendi kendimize zulüm etmişiz» dediler.

 Suat Yıldırım = (29-30) Bunun üzerine "Sübhansın ya Rabbenâ, her türlü noksandan uzaksın! Doğrusu biz kendimize zulmetmişiz!" deyip, birbirlerini kınamaya başladılar.

 Süleyman Ateş = "Rabbimizi tesbih ederiz, doğrusu biz zulmedenlermişiz!" dediler.

 Tefhim-ul Kuran = Dediler ki: «Rabbimiz, seni tesbih eder yüceltiriz; gerçekten bizler zalim olanlarmışız.»

 Ümit Şimşek = 'Rabbimizi tesbih ederiz,' dediler. 'Doğrusu biz kendimize yazık etmişiz.'

 Yaşar Nuri Öztürk = O zaman dediler ki: "Tespih ederiz seni, ey Rabbimiz! Gerçekten biz zalimler olduk."

 İskender Ali Mihr = “Bizim Rabbimiz Sübhan’dır (yücedir, herşeyden münezzehtir). Muhakkak ki biz, zalim kimseler olduk.” dediler.

 İlyas Yorulmaz = Onlar da “Rabbimiz her şeyden yücedir. Biz kendimize zulmedenlerden olduk” dediler.